• otoimmun hastalıkların hemen hepsinde kadınlarda görülme oranı erkeklerle karşılaştırıldığında çok yüksektir. kardiyovasküler hastalıklardaysa durum tam tersidir. doğa erkekleri öldürmek, kadınları süründürmek istiyor.
  • doğanın reçeteye "intihar" yazmasıdır. olan biteni de şöyle açıklar "canım. ben sana hepitopu üç görev verdim, hatta bir. ye, iç, sikiş ki üre. ama sen mal gibi nabtın? o dert bu dert yok varoluş sancısı yok sik sok dilemması. netice itibariyle ne sen üzül ne ben yorulayım. ayrıl kenara canım. hadi yavrum"
  • bunlar cogunlukla oldurmeyip surunduren hastaliklardir, genelde tedavileri yoktur. sonucta bagisiklik sisteminin neden boyle salakca bisey yaptigi bilinememektedir.
  • bu tür hastalıklar gayet kalıtsaldır. bir sebepten insanın kendi gömleğiyle kavgalı olması halidir. doktorlar "fazla düşünme herşeyi, stresi azalt" gibi beylik cümlelerle yollar insanı. yalnızca teşhis koyup asıl kaynağını anlayamadığı, ancak semptomatik tedavi önerebildiği için modern tıbbın çaresiz kaldığı alanlardan biridir bence. alternatif tedavilerin bu konuda söyleyecek çok sözü vardır halbuki. yoganın, tai- chinin, romatoid artrite en az nonsteroid antienflamatuarlar kadar iyi geldiği, hem de insanın midesini delmediği ortadadır.
    modern insan giderek otoimmun hastalıkların pençesine düşüyorsa, bakış açısı kendisiyle aynı olan "sorun çözücü" tıbbın derdine deva olamaması anlaşılır.
  • house md'de telaffuz edilmediği tek bölüm yoktur. bi bölümde hastada bundan var zannedip bağışıklık sistemini tedaviyle çökertirler (steroidlerle miydi, radyasyonla mıydı.. edit:kryptonian sağolsun, radyasyonlaymış) ama sonra bi bakarlar ki meğer hastada enfeksiyon varmış. e bağışıklık sistemini yok ettikleri için enfeksiyonla savaşamayan hasta cavlağı çeker. fikir foreman'dan çıktığı için vicdan azabı duyar, sonraki bölümler iç hesaplaşmalarıyla geçer falaan filan..

    bi iki tanesinin ismini ezberlesem house beni de alır mı dayagnosis grubuna acaba.. mutlaka biri diyor yani otoimyuun diye.
  • otoimmün hastalığı olan kişilerde immün sistem, kişinin kendi hücrelerini dokularını ve organlarını hedef alır ve onlara saldırır.

    herbiri vücudu farklı şekilde etkileyen bir çok otoimmün hastalıkvardır. örneğin, multiple sclerosisde otoimmün reaksiyon beyni hedef alırken; crohn hastalığında bağırsakları hedef alır. systemic lupus erythematosus (lupus) gibi diğer otoimmün hastalıklarda doku ve organlar ayrı ayrı etkilenebilirler. lupuslu bir hastanın cildi ve eklemleri hastalıktan etkilenirken, bir başkasında etkilenen bölgeler böbrek ve ciğerler olabilir. sonuçta, immün sistem bazı dokularda kalıcı hasara yol açar. pankreastaki insülin salgılayan hücrelerin hasar görmesiyle oluşan tip1 diyabet buna örnektir.
  • "kud bi emes?" ile birlikte kullanılır house m.d.'de. ikisi birbirinden ayırılamaz, unutulması teklif dahi edilemez.
  • kanıtlanmış bir zararı yok denen pek çok şeyin , çok bilimsel ve kanıta dayalı şekilde başımıza kontrolsüzce musallat edilmesi neticesinde ortaya çıkan neden olduğu kanıtlanamayan hastalık. "ölüme çare bulmak üzereler çok moderniz tıp çok ilerledi" diye kafa ütüleme eşiği bu hastalıklardan birine yakalanıp sürüm sürüm sürünene kadardır. modern insanoğlu bir tuhaf, nezleden korkar yaygara yapar ms olur sesi çıkmaz.
  • bağışıklık sisteminin kendine yakışanı giymesidir.
  • insanın kendine ettiğini hiç kimse etmez deyişinin çıkış noktasıdır.
hesabın var mı? giriş yap