• incelenmesi ve hakkı verilmesi gereken değişik bir adam. kesinlikle göründüğü gibi değil.

    muhsin bey'deki performansı iyidir ama onun dışında baştan sona izleyebildiğim filmi olmadı. hatta kendisinin büyük komedyenler olarak gördüğü, pek sevdiği öztürk serengil, aydemir akbaş gibi adamlardan da hazzetmem. ben ne mizahından ne de yeşilçam macerasından bahsedeceğim. sadece istanbul'un son keyifli zamanlarını beyoğlu gibi, hisar gibi yerlerde bohem takılarak geçirmiş ve daha kebaplı rakı ve çiğ köfte tayfası virüs gibi üremeden önce zamane entelleri (!) ile düşüp kalkmış bir adamdan, bu tecrübeleri de insanı yormadan yazabilen yönünden bahsedeceğim. ünsal emre ile ilgili yazdığı şu yazıyı okuyan herhangi biri, derdinin sadece gününü gün edip alkol peşinde koşmak olmadığını rahatlıkla anlayabilir. bakın nasıl gözlem yapmış, gözlemlediklerini de nasıl güzel anlatmış;

    https://www.otekisinema.com/unsal-emre/

    yıllar yıllar önce bir şekilde köpeköldüren romanı elime geçmiş ve büyük keyifle okuduktan sonra önyargıyla davrandığımı farkedip utanmıştım. aynı kitabı dün pdf olarak satın alıp e-kitap okuyucuma attım, şu an bitirmek üzereyim. damağımda yine aynı lezzeti bıraktı, sanki yirmili yaşlarımın başına döndüm de kadıköy barlar sokağında bir yaz günü duvar dibine oturmuş bu kitabı okuyorum. https://www.shopier.com/…rvam5fr0huu2vbyzbfltffif8g

    hayatını tabutta rövaşata'daki elemanlar gibi (hatta tabutta rövaşata galasında da görüntüleri var), renkli türkçe filminde sinemada kalan adam gibi yaşamış biri. hırs yok, ilgi çekme dürtüsü yok, para düşkünlüğü yok. sadece sinema için, kitap için, müzik için en çok da muhabbet için yaşamış bir adam. köpeköldüren, rakı, vodka ve bulabildikleri her tür alkolle zenginleştirilmiş deniz kenarı sofraları kuran arkadaşları ile muhabbet için yaşamış bir adam. yeşilçam gibi vefasız ve kayıtsız da değil, içindeki insani taraf ölmemiş, uzak durduğu o piyasaya ait olamamış. kendi deyimiyle "hasta ve sıkıntılı" olmuş hep :)

    uğurtan sayıner son birkaç yıldır onun evinde kalıyordu. daha önce bir arkadaşın bahsettiği gibi kendi imkanlarıyla kurduğu mütevazi tiyatronun adını bile uğurtan sayıner tiyatrosu koymuştu. uğurtan baba artık iyice kötüleştiğinde fotoğrafını internete yayıp yardım isteyen de cavcı idi. üstelik bu konuyu hiçbir zaman reklam olarak kullanmadı, o dönem konuyla ilgili çok soru geldiği için bir video çekerek artık yardım istemek zorunda kaldığını açıklamıştı. bu konuyu da atlamamak, hakkını vermek lazım.

    özetle tavsiyem; abarttığımı düşünmeyin diye tarzını benzettiğim yazarların adını yazmayacağım ama yeraltı edebiyatını seviyorsanız kitaplarını mutlaka alın (hatta yukarıda verdiğim linkten dijitallerini alırsanız hem telefonda, tablette okuma kolaylığını yaşamış hem de destek olmuş olursunuz), yazdıklarına bir yerde denk gelirseniz mutlaka okuyun, keyif alırsanız da youtube kanalında gezinip videolarını izleyin.

    https://www.youtube.com/…l/uc4rmuuvwbzujgqy6oitmpmg
  • hababam sınıfı güle güle'de porno manyagı devamlı suretle kızları öpmeye calı$an bi karakteri oynamı$tı kendisi. devamlı suretle yardımcı rollerin beceriksiz, i$i yüzüne gözüne bula$tıran karakterlerini oynadı. zampara seyfettin'de ''acıbademli seyfi'' roluyle oscar'a adaylık bir performans sergiledi.
  • geniş bir erotik türk filmi koleksiyonu var kendisinin.

    bir de ''enayi bir yapımcı bulsam zampara seyfettin 2'yi çekeceğim.'' diyordu en son, var mı bir gelişme bilemiyorum.
  • twitter'da "az ünlü" gibi takılması çok koyuyor abi bana, cidden sinirleniyorum arada sırada. zira bence hakettiği yerin uzağında gibi geliyor bana kendisi. egosundan sıyrılmış, beğendiği şeylere kasıntı bir şekilde tepkisiz kalmak yerine bol bol izleyicilerinin yazdıklarını retweet eden, cevap veren bir abimiz osman abi. samimi tavrını hissediyorsunuz hemen.

    tweetlerinden anladığımız üzere; son dönem leş, bayat komedi filmlerine ve özellikle bunların çekilmesine önayak olan kişilere oldukça tepkili. bol bol içiyor, rakı senin, sıcak şarap benim demleniyor. ulusalcı tarafa yakın, başbakan ve tayfasına tepkili. eğlenceli cidden takip etmesi. mahalleden bir abi gibi sanki.

    kendisiyle bir gün bir yerlerde oturup iki muhabbetin belini kırmayı, iki kadeh bir şey içmeyi çok istiyorum bu arada. twitter'dan çağırcam bir gün, gelirse zampara seyfettin'i konuşuruz, dövmecinin alosunu isterim ayrılırken.

    edit: aha beni takip etmeye başladı twitter'da ben yazdım bunu deyince. adam ya.
  • dün sabah tarafımdan trt ankara binası kafeteryasında çayını içerken görülmüştür, çok fena yamulmuyorsam eğer. çevremdeki insanlardan kendisini hatırlayan oldu, tanımayan oldu ama herkes biraz abarttığımı düşündü gösterdiğim tepkiyi. ama benim için önemli bir insandır kendisi, hele ki uzun zamandır nerelerde olduğunu merak ediyordum, görünce çok mutlu oldum. gidip iki muhabbet etmeyi düşünmedim değil, ama bir dahaki sefere artık. hem trt binasında olmasını ise yeni bir projeye bağlamak istedim bak şimdi.

    ekşi sözlük magazin servisi bildirdi efendim..
  • rumeli hisarının müdavimlerinden,yanılmıyorsam köpeköldüren isimli bi kitabı yayınlandı geçenlerde...
    (bkz: tabutta rovasata)
    aylaklığı sever,senaryo yazar,oynar,yaşından genç gösterir...bir dizideki salak ramazan tiplemesi en çok akıllarda kalanı olsa gerek...başarılı mıdır,burası forum değildir...
  • ciddi anlamada maddi sıkıntılar yaşıyor. bir çıkış yolu arıyor. çabalıyor.
    ama...
    böylesine eğitimli ve yetenekli oyuncunun iş bulamaması diye bir durum olamaz. bütün paylaştığı videoları ve postları izledim. altına yapılan yorumları da okudum. alkol problemi olduğu ve disiplinsizlik gibi nedenlerle bazı setlerden çıkarıldığı yazıyor. doğru olmamasını umuyorum. istanbul'a acilen dönüş yapmalı diye düşünüyorum.
    kısıtlı imkanlarla youtube kanalında bir şeyler yapmaya çalışıyor. moralini bozmak istemem. o dizi denemesi falan neyse...
    bu hayatı yaşamak zorunda değilsin. anadolu, izmir de dahil elinde avucunda bir şey olmayanların cehennemidir. gelir kaynakları az. bu şehirlerde az veya çok dünyalığını yapmış kişiler mutlu yaşarlar. istanbul senin gibi bilinen ve beğenilen insanlar için nimettir. mutlaka bir yerde işin olur. ben bile sıfır deneyimle şu an cast ajanslarına gitsem mutlaka bir iş bulurum ki osman cavcı lan bu! en fazla birkaç ay sıkılır sonra bir dizi, tiyatro v.b işlerden alır ve yürür. yazarlık da var. mizah yeteneği zaten tartışılmaz. abi, sen ne yapıyorsun oralarda?
  • zampara seyfettin filminde giydiği hamsi tshirtünü, yıllardır arayıp bulamadığım kişi.
  • değeri bilinmemiş, hak ettiği yere gelememiş bi oyuncudur. filmlerde rastlandığında sevinilir, zampara seyfettinfilmi yakalandığında ise 100'üncü kez izlenir. avanak ,şamar oğlanı imajıyla insanı güldürür ,daada meşhur olur inşallah.
  • gerçek kimliği hakkında yazılmış otuz küsur entry'den farklı olarak, aynı ada sahip başka biri olarak biraz sonra tanıyacağımız kişiliktir.

    osman cavcı, muhsin beyin (bkz: muhsin kanadıkırık) asistanı, yardımcısıdır. rahmetli babası muhsin beyin kollarında ölmüş, oğlunu ona emanet etmiştir. cavcı; kanadırık organizasyon'un muhasebecisi, ofis boyu, tahsilatçısıdır. ama bu işleri, at yarışı sevdası yüzünden layığıyla yerine getirememekte, bu da kanadıkırık organizasyon'a pahalıya patlamaktadır. cavcı'nın kira parasını at yarışına yatırması ile yazıhaneden kovulmuş, kahve köşelerine düşmüşlerdir. muhsin bey; sorumsuz davranışlarından dolayı kimi zaman yakasına yapıştığı, kimi zaman tokatladığı, hatta gırtlaklayıp öldürmeye teşebbüs ettiği bu arkadaş yadigarını yine de sever, ona kıyamaz, onu yanından uzaklaştıramaz.

    cavcı; para kazanıp yırtmak, daha iyi şartlarda yaşamak istemektedir. arabeskçi bulundurmak istemesi tamamen pragmatistliğinden kaynaklanmaktadır. ama uyanık değil, saf biridir ve herkes takdir edecektir ki bu tip kişilerin yırtması zordur. ali nazik'in yoz düşünceleri onu da bir şekilde etkiler ve muhsin beyin verdiği terbiyeden hızla uzaklaşır bir türlü yırtamayan cavcı da..

    onu son olarak, paragöz ve hain organizatör şakir'in arkasında alesta beklerken, sigarasını yakarken görürüz..

    (bkz: muhsin bey)
    (bkz: ali nazik)
hesabın var mı? giriş yap