• yukarıda iddia edildiği gibi klasik dönemde değil, barok dönemde kullanılmaya başlanan ve basitçe "eser numarası" olarak tanımlanabilecek terim.

    barok dönemde çalgı müziğinin gelişimi için kabul edilen ilk adım; salamone ebreo rossi* tarafından 1607'de yayımlanmaya başlanan, sonuncusu 1623'te yayımlanan "sinfonie e galliarde" isimli üç serilik eserdir. bu eserlerde ana ezgiyi çalan iki enstrümanın yanında bir de barok üslûbun vazgeçilmezi "sürekli bas"ı çalan üçüncü bir çalgı bulunmasından dolayı kitapta geçen sonata terimi sadece trio sonatlar için kullanılmış. barok üslûbun, johann sebastian bach ve george frideric handel beyefendilere kadar devam edecek olan "sürekli bas" içeren biçimi biago marini* beyefendinin besteleriyle ilk yükselişini gösterdi. marini'nin eserinde**
    iki keman ve tek keman için sonatlar ile eşlik için ilk örnekler mevcuttur.

    bütün bunları neden anlattığıma gelecek olursam; marini bu eserine "opus 1" adını vermiş. müzik eserlerine eser numarası vermek bu kuşaktan başlamış. 17. ve 18. yüzyıl boyunca bu terimi kullanmak tam bir netlik kazanmasa da ilk örnekleri barok dönemdedir.
  • "opus" sanatcinin yaptigi her bir eseri gosterir. kisaltmis sekli op.'dir. opus'dan sonra sayi gelir. klasik muzikte sanatci muzigin ilk parcasini olusturdugu zaman opus 1 veya op. 1 olarak gosterir. bundan sonraki parca opus 2 seklinde devam eder.
    sanatcinin yaptigini en muhtesem eser magnum opus olarak adlandirilir.
  • 1985 eylulunde, live is life ile kariyerlerinin zirvesinde iken, istanbul'a konser icin gelmisler ve ufak capli bir depreme yolacmislardi, gitmesek de gormesek de. zamanin genclik dergisi hey, bir sayisini neredeyse tamamen gruba ayirmisti.
    hey gidi gunler, simdilerde duyuyoruz, stereo mcs falan geliyormus sehr-i istanbul'a, ama bos tribunlere oynuyorlarmis. nereden nereye, demeden gecemiyoruz..
  • avusturya devletinin sorumlu olduğu bir müzik grubudur. nasıl ki kanada bryan adams ve celine diondan sorumlu ise ve tüm dünyadan özür dilediyse (bkz: south park), avusturya hükümeti de aynısını yapmalıdır. efendim bu adamlar avusturya'nın bi üniversitesinde birlikte okumakta ve aynı yurtta kalmaktadırlar. sokakta bir keyboard bulurlar ve müzik yapmaya başlarlar. sonuç inanılmazdır. bugün roxyye felan gider iseniz hasbel kader, insanları hala bu grubun live is life şarkısında dans ederken yakalayabilirsiniz.
  • opus kelimesi klasik donemde kullanilmaya baslandi (yaklasik olarak beethoven in orataya cikmasiyla baslayan donem) bundan once bwm bwl kisaltmalari kullaniliyordu j. s. bach in cogu eserinde bunlari kullanmistir. w. a. mozart ise son donem eserleride opus terimini kullandigi gorulur..
  • çoğulu için (bkz: opera).
  • latince eser, yapıt. (bkz: opus magnum)
  • 10 ytl giris ucreti aldiktan sonra bile biranin 7 ytl oldugu mekan. evet. istanbul'dan izmir'e ugramis bir insan icin opus adli mekanin anlami bu. bir efes 7 ytl. icemedim lan on dakika! sevdim, oksadim uzun uzun. bir de balans'a laf ediyordum; "bu kadar da pahali olmaz ki be kardesim!" diye. bundan sonra ustunu almayacagim lan paranin! helal olsun aslanlarima. bir de bira isteme gafletinde bulunursaniz; yuzsuz yuzsuz "yedi milyon alabilir miyim?" diyorlar. ulan bir getir once, elimize alalim biramizi, kacacak halimiz yok mina koyim. madem boyle bir halt yiyiyorsun, o zaman boynuna o para cantasini da asma degil mi? bak sinirlenmek uzereyim yine. ya ben lan neyse bisey demiyorum...
  • latince bir kelime olan opus türkçe'de iş, arapçada da amel demektir.
    opus'un çoğul hali operadır.

    haliyle operatör kelimesi de işçi, amele demek oluyor. tabii bir cerraha amele doktor ya da işçi doktor deyince cool olmuyor.

    operasyon kelimesi de yerine göre ameliyat, işlem, harekat anlamına geliyor. düşününce, 3 farklı durumu anlatan 3 kelime kullanabilecekken niye özenti gibi operasyon diyoruz, çok saçma.
  • latincede "emek" anlamına da gelir.
hesabın var mı? giriş yap