• yılların asics'inin (10 sene önce adidas'a, nike'a, hatta rebook'a göre bile ucuza satılan adı sanı bilinmeyen bir markaydı) moda olan, tiki aksesuarı olan, birden bire kıymete binen serisi... puma'ya da yıllar önce aynen böyle olmuştu. ayağıma giymedim, bilmiyorum ama görüntü/dizayn olarak kesinlikle hiçbir numarası yok... bildiğin asics işte...

    her zamanki: " ooff! çok rahaaat, ayaaam cıblak gibin:) " laflarına aldırış etmiyorum, spor ayakkabı bu elbette rahat olacak(!) mesela 2009 kışında da ayı postalı ugg'lar için aynısı söyleniyordu, sanki sırf çok rahat diye bu fiyata satılıyor, bu kadar ilgi görüyormuş gibi... hayatında bi defa ortopedik ayakkabı satan bir mağazaya girmemişsindir, türlü pazarlama numaralarıyla ve muhtemelen birilerinin dayatmasıyla moda olmuş bir ayakkabıyı rahatlığı için tercih ettiğini söylersin. bambaşkaymışsın gerçekten...

    yanlış anlaşılmasın, düşmanı falan değilim... aslında pek de fena görünmüyor, bu kadar çok kişi giyiyor olmasa belki ben de alıp, giyebilirdim. (beyaz converse'ler için de aynı şeyi söyleyebilirim) ama gel gelgelelim genellikle çoluk-çocuğun ayağındaki , önemli bir kısmı sırf özentiyle alınmış bir ayakkabıyı ayağıma giyip, dolaşırsam kendimi "kendi beğenisi, kendi giyim zevki olmayan, kendi stilini yaratmaktan aciz bir hödük" gibi hissedebilirim.

    bu arada genç kızlarımıza da seslenmek istiyorum... evet, sarı olanları uma thurman'ın ayağında pek güzel duruyor da, siz uma olmadığınız için sizin ayağınızda o kadar da iyi durmayabiliyor... bi de elinize katana almayı deneyin isterseniz, bakarsınız o daha çok yakışır...
  • kimler alir kimler giyer kimler sever.. beni hic ilgilendirmez. ben salt bu pabuca bakiyorum, benzeri marka/model/stillerle kiyasliyorum ve diyorum ki "temizinden 55 turk lirasi" veririm. ederi o kadar. 56 degil.
  • sayesinde kiro ve apaci oldugumu ogrendigim ayakkabi. ulan cocuklugumda mekap giydirmediniz amele ayakkabisi diye, simdide bu cikti. ne giycem lan ben?
  • 80 li yıllarda giyerdim ben bu ayakkabıyı. o zaman çok uygundu fiyatı, converse falan yeni yeni görüyoruz daha; hepsi kaçak tabi. neredeyse onun yarısından da ucuzdu. benim ayaklar da 46 numara bulamıyorum başka ayakkabı zaten. o günlerde başka kimsede görmemiştim. şimdi pıtrak gibi çoğaldı hayranları ama fiyat olmuş kol gibi. rahat ayakkabıydı doğrusu; hele salonda voleybol oynuyorsan bir numaraydı. 30 sene geçmiş lan fosil olduk amk.
  • nihayetinde ayakkabıdır, beğenirsen ve fiyatı uygunsa alır giyersin, beğenmezsen giymezsin. iki halde de taraftarlığını yapmaya luzüm olmayan bir eşyadır sonuçta. giydiği ayakkabıya bakıp insana kro, apaçi falan demek, veya beğenmiyor diye zevksiz ilan etmek, tuhaf. hayat tuhaf zaten, vapurlar falan.

    ha bi de kot-şort-eşofman demeden her giydiğimin altına ayağıma geçirip çıktığım ayakkabıdır. hiç birinde sırıtmıyor meret.
  • başıma bir şey gelmeyecekse ilk kez ismini duyduğum şey. meğer ayakkapmış. japon asıllı amerikalı atlet gibi.
  • ugg, crocs, babet falan neyse de bu ayakkabının o kadar tiksinilecek nesi var çözemedim. google'dan gördüğüm kadarıyla bildiğin sıradan ayakkabı işte. ha giymem, bahsi geçen para miktarını da siksen vermem o ayrı ama ekşi sözlük'teki bugün neye bok atsak zihniyetini kınamadan da duramıyorum.
  • çocukluğumun korkulu rüyasıydı tiger.

    80lerin ortalarında, memur ailesiyiz ve adidaslar nikelar hiç de ellerin ulaşabileceği yerde değildi. bize yine spot ayakabıcıları düşüyordu.
    annem elimden tutup yaz gelişine yakın spotçuya götürürdü. spor ayakabısında değişmeyen üçleme vardı bizim için. üçünden birini seçme hakkı çok ağır geliyordu gelmesine de çocuklukta bizden fakir arkadaşlarımın ayakabılarına takıldıkça gözlerim, bu üçün büyüklüğü gözüme çarpıyordu. seviniyordum, ya annem alıp gelseydi de al bunu giy deseydi. iyi ki ben seçiyorum. şansa bak!

    işte o üç ayakabıdan biri de tiger'dı. ağlayarak sevmeden tiksinerek ve hatta hırpalayarak giyerdim tiger ayakabımı. nisbeten daha iyiydi diğer ikisinden. biri bezdi, biri de bok rengi. ama tiger en azından muşamba gibi duran fakat beyazdı. en azından yan tarafındaki çizgiler diğer ikisinden daha anlamlı ve farklı kılardı.

    diğeri converse'di. converse evet bugün milletin yüzlerce lira ödeyerek aldığı ayakabı. ayakabı demeye bin şahit lazımdı o zaman. materyalindendi bez deyip geçerdik. hala da bez diyerek geçiyorum da, işte herkes geçmiyor. çocukken bir tane vardı. adidasların 10 lira olduğu yerde ki tam rakamı hatırlayamam converseler 2 liraydı.

    3 liraydı tiger ve mekap 1 liraya satılırdı. mekap da üçüncüsü o bok renkli olan. tercih şansı yoktu mekapta. belki farklı renkleri stilleri vardı ama spotçuda sadece bok renklisinin numaraları olurdu. ya bunu alacaksın ya da tiger. ben de tiger alırdım istemeyerek ve ağlayarak içten içe.

    ekşibition'da bir fotoğrafım var. yanlış hatırlamıyorsam 85 yılıydı. fenerbahçe formamla mahallede yokuşta bir fotoğraf çektirmiştim. abim çekmişti. güzelce giyinerek çoraplarıma kadar, tam bir fenerbahçeli gibi gururla çektirmiştim o fotoyu. ayağımda tigerlar var. kimse dikkat etmeyebilir. ama işte o tüm fotoğrafı tamamlayan bir beyaz spor ayakabı olsaydı sevinecektim belki de ama olmadı. tiger bugünün çocuklarına güzel anlamlar veriyor. bense tiger gördüğümde, converse gördüğümde çocukluğumu anımsıyorum. mekap görmedim daha. yakında o da olur, tam olur.
  • bu ayakkabıyı çirkin ve rahat değil diye nitelendirenlerin hepsi bence eminönü ya da beyazıt'tan çakma tiger almıştır. hee cukkaya tuzlu geliyor diye bok atıyorsanız bilemem ama cidden aşırı rahat ayakkabı, ha derseniz herkeşlerin ayağında var, o ayrı mevzu ama çirkin ve rahat değil diyenler taş olur valla.
  • nedir arkadaş bu "moda olmuş giyim eşyasını sırf moda olduğu için giymemek" tribi ya? kimsiniz ki siz, sırf "tikky" olarak adlandırdığınız ve haklarında doğru dürüst bir sıfatsal yakıştırma bile yapamadığınız ama götten uydurma sıfatlar yakıştırdığınız bu kişiler bir giyim eşyasını giyiyor diye siz giymiyorsunuz. alternatiflik bu mu? alternatiflik onitsuka tiger ve converse "çoluk çocuğun" ayağına düşmüşken giymemek, sonradan mı giymektir? bir giyim eşyası moda olduysa isteyen, beğenen onu alır, giyer, kullanır lan. bunun ötesi yok ki işte. neymiş bu tür moda olmuş ayakkabının alım sebebi özentilikmiş. yavrum evladım zaten senin tüketiminin temelinde yatan sebep özentiliktir. tüketim özentiliktir.

    sen o moda olmuş ayakkabının modası geçtikten sonra da aslında kendin ve kendin gibi olan "alternatif" insanlar arasındaki modaya uymuş ve hatta yeni bir moda yaratmış oluyorsun. tek fark, sadece sizin sayınız diğerlerinden daha az. ee n'oldu? kim tikky oldu şimdi? onunki moda da seninki moda değil mi? istersen onitsuka tiger giy, istersen converse giy, istersen hiç kimsenin bilmediği özel olarak yurtdışından getirttiğin çok alternatif markalı ayakkabıyı giy. bir tüketim eşyasını özeniyorsun ve beğeniyorsun ki alıyorsun. ha yok, "ben hippie oldum, para harcamıyorum, özentiye ve kapitalist sistemin diğer öğelerine benim hayatımda bunda sonra yer yok." diyip taksim'deki bok kokan komünlerden birinde yaşamaya başlarsan helal olsun derim. işte o zaman onitsuka tiger giymemenin bir sebebi var derim.
hesabın var mı? giriş yap