• tesadüfen denk geldiğim ve ayrılamadığım şarkı. sevdim bunu.
  • kitap yasın dolambaçlı yollarına dair muhteşem şeyler anlatıyor. ömrü boyunca kanser hastalarına danışmanlık veren, eşini kaybetmiş insanlara terapi veren, kendisi de ölüm kaygısıyla çokça uğraşmiş irvin yalom'un 65 senelik eşi kansere yakalanıyor. birlikte bu kitabı yazıyorlar, bir süre sonra süreci sadece irvin yalom'un ağzından dinliyorsunuz. bunca zaman ölümle ve yasla ilgili çalışmış adamın kendine bir panzehir üretmekte zorlandığına şahit oluyorsunuz. insan olmanın, yalnızlığın, korkuların, kederin, acı çekmenin kırılgan yanlarıyla yüzleşiyorsunuz. bir insan ne kadar bu meselelerle uğraşmış olursa olsun ibre kendisine döndüğünde nasıl çırpındığını görüp hepimizin hemen hemen aynı süreçlerden geçtiğini, bocaladığını, düştüğünü, bazen düştüğümüz yerlerden kalkmakta zorlandığımızı ve hepsinin de insan olmakla ilgili olduğunu anlıyorsunuz. kitap bir yandan çok imrenilesi bir ilişkiyi anlatırken bir yandan da her ne kadar yasla ilgili olsa da upuzun bir aşk mektubu gibi de.
  • söz müziği yaprak çamlıca'ya ait olan ve emre aydın ile düet yaptığı şarkı. kadının sesini ayrıca beğendim şarkıyı da güzel yazmış.
    sözleri de ilave edelim.

    yok yetmiyor bir veda onca zamana
    söz geçmiyor kalbe onsuz olmuyor
    yok bitmiyor öyle bir tek sözünle
    aşk yetmiyor gidene her yol bahane

    anlamalıydım belki
    görmeliydim aşk bitti
    zorladım mı kalmaya
    geç anladım bağışla

    ah ben mühürlü kapıların müdavimi
    sessizliğinin dinleyeni
    hiç gelmeyenin bekleyeniydim
    öyle olsun

    ah sen bir ölüm kalım meselesi
    bir ölüm kalım meselesi
    bir ölüm kalım meselesiydin
    uzak dursun

    ah sen virane hayallerin sebebi
    çıkmaz yolların gölgesi
    bir ölüm kalım meselesiydin
    uzak dursun

    ah sen, bir ölüm kalım meselesi
    bir ölüm kalım meselesi
    bir ölüm kalım meselesiydin
    uzak dursun
  • bu sarkiyi aylardir duyuyordum. ve diyordum ki "emrecigim lutfen afili yalnizlik ve kagit evler zamanina geri don. evlilikle sarki uretmeyi ayni anda yapamiyorsan bosan. olmuyor cunku belli. mutluyken ayrilik sarkilarindan ekmek cikmiyor sana".
    bugun yaprak camlica'nin yalniz icra ettigi akustik versiyonuna denk gelip aman tanrim dedim! nakarattaki sozler baya guzelmis. ben bu kadar zaman dinlememisim. sadece duymusum.
    ozur dilerim emre. hakkinda atip tuttum bunca ay. dagitma yuvani benim yuzumden.
  • son zamanlarin en güzel slow sarklarindan. mükemmel olmus.
  • irv d. yalom'un eşi ile birlikte yazdıkları son kitabı.

    "ah hayır hayır, o kitabı yazmayacaksın. benimle birlikte bunu yazacaksın. sen kendi bölümlerini, ben benimkileri yazacağım ve sıraya konacaklar. bu bizim kitabımız olacak; tek bir zihni değil iki zihni birden yansıttığı ve altmış beş yıldır evli olan bir çiftin düşüncelerini aktardığı için hiçbir kitaba benzemeyecek! sonu ölüme çıkan bir yolu yürürken birbirlerine sahip oldukları için çok şanslı olan bir çiftin. o yolu sen üç tekerlekli yürütecinle, ben de en iyi ihtimalle on beş ya da yirmi dakika dolaşabilen bacaklarla yürüyeceğim."
  • emre aydın'ın bütün şarkıları hep aynıymış gelir bana. bu şarkı epey farklı olmuş. elektro piyanoyla da çok tatlı yumoş yumoş çalınırmış gibi sanki.
  • ırvin yalom'un eşi marilyn yalom'un ölüm sürecini anlattığı kitap.

    kitabı ilk başlarda okumaya başladığımda biraz uzaktım kitaba ama okumaya devam ettikçe kitabın sahiciliği gerçekten beni etkilemeye başladı. bazı durumlarda kendimi ırv'in yerine koydum. eşinin ölüm sürecini akılda tutmak, bunu yazıya dökmek çok zor olmalı diye düşündüm. sonra bunun da aslında bir yas ile baş etme süreci olduğunu fark ettim.

    yas dediğimiz şey tek seferde yaşanıp bitmez. tekrar tekrar yaşanır, devam eder. sürekli sürekli karşımıza çıkar. irv de aslında yas sürecini bu kitabı yazarken deneyimlemiş ve tekrar yaşayarak baş etmeye çalışmış olabilir.

    kitapta dikkatimi çeken pek çok yer var. mesela marilyn'in niçe'nin sözüne atıf yaparak kendi ölümüne dair söylediği "pek çok insan geç, bazıları da çok erken ölür. doğru zamanda ölün" sözü. ölümü karşılamak da kolay değildir. marilyn kitap boyunca ölümü çok farklı şekilde ve olgunlukla karşıladı. çok acısı vardı ve artık veda etmesi gerekiyordu. veda etmek de zordur he, bakmayın. bir başkası için acıya rağmen yaşamak kadar.

    marilyn aslında kitap boyunca kendisi için değil başkası için nasıl yaşadığını da gösteriyor irv'e. başkası için yaşamak, onca acıya rağmen. aslına bakarsak bizler de bazı yerlerde başkaları için yaşıyoruz. başkası için yaşamaktan vazgeçmekle kendimiz için yaşamaktan vazgeçmek arasında bana kalırsa epey de fark var.

    kitap aslında erken yas sürecini de anlatıyor. birinin öleceğini bilerek hayatımıza devam etmemiz de bizim için yas sürecinin hatırlatan şeylerin arasında yer alıyor. elbette hepimiz ölümlüyüz ama bazılarımız daha ölümlü. bunu fark etmek de üzücü. ırv'in eşinin ölümüne tanık olması, marilyn'in kendi ölümünü tercih etmesi, cenaze merasimi...üzücü.

    ölüm her zaman yanıbaşımızda. ama sevdiğimizin başına gelince hayata nasıl devam edeceğimizi de tam olarak bilemiyoruz.

    duygularını bizimle paylaştığınız için sana minnettarım irv.
  • emre aydın'ın yeni single'ı. yaprak çamlıca'yla birlikte söylüyor. çok güzel olmuş, hit olmaması imkansız.

    klip
hesabın var mı? giriş yap