• anne ben geldim, üstüm başım
    uzak yolların tozlarıyla perişan
    çoktan paralandı ördüğün kazak
    üzerinde yeşil nakışlar olan

    anne ben geldim, yoruldum artık
    her yolağzında kendime rastlamaktan*
    hep acılı, sarhoş ve sarsak
    şiirler çırpıştıran bi adam

    kurumuş kuyunun suyu,
    incirin sütü çoktan çekilmiş *
    bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi
    ayrık otları, dikenler bürümüş

    kapıdaki çıngırak kararmış nemden
    atnalı ve sarmısak duruyor ama
    oğlum, mektup yaz diyen
    sesin hala kulaklarımda*

    anne ben geldim, ağdaki balık
    bardaktaki su kadar umarsızım
    dizlerin duruyor mu başımı koyacak?
    anne ben geldim, oğlun, hayırsızın..

    bence cok acikli bir ahmet erhan siiri. teoman sarki yapmis soylemis.
  • dün; arabanın arka koltuğunda güneş gözlüğümle oynadın ya...

    bugün; ben o gözlüğü taktım...

    camlarındaki o minik parmak izlerini nasıl kıyıp da sileyim şimdi ben...
  • teoman'in ahmet erhan'in siirinden besteleyip, o albumunun kapanisina koydugu muhtesem sarki. aslen albumun adinin ogul olmasi bile tasarlanmis, son olmamamis

    (bkz: sozlerini de yazayim tam olsun)

    kurumuş kuyunun suyu
    inciri sutu coktan cekilmis
    bir zamanlar dunya sandigim bahceyi
    ayrik otlari, dikenler burumus
    bardaktaki su, denizde kum
    kadar umarsizdim
    bir zamanlar dunya sandigim bahceyi
    ayrik otlari dikenler burudu
    anne, ben geldim
    dizlerin duruyor mu basimi koyacak?
    anne ben geldim
    ben, oglun, hayirsizin.
  • erkek olması şart olmayan, "evlat"ın (aslında veletin) öz türkçesi. kız oğul da olur..
  • oğul

    ey oğul, artık bey'sin!
    bundan sonra öfke bize, uysallık sana,
    güceniklik bize, gönül almak sana.
    suçlamak bize, katlanmak sana.
    acizlik bize, hoş görmek sana.
    anlaşmazlıklar bize, adalet sana.
    haksızlık bize, bağışlamak sana...

    ey oğul,sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz.
    şunu da unutma; insanı yaşat ki devlet yaşasın.

    ey oğul, işin ağır, işin çetin, gücün kula bağlı. allah yardımcın olsun.

    güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. ama,
    bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgarında savrulur gidersin.
    öfken ve nefsin bir olup aklını yener.

    daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.

    dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
    bütün bilinmeyenler, feth edilmeyenler, görünmeyenler,
    ancak sen faziletli ve ahlaklı olursan gün ışığına çıkacaktır.

    ey oğul, unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

    ey oğul, insanlar vardır, şafak vaktinde doğar, gün batarken ölürler.

    unutma ki dünya sandığın kadar büyük değildir.
    dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüzdür.
    dünya bir garip han, bir hoyrat mekân,
    insan bir garip varlık, kabına sığmayan...

    hayat bir yudum su, bir anlık rüya...
    ömür bir kısa yol tekrarı olmayan..!

    bu yolda nazarımızı sonsuzluğa dikip, büyük yürümek ve büyük ölmek gerek.
    bu yolda hırs, diken, benlik ve kibir engeldir oğul.

    sakin ha, kendine takılmayasın
    ve kendinde boğulmayasın.

    teklik sadece allah'a mahsustur.

    tek başına karara durup hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın.
    işlerini ehil kişilere danışarak tutasın.
    danışırsan yol alırsın, danışmazsan yolda takılıp kalırsın oğul.

    güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, söz sahibisin. ama,
    bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulursun, gidersin. öfken ve nefsin bir olup aklını yener.

    bir dem gelir, bir tekneyle dünyaları yıkacak olursun.
    bir dem gelir yerdeki karıncaya mağlup olursun.

    güç hayvanda bile mevcut. akıl sadece anahtar. anahtara takılmayasın,
    aslolan anahtarın açacağı kapılardır.
    kapıların ardında hazineler, kapıların ardında sırlar vardır.
    sırlar ki, ebedi muştuları koynunda barındırır, sonsuza kavuşturur.
    aklını kullanıp dünyadayken cennetin kapılarını aralayasın oğul.

    öfken ve benliğin bir olup aklını yener.
    daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.
    azminden dönmeyesin.
    çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil. `her işin gereğini vaktinde yap`.

    öfke ve ateş ,öfke ve afet,
    öfke şeytandır oğul.
    `insan oğlu dağları devirir, ama öfkesine mağlup olabilir`.
    öfke ile ateşi daima taze tutmak gerektir.
    daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. ''

    `yolcu, buruk bas gerek, gözde daim yas gerek, huy biraz yavaş gerek, yoksa yollar aşılmaz'' `diyen ne güzel söylemiştir.

    öfke benliğin yemi, en lezzetli gıdasıdır.
    benlik semirdi mi irade yok olur gider.
    iradesi zayıflayanın ruhu intihar eder.
    posalaşmış bir beden taşımak ne ağır zillet, ötelere kapalı bir ruh taşımak ne büyük ihanet.

    sabır sarsılmaz oğul.
    sabırsız menzile varılmaz.
    kaf dağına sabırsız ulaşılmaz.

    `''sabır kara bir dikeni yutmak, diken içini parçalayıp geçerken de hiç ses çıkarmamaktır''`.
    `insan ocaklar gibi yanmalı da kimselere gamını ilan etmemelidir`.

    gözünü ötelere dikesin oğul, hesabını idealine göre yapasın.
    şunu da asla unutmayasın, ''her şeyin vakti tayin edilmiştir.

    vaktinden önce öten horozun başı kesilir''.

    vazifen çetin, yükün ağırdır oğul.
    hizmette önde, ücrette geride olasın.
    vazifenin ağırına talip olmaktan kaçınmayasın.
    vazifenin ağırlığı yaratanın kullarına ihsanıdır.

    açık sözlü ol.
    her sözü üstüne alma.
    gördüğünü söyleme,
    bilmediğini bilme,
    sözünü unutma,
    sözü söz olsun diye söyleme.

    bizler nefreti eritmek için,
    muhabbetin asaletini dünyaya yeniden hakim kılmak için çıktık yola.
    bu yolda utanılacak bir şeyimiz yoktur.

    muhabbet yolunun gizlisi saklısı yoktur oğul. ama
    altının değerini de sarraf bilir. sözünü muhatabına göre ayarlayasın,
    cahilin karşısında altınlarını çamura atmayasın.

    yiğit olan kördür, kötülüğü görmez.
    sağırdır, kem sözü işitmez.
    dilsizdir, her ağza geleni demez.
    bildiğini de her yerde ayaklar altına sermez.
    yunus gibidir o.
    yüreği muhabbete, gönül ibresi hakikate ayarlıdır.
    o bir defa söz verdi mi, onu namusu bilir.

    ananı, atanı say. bereket büyüklerle beraberdir.
    anadolu, içinden kıvrım kıvrım ırmaklar akan,
    ağıtları alev alev ciğerler yakan, ana'larla dolu olan...!
    ana çile yumağıdır oğul, dua kaynağıdır.
    ana yüreği narin bir ipek, ata bileği hakk'ın diktiği en sağlam direktir.

    ne ananın ince yüreğini yakasın,
    ne de babanın kapı gibi bileğini kırasın oğul.

    `yarın yuva kurduğunda ocağınla onlar arasında köprü olasın`.
    `ana ve ata, düşmemek için sırtımızı dayadığımız duvardır, yarın duvar yıkıldığında kıymetini anlarsın. `

    sevildiğin yere sıkça gidip gelme, muhabbetin kalkar, itibarın kalmaz.
    düşmanını çoğaltma.
    haklı olduğunda kavgadan korkma.
    bilesin ki, atın iyisine “doru”, yiğidin iyisine “deli” derler.

    her şeyin ortası makbuldür. sevginin de.

    sevdiğini gereğinden fazla sevmeyesin, yerdiğini de gereğinden fazla yermeyesin.
    sevgini de sadece yüreğinin eline vermeyesin.

    en çetin imtihan “sevgi” ile olandır.
    ''kişi ne kadar bahadır olsa da, muhabbete tuş olur''diyen atanın sözünü aklından çıkarmayasın.

    böyle imtihan olmamak,
    istikbalde neslinden utanmamak için gecelerin bağrında, seherlerin aydınlığında duaya durasın.

    senin ideallerin ve geleceğe dair hedeflerin var oğul.
    bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.

    açık sözlü ol.
    her sözü üstüne alma.
    gördün, söyleme; bildin, bilme.

    `üç kişiye acı;
    cahiller arasındaki alime,
    zenginken fakir düsene,
    hatırlı iken itibarini kaybedene. `

    gönül adamı ömrünü boşa harcamaz, yüreğini ucuza satmaz,
    “edeb” tacını başından almaz.
    gönül erinin her zaman yüzü yerde, gönlü göktedir.
    haklı olduğunda kavga vermesini bilir.
    kavgayı sadece bileği ile değil, ilmiyle ve yüreği ile yapmasını da bilir.

    iyiliğe kötülük, ser kişinin kârı, iyiliğe iyilik her kişinin kârı,
    kötülüğe iyilik de, er kişinin kârıymış oğul.

    sen bizim rüyamız, sen bizim devamız, sen bizim duamızsın oğul.
    daima başın dik, alnın ak, gönlün pak olsun.
    zümrüt-ü anka'yi iyi seç ki kaf dağı sana yakın olsun.
    yolun ebediyete kadar açık olsun.`

    (bkz: şeyh edebali)
  • bambaska bir sey ya.

    'ben gidicem oglum' diyorum.. 'beni birakma' der gibi bakiyor sanki. konusunca guluyor, gamzelerini bi goruyorum o anda zaman duruyor. dert olmuyor, borc olmuyor..

    gidemiyorum.
  • metin kemal kahraman'ın, oğul film müzikleri albümünde bulunan ve albüme ismini veren ve gözünüz kapalı metin kemal kahraman bestesi diyebileceğiniz ağıttır.

    karadeniz derelerin susuz kalmış akmaz şimdi
    oğul..
    gitti dal fidan civanım yol oldu görünmez şimdi
    elim değdi toprağına, bir yanık resim şimdi oy

    şu dersim'de bir kuş olsam, kanatlanıp uçsam şimdi
    oğul..
    gitti gönlümün sultanı dağ oldu büyüdü şimdi
    şahin gibi yücelerde, savrulup göçtü şimdi

    http://www.youtube.com/watch?v=jdec6jxucag

    edit: youtube linki yenilendi.
    edit2: filmi nasıl bulup izleyebileceğimi bilen yazarlara çok büyük saygı duyarım, etrafta ne bir dvdsi ne bir gösterimi bulunmamakta zira.
    edit3: 3 sene sonra gelen editte haberler muazzam, göklerden gelen bir yardım ile dinakaki seslendi ve dedi ki buradan izleyebilirsin. sağ olsun var olsun.
  • metin kemal kahraman kardeşler tarafından aynı ismi taşıyan filmin müziği.
    filmin kısaca hikayesi;
    giresun'a fındık toplamaya gelen dersim'li kıza aşık olan esas oğlan, aşkının peşinden dersim'e gitmek ister. köy boşaltmaların, baskıların, zulümlerin, ateşlerin yandığı bir dönemde, bir karadenizlinin dersim'de olmasına mümkün gözüyle bakılmaz ve esas oğlanı geri gönderirler. ancak o bir kamyonet kasasına saklanarak dersim'e girmeyi başarır.
    bir baba vardır dersiim'de oğlu dağdadır. oğlun nerede diye baskı vardır, baskılar sonucunda oğlunun fındığa gittiğini, karadeniz'de çalışıyor olduğunu beyan eder.
    dersim'e giren karadenizli genç, bir kazar sonucu ölür. kimliği yoktur, kim olduğu bilinmez. amcanın fındıkta olan oğlu zannederler. amcaya götürürler çocuğu, amca mecburen kabul eder, cenaze ona kalır. toprağa gömer genci ve kendi oğlunun adını koyar ona, mezar taşına.
    sonra kendi oğlu da ölür dağda. o cenaze de gelir gizli gizli katırla. ve gömer amca asıl oğlunu, karadenizli gencin yanına. ona mezar taşı dikemez.
    karadenizli baba oğlunu araya araya bulur yerini. mezarın başında buluşur iki baba, bir mezar.
    tartışırlar. karadenizli baba kızgındır, dersimli anlatır hikayesini. karadenizli baba " peki senin oğlun nerede" diye sorunca, "ayaklarının altında" cevabını alır dersimliden.

    bu ağıtın ilk dörtlüğü karadenizli babaya ait, ikinci dörtlük ise dersimli babadan geliyor.

    sözleri;

    karadeniz derelerin susuz kalmış akmaz şimdi
    oğul..oğul.. oğul..
    gitti dal fidan civanım, yol oldu görünmez şimdi.
    elim değdi toprağına, bir yanık resim şimdi oy.

    şu dersim'de bir kuş olsam, kanatlanıp uçsam şimdi
    oğul..oğul.. oğul..
    gitti gönlümün sultanı, dağ oldu büyüdü şimdi
    şahin gibi yücelerde, savrulup göçtü şimdi.
  • alkolik bir evlada annesini özletip ilk otobüsle 800 km gitmesine ve sabahın 4 ünde yarı sarhoş annesine sarılmasına sebep olan teoman şarkısı.
    anne ben geldiim
    ben,oğlun,hayırsızın. . .
  • şiire gelen.

    oğul

    anne ben geldim, üstüm başım
    uzak yolların tozlarıyla perişan
    çoktan paralandı ördüğün kazak
    üzerinde yeşil nakışlar olan

    anne ben geldim, yoruldum artık
    her yolağzında kendime rastlamaktan
    hep acılı, sarhoş ve sarsak
    şiirler çırpıştıran bir adam

    ahmet erhan
hesabın var mı? giriş yap