• john f kennedye verdiği ayarla aklımda yer etmiş insan.

    alıntı yapıyorum:

    i remember president kennedy once stated... that the united states had the nuclear missile capacity to wipe out the soviet union two times over, while the soviet union had enough atomic weapons to wipe out the unites states only once... when journalists asked me to comment... i said jokingly, "yes, i know what kennedy claims, and he's quite right. but i'm not complaining... we're satisfied to be able to finish off the united states first time round. once is quite enough. what good does it do to annihilate a country twice? we're not a bloodthirsty people."

    çevirelim:

    hatırlıyorumda...başkan kennedy bir seferinde birleşik devletlerin rusya'yı iki kez yeryüzünden silecek kadar nükleer füze kapasitesi varken rusya'nın birleşik devletleri bir kez yeryüzünden silecek kadar silahı olduğunu ifade etmişti. gazeteciler benden yorum yapmamı istediklerinde, kinayeli bir anlatımla,"evet, kennedy'nin ne iddia ettiğini biliyorum, ve oldukça haklıda. ama bunu dert etmiyorum. biz birleşik devletleri tek seferde yok edebilecek kadar silaha sahip olmakla tatmin oluyoruz. bir kez gayet yeterli. bir ülkeyi iki kez yok etmenin neresi iyi? biz kanasusamış insanlar değiliz."
  • hakkında bir hikaye vardır, ya da başkası olabilir, bilemedim. başkan olduktan sonra bir toplantıda stalin'in hatalarını sayıp döker, verip veriştirir. derken arkalardan bir ses gelir: "peki bunlar olurken siz ne yapıyordunuz?" kruşçev sorunun geldiği yöne dönüp sertçe sorar: "kim sordu bunu?" kimse cesaret edip ortaya çıkmaz. soruyu yineler, yine ses yok. kruşçev soruyu yanıtlar: "ne mi yapıyordum? işte şimdi sizin yaptığınızı yapıyordum."
  • bu adam 12 ekim 1960 günü yapilan birlesmis milletlerin genel meclis toplantisinda, sovyetler birliginin dogu avrupaya uyguladigi politikayi hedef alan tartismayi protesto etmek için ayakkabisini çikartip kürsüye vurarak akillara durgunluk yasatmistir...

    soguk savasin efsanelerinden biri o gün yazilmistir..

    herkesin bin tane diplomatik takla attigi uluslararasi bir arena teskil eden bm meclisindeki bu davranis, yarattigi sok dalgasiyla ruslarin meshur "hassasiyetine" delalet etmekle kalmamis, kruscev'in karizmasi da tavan yapmistir...

    lakin bu adami bir siyaset devi yapan bundan da öte birseydir...

    kruscev kendi ayakkabisini çikarmaya kasmamistir, o vurdugu ayakkabi onun ayakkabisi degil, yaninda özellikle bu is için getirdigi tek bir ayakkabidir..

    herseyi stratejik olarak planlamis ve fiilen bu is için ayakkabiyi hazir etmistir... bir dev olmak budur.
  • rivayete göre görevinden ayrılmadan önce, selefine iki adet mektup yazmış ve eklemiş:

    - ilk mektubu zor durumunda kullan. ikinci mektubu ise en zor durumunda.

    selefi makama oturur ve basina gelen ilk zor durumda mektubu açar, şunlar yazılıdır:

    - bütün suçu bana at.

    kruşçev'in dediğini yapar ve olayı atlatır. bir süre sonra iyice zor duruma düşen başkan, ikinci mektubu açmaya karar verir.

    mektupta şunlar yazılıdır:

    - kalk ve iki mektup yaz.*
  • "politikacı, nehri olmayan kente köprü yapma sözü verendir" sözüyle politik dünyanın özünü anlatmış sscb başkanlarından bi ademoğlu.
  • krushcev ile ilgili fıkrayı ilk duyduğumda dağılmıştım. fıkra şöyle:

    1960'lı yıllarda sscb lideri kruşçev'in küba'yı ziyaret etmesi gündeme gelmiş.
    kübalı yöneticiler bu ziyaretin çok önemli olduğunu bildikleri için türlü hazırlıklara girişmişler. hatta bu ziyaretin anısına kruşçev küba'da konulu bir resim yapması için bir ressama talimat da vermişler.

    nihayet ressam kruşçev küba'da resmini tamamlayıp geldiğinde bir de ne görsünler?!
    resimde bir yatak var, yataktaysa sevişen bir çift.

    "nedir bu böyle? kimdir bu resimdekiler?"
    "efendim bu resimdeki kadın, kruşçev'in karısı. sevgilisini eve almış, sevişiyorlar..."
    "bu ne rezalet! peki kruşçev nerede?"
    "e kruşçev küba'da..."
  • yabancı isimleri direkt olarak değil de ingilizcesinden alıp çevirdiğimiz için kruşçev dediğimiz şahsiyet. ingilizler kelimenin başındaki h harfini seslendirmek için genelde 'kh' harflerini kullanırlar.halil yerine khalil, han yerine khan gibi.doğrusu hruşçov. aynı mallık bildiğimiz cemal,cafer gibi isimleri jamal, jafar şeklinde yazan ve okuyanlarda da gözlemlenebilir.
  • 60li yillarda uzay calismalari konusunda us baskani kennedy ile bizzat buyuk bir rekabete girisen baskandir. ve yine 1960 yilinda amerika yi ziyareti sirasinda sef dizaynir ( sergei korolev) in marsa gonderilmek uzere hazirladigi bir uzay aracinin tasarimini biraz da hava atarak sunuyor. ve ne yazik ki bu aracin uzaya gonderilme deneyimleri iki sefer basarisizliga ugruyor. cilgina donen kruscev korkusundan, son deneyimde roketler calismayinca, teknisyenler butun korunma kurallarini gozardi ederek, aracin yanina gidiyor ve bu arada kendi kendine calisan roketler yakininda bulunan butun teknisyenleri, uzay calismalarinin can damarini teskil eden murettebati yakip kul ediyor ve sirf bu yuzden rus uzay calismalarinin devami bilgili murettebatin yok olusu yuzunden cok uzun bir zaman sekteye ugruyor.... ve tabii ki, bu korkunc faciayi dunya duymadi o zamanlar, aradan cok uzun yillar gecip, demir perde yikildiktan sonra ogrenildi hersey.
  • ölüm yıldömünde, kurtarıcımız hakkında şu beyanatı vermiş olan eski sovyetler birliği başbakanı:

    "türk milleti'nin özgürlük ve türkiye'nin millî kalkınması için çetin mücadelelere adı karışan kemal atatürk'ü memleketimiz çok iyi tanır. atatürk türk milleti'ni, kışkırtıcı kuvvetlere, emperyalistlere ve silah zoru ile türk milleti'ni ezerek memleketi büyük devletlerin bir sömürgesi haline getirmek isteyen gerici kuvvetlere karşı savaşa girmesi için uyandırmıştır. yakın ve orta doğuda ilk cumhuriyet, doğuşunu o'na borçludur. bu cumhuriyet birçok milletin ulusal özgürlük hareketlerine ışık tutmuştur. atatürk'ün kutsal saydığı emperyalizmle savaşını, yalnız türk milleti değil, diğer doğu ülkeleri de takdirle karşılıyordu."
  • 1953'te stalin'in olumunden sonra sovyetler birligi komunist parti genel sekreterligine secilmis, bu gorevde 1964'e kadar kalmis rus politikaci. zamaninda varsova pakti'nin macaristan'i isgali(1956), kuba fuze krizi(1962) gibi olaylar olmasina ragmen, yine de soguk savas'i hafifletmek yonunde ilk adimlari atmis kisi. ayrica abd'yi ziyaret eden ilk sovyetler birligi lideri.
hesabın var mı? giriş yap