• bu kanalın hikayesi oldukça ilginçtir.

    1977’de warner communications group ile american express’in ortaklaşa kurduğu bir şirket kuruldu: warner-amex satellite and entertainment company. bu şirketin kurulmasındaki amaç, yeni bir kablolu yayın sistemini hayata geçirmekti. qube adında çift yönlü interaktif kablolu sistem, columbus ohio’da test edilmeye başlandı. bu sistemde 10 community(genel-yerel-tematik), 10 interaktif ve 10 paralı, toplamda 30 kanal yer almaktaydı. paralı kanallar, film, erotik içerik ve gece mesaisinde çalışan doktor gibi görevlilere özel kanallar içeriyordu. community kanalları, herkese uygun içeriklerin yer aldığı yerel ve özel kanallar vardı.interaktif kanallarda, qube kumandasında yer alan 5 adet tercih butonunu kullanabiliyordunuz. kumanda üzerinden üç bilgi ana bilgisayara aktarılıyordu,

    1) televizyon açık mı?
    2) şuan hangi kanal açık?
    3) en son 1-2-3-4-5 butonlarından hangisi basıldı?

    bu üç veri ile, seyircilerin tercihi ana bilgisayara aktarılıp yayınlar buna göre belirlenebiliyordu. bu bazen bir ses yarışmasında kullanıldı, bazen de interaktif dizilerde, bazen de amerikan başkanlık seçimlerinde kullanıldı.

    fakat, bu entry’de bahsedeceğim şey interactive değil, community kanallarından c-3 adında olan pinwheel ve c-1 columbus goes bananaz kanalları olacak.

    pinwheel, aslında susam sokağı tarzında bir çocuk programı. sabahtan akşama kadar kukla gösterileri, avrupa’dan gelen çizgi kısa filmler yer almaktaydı. columbus goez bananaz ise, çocuk ve gençlerin ilgisini çeken eğlence ağırlıklı bir şov programıydı.

    qube kablolu yayın sistemini daha da yaygınlaşmasıyla, bu iki programın önemi arttı ve yeni bir kanal ihtiyacı oldu.

    1 nisan 1979 yılında nickelodeon kurulmuş oldu. sabahtan akşama 5 program, 1981 yılına kadar yayındaydı: pinwheel, america goez bananaz, nickel flicks, by the way, video comics. amerikan televizyonculuğunda, çocuklar için yeni bir atılım olmuştu. ilk logosu, siyah beyaz renkli bir insan figürü, n harfindeki makinaya bakıyor, ve klasik bir fontta nickelodeon yazıyordu.

    1980 yılında, logo yeniden değişti, daha sade ama şekilli bir fontta düz nickelodeon logosu kullanıldı. pop clips adında mtv’nin çıkmasına ilham olan video müzik programı yayınlandı. yönetim daha önce mattel oyuncaklarında çalışan cy schneider'ı kanalın genel yönetimine aldı.

    1981 yılında, aynı şirket tarafından mtv’nin kurulmasıyla logo yeniden değişti. gümüş bir topun önünde, frankfurter font’lu, gökkuşağı renklerine bezenmiş bir logo kullanıldı. ünlü tasarımcı lou dorfsmann, yazı tipini belirledi, bob klein ise gümüş topu ekledi ve bilgisayar grafiklerini kullandı. bu dönemde kanal, eğitici-öğretici programlar ağırlıklıydı. eğlence kısmı az duruyordu. çocuklar için bebek kanalı veya pbs’in paralı hali algısı vardı.

    1983-1984 yıllarında, atari’nin e.t. oyunu yüzünden sebep olduğu video oyun krizi, warner’ı büyük oranda yaralamıştı. kanal 30 milyon dolar zarara uğradı. cy schneider kanaldan ayrıldı. warner-amex ortaklığı dağıtıldı, qube tarihe gömüldü. yerine mtv networks kurulup birkaç sene sonrasında viacom`'a satıldı. önceden reklamsız program yayınları olan kanal, reklam almaya başladı. 30 adet kablolu kanallarda son sırada yer alıyordu. abd’nin %44’ünde kablolu yayınlar yer almasına rağmen, haftada bir gün 5 dakikadan az izlenen bir kanaldı. reyting alan iki program yer almaktaydı:you can’t do that on television ve mr. wizard’s world. bu iki program dışında yer alan programlar nielsen reytinglerine göre 0 puan alıyordu.

    bu sorunlara çözüm bulabilmek için yeni bir çözüm belirlendi. ancak birçok kişi kanaldan ayrılmış veya kovulmuştu. değişim için yeterli bütçe de yoktu. mtv networks’ün başına geçen mtv’nin kurucusu bob pittman, daha önce nickelodeon'un içerik sorumlusu olarak görev yapan geraldine laybourne’u kanalın genel müdürü yaptı. kanalın görsel kimliği için daha önce mtv’nin kanal kimliği görevlerinde yer alan fred seibert ve alan goodman işe koyuldu.

    öncelikle, programların neden izlenmediğini belirlemek için çeşitli yaş grupları ile görüşülüp, programlar izletildi. çocukların çoğu, 80’lerde hızlı büyümekten korkuyor ve kötü alışkanlıklara kurban olmak istemiyordu. nickelodeon’un bunlar için sığınacak bir yuva, çocukluğunu yaşatabilecek bir mecra beklentisi vardı.

    fakat çocuklar kanalı beğenmiyordu. bebek kanalı algısının olmasının sebebi de, reklam aralarında yapılan “bu program çok iyi, çok mükemmel, yeni bölüm şu şu ve şu saatlerde olacak!” diye duyuruluyordu. çocuklar, hangi programın hangi saatte olacağını ilgilenmezlerdi. önemli olan programın olmasıydı fakat kanal böyle tanıtım yapmamıştı. ayrıca, o zamanlarda “watch nickelodeon, it’s really fun!” ( nickelodeon izleyin, gerçekten eğlenceli.) reklamları da yayınlanıyordu. fakat o zamanlarda yayımlanan against the odds programındaki gibi çeşitli edebiyatçı ünlülerin trajedik ve talihsiz hayatlarını gören çocuklar, nerde bu eğlence? neyin kafasında bunlar? sorusunu soruyorlardı.

    kanal yönetimi ilk kuralı verdi, fun (eğlence) kelimesini kullanmak yerine, eğlencenin kendisi olmaya çalışın dedi. diğeri ise ebeveynlerin güvenle izletebileceği bir anlayış yerine, kulüpevi ve/veya kreş ortamı gibi olmalıydı. çocuk güvenle gelip ebeveynleri olmadan eğlenebilmeliydi.

    diğer kısım da logoydu. gökkuşağı rekli gümüş toplu logo hiç çocuklar için uyumlu değildi. fred seibert, tom corey ve scott nash’e yeni bir logo için görev verdi. her şekile girebilen turuncu arkaplan , beyaz renkli balloon font’uyla yazılmış nickelodeon yazısı. kanal yönetimi ilk başta beğenmedi: “bu çok sade. mtv’nin birçok rengi vardı. ne oldu size gençler?”. sonrasında çeşitli iknalar ile kabul edildi.

    müzik kısmı da, the jive five grubuna verildi. ilk başta kanal yönetimi raffi‘yi düşündü. fakat fred seibert raffi’nin gelmesinin iyi olmayacağını düşünüyordu. alan goodman’ın, marcels'in blue moon şarkısının giriş kısmını söyleyip çocuklar için eğlenceli olmaz mı sorusundan sonra kanal yönetimi ikna oldu ve acapella doo-wop müzik türü kanalın müzik kısmı olarak belirlendi. o yıllarda jeneriklerinde siyahi müzik kullanan ilk kanallardan oldu. nick nick nick jingle’ı halen kanalda devam etmektedir.

    1985 yılında kanalın kimliği, hiçbir program değişikliği olmadan değişti. en son sıralarda bulunan kanal birinci sıraya oturmuş ve 1985 senesi sonunda kablolu yayında en çok izlenilen kanal olmuştur.

    sonrasında yer alan nicktoons çizgi filmleri ve çeşitli live-action yarışmalar ve dizilerle nickelodeon, 90’larda altın çağını yaşadı.

    1997 yılında number 1’ın sahipleri nickelodeon’u türkiye’ye kablo tv'ye getirdi. 2000 yılında kapansa da, 2003 yılında digiturk’e geri döndü. 2005 yılında kablo tv’de yeniden yayına girse de 2011 yılında lisans değişikliğinden dolayı bir süre sadece d-smart’ta bulundu, 2012’de lisansı digiturk'e verildi. bu tarihten beri sadece digiturk’te bulunmaktadır.

    2009’da logosunu trollbäck+company tarafından logo ve kanal kimliği yenilendi. günümüzde aynı logoyla devam etmektedir.

    fakat reytingleri azalmaktadır. bu sene itibariyle yeniden ayağa kalkmak için netflix ile beraber içeriklerini arttırıp 90’lardaki altın çağını yeniden yaşatmayı amaçlamaktadır.

    umarım 90’lardaki nickelodeon gibi bir yayın anlayışını yeniden görme fırsatımız olur.

    edit: 13 kasım 2020'de 13. sırada debe'ye girmişim. ekşi sözlük ahalisine teşekkür ederim.
    edit-2: ekşi şeyler'e de girmişim: https://seyler.eksisozluk.com/…ndan-bugune-hikayesi
  • çizgi filmler arasına reklam yerine kısa çizgi film koyarak televizyon başından kalkmayı imkansız hale getiren kanal. üç gündür tuvaletimi yapamıyorum.

    (bkz: danny phantom)
    (bkz: rugrats)
  • nickel (amerikan ingilizcesi): 5 cent
    odeon (yunanca): üstü kapalı tiyatro

    20. yy başlarında 5 sentle girilebilen mahalle sinemalarına verilen isim. bu anlamda ilk "nickelodeon", 1905 haziranında harry davis ve john p. harris tarafından pennsylvania pittsburgh'da smithfield caddesinde açılmıştır. başarıya ulaşmalarının ardından yüzlerce girişimci tarafından taklit edilmiş ve 5 sentle girilebildiği için ismini bu şekilde almıştır. ancak sanayileşmenin artması ve şehirlerin büyümesiyle kısa sürede yerlerini daha büyük ve konforlu sinema salonları almıştır.

    o zamanlar henüz sesli sinemaya geçilmediği için salonda piyano veya org bulunurdu. piyanist veya org çalan kişi filmi bildiği için filmin gidişatına göre sahneye uygun parçalar çalardı. oynatılan filmler 15-20 dakikadan uzun olmazdı. girişte filmi özetleyen ibareler kullanılırdı: manzara (dünyadan hareket eden tren görnütüleri), aktüalite (belgesel türünün ilk örnekleri), resimlendirilmiş şarkı slaytları, komedi, dram, spor karşılaşmaları vs.

    miles brothers'ın dağıttığı bu hareketli resimlerden (filmler) bazıları:

    * catch the kid [çocuğu yakala] (yönetmen: alf collins; komedi)
    * the coroner's mistake [sorgu memurunun hatası] (komik hayalet hikayesi)
    * the fatal hand [ölümcül el] (yönetmen: j. h. martin; dram)
    * johnny's run [johnny'nin kaçışı] (yönetmen: frank mottershaw; komedi)
    * knight-errant [şövalye errant] (yönetmen: j. h. martin; eski tarihsel dram)
    * a mother's sin [bir annenin günahı] (yönetmen: j. h. martin; dram)
    * the romany's revenge [çingenenin intikamı] (yönetmen: frank mottershaw; dram)
    * roof to cellar [damdan mahzene] (komedi)
    * sailor's return [denizcinin dönüşü] (dram)
    * village fire brigade [köyün itfaiyesi] (yönetmen: james williamson; komedi)
    * wizard's world [cadının dünyası] (komedi)

    miles brothers'ın dağıttığı diğer filmlerin de isimlerine bakacak olursak zaten içeriğin özeti gibi olduklarını görürüz:

    * anarchist's mother-in-law : (anarşist'in kayınvaldesi (bkz: bu ne lan))
    * boss away, choppers play : (patron gider, balta çıkar (bkz: kıçım))
    * cambridge-oxford race : (kembiriç-oksford kürek yarışı)
    * cheekiest man on earth : (dünyanın en yüzsüz adamı)
    * female wrestlers : (kadın güreşçiler)
    * great lion hunt : (büyük aslan avı)
    * indian basket weavers : (hintli sepet örücüleri)
    * international contest for the heavyweight championship: squires vs. burns : (beynelmilel [uluslararası] ağır siklet boks şampiyonası: squires burns'e karşı)
    * jim jeffries on his california ranch : (jim jeffries kaliforniya'daki çiftliğinde)
    * life and customs in india : (hindistan'da hayat ve gelenekler)
    * the naval nursery : (deniz kuvvetleri kreşi)
    * the petticoat regiment : (jüpon sistematiği (bkz: evet biraz salladım))
    * shriners' conclave at los angeles : (los angeles'taki dinsel bir toplantı)
    * squires, australian champion, in his training quarters : (avustralyalı şampiyon squires antreman yaparken)
    * that awful tooth : (berbat diş)
    * the white slave : (beyaz köle)
    * a woman's duel (bir kadının düellosu)
  • cocuklara/buyuklere yonelik cizgi film kanali.
  • bir kaç gündür izlenemeyen ve bu sebeple beni derin kederlere boğan kanal. sitesine girdim baktım, yılbaşına kadar geri dönemeyecekmiş, yılbaşından sonra da belki tekrar yayına başlayabilirmiş.

    discovery channel kaybından sonra artık buna dayanamam.

    nickelodeon'umu geri istiyorum lan ben!
  • ağustos ayı içerisinde nostalji kuşağı adı altında nickelodeonu nickelodeon yapan çizgi filmleri yeniden gösterecek olan kanal. biz 20li yaşlarında olan izleyicilerini mest edecekler. hazırsak gösterecekleri çizgi filmlerin listesini veriyorum. van tu tri forooooo:

    angry beavers
    catdog
    ve o bir efsane. o bir kanguru. o bir modern yaşam gurusu. o biiir rocko's modern life...

    ayrıca bakınız:
    (bkz: o kadar mutlu olmak ki içine ibrahim tatlıses kaçması)
  • bahsi geçen nostalji kuşağında the adventures of pete & pete, clarissa, real monsters yayınlamazsa nafile çaba gösterecek kanal olur.
  • bugün spongebob squarepants günü olan kanal. art arda yayınlıyorlar, şu an 8. kez başladı. rehberden baktım toplamda 13 tane olacakmış, aralıksız ya süper! her bölümde yani her başlayan çizgi filminde 2 tane bölüm olduğu için de toplam 26 bölüm olmuş olacak. zor kurdum lan cümleyi. hafiften beynim sulanmadı değil ama olsun. kardeşim de yok evde oturdum tek başıma izliyorum, o olsa her zamanki artistliğiyle çoktan "sıkıldım aba yeaa kapat şunu" derdi. utansam mı bilemedim.
  • türkiyede 1997 senesinde kablolu tv'de yayına başlayan 26 nisan 1997 milliyet gazetesi 2000 mayısta kapanana kadar 3 güzel yıl geçirmemize vesile olmuş kanal.

    o dönem yayınlanan programlar;

    hafta içi;
    (bkz: blues clues)
    (bkz: allegra's window)
    (bkz: eureeka's castle)
    (bkz: gullah gullah island)
    (bkz: rugrats)
    (bkz: rocko's modern life)
    (bkz: real monsters)
    (bkz: all that)
    (bkz: legends of the hidden temple)
    (bkz: global guts)
    (bkz: the adventures of pete and pete)
    (bkz: clarissa explains it all)

    hafta sonu;

    (bkz: kablam)
    (bkz: hey arnold)
    (bkz: ren and stimpy)
    (bkz: cat dog)
    (bkz: the angry beavers)
    (bkz: wild thornberries)
  • hayal gücümü borçlu olduğum kanal. tabi ki türkiye'ye ilk geldiği zamandan bahsediyorum. kablolu yayında karşımıza çıktığı zamanlar... şimdi tekrar dönüp bakıyorum gerçekten farklı çizgi filmlermiş. çocukların ufkunu açabilecek yapımlarmış. iyi ki izlemişim.

    şunlar unutulur mu?

    - action league: oyuncak bebeklerin stop-motion maceraları
    - clarissa: gençlik dizisi. ailesine başkaldıran bir kızdı, çocukken garipserdik ama ergenliği nereden bilelim :) sonra o da uslandı sabrina oluverdi zaten.
    - hey arnold!: amerikan futbol topu kafalı arnold'un yaşamı
    - inside-out boy: salıncakta sallanırken fazla hızlanıp salıncağın üst demiri etrafında bir tur atarak içi dışına çıkan bir çocuk. içi dışı birdir ehehe. benim için küçük yaşta bayağı etkileyici ve ufuk açıcı idi.
    - prometheus and bob: bir uzaylının ilkel bir insanı eğitme çabaları. bir de haylaz maymun var tabi :) eğlenceli olduğu kadar eğitici de bir çizgi filmdi. insanlık tarihi hakkında kafanızda çok temel şeyleri oturtuyordu.
    - aah real monsters: fantastik yaratıklarla çocukları buluşturan efsanevi çizgi filmdi. korkularımızın yersiz olduğunu öğrenmiştik.
    - ren and stimpy: çizimlerden belli olmasa da bir kedi ile bir köpeğin serüvenlerini anlatan çizgi filmdi.
    - rocko's modern life: sevimli kangurunun modern yaşamı :) özellikle inek karakteri unutulmazdı.
    - rugrats: yaramaz bebeklerin öyküsü. çocuk olarak bebeklerin gözünden dünyayı görmek değişik bir deneyimdi. biz de o yollardan geçmiştik :)
    - pete & pete: bu da çocuk/gençlik dizilerinden biriydi. pete adındaki iki kardeşin günlük yaşamlarına tanık olurduk.
hesabın var mı? giriş yap