• "insanlar size karşı suç işledikleri ve kötülük yaptıkları zaman, sizin onlara vereceğiniz yanıt, onların size yaptığından bin beter olabilir ve olmalıdır"

    ve dahi

    "insanlara ya iyi davranınız ya da onları ayaklarınızın altında eziniz. çünkü az incindiklerinde intikam peşine düşebilirler, daha faslasındaysa bunu akıllarına bile getiremezler."

    diyen zat!
  • ülkemizdeki "bu böyle olmayacak....dur ben bir slogan bulayım da yapıştarayım şu düşünüre" akımının en büyük kurbanlarından birisi olmuş, gerek birikimiyle gerekse beyefendiliğiyle siyasal düşünce tarihinin mümtaz simalarından biridir niccolo. ülkemizde machiavelli deyince, hemen "amaca ulaşmak için her yol mübahtır" sloganı akla gelmektedir. zaten marx amcamız da "altyapı, yani üretim ilişkileri toplumu belirler" demiş, weber de "hayır üstyapı da önemlidir. o da toplumsalı şekillendirir" dememiş midir? hayır, dememiştir. düşünmenin esası sloganlara kapılmamaktır....merak etmektir. bir allahın kulu da çıkıp "amaca ulaşmak için her yol mübahtır" lafını machiavelli nerede söylemiş diye sormaz mı? yok prens'te böyle bir laf. diğer eserlerinde de yok. üstad cemil meriç 'in bu ülke kitabının sonundaki "kaneviçe" bölümünden aktarıyorum: "bu cesur fikir adamına göre politikayla ahlak birbirinden ayrılmalıdır.(...) 'gaye vasıtaları meşru kılar' fikri siyasi felsefenin temelidir. ama bu cümle kendisinin değil, cizvit tarikatının kurucusu ignace de loyala'nındır." üstadın yorumları açtıysa bizi, kendisinin umrandan uygarlığa eserine de bakabiliriz. sözlerimi muş dolaylarından bir türküyle bitirmek istiyorum: "altyapı, üstyapı hani nerde bunun sapı?".
  • ''herkes sana gerçekleri söyleyebildiğinde, saygınlığını yitirmiş olursun''

    insan doğasıyla alakalı böyle korkunç ve gerçek bir tespiti yapmış, yaptığı daha nice tespitler gibi.
  • prens’te şöyle der:

    “bir savaştan kaçınma arzunuz nedeniyle rotanızdan asla sapmamalısınız, çünkü böyle bir durumda savaştan kaçınamazsınız, savaşı sadece kendi aleyhinize olacak şekilde ertelemiş olursunuz”.
  • ''insanlar zorunluluktan dolayı iyi olmak zorunda kalmadıkları sürece kötüdürler.''

    ''bir değişim, daima başka bir değişimin oluşumuna zemin hazırlar.''

    ''sevgiyi ayakta tutan şey, şükran hissidir. ancak insanlar fazlasıyla bencil olduklarından, kendi işlerine geldiği ya da gelmediği noktada bu şükran hissini bir kenara bırakıp çekip gidebilirler.'' ***

    ''yapılan iyiliklerin eski kötülükleri unutturduğuna inanan biri kendisini aldatır.''

    ''yaşanılan ve yaşanılması gereken hayat arasındaki mesafe o kadar büyüktür ki; her kim, olana gözlerini kapatıp, sadece olması gerekeni görürse, aslında başına dert almayı da öğrenir.''

    ''üç tür beyin vardır, biri kendiliğinden anlar, öbürü başkaları açıkladığında anlar, üçüncüsü ne öyle ne de böyle anlamaz; bunlardan birincisi en iyisidir, ikincisi de oldukça iyidir, üçüncüsü işe yaramaz.'' ***
  • "makyavelci olmayan" düşünür. adının üzerinden bir "makyavelcilik" tutturulmuş gidiyor ki, anlamak mümkün değil. hayır, o meşhur söz ona ait değil! amaca giden her yolun mübah olduğu cümlesini başkaları keşfetti, üstüne de machiavelli'ye yapıştırdı.

    spinoza, diderot ve (hani o herkesin bayıldığı) jean jacques rousseau kendisine taparlar oysa, kimse bilmez. bu üç adam da örneğin şunun farkındadır ve söylemiştir: "prensler bütün bu hileleri yapmak, bütün o kötülükleri işlemek için herhalde machiavelli'nin prens isimli eserini yazmasını beklemediler!"

    machiavelli sadece yapılanları tespit edip yazmıştır, -ki kendisini modern siyaset biliminin kurucusu saymamız bundandır, ideal olana ulaşmak için önce durum tespiti yapmak lazım, ki kendisi mükemmelen yapmıştır-, bunlar zaten yapılıyor olmasaydı nereden tespit edecekti?

    "prensler o kitapta yazılanları zaten biliyorlar" der spinoza, "machiavelli tam aksine halkı da uyandırmak için bunları yazdı, okusun da anlasınlar diye!" diderot da meşhur ansiklopedilerinde, bu yüzden "halk dostu" olarak tanımlar onu, prenslerin kirli çamaşırlarını ortaya döken kişi olarak anar. keza rousseau da machiavelli'nin "büyük bir cumhuriyet dostu olduğunu" belirtmiştir, "yaptığı ironiyi anlayamayanları anlamak mümkün değildir".

    eserlerini defalarca okudum -okuyorum-, şu makyavelciliğin nereden çıktığını anlayamıyorum! adama laf sokmak için biri ordan çekiştirir, biri buradan cımbızlar, oysa ki adamcağız tersyüz etme (bkz: reverse) işlemi ile meşgul. ki kendisi zaten cumhuriyetçi bir şahıs, bunu da defalarca yazıyor, fakat tabii hiç kimse o yazdıklarını zahmet edip okumuyor, okuya okuya il principe'yi okuyor, onu da yanlış anlıyor!

    yemin ediyorum, ömrüm machiavelli'yi savunmakla geçti!
  • "ben cennete değil cehenneme gitmek istiyorum; çünkü cehennemde papalar, krallar ve prenslerle beraber olurum, oysa cennette sadece dilenciler, keşişler ve havariler var" sözünün sahibi italyan düşünürü.
  • modern yoneticilikte tatli ikilemlere yol acar, ya muhammed ali gibi ezer gecerim kelebek gibi ucar ari gibi sokarim diyecek ve astlarinizi rakiplerinizi korkutacaksiniz, ya da onlarin sizi sevecegini benimseyecegine inaniyorsaniz ona gore kendi kafanizda hafiflikte bir disiplin kuracaksiniz..

    machiavellinin bu teorilerinin altinda:
    "birinin sizi sevmesi sizin elinizde degildir" dusuncesi yatar, ki haklidir da, kontrol bizdeyken sevmelerini beklemek manasizdir, kirbacla gitsin
  • mezar ta$inda '' hicbir övgü bu adin büyüklügüne eri$emez '' yazan $ahsiyet.
  • son 5000 yildir tum yonetenlerin uyguladigi yasalari herkesin anlayacagi dilde kitaplastirmis insan..kelimeler kifayetsiz..
hesabın var mı? giriş yap