• eveeet, siz giderken ben donuyordum malozlugine gireceksem, dondugum yerden bildireyim: burada on uc dolara katilabilinecek maid of mist bot turu, yetiskin hayatimin en guzel deneyimlerinden biriydi, kuzey amerika'daysaniz hazir gelmisken gormeden gitmeyin, gercekten deger.

    sabah gec kalkip yola gec cikinca, sonuncusu dort bucukta kalkan tur botuna katilmak ici ayaklarimiz gotumuze dege dege kosarak yetistik. bize bota binmeden verdikleri battal boy seffaf mavi plastik cop torbasindan hallice yagmurluklarimizi giydik ve bot hareket etti. acikcasi, o noktaya kadar "amaaan, bu ne ya tamam selale guzel de, bu yuksek bile degilmis" tarzi geyiklere devam ettik, fakat ilk selaleyi gecip esas at nali seklindeki (nalin acik kismindan girdiginizi dusunun selaleye, solunuz amerika, saginiz kanada) ana selaleye girdigimizde, ben sehadet getirmeye hazirdim. arkadas, o dalgalarda savunma ve nalin kenarlarina yani dusen suya yaklastikca surata surata sulari yemekten temporal lob epilepsisi mi gecirdim bilmiyorum ama bir "bu evrende neyiz ki, saniyor muyum ki bu mukemmel selale tek basina olustu" tarzi solgulamalara baslamistim. nalin obur tarafindan geri donerken ikinci dalgayi yiyip ardindan amerikayla kanadayi baglayan koprunun altindaki gokkusagini da gorunce, deli deli gulmeye basladik. misyonerlere tavsiye ediyorum, tam o donus noktasinda konuya girerlerse, hic karsilasmadiklari bir hosgoru ve ilgiyle karsilanacaklar.

    kanada'dan daha guzel gorunuyor kismina gelince, tamamen triska. selaleyi besleyen nehir, amerika'dan geliyor, boylece amerika tarafindan hem nehrin ustundeki koprulerle nehirdeki minik ada parklari gezebiliyorsunuz, hem magara gezileri var, hem selalenin dokulme noktasina kadar yandan merdivenle cikip farda kalmis geyik gibi bakabiliyor, hem de tam dokulen yerin hemen hemen tam ustune kurulmus bazi koprulerden izleyebiliyorsunuz, ve son olarak amerila tarafinda kivanc tatlitug kendi bizzat gelip teklif ediyor.
    diyelim bir haftaligina amerikaya geleceksiniz, nyc mi niagara mi derseniz burasi derim, o derece guzeldi. yetiskin hayatinin tektuk kalan mucizelerinden birini yasamak isteyen herkese cani gonulden tavsiye ediyorum. geri kalan omrumde yilda bir kez olsun boyle bir sasirma/salakca mutlu olma hali yasayabileceksem, gerekirse teklif de ederim.
  • okulda din hocamizin amerikanin yerlileri türktü gazi esliginde; suyun gürültüsünü duyup: ne yaygara, ne yaygara dedikleri icin ismi böyle oldugunu idda ettigi selale.
    (bkz: din hocasi abdullah tunca hikayeleri)
  • gorecek yeni yer arayisi mi? gel! balayina nereye gidelim mi? kos! gencler, boyle bir guzellik yok, kim olursan ol, kacak gocmen ol, isadami ol, gene gel. annem de gorsun bahanesiyle bugun hayatimda ikinci kez gittim, ve yineliyorum: ne nyc ne baska bir yer, kuzey amerikaya gelecekseniz tum erol buyukburclugumla soyluyorum ki beni dinleyin, ve herhangi bir yerden once illa ki buraya gelin. ne zaman gelsem, her seferinde ayni huzuru verecegine neredeyse suphem yok. soyle diyeyim, buffalo'da yasasam en az haftada bir kez gelir, soyle bir goat island'in gezer, en issiz zamanda gidip on bes dolara at nalinin icinde turumu atip geri donerdim. cennetin ta kendisi niagara selalesi, iddia ediyorum.

    bugun haftalar sonra ilk kez otuzun ustune cikan hava carpar mi ulan diye tirsip gec gittik, gerci yaz nedeniyle bot turlari da aksam 8'e kadar var artik, herneyse. diyecegim, iyi ki de gec gitmisiz. gecen sefer hilafsiz en az yuz kisi beraber binmisken bota, bugun en fazla on bes yirmi kisiyle binip bir de botun en onunde girince selalenin icine, bu sefer imana geldim, su an ayni sudan icmisiz biz diye kendi etrafimda donuyorum.

    laf olsun diye demiyorum, firsat olursa muhakkak gidin, firsat yaratabilecekseniz muhakkak yaratin. her bir kosesi huzur, her bir kosesi cennet, yeminler ediyorum.
  • new york eyaleti'nin ikinci büyük şehri olan buffalo'da bulunan bir doğa harikası. her daim üzerinde gök kuşağı bulunur ve bu gök kuşağının bir de efsanesi vardır: yerli kabileler kadınlarından birini istemediği bir adamla evlendirmek ister fakat kadın o adamı istemez ve düğün günü kaçar. kabile bunu saygısızlık olarak nitelendirir ve kadını öldürmek için peşine düşerler. kadın niagara şelalesi'nin yanına gelir ve kaçacak bir yer olmadığı için oraya atlar. kadın ölmez ve şelale onu saklar. kadın ölene dek şelaleye sığınır. daha sonra orada ölür. işte o gök kuşağının kadının ruhu olduğuna inanılır ve onun gibi zorda kalanlara yardım ettiğine...
  • oscar wilde amcamız, niagara şelaleleri için şöyle demiş: "it would be more impresive if it flowed the other way"
  • eskiden 2-3 buyuk otel varken simdi otel sayisi 8-9 a cikmistir.. sheraton en kral yeri kapmistir, eger kalamiyorsaniz iceri gidip herhangi bi kata cikarak lobiden muhtesem manzarayi izleyebilirsiniz.. las vegasvari devasa bir caddesi ve super atraksiyonlari vardir; baya baya 2 gununuzu bi an sikilmadan gecirebilirsiniz.. bot turuna cikarken de bazi embesil hintli kardeslerimiz gibi 600$'lik kameralari yaniniza almayin, uzulursunuz..
  • tesbit edilen yaşı 12000 yıldır.

    bu kadar senedir akıp nasıl suyunun bitmediği ise necip türk milletinin kafalarında soru işaretidir.
  • gunumuzde yok olmasin*, ama turistler fotograf cekebilsin diye kapasitesinin gunduz %50si gece %25i akabilen, geri kalani dev barajlara yoneltilmis, dunyadaki ilk aternatif akiminin uretildigi* hidroelektrik santralin oldugu selale. ilk alternatif akim uretilen yer olmasi nedeniyle vakti zamaninda dunyanin en endustriyel kentlerinden biri olmustur. abd hala bu ozelligini kullanmaya calisirken kanada turizmin kaymagini yemegi tercih eder.*
  • amerika ile kanada arasındaki sınırda bulunan bir şelaledir. isminin anlamı 'fırtına suyu' olan şelale, ortasındaki goat adası ile ikiye bölünür. ilk defa fransız akrobat charles brondin, niagara şelaleleri'nden ipi üzerinde, elinde içki şişesi ile karşıya geçmeyi başarmıştır.*bundan bir ay sonra brondin, ip üzerinde patronunu sırtında taşıyarak karşıya geçmiştir.

    edit: imla
  • içinden saniyede 63 milyon litre su akan şelale.
hesabın var mı? giriş yap