• izmir ve istanbul'da verdikleri konserlerin programlarina iliskin kimi yanlis \ eksik bilgilendirmeler yapilmis, oncelikle bunlari duzeltelim :

    ------------------------------------------------------------------------------------
    2 mayis 2013, 20:30, ahmed adnan saygun sanat merkezi, izmir

    sef : alan gilbert, piyano : emanuel ax

    mozart piyano konçertosu no. 25
    bruckner senfoni no 3

    http://i.imgur.com/xfba4zs.png
    ------------------------------------------------------------------------------------
    3 mayıs cuma, 20.30, haliç kongre merkezi, istanbul
    sef : alan gilbert, keman : joshua bell

    christopher rouse : prospero’s rooms

    bu yapita iliskin kimi bilgiler >>>>>>>>>>>>>>>>>>

    prospero's rooms (2012)

    first performance: 17 april 2013, avery fisher hall, new york, new york, new york philharmonic conducted by alan gilbert

    duration 8:00

    2.picc.2.cora.2.bcl.2.contrab-4.3.3.1-timp.perc(3):chinese cym/xyl/anvil/snares(2)/cym/hammer/td/tam-tam/glock./sus.cym/metal plate/bd/chimes/field dr/bongos/gong-harp-strings

    publisher: boosey & hawkes
    >>>>>>>>>>>>>>>>>>

    leonard bernstein : seranade
    çaykovski senfoni no. 6
    ------------------------------------------------------------------------------------
    4 mayıs cumartesi, 20.30, haliç kongre merkezi, istanbul

    sef : alan gilbert, piyano : emanuel ax

    mozart senfoni no 36
    mozart piyano konçertosu no. 25
    bir sergiden tablolar
    ------------------------------------------------------------------------------------

    http://i.imgur.com/cvpxq0g.png

    anladigim kadariyla 4 mayis konserini izmir'de ekrandan yayinlamislar. ilgili goruntude o konserde seslendirilen ilk yapitinin son bolumu duyuluyor. ote yandan videonun basinda 2 mayis yaziyor. su halde 4 mayis konserinin 2 mayis'ta yapilan bir provasi esnasinda alinmis bir goruntu gibi duruyor lakin ayni videonun basinda yazan saat 2 mayis konserinin saati ile ayni oldugundan bu da soz konusu olamaz.

    birsey daha dikkat cekiyor : hazirlanan mekanda kimse yok. ote yandan videonun altindaki iki yorumda da iksev'e bu jesti icin tesekkur ediliyor. su halde orada en az iki kisinin olmasi gerekirdi. belki ancak daha sonraki yapitlara katilabildiler yahut kameranin cekmedigi bir yerde oturuyorlardi. nedir ne degildir tam cozemedim, cozersem editlerim.

    -----------------------------------------------------------

    neyse... hıncal uluç (3 mayis'taki) konseri, tabii ki, begenmemis.

    http://i.imgur.com/2bxcs1w.jpg

    neden tabii ki? zira kendisi viyana filarmoni'yi de begenmemisti. (bkz: #24370819) (bkz: #24392380)

    kendisi ve klasik muzik yazilari hakkinda daha fazlasi icin (bkz: hıncal uluç/@osuruktan teyyarenin kabin amiri)

    ve neden ayni : konser programi. konser programi hic eglenceli degil. leonard bernstein'in serenade'i icin berbat diyor ! ilginc.

    rouse'nin yapitini 'bir daha dinleyecegimi hic sanmiyorum' gibi bir ifadeyle elestiriyor. begenmemis olabilir yanliz bir noktaya dikkat etmeliydi : yapiti besteciye siparis eden izledigi topluluktu ve yapitin ilk seslendirilisini bir ay kadar evvel o gittigi konseri yoneten sef yonetiminde yapmislardi. bu cok da sik rastlanacak bir durum degildir.

    kendisinin yazida acik olarak dillendirdigi 'parasini biz verdik, bizi eglendirecek seyler calacaksiniz' tavri, sanat ve sanatciya bakisi konusunda yeterli fikri veriyor.

    kendisinin de katildigi baska kimi konser programlarini agir bulan kimi diger sanat elestirmeni, yazar icin :

    http://i.imgur.com/8xwoubv.png

    http://www.sabah.com.tr/…/25/ikinci-hayal-kirikligi

    (bkz: evin ilyasoğlu)
    (bkz: zeynep oral)

    ayrica sadece kendi gittigi konser hakkinda yorum yapiyor. lakin diger orkestranin verdigi diger iki konserin programi daha klasik yapitlardan olusyor. gerci kalbimi basarim kendisi bruckner senfoni no 3'ten de hazzetmezdi ya, neyse...

    ------------------------------------------------------------------

    bu konserlere deginen bir baska yazi icin :

    http://www.radikal.com.tr/…hareketli_gunler-1133336

    http://i.imgur.com/ouwsjxr.jpg
  • izmir konseri biletlerinin 3, 4 ve 5. kategorilerinin yaklaşık üç gün içinde tükendiği filarmoni orkestrası. 1 ve 2. kategori fiyatları da çok iç açıcı.
  • (bkz: alan gilbert)
  • avrupa turnesine 27. uluslararasi izmir festivalinin ozel konseri olarak izmir'den baslamis orkestra.
  • avery fisher hallu mesken tutmus new york bazli orkestra. sanat yasantisina 1842 yilinda baslamistir. abd'nin en eski genis capli toplulugu olup 2004 yilinin aralik ayinda 14000. konserlerini vermislerdir.

    sayisiz ses ve goruntu kaydi yapmislardir. en unlu asil sefleri arasinda :

    leonard bernstein
    lorin maazel
    kurt masur
    zubin mehta
    pierre boulez
    george szell
    dimitri mitropoulos
    gustav mahler(!!!)
    arturo toscanini
    john barbirolli
    bruno walter
    leopold stokowski

    sayilabilir (listeyi yazarken elim ayagim kesildi valla ?!?! bu ne lan!)
  • piyongyang'da konser vermis topluluk.

    (bkz: #33162897)
  • konserden önceki son provalarının normal bilet fiyatından çok daha az para verilerek izlenebileceği orkestra
  • mükemmel bir new york akşamını bana yaşattırdıkları için minnettar kalacağım orkestradır hocamlar. hatta o kadar güzeldi ki ben bile inanmadım böyle bir şey yaşadığıma, bence kesin uyduruyomdur lan. new york filarmoni orkestrası central park'da great lawn'da halk konseri verdi geçtiğimiz ay. ne kadar mükemmel olduğunu şöyle anlatayım: hem new york filarmoni hem de ücretsiz, oha lan!

    80 bin civarında insan doldurdu alanı. insanlar yiyecekleriyle ve üzerine yatacakları kilimlerle geldiler. her yer tıklım tıklımdı. platformun önündeki özel bir alan ise vip için ayrılmış. ulan dedim, ben buraya girerim. içimden bir ses gir yiyosa lan dedi, onu göt etmek için nasıl yaparımı düşünmeye başladım. girişlerin her tarafında polisler var ve bilet kontrolü yapılıyor. platformu hazırlayan işçilerin çalıştığı bir açıklık var platformun arka tarafında, oradan girebilirim lan dedim. gayet normal bir şekilde yürüdüm ve girdim. oha oldu lan oha, girebildim ehehh diye mutlu oldum deli gibi önce. sonradan hobbit miyim lan ben, neden kimse beni farketmiyo, saksı mıyım ben diye hayıflanmadım da değil bir miktar. vip kısmında yiyecek veriyolardı ama o sırada, herkesin bir tane aldığını garanti etmek için sanıyorum, bilet kontrolü vardı. sandalyelerin üzerinde kaliteli battaniyeler vardı, bu sıcaklığı koruyan tipleri oluyo ya. ganimet olarak (neyin ganimeti ulan güdük) 4 tane çöktüm bunlardan çıkarken, kampta falan kullanırım. oturdum önlerdeki bir sandalyeye. bilen bilir (muhtemelen hiçbiriniz bilmiyonuz ama, niye bilesiniz ki zaten) oscar schafer üç dört önümde oturuyodu, konser bitince tokalaştım. bu organizasyon onun adına yapılıyo gibi bişey, vip'lerin çeğreğini falan bu adam reserve ettirmiş sanırım. etkinliğin bütün afişlerinde "presented by oscar schafer" yazıyo. eli yumuşaktı ipnenin, size iletebileceğim tek bilgi kırıntısı bu. hemen "adamın eli yumuşakmış abi" diye anlatın (kim, kime, niye anlatacaksa artık). bu vip'ye çaktırmadan sızma olayını başarılar listeme yazdım, süper olay çünkü.

    new york'lu kalantörlerin yanında bir anadolu apaçisi olsam da bence hiç sırıtmadım. bu kalantör adamlar klasik müzik bilgisi olan adamlar; klasik müzikte alkışlanmaması gereken aralarda biz eğitimli beyfendi ve hanfendiler alkışlamazken; arkadaki bayağı, basit, sıradan, sünepe, sümsük halk kitlesi alkışlıyordu. üff sanırım ekmek bulamadıkları için yedikleri pastalarda protein azmış, beyinsiz bunlar yeaa*.

    müzikler tek kelimeyle harikaydı: dvorak - symphony no 9 (aka. from the new word), bernstein - symphonic dances from west side story, gershwin - an american in paris. ilk ikisi literally en sevdiğim müziklerdendir. bi müzik aç lan dediklerinde açacağım müziktir hatta, o derece. üç eser de new york sınırları içerisinde yazılıyorlar. bu müziklerin new york'da yazılması ve doğduğu topraklarda dinlemek ayrı bir zevkti benim için. üçüncü de oldukça etkileyiciydi ayrıca.

    üzerimde yıldızlar, arkamda ışık saçan rengarenk gökdelenler, yanımda tatlı bir insan (hayda bu kim lan? ohoo o özel hayat hocam), önümde dünyanın en güzel orkestralarından biri. çok güzeldi la.
hesabın var mı? giriş yap