• namı diğer sıkı tutunun hocam.

    kendisiyle flu tv aracılığıyla geç de olsa tanıştım ve ilker canikligil ile yaptıkları tüm programları izledim; yetmedi kanalına katıl abonesi oldum, eskiden gelerek tüm videolarını izliyorum ve çok takdir ediyorum; twitter'da takipçisiyim.

    gelelim asıl söyleyeceğim üç konuya:

    nevzat hocam, canikligil, sizin içinizdeki cevheri çok güzel sorularla işleyerek ortaya çıkartıyor; tekil anlatılarınız da gayet iyi elbette ama birlikte yaptığınız programlar 1 + 1 = 3 sonucunu veriyor; aranızdaki mesele bence incir çekirdeğini dolduracak bir şey değil; önümüz bayram, öncesi öpüşün, barışın çok rica ediyorum; yine ortak program yapın.

    ikinci olarak nevzat hocam, temel eğitimini almanya'da almış, anadili neredeyse almanca olan bir akademisyen olarak, kendi kürsüsünde eşi ve benzeri olmayan bir değer; herşeyden önce aldığı klasik yunan & roma & modern avrupa eğitimi zaten bu anlattığı konuların temeli; biz türkler gibi sonradan öğrenilen anlatılar değil bunlar; böyle olunca kendi alanında bulunan diğer akademisyenlerle sürtüşmesi çok doğal ve anlaşılabilir; bir noktada diğerlerinin çoğunu pek beğenmediğini de anlıyorum ama hocam bu dediklerimin hiçbirisi kitap yazmamanın mazereti olamaz; öğrenci, okur ve takipçilerinize karşı bir borcunuz bu; içerikleri ne kadar zengin de olsa hiçbir video, son tahlilde, yazılı bir metnin yerini alamıyor; onun yeri ayrı, diğerinin yeri ayrı; çok rica ediyorum yazın, oturun yazın, kitap yazın, alıp okuyalım. uzun metinler yazmak sıkıyorsa kendinize bir internet gazetesi bulun t24, diken, gazete bilim vb. gibi, haftalık nitelikli köşe yazısı yazın, onu okuyalım; siz yeter ki bir yandan da yazın lütfen.

    üçüncü konu, sizi seviyoruz.

    istek üzerine edit: mesajla gelen bir talebi de ekleyelim madem:

    "kitap okuma tavsiyeleri veriyordu artık yapmıyor. okuma listesi hep versin." bana iletmek düşer.

    das ist alles.
  • ilker canikligil "thomas mann bugün yaşasaydı mutlu olurdu" dedi.

    hoca da "evet, internetten bi sevgili yapar, danimarka'ya gider, o romanlari da nah yazardı. artık büyük sanat yok en fazla chuck palahniuk var" dedi.

    bir umut sarıkaya tadı yakaladı

    "kafka sahilde tunçlar berkeler gibi mervelerin berillerin peşinde koşsa yine bu romanları yazar mıydı? yarrağımı yazardı.."
  • ömrümün 16-17 senesi okumakla geçti ve sayısız hocam oldu ki nevzat kaya beni en çok etkileyen hocamdır. 4 sene boyunca dersine girmişimdir. kendisi genç yaşta prof olmuş bir akademisyen olub, mitoloji ve edebiyat alanında üstattır. öğrencileriyle değişik bir iletişim tarzına sahiptir (kötü anlamda değil tabii ki) kendine has bir ders işleyişi vardır. insanı hem güldürür donuna zıçtırır hemde düşündürür. hatta iyi günündeyse muhteşem taklitler yapar ve sevmediği kişilerle ilgili düşüncelerini gerçekten son derece orijinal bir biçimde söyler. derste sigara içer. rahattır. anladığımız kadarıyla rahmetli annesini çok sever. öğrencilerinin derslerde %100 aktif olmalarını ister; şöyleki dersine çalışan, beynini kullanan, sorduğu sorulara onu tatmin edecek cevaplar veren, birinci sınıfta gösterdiği işlediği konulardan son sınıfta gösterdiklerine kadar onun tüm derslerini (öğretilerini) bir bütün olarak görüp kafasında sentezleyen öğrencilerine bir tanrı edasıyla ihsanlarda bulunup onları mükafatlandırırken, bu saydıklarımın tersi olan yani konudan dersten bihaber, salak, düşük beyin aktiviteli, üniversiteye salt bir ineklemeyle gelmiş ve inekleyerek okuyabileceğini zanneden ve daha önceki konuları balık hafızalı misali unutup birbirine karıştıran öğrencilere ise kızar, kudurur, bazen aşağılar ve genelde kan kusturur. bu kötü öğrenci/sınıf profili onun kötü bir gününe denk gelirse kurunun yanında yaşta yanar sözü misali herkes payını alır. mesela bir gün dersinde lokaste ile klytaimnestra yı karıştıran bir arkadaşımız sayesinde zeus un blitzbündel i olub kafamıza kafamıza yağdıydı. kızdığı zamanlarda saçı sakalı birbirine karışıksa biraz daha korkutucu görünür. ama o şüphesiz ki çok merhametlidir.

    nevzat hoca mitoloji dersimize girerken çakallık yapıp türkçe kaynak bulalım dediydik. ama gördük ki piyasadaki türkçe mitoloji kitapları masal kitaplarından farksız yani sadece hikaye (hatta bu kitapların bazıları proflar tarafından yazılmıştı). kısacası arkadaşlar mitoloji öğrenecekseniz nevzat hocanızın size almanca olarak verdiği ve eğer hayatı olduğu gibi kabul etmeyipte sorgulayan bir insansanız size din allah kitap herşeyi sorgulatan o metinleri seve seve okuyacaksınız.

    diyebilirim ki sayesinde hayatta bazı şeylere farklı bakar oldum. bazı öğrenciler, onun anlattıklarını " bunlar ne yav? ne yenir ne içilir nasıl işime yarar ki??" şeklinde düşünürken aslında anlattıklarının şu veya bu şekilde günlük hayatımızda, ailede, evlilikte, kadın erkek ilişkilerinde, internette gizliden gizliye çaktırmadan baktığınız porno sitelerde, vesairede bol miktada bulunduğunu fakat hamburgerle, televizyonla, dinle, siyasetle kısaca medeniyetin ve kültürün getirdiği her türlü vırtla zırtla yoğrulmuş beyinlerimizin bin yıllardan beri hiç değişmeyen bu olguları farklı yorumladığı veya görmezden geldiği gerçeğini unutmamak gerekir.

    öğrenci taifesinin bir kısmı nevzat kaya hocamızdan pek hazetmez, bazıları not uğruna şakşakçılık yapar, bazılarıda hakikaten kendisi son derece sevip sayar. gariptir ki ismini vermek istemediğim başka derslerde ağzının suyunu akıta akıta uyuyan bazı öğrenciler onun derslerine daha fazla ilgi duyarlar ve aktif olurlar (demek ki kafa çalışırken insanın uykusu gelmiyormuş). sonuç olarak kendisi bu ülkedeki ender bulunan gerçek manada ki entellektüel şahsiyetlerden biridir ki bence bu seviyeye basında entellektüel diye lanse edilen bir kısım lavuklar gibi lafla değil bileğinin hakkıyla gelmiştir.

    haa bide öğrencilerinin dikkatine!!: kendisi görüldüğü kadarıyla internette öğrencilerinin takıldığı ve dedikodu yaptığı feysbuk misali sitelerde arasıra sörf yapmaktadır. bi gün bizim derste bi bomba patlattıydı. sakın haa öyle ulu orta yere dedikodu yaptığınız forumların linkini koymayın...

    kendisiyle beraber şöyle adam akıllı içme fırsatı bulamadığım tek hocamdır :(
  • değil ege'nin, dünyanın az sayıda sahip olduğu veli nimetlerden bir tanesidir nevzat hoca! o birrrrrrrr deha! o birrrrrrr komik! o birrrrrrrr deli, o birrrrrrr oedipal complex, o birrrrr orestes!... kaç dersine cesaret edip de giremediğimiz olmuştur, ben sayamadım. gülme krizlerinden sıyrılıp önümüzde duran metne konsantre olmak bir hayli yormaktaydı da, o sebeple yani..

    bu inanılmaz adamı tek bir dönemliğine de olsa tanımış ve derslerine katılmış olmak bile müthiş bir gurur kaynağıdır şahsım adına. insanları ölümüne güldürürken aynı zamanda deli gibi düşünmeye itme kabiliyetine sahip yegane varlıktır.. ayrıca perişan halde dağınık sarı saçlar ve kirli sakal, başka hiçbir insan evladına, ona kattığı karizmayı katamaz. ahan da buraya yazdım!!

    (bkz: fuckin funny man)
  • "her şeye, her piyangoya bu insanların bir hikayesi var. bunlarla o yüzden sözsel ya da söylemsel olarak baş etmek mümkün değil,çünkü bunlar söylem fahişeliği yapıyorlar."

    yaklaşık 20 yıldır muhattap olduğum kesmin eylemlerini ve onların nasıl bir saçmalığın ürünü olduklarını tanımlamak için kelime arayıp karşılığı olmadığını düşünerek kullanmayı bırakıyordum. ama nevzat hocam sağ olsun siyasal islamın tam karşılığını dile getirerek içimin yağlarını eritti resmen, hayatım boyunca da bu tanımlamayı kullanırım: söylem fahişeliği...

    var ol hocam.
  • "beni şikayet edebilirsiniz ama yine ben haklı çıkarım" demiş bilge.
    (sigara içtiği bir derste dumanını tüttürürken.*)
  • kendisi kadar birikimim olsa açık söylüyüm benle konuşmak isteyenlerden hes kodu gibi karşımdakinin gerizekalı olmadığını gösteren bir kod isterdim. aptallığa tahammül edememenin egoyla bir alakası yoktur. kendisinin youtube kanalında yaptığı bedava bilgi erişimini üniversiteler, "akademisyenler" 5 derslik video ile online sertifikalı ve paralı kurs olarak düzenliyor. egoya bak hele.
  • hocam, burayı okuduğunuzu ve takip ettiğinizi artık sağır sultan duydu. sizi flu tv'den önce keşfetmiş, videolarınıza yorumlar bırakmış, kalpler atmış, içimden güzellikler dilemiş, sizi seven ama dersinizi hiç almamış bir online öğrencinizim.

    insanların ufkunu açan, çöp kazanı olarak gördüğümüz akademi dünyasında soluk aldıran biri olarak, internetin/sosyal medyanın varlığıyla lütfen ama lütfen artık yüzleşin ve bu gerçekle devam edelim yola, katırlarla değil. hakkınızda girilen en ufak olumsuz bir girdide twitter hesabınızdan saydırmanız o kadar " boomer " gözüküyor ki, ben sizin gibi türkiye'de yaşadığına şükrettiğim birine yakıştıramıyorum. evet, size neyin yakışıp yakışmayacağına karar veremem bu başka dava *.

    sadece " hmm bir bok bilginiz yok, ben yıllarımı vermişim öyle eline klavye alıp da bana sallayamazsınızzzzz!!! kül yutmam benn!!! şayzee " tavrınız sizi seven biri olarak savunduklarınızla çelişiyor gibi geliyor. just relax and keep calm and love cats ok?

    kiss.
  • müjdegül karaca ile yaptığı cinsellik ve cinsiyet mitleri videosundan tanıdım kendisini. engin bilgisine hayran kaldım ve soluksuz izledim ne anlattıysa. müthiş bir anlatımı var ve yer yer eğlenceli hatta bir iki yerde kahkaha attım baya. bundan sonra fanıyız kendisinin izindeyiz

    "kadınların penis kıskançlığı yok, erkeklerin doğum kıskançlığı* var" deyip örneklerle dile getirmesini unutmayacak ve ortamlarda bu bilgiyi satacağım*
  • şu adamın baslıgını da nefretle, "balon ya bu adam" ile doldurmasak?
    guzel sevimli insan, cok bilgili, degisik acılardan bakiyor, degisik fikirleri de var.
    kimse dunyada herkonuda bizimle aynı dusunmek zorunda degil.
    sizden bir konuda farklı dusunen herkesten olumune nefret ediyorsunuz.
    nasıl biryer burası anlamak mumkun degil.
    nevzat abimiz uçmus biraz ama keske herkes onun gibi uçsa.
hesabın var mı? giriş yap