• ünlü yazar hanif kureishi 'nin senaryosunu yazdigi kücük ama carpici; iddiasiz ama vurucu bir film.*
  • basta omar karakterini daha cok sevsek de arada kalmisliginin verdigi ikiyuzluluk insani rahatsiz ediyor. bastaki saf cocuk gulumsemesinin altinda sinif atlama ve ingilizlesme hayali kuran biri yatiyor cunku. pakistanlilar etnik olarak ezilmislik ve somurulmusluklerinin onune gecmek icin kapitalistlesmeye calissalar da yine pis is onlara duser. ingilizlerin pisliklerini temizlemek zorunda kalırlar. filmde camasirhane farkli sinifsal ve etnik kokenden insanlarin bulusma mekani olarak yeralirken ayni zamanda hem kamusal hem de ozel mekan olabiliyor. yani para ureten bir ticarethane bir gay ciftin asklarini yasadigi bir mahrem mekan olabiliyor. ilk kez cinselliklerini rahatsiz olmadan izledigim ve aralarindaki aski inandirici buldugum gay filmi. filmde omarin babasi belki de ozdeslik kurulabilecek tek karakter sosyalist bir entelektuel olarak ama o da acinasi bir halde kendisini izole etmis ve edilmis hasta ve yasli bir kisilik.
  • escinsellikten ote irk farkliliklarini, somurge edilmis ve ingiltere de hala ikinci sinif vatandas olarak gorunen pakistanlilar ile onlarin beyaz ingilize ve beyaz ingilizin onlara bakisini sorgulamadan gosteren muazzam bir filmdir. escinsellik alt tema olarak yer almistir filmde.

    boyali sari saclari ile daniel day-lewis insanin aklini basindan alir. 1985 yapimidir.
  • zamanında en iyi orijinal senaryo dalında oscar adayı olmuş, new york eleştirmenler birliği ödülünü almış olan film.

    http://www.resetmagazine.net/…inema/laundrette.html
  • tiyatro uyarlaması için müzikleri pet shop boys'un yaptığı film. motif müziklerinin yanı sıra iki de yeni şarkı, angelic thug ve no boundaries'in bulunduğu aynı isimli ep de dijital olarak geçtiğimiz mayıs ayında yayımlandı. albüm daha önce cd olarak yalnızca grubun senelik yayını annually'nin 2020 sürümünde yer almıştı.

    ep'de yer alan tüm parçalar şöyle:

    1. omar's theme
    2. angelic thug
    3. johnny's dark side
    4. night sings (popa's theme)
    5. johnny's theme
    6. beautiful laundrette
    7. no boundaries
  • bir adamla bir baska adamin, bir erkekle bir baska erkegin, bir herifle bir baska herifin gozyasartici bir askla, birbirlerine sozler vermeyi gereksinmeden dokunma hafizalarini gelistirebildikleri tek konut eklentisi...
  • 1980'lerin ingilteresi, pakistanlıların ruh hali hakkında epey fikir veren bence gayet sağlam bir film. yönetmen eşcinsel ilişkinin yanısıra çocukluk arkadaşı olan ingiliz genç ile pakistanlı gencin ergenlikte yollarının nasıl ayrıldığını sonra nasıl birleştiğini ırkçılığın nasıl taban bulduğunu anlatırken hayli usta davranmış. bence bir klasiktir.
  • köyden indim ingiltere'ye temalı film. ilk yapımı konusu için izlemeye başladım sonra bir baktım sevdiğim bir yüz: daniel del lewis
    film karışık bir yapım ideolojik kelimeler her ne kadar fazla kullanılmışsa da ben bu film için arada kalmışların filmi diyebilirim ancak. para, hırs, kan üçlemesi, varoşluk, gaylik, faşizm temalarıyla birleşmiş. gördüğünüz üzere ne kadar tema varsa bu filmde. bir kısımda clockwork orange eşkiyaları varken diğer tarafta italyan mafyasının pakistan versiyonunu görüyoruz. tabii bir yandan da zamanın ingiltere'sinin karışıklığı yüzümüze vuruluyor.
    anlayacağınız arada kalmış kelimesi bu film için ve zamanın ingiltere'si için oldukça uygun. oldukça sıradan bir konu olmasına rağmen işlenişi ve filmin akıcılığı filmi her türlü izlenilesi kılıyor. yapımın bu yüzden sizi sıkmayacağına eminim. güzel bir pazar filmi demek pek yanlış olmaz.
    --- spoiler ---

    sonunda canım ailem, değerler buluşması finaliyle de filmin sıradanlığı zaten bariz belli oldu.
    --- spoiler ---
  • kaliteli film olsa da öyle mükemmel bulduğumu falan söyleyemem. ama sağlam tarafları var. mesela stephen frears'in filmin merkezine pakistanlıları koyup onların dertlerini tasalarını, ezilmişliklerini, yükselme, sınıf atlama ve bu eziklikten kurtulma çabalarını anlatması, üstüne eşcinsel ilişkiyi klişelere kaçmadan aktarması. asıl başarılı tarafı da merkezdeki omar/ömer karakteri. iyi yazılmış ve oynanmış bir karakter. öyle özgün bir karakter değil, hep tanık olduğumuz karakterlerden ama iyi işlenmiş. lakin ezilmişliği, bunun getirdiği yükselme ve intikam hırsı, açgözlülüğü nedeniyle itici bir karakter aslında. tabii ki ezilmekten kurtulmak istemesi normal, sınıf atlama isteği de normal ama mesela arkadaşına "eskiden sen beni hep ezerdin, şimdi benim çamaşırhanemde yerleri paspaslatıyorum sana" demesi karakteri itici yapmaya yetiyor. zaten sadece bu cümle karakterin hırsını, yükselme ihtiyacını, intikamını bi güzel özetliyor.

    frears ırkçılığı, ingilizlerle göçmenler arasındaki bitmek bilmez (bitmeyen, bitmeyecek) çatışmaları da aktarıyor. aslında her açıdan spike lee'nin en kaliteli filmi do to the right thing'i hatırlatıyor. bu film, lee'nin filminden önce çekildi. lee filmini yaparken bu filmden esinlendi mi bilemiyorum, ortak tarafları mevcut. bu arada lee'nin filmi bence daha iyi, daha etkileyici. daniel day-lewis her zamanki gibi iyi oynamış, keza ömer'i oynayan gordon warnacke de iyiydi, rita wolf pek güzelmiş. son not; kumail nanjiani bu filmi dizileştirecekmiş. bakalım katledecek mi, yoksa üstüne koyup kaliteli bir dizi mi yapacak göreceğiz.
hesabın var mı? giriş yap