• karsilikli garantili yok etme. dikkat edilirse kisaltmasi, cilgin anlamini veren mad kelimesidir.
  • kısa adıyla mad olarak bilinen, nükleer silah sahibi ülkeler arasında çıkacak bir nükleer çatışmada, tarafların herbirinin kabul edemeyeceği zararlara maruz kalma riskinin büyüklüğünden kaynaklanan bir denge durumunu ifade eden bir teoridir.

    nükleer savaştan "muzaffer" olarak çıkacak ülkenin alacağı hasarın kabul edilememezliği nedeniyle bir denge durumuna işaret edilir. teori en çok dillendirildiği 60'lı 70'li yıllarda türkçeye "dehşet (yılgı) dengesi"olarak çevrilmiştir. kurulan dehşet dengesinin bir nükleer savaş çıkması ihtimalini azalttığı teorisi bizzat abd tarafından da kabul görmüştür. 1967 yılında bu dehşet dengesini bozmaya dönük anti balistik füze projelerinin sınırlandırılmasına dönük anlaşma imzalanması fikri de yine ilk kez abd tarafından dile getirilmiş ve 1972 yılında abd ve sovyetler birliği arasında abmt (anti-balistic missile treaty) anti-balistic füze anlaşması imzalanmıştır.

    anlaşma 2002 yılında süresini doldurmuş ve abd anlaşmadan çekilmiştir.

    abd'nin son dönemde anti-balistik füze sistemleri geliştirme konusunda attığı adımları, bir nükleer savaş durumunda rusya ve çin'in abd'ye vereceği zararı "kabul edilebilir" boyutlarda tutma niyeti ve çabası olarak okumakta fayda vardır. nükleer silahlanma yarışının körükleneceği ve dünyamız için nükleerden kaynaklanan tehlikelerin çok büyük boyutlara ulaşacağı bir döneme giriyoruz. ilgili diğer başlıklarda konuyu irdelemeye devam edeceğim.
  • bu güne kadar 3. dünya savasının çıkmamış olmasını şüphesiz nükleer silahlara borçluyuz. 2. dünya savaşından bu yana dünya’nın güçlü devletleri ideolojik, stratejik, ekonomik ve birçok benzer neden ile çıkar çatışmasına girmişlerdir. bu çıkar çatışmaları 1. ve 2. dünya savaşlarına sebep olan dengesizlik ve çıkar çatışmalarında çok daha ötelere gitmiştir ancak neyse ki 3. dünya savaşı eski bilinen anlamda büyük devletlerin savaşları seklinde başlamamıştır. bunun yerine düşük yoğunluklu ve çıkar bölgeleri olan ülkelerde zıt grupların güçlü devletlerce desteklenmesi seklinde, bölge insanlarının birbirleri kırmaları seklinde savaşlar olmuştur. afrika’da ve orta amerika’da örneklerinde bolca rastlanır. vietnam ve afganistan örnekleri ise büyük devletlerin kendi ordularını direkt kullandıkları ve derslerini iyi aldıkları örneklerdir.

    gerek abd gerekse eski sscb ve bu günün rusya’sı, çin, ingiltere ve fransa’da iyi bilinir ki ne kadar nükleer stoğa sahip olurlar olsunlar, nükleer savaş başladığında düşmanların nükleer silahlarının en azından bir kısmını muhakkak kendi ülkesinde kullanacak. burada aklınıza abd’nin japonya’da kullandığı atom bombaları gelmesin. bunun yerine etkileri kiloton yerine megaton tnt eşdeğeri ile hesaplanan hidrojen bombaları kullanılacak. bu silahlar sadece uçaklar ile değil, seyir füzeleri, kıtalar arası balistik füzeler (1 den çok savaş başlıklı), denizaltılardan ateşlenen füzeler ve başka yöntemler ile hedeflere engellenemez şekilde ulaştırılacak. düşman unsurlarının çok büyük bir bölümü sürpriz saldırı ile imha edilebilse bile, düşman en azından sizin ülkenizdeki nüfusun çok büyük bir bölümünü yok edecek kadar nükleer silahını zamanında kullanma fırsatı bulacaktır. yani yok oluş karşılıklı olarak garanti altındadır. bu bakıma nükleer savaş kimse için düşünülebilir bir seçenek değil.

    konvansiyonel savaşta, taraflardan birinin çaresizlik ile stratejik durumu düzeltmek için, limitli nükleer güç kullanmaya kalkması, karşı tarafın buna cevap vermesi ve karşılıklı verilecek cevapların "total commitment", "tam çatışma" ya varması riski vardır, hatta engellenemezdir. bunu iyi bilen süper güçler aralarındaki bir konvansiyonel savaşın karşılıklı yok oluşa gideceğini, gitmek zorunda kalacağını bilirler. bütün bunlar 3. dünya savaşının çıkmasını engellemiştir.

    mad "çılgın" aslında insanlığın bulduğu harika bir doktrindir demek yanlış olmaz sanırım.
  • salt rasyonel düşünen iki düşman yapay zeka karar mekanizmalı ülke arasında ders çıkarılacak, yer yer irrasyonel yer yer rasyonel homo sapiens karar mekanizmalı iki ülke arasında ders çıkarılamayabilecek teoridir.

    efenim kitle imha silahı deyince zihnimizde atom bombasından sonra ikinci çağrışan şey tarantino'dur. ve elbet ki bu teoriye hoş bir örnek teşkil eden çalışması illa ki vardır. şimdi izleyip geliyorum. tamam şöyle ki;

    --- spoiler ---

    django'da dr. schultz'un, calvin candie isimli aşırı kıl kaptığı ultra gıcık şahsiyetin isteği üzerine ayağına kadar gidip elini sıkması halinde aralarındaki savaşın biteceği ve kimsenin yara almadan meydanı terkedeceği kesindir. bunu sosyal zekası anasının gözü mertebesindeki insanımız dr. schultz de bilmektedir.

    dr. schultz dostu django'ya son kez bakar ve "dayanamadım..." diyerek calvin'e döner, silahını çeker ve onu imha eder. neticesinde geride kalan birkaç adamı öldürse de onlarcasını öldüremeyeceğini bildiğinden saldırıya geçmez ve calvin candie'nin adamları tarafından imha edilir.

    dr. schultz ve calvin candie'nin iki ülke olduğunu ve bu iki ülkenin kararlarının doğalarını sorgulayalım. dr. schultz ülkesi gurur duygusuyla temellendirip irrasyonel bir güdüyle şartlanarak calvin candie'yi imha etmiştir. calvin candie ülkesinin cevabı ise intikam duygusuyla temellendirilip irrasyonel bir güdüyle şartlanarak dr. schultz ülkesini imha etrk olmuştur.

    insan beyni irrasyonel tepkilere gebe iken, onu içine alan rasyonel bir denklem mutlak doğruya dönüşemez.

    --- spoiler ---

    efenim yukarıdaki harflerden ne çıkardık: öyle her teoriye kanunmuş gibi atlamamak ve biraz tarantino filmi izleyip feyz almak lazımmış.
  • malatya'ya kurulan radar ile külerinden canlanan bir paranoya hali. sorun şu ki, bu kalkan soğuk savaş döneminden arta kalan bir paranoyanın uzantısı mı yoksa daha ciddi bir durumun habercisi mi?

    ayrıca dave mustaine'in reader's digest'a havale ettiği bir konu.

    (bkz: sweating bullets)
  • doğrudan bu ilkeden faydalanmak için kurulmuş (kurulduğu farzedilen) bir sistem için (bkz: dead hand)
  • "the nuclear arms race is like two sworn enemies standing waist deep in gasoline, one with three matches, the other with five.”
    - carl sagan
  • mad'in varlığı iki süpergücün de işine gelmiştir. nükleer savaşı kazanma amacı doğrultusunda yapılacak hamleler "aman şimdi icat çıkarmayalım, böyle iyi, dengemi bozmayınız" düşüncesi ile bir süre ertelenmiştir.

    (bkz: strategic arms limitation talks)
    (bkz: strategic arms reduction treaty)
  • bir nevi uluslararası nükleer meksika açmazı dır.

    fakat abd'nin rusya'nın çevresine kurmakta olduğu füze kalkanı projesi , bu dengeyi abd lehine tehlikeli bir şekilde bozabilir.
hesabın var mı? giriş yap