• ilçeleri hakkında aklınızda az çok bir fikir oluşabilmesi için şöyle bir benzetme yapılabilir:

    muğla merkez/dalaman - ankara
    bodrum/marmaris - istanbul
    fethiye-izmir
    ortaca/köyceğiz - eskişehir
    milas/datça - çanakkale
    yatağan/ula/kavaklıdere - çorum/tokat/yozgat

    gibidir.
  • muğla’da neredeyse tüm ilçelerde yangın çıkartıldı ve şehir göz göre göre yok ediliyor. menteşe, marmaris, milas, bodrum, kavaklıdere, köyceğiz, ortaca, fethiye, seydikemer, ula, yatağan, datça, dalaman.

    allah kahretsin bu hükümetin zihniyetini, şehirde yanmayan yer kalmayacak! #muğlayanıyor
  • yeryüzünde cennet olan bir şehri, üstelik “muhalif” bir şehri yaktınız ya, hümanizmin noktası kadar hümanizm göstermeyeceğim. içimdeki bütün nefreti körüklediniz.
  • alevler içinde kalmış yurdum, yuvam, ocağım...

    su günler geçsin. sadece biz yörük kadınları hepinize yetecegiz. gerisini saymıyorum bile. bu memlekete civi çakamayacaksınız. izin vermeyeceğiz. cesedimi ciğneseniz de and olsun.
  • türkiye'nin geri kalan 80 ilini bir kenara koyuyorum.
    muğla için can verilir!

    ankara bozkırlarında doğmuş, büyümüş bir insan olarak; çok çok uzun yıllar boyunca deniz, benim için çok özel anlamı olan bir varlıktı. yıl boyunca uçsuz bucaksız taş, toprak, bina gören gözlerim; o sonsuz maviliklere kavuşabilmek için yaz mevsimini iple çekerdi.
    akyakası, fethiyesi, marmarisi, bodrumu... muğla da muğla'ydı hani. irili ufaklı sahilleri, koyları, kıyıları en kıymetli mücevherlerden bile daha berraktı.
    deniz varsa yakında, gidip girersin; yüzersin, suyun altına bakarsın, kıyıda uyuklarsın...
    deniz, sıvı haldeki mutluluktu bu ankaralı kız için. güneşli bahar ve yaz aylarında batıkent'in bir türlü denizle kesişemeyen ufuk çizgisi yok mu... batıkent'te deniz olmadığına ikna olmak çok zordur. bir sahil kenti huzuruna ve yapısına sahiptir.
    o yüzden hep rüyalarımda batıkent'te deniz olduğunu görürürüm. bir yokuşun başında aşağıya bakıp, "hah! işte orada!" deyip, yaldır yaldır pırıldayan akışkan mücevhere doğru yürürüm.
    bir bozkır çocuğu için deniz kıymetlidir.

    ne var ki, iç anadolu bozkırlarından istanbul'un yapış yapış kalabalığına göç etmek mecburiyetinde kaldım 3 sene evvel. benim için denizin anlamının değişmesinin miladı da bu oldu.
    istanbul'a geldiğim ilk sene bok kokan, çöp dolu, bulanık marmara suyundan o kadar tiksindim ki, ömrüm boyunca bir daha denize giremeyeceğimi sandım. kadıköy'deki foseptik kokusu, vapur tuvaletlerindeki lağım kokusunun denizin pislik ve yosun kokusuna karışması, ciğerleri acıtan kirli hava, geceleri ayın çevresinde oluşan kirlilik haresi...
    öldüm sandım, öldüm. bir daha hayat eskisi gibi olmayacak, benim bu şehirden ölüm çıkacak sandım. bu kalabalık, kargaşa, geçim güçlüğü... türkiye'sine de istanbul'una da lanet olsun; mikerim böyle ülkeyi, kıvamındaydım.

    derken yaz geldi. üstelik kış boyu denizi gördüğüm bir yılın sonunda ki, ömrümce böyle bir şey olmamış daha önce. hiç gidesim yoktu tatile. denize giresim hele hiç yoktu. denizlerde bir korsan gibi ömür sürmeyi düşlemiş o deniz sevdalısı çocuk; uğursuz diye denize sırtı dönük oturan ege köylüsüne dönüşmüştü.
    ama oldu bir şeyler ve o yaz da yolum düştü o mübarek muğla topraklarına.
    akyaka'ya ayağımı basıp, ciğerlerimi bir anda baş döndürücü çam kokusu doldurunca bir kabustan uyandım. neredeyse diz çöküp yeri öpecektim! ağustos böceklerinin sesleri, tertemiz ıtırla beyne dolan hava, seni bir anda sarıp sarmalayan yeşil, hemen yanında yükselen yalçın kayalıklar ve en ileride tüm sevencenliğiyle pırıl pırıl yanan bir deniz... gerçek deniz! yarabbi! cennetin simülasyonu muğla'da mı yaptın?

    muğla, diğer bir çok ilimizde olduğu gibi her geçen gün saflığını, doğasını, el değmemişliği yitirmekte. ama hala, yaşayanlara cennet vaadi değil, cennet deneyimi sunmakta.
    bazıları vatanseverliği anlayamıyor. kuru toprak parçası sevilir mi, diyorlar. sevilmez mi? sevmeyi de geçtim ben.
    ey muğla!" uğruma can ver!" dedin de, vermedim mi?
  • bir cok farkli ulkede, bir cok farkli sehir gormus olmama ragmen, 'altin kafese konan bulbul' misali benim icin en guzel sehirdir mugla. etrafindaki yesil alanlariyla, yakinlardaki tatil beldeleriyle, sehir merkezindeki sakinligiyle, insanlarin modernligiyle ve en onemlisi oradaki dostlarla dunya uzerindeki en yasanilasi yerdir.

    biz lise yillarinda internet kafede tuketmedik zamanimizi. internete elimizi ilk oss sonucu ogrenmek icin surduk 18imizde. hic bowling-bilardo salonuna gitmedik. bizim icin en kiymetli zamanlar arkadaslarimizla cuma aksami sinemaya gittigimiz, haftasonu gokova'ya gittigimiz ya da sadece bir kafede oturup bir seyler icip susmadan konustugumuz zamanlardi. sanal arkadasimiz olmadi bizim. gercegi o kadar coktu ki, hic onlara ihtiyac duymadik. annemiz-babamiz arkadaslarimizin anne-babasini da tanidigi icin daha 15imizdeyken gece 12ye kadar disarda kalabiliyorduk. kizli erkekli arkadas grubumuzda sacmasapan iliskilere girmeden 'arkadas' kalabiliyorduk. yazlari bircogumuz yazlik yerlerde calisiyordu ve kimse bundan gocunmuyordu.

    mugla'da yasamak, hayatin tadini cikartmak demek. oraya buraya kosturmadan, bir seyler icin telaslanmadan...
  • bu şehri bırakın kendi haline, ama herkes bıraksın, iktidarı, muhalefeti bütün siyasetçiler, müteahhiti, sosyal medya şovmeni, yardım edelimcisi, tatile gidelimcisi herkes bir rahat bıraksın, yalnızca oradaki insanlar ve doğa baş başa kalsın, yazları boku çıkmasın bu şehrin, 10 yıl sonra yine aynı güzelliğe bürünecektir. doğa kendini yenileyecektir, biz insanlar bok ediyoruz bu güzelim şehri.
  • muğla bölgesindeki şehirler arası yolların rezilliğinden chp'li belediyeleri sorumlu tutup "inşallah lağvedilirsiniz" diyen adam ya aktroll'dür, ya da bu yolların belediye sorumluluğunda olmadığını bilmeyecek kadar cahildir, ciddiye almayınız.

    bunun dışında buradaki belediyelerin zibilyon tane sorunu vardır bak, o ayrı. ama bu yerel yönetim sorunlarının ana kaynağı da, kimseye sormadan etmeden yasa çıkartıp 100 bin nüfuslu ufacık bir şehir merkezini "büyük şehir belediyesi" yaparak mevcut işleyişi sabote eden ve muğla'dan elde ettiği gelirle, bolca oy aldığı başka başka yerlere yatırım yapan hükümettir.

    örnek vermek gerekirse, muğla ve ilçelerini iç anadolu'ya bağlayan muğla - denizli karayolu, belki bi 10 seneden beri bitirilememiştir. tabi, yolun muğla sınırları içinde kalan kesiminden bahsediyorum. yoksa, denizli il sınırına girer girmez mis gibi duble yol başlıyor. kapiş?
  • benim için dünyadaki cennetti muğla... her yaz oraları bir kez bile görebilmek için binlerce km yol yapardık... ne anılar var. bu kadar güzel olabilmesine; hem dağ, hem orman, hem denizin ve tarihin en güzelini barındırmasına hayret ederdim. içim yanıyor şimdiki çaresizliğe...
  • deniz, tatil ve karı-kız umudu ve zaten bir sike derman olmayacak öss puanıyla bu şehrin üniversitesi tercih ediliyor.

    bakın ben muğlalıyım geçen yaz otobüste yanıma oturan daha sonra çorumlu olduğunu öğrendiğim, genç bir arkadaşımız deniz nerde diye açtığı sohbetin devamında üniversiteyle ilgili bir kaç soru sormak istedi. sorduğu sorular kızları güzel mi, barlar ve gece hayatı nasıl, kiralar neden pahalı. akabinde daha önceden gezdiği ısparta süleyman demirel üniversitesi'nin muğla üniversitesin'den daha güzel olduğunu ve büyük ihtimalle bu üniversiteyi tercih etmeyeceğini söyledi.

    bakın bu dalyaraklardan muğla'da çok var. anadolunun bağrından kopup;vasat öss puanıyla aha deniz,kum,güneş,ruslar,içki oley diyerek muğla üniversitesini tercih ederler.

    sonra yaaa kiralar çok pahalı, muğlalılar çok pinti, bu ne amına koyayım saat 1'de son dolmuş mu olur üffff nasıl gitcez şimdi kötekliye, ıyyyyyy şehirde altyapı yok .s.s şeklinde zırlıyorlar. lan davar oğlu senin geldiğin şehirde eşek sikiyorlar be. bi git de gör bakalım ebenin amını istanbul'da. çeliktepe'de hergün tinerciler kessin yolunu götün uçuklasın. 4 tane otuzbirci mühendis ev arkadaşın ile birlikte 85 metrekare eve 1200tl ver, birayı arapların ve tarlabaşı gençliğinin işgalinde bulunan sikik taksim'de bile 15 tl ye iç. sonra muğla'nın değerini anlarsın.

    ama yok sen hala 2 kişi yerine 3 kişi gelince 100 tl fazla kira istiyorlar ühüühühü diye ağlıyorsun amk sikiği. size su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim.
hesabın var mı? giriş yap