• birgun ic organlar bir arada tartismaya baslar iste ben mudur olcam, sen mudur olcan derken kalp "olum ben mudur olcam, size kan sagliyorum, ben olmazsam bi sikim yiyemezsiniz, ereksiyon bile olamazsiniz, cukunuz duser maazallah" demis aday olmus, iste beyin "lan oglum, manyaklasmayin ben olmazsam kalp ne sikime yarar, bak beyin olumu diye bisey var. beyin oldu mu, tuttunuz siki. kalp olsa ne yazar, artik by-pass bile ediyolar onu" demis bu da aday olmus.

    secime iki-uc gun kala got cikmis "mudur ben olcam" demis, tabi millet kiciyla gulmus. got cok alinmis, ben size gosteririm demis. ve sikmis kendini, yukardan diski geliyo bu bi turlu sicmiyo. sikmis, sikmis en sonunda metabolizma dayanamamis tabi. ic organlarda hasarlar olusmaya baslamis, zehirler kana karisir olmus tam vucut olumu gerceklescek kalp ile beyin cikmis tamam biz cekiliyoz, sensin mudur, yeter ki sic demisler. mecburen got'u mudur secmisler anlicaginiz. iste o gun bugundur butun gotler mudur olmus.

    yaa, iste boyledir mudurun tarihsel gelisimi.!
  • beni sözlükte fıkra anlattıracak hale getirmiş bir insandır. insandır tabi başka ne olucak...

    tilki aslanın karısına göz koymuş ve aslanın yanında olmadığı bir gece geçmiş bayan aslanın arkasına... biiiip.... ertesi sabah süper bir kahvaltı hazırlamış bayan aslan kocasına. "vayy karıcım bu ne güzel masa böyle hayrola?" diye soran kocasına çapkın çapkın bakmış ve "dün gece harikaydın aslanım" demiş. aslan dumur olmuş "nasıl ya ben dün gece evde değildim ki" demiş. sinirden kıpkırmızı olarak öyle bir kükremiş ki bütün orman ininin önünde toplanmış. aslan da dışarı çıkmış "kim ulan dün gece ben olmadan benim evime gelen? bir adım öne çıksın yoksa hepinizin..." diye bağırmış. herkes şaşkın şaşkın ve korkuyla birbirine bakıyormuş. avdan yeni dönen ve neler olduğunu anlamayan kurt tilkiye yaklaşmış ve sormuş: "yaw noluyo burda?". tilki de cevap vermiş: "aslan bütün ormanın idaresini tek başına yürütmekten yorulmuş. "aranızda kendine güvenen aklı başında kim varsa öne çıksın müdür yapıcam" dedi. bak sen becerirsin bu işi". gaza gelen kurt bi adım öne çıkmış. neyse ertesi gün tilki, karşıdan topallaya topallaya gelen ayakta zor duran kurda seslenmiş "kurt bey kurt bey hayrola? müdür olalı yürüyüşün değişmiş".

    fıkra bitti gülebilirsiniz.
  • mesleğe yeni başlayan birçokları için yol yordam öğrenme mevkisidir müdür. pırıl pırıl, toy, kafanızda lan ben ne bok yiyecem burada sorularıyla başladğınız meslek hayatında ilk istikameti bu adamlar gösterir. iyisi kötüsü olur. ben şanslıydım, iyi müdürlerle çalıştım. hayat boyu unutamayacağınız şeyler öğrenirsiniz tecrübelerinden. benim 2 tane müdürüm vardı, ikisinden de farklı şeyler öğrendim mesela.

    bi kere bu 2 adam taban tabana zıtlardı. biri dünyanın en ehl-i keyf, en rahat adamıyken diğeri, panik, heyecanlı, birlikte söylediğimiz yalanı 2 dakikada tereddütsüz kabul ediyor; tabanca ki nereye çevirirsen oraya ateş etmeye hazır. önce ehl-i keyif olan, ali abi. ali abi benim hayatımda görebileceğim en değişik adamlardan biri, zerre şüphem yok. çalışmaya ilk bu adamın kucağında başladım. bilmediğim şeyleri o'na danıştım. danıştım da adamdan asla ama asla sorduğum sorunun tam cevabını alamadım ya lan. ali abi'nin tüm cevapları fabl şeklinde olur ve bu hikayede muhakkak bir hayvan başka bir hayvanı sikerdi. adam la fontaine reincarted ama bulvar gazetesinde yazıyor amına koyim. bi gün hışımla daldım bunun odasına. işveren mühendisi anlaştığımız hesap metoduna burun kıvırıyor, 3 gümlük emeğim boşa gitmek üzere;

    -abi müsait misin?
    +oo, ortaam gel içeri gel.
    -abi ya ben bu amınırzınısktiğiminin müşavirini öldürücem ya. 3 gündür anlaştığımız metodla hazırladığım hesalarda referans standartları değiştir dedi.
    +sakin ol ortaam. hesabı düzeltirsin olur biter.
    -abi baştan yapmak demek düzeltme olmaz o. bir sürü emek verdim yetiştiricem diye.
    +çay içiyon mu? çok güzel çay var.
    -ha?
    +ben de niye soruyorsam #telefona sarılır# ayşe hanım benim odaya 2 çay. bak sana bi hikaye anlatayım.
    +şimdi ormanın birinde bi tane tavşan yaşarmış. tavşan bi gün ormadan gezerken aslan tavşanı yanına çağırmış. aslan çağırıyor amına koyim, götün yiyorsa gitme. tavşan gidiyor yanına aslanın, aslan buna nerde lan senin şapkan diye soruyor. tavşanın şapkası yok. aslan bunu evire çevire sikiyor. ertesi gün yine tavşan gezerken aslan tavşanı çağırıyor, şapkasını soruyor, şapka yine yok, aslan tavşana bi daha kayıyor. ertesi gün yine aynı, ertesi gün yine aynı, tavşan bakıyor ki olacak gibi değil şapka takıyor bir tane. aslan yine çağırıyor tavşanı yanına bu ne biçim şapka lan avradını siktiğim diyor bi daha sikiyor tavşanı.
    -ee?
    +ee'si bu kadar.
    -abi ben bi sikim anlamadım.
    +anlayınca gelirsin çay içmeye. çayı haketmeden içirmicem sana.
    -olmadı ben bi siktir olup gideyim?
    +olmadı sen bi öyle yap.

    sonra öbür müdür, erdinç. ali abi'yle çalıştığım yerden ayrıldım, hikayeyi çözemediğimden o çayı da içemedim amına koyim. bi tane gavur firmasına geçtim. müdür türk. tam meseleyi hatırlamıyorum, bi tedarikçiden bir sertifikasyona uygunluk evrağı almamız lazım ama tedarikçinin mektup çok kötü bir ingilizceyle yazılmış ve muallakta ifadeler var. düzeltilmişini isteyecek vaktimiz yok. açtık acrobat pro'yu, typewriter'dan sikimizin keyfine göre düzeltiyoruz yazıyı. yalnız mektupun orijinal yazı fontuyla typewriter farkı o kadar bariz ki mektubu göndersek taşağa sararlar, evrakta sahtecilikten paket ederler adamı. bitirdik mektubu ama çok komik lan, o kadar amatör sahte evrak ki gülmemek, ciddi değerlendirmek mümkün değil. erdinç abi'nin kalpazan olmaması çok iyi olmuş, mevlam biliyor kimi kimle sınayacağını tabii. yalnız bi problem var, erdinç abi zerre şüphe etmiyo yazdığı evrağın çok iyi olduğundan sadece biraz desteğe ihtiyacı var;

    -selçuk nasıl oldu dersin?
    +abi ciddi misin?
    -evet lan. nasıl olmuş?
    +abi sen daha iyi bilirsin de sanki fontlar az farklı olmuş gibi.
    -banane abi! banane ya! böyle gönderdiler evrağı. firmadan iyi mi bilecekler? banane ya!

    adam o kadar inandı ki o evrağın öyle geldiğine hayallerini yıkan ben olmak istemedim.

    bu arada ali abi'nin hikayesinin ne demek olduğunu meslek hayatımın 3. senesini doldurduğumda anladım. zaten zeki bi adam değilim de yani 3 sene çok üzücü lan. anladım da ali abi arazi. o çayı içmem lazım lan, hakkım bu benim.
  • ozellikle torpil ile bu mevkiye gelmis,ne oldum delisi olan hazimsiz turleri cok tehlikelidir.
  • kadının 1 bebeği 1 ayda doğurabilecegini söyleyen kişiye proje müdürü denir .

    1 bebeğin 18 ayda ancak doğacağını söyleyen kişiye üretim müdürü denir .

    tek bir kadının 1 ayda 9 bebek doğurabileceğini söyleyen kişiye planlama müdürü denir .

    bebeğin üretim şeklinin ille de yanliş olduğunu söyleyen kişiye kalite müdürü denir.

    dünyada hiç kadın ve erkek kalmasa o bebeği kendinin doğuracağını söyleyen kişiye pazarlama müdürü denir.

    1 kadının 1 bebeği 1 ayda doğurmasını bekleyen kişiye genel müdür denir.

    bebek falan istemediğini söyleyen kişiye ise müşteri denir.***
  • teşekkür etmeyen, fırça atan, muhtemelen zamanında kendisini de ezdikleri için oluşmuş ezikliğinin acısını çalışanlarından çıkaran ezik, dövülesi, tuvalete kilitlenip günlerce aç bırakılası kişi.
    sinirliyim, evet.
  • yıllık toplantıda nerdeyse yılda bir gördügü çalışanlarına:'başarılarınızdan siz söylemezseniz benim haberim olmaz, her yere yetisemem, beni mutlaka poke yapın' diyen insan.

    sabahtan beri düsünüyorum, facebooktan mı dürteyim, cep telefonunu mu caldırıp kapatayım, kırmızı ısıkta durdugunda arabasının sileceklerini mi kaldırıp kacayım ben koskoca bireyselin müdürünü nasıl pokeliyim diye. yazık 3 kurusluk is azmim var onu da müdürümü pokelemeye calışırken kaybedicem.
  • koridorda karşılaşınca cücük hareketi yapan, tuvallette karşılaşınca "bok boku helada bulurmuş" diyen, hafif dekolteli bir kıyafet giyen bir kadın gördüğünde "aa baaak meme" diyip parmağıyla gösteren bir versiyonu var benim başımda.

    ergen dünyasında takılmış kalmış, 31 yaşında bir ergendir kendisi.
  • altındaki koltuk acilen önce kendine, sonra onu oraya oturtana sokulması gereken birey.
  • her toplantıda varolmayan şeyler uydurur şizofrene bağlar , bulunduğu ithamların hiçbirinin gerçek olmadığnı genel müdür, fabrika sahibi, işçi herkes bilir; gözünüzün önünde sudan sebeplerden insanları işten çıkarır, hem asker hem müdür olması olayı iyice mantıksız hale getirir. ettiği onca küfüre aşağılamalara katlanamayıp karşılık verirsiniz, sonra bir an gelir; kin bürümüş bir halde lan ben bu adamı işten attırırım dersiniz, dediği herşeyi yapıp alttan kuyusunu kazmaya çalışırsınız...
    olmaz. hep uzak bir hayal. o kuyuyua hiç haberiniz olmadan çoktan kendiniz düşmüşsünüzdür.

    halbuse işe başladığınızda ne kadar da babacan görünmüştü.

    gün geçtikçe çok sevdiğiniz geç saatlere kadar kendi isteğinizle çalıştığınız işinizden soğumanıza, sıkılmanıza, bıkmanıza, her güne küfür ederek başlayıp, küfür ederek bitirmenize neden olur.
    insan da motivasyon enerji bırakmaz sülük gibi kanını emer

    yeni mezun şevkli amele mühendis gitmiş yerine çalışmıyorum lan yeter diyen bir insan gelmiştir.

    tamı tamına 2 yıl sonra gelen edit: o müdür artık burada yok yani sanırım en azından şimdilik sanmam geri gelmez, mümkün degil
    6 ay sonra gelen edit (toplamda 2 yıl 6 ay sonrası): o müdür geri gelebilirmiş, geri gelip işten ayrılmanıza sebep olabilirmiş, güzel bi ilişkim vardı işimle buraya kadarmış çoküzgün smiley
hesabın var mı? giriş yap