• avm mağazalarının resmi sponsoru. evde çalınca bazen kendimi kasa kuyruğunda falan hissediyorum.
  • asil adi richard melville hall. zaten "nick"i moby de, uzaktan akrabasi olan herman melville'den gelir (bkz: moby dick). felsefe egitimi gormus, daha sonra, 80 lerde ny'ta dj olarak is tutmustur.

    twin peaks mix'i, rolling stone dergisi tarafindan, "tum zamanlarin" en iyi 200 rock kayitlarindan biri olarak nitelendirildi.

    95'te "everything is wrong"u cikardi, feeling so real da sanirim bu albumden.

    97'de ise kimsenin begenmedigi, agresif, hard gitar tinilariyla dolu bir album olan "animal rights" geldi. moby'nin en cok sevdigi ve gurur duydugu albumlerinden biriydi. enstrumantal, hafif parcalar da vardi. simdi, insanlar bunu elestirdi ama, bir yil sonra chemical brothers ve prodigy ayni sekilde gitar kokulu dance albumleri yapinca, moby incindi cok (bkz: ben soyleyenin yalancisiyim).

    simdi play albumuyle hakli bir populerlik kazandi. yukarida da gorebileceginiz, porcelain, natural blues (bu albumun ilk hitiydi galiba), why does my heart feel so bad (enfes klip) vs hep bu albumden...

    muzikal kahramanlari ise buyuk ticari basari yakalamis adamlar olan: john coltrane, billie holiday, george gershwin, miles davis, ian curtis, bryan ferry, bob dylan et neil young..

    moby, son derece dinine bagli bir hiristiyan, sebzesine bagli bir vejetaryan ve ekolojist, az yiyen eski ambient adami, ayrica hem kel hem fodul, boyle degisik bir insan.
  • (bkz: underrated)

    fifa 2001 soundtrackinde duyduğumdan beri bi çok mekanda, oyunda, program, reklam jeneriklerinde otta bokta dünya kadar parçasını duydum bu adamın. bi sürü hit parçası var. asıl olay bu değil albümlerini dinlediğimde bu hit parçalardan çok daha fazla şahane parçası daha var, kimsenin bilmediği, duymadığı. adam 20 sene önce techno, trance ile başlamış bu zamana kadar trip hop denemiş, ambient denemiş, house denemiş, kendini tekrarlamayan sürekli yeni şeyler üreten bi abimiz. buna rağmen bu bi ergen sanatçısı değil, "moby dinliyorum" dendiğinde karizma yapabileceğiniz bi adam değil. o yüzden bu adam orda burda abartılarak bahsedilen, yazılan bi adam değil. biçok dandik gruba, sanatçıya verilen değerin yarısı bile gösterilmiyor bana göre. parçalarını, albümlerini oturur bi solukta dinlersin, kafa yormazsın. coşarsın, melankoliye bağlarsın sana bağlı bi olay.
  • rock'n coke 2011'de ana sahne bizi bizden alacak kişi. 2011'in en iyi konser haberlerinden biri bu olsa gerek.
  • moby kadar hayatıma dokunmuş başka bir sanatçı yoktur herhalde.

    üniversite son sene. okul uzamış. arkadaşlarım mezun olmuş. okuldan atılmak üzereyim. üniversite istanbul dışında. evi boşaltmışım artık sona gelmişim, geri dönüşüm yok. kampüse yanlız başıma gidip geliyorum. vize sonuçları açıklanıyor. 15. yazı ile on beş. ders akışkanlar mekaniği. lânet bir profesör. "ananın amı' diyorum. finalde 85 alamazsam okul bitmiyor. şehirler arası otobüse atlayıp istanbul'a geri dönüyorum. kulağımda kulaklık. moby "natural blues" çalıyor. cep telefonunu kapatıyorum. finale iki hafta var. hayatımda hiç-bir dersten 85 almamışım. hatun iki sene önce mezun olmuş. loser mıyım değil miyim onu sorguluyor. natural blues 'u replay yapıyorum. iki hafta sabah akşam aralıksız ders çalışıyorum. finale gelirken çalan şarkı hala natural blues. 85 alıyorum ve iki hafta sonra mezun oluyorum.

    aradan 10 sene geçiyor. ortaklık sözü veren patron bir bahane bulup ekonomik krizin ortasında beni kapının önüne koyuyor. sikerim böyle işi diyorum, bundan sonra kendimden başka kimseyi zengin etmeyeceğim diye söz veriyorum. şirket kurabilmek için lisans sınavını geçmem lazım. çoğu insanin senelerce girip başarısız olduğu, senede sadece iki sefer tekrarlanan bir sınav. işsizim. 6 ay boyunca ne iş olursa yapıp idare etmeye çalışıyorum. sınavı ilk seferde vermem lazım, ötesi yok. sınav 8 saat. ilk kısım 4 saat. 2 saatte bitiriyorum. çok iyi hissediyorum. ara veriliyor. arabayı dışarıya park etmişim. arabaya oturuyorum "extreme ways" çalıyor. ikinci bölüme kadar arka arkaya extreme ways dinliyorum. sınav bittiğinde geçtiğimi biliyorum. 4 ay sonra şirketi kuruyorum ve bütün borçlarımı kapatıyorum,

    seneler sonra moby yaşadığım semte gelip sadece 250 kişiye özel bir parti verdi. ne yaptım ettim. o gün ordaydım. iki şarkıyı da 1 metre ötemde canlı dinledim. gittim moby ile tanışıp elini sıktım. benim için ne anlama geldiğini anlatmak istedim. anlatamadım.
  • yazdığı otobiyografide natalie portman ile şöyle çıktım lana del rey ile böyle öpüştüm gibi şeyler yazan müzisyen.

    çıktığı insanlarda gözümüz yok tabii ama "saat 4'te onu bir barda öpmüştüm" gibi cümleler görünce insan şaşırıyor. taa 2006'da yaşanmış bir olayın saatini niye hatırlıyorsun be moby.
  • gece yarısı yapılan uzun yolculuklardaki ıssız yolların çatlak asfaltlarının, sokak lambalarının, aşınmış şerit çizgilerinin, yıpranmış il/ilçe tabelalarının, metruk arazilerin, egzoz borularından çıkan dumanın, dağ başındaki benzin istasyonlarının, soyu tükenmekte olan av hayvanlarının müziğini yapan adam.
    ne zaman radyoda bir moby parçası çalsa arabaya atlayıp amaçsızca şehirler arası yola çıkasım geliyor.
  • why does my heart feel so bad..
    why does my soul feel so blank..
    bulutlarin uzerine cikaran huzun gibi yumusak..her gusel sey gibi sicacik..
  • şarkılarının arasında anlamsız sesler duyulur. (ben anlam veremedim) sanırım zenciler çıkarıyor bu sesleri. şarkı daha bir güzel oluyor. dondurmanın üstüne dökülen çikolata sosu gibi.
  • bağımsız sinemacılara destek olarak 150 parçalık bir soundtrack arşivini ücretsiz olarak hizmete sunmuş müzisyen.
    http://www.mobygratis.com/

    (bkz: mobygratis)
hesabın var mı? giriş yap