• 2012 nobel edebiyat ödülünü kazanan çinli yazar.

    itiraf etmeliyim adını ilk kez duydum. haruki murakami alır diye bekliyordum. kendisi hakkında internette türkçe bilgi dahi yok. halbuki ingiliz kaynaklarında (wiki) en populer çinli yazar olduğu yazılı. yapıtları defalarca yasaklanmış. ve bu adam 1955 doğumlu. nerde ulan bizim şahane yayıncılarımız, editörlerimiz?
  • çince dışında dil bilmiyormuş ve babasıyla beraber münzevi bir hayat yaşıyormuş. nobel aldığını zor iletmişler kendisine. nobel aldığını öğrenince heyecanlanmış ve korkmuş.

    türkçede kitabı yok. çevrilir herhalde bu yıl. nobel komitesi sözcüsü, kendisini okumak isteyenlerin the garlic ballads adlı romanından başlamalarını tavsiye etti.
  • nobel edebiyat ödülünü alınca adını öğrendiğimiz, aslında doğu'nun tanınan ve sevilen yazarı, batı'nın da bilip, okuduğu yazar. bizler ise çevrilmemiş hiçbir kitabını okuyamamış bir ülkenin vatandaşları olarak, bir yazarı daha yayın evlerimiz sayesinde es geçiyoruz. ama artık nobeli aldığına göre yayın evleri birbiriyle yarışır çeviriler için. hakkında bilgi.
  • tanınmamasının sorumluluğunu ülke olarak ve sözlük ahalisi olarak üzerimize almamız gereken yazar. hiçbirimiz tutup da bakmamışız bu güne kadar çin'de bir mo yan var. ne yazar ne çizer diye okumamışız ingilizcesinden dahi. ingilizce kitap okuyan o kadar insan var birinden biri açıp da sözlüğe iki çiziktireyim bu amca hakkında başkaları da feyz alsın dememiş. adam gitti nobel aldı buralar hep entry doldu.

    geçen sene de tomas transtömer aldığında kimsenin onun şiirlerini doğru dürüst okumadığını görmüştük. şapkamızı önümüze koyup düşünelim. dünya edebiyatını takip ediyor muyuz yoksa bize takip ettirilenleri mi okuyoruz?
  • "çin'de 100.000 hui, 2.000.000 yao öldürüldü" dediği için nobel aldığı iddia edilen han milliyetçilerinin hedefindeki yazar.
  • nobel edebiyat ödülü sahibi çinli yazar.

    http://en.wikipedia.org/wiki/mo_yan
    (cnn türk de haberi verirken bu wikipedia sayfasını kullandı, bana laf etmeyin.)
  • kendisiyle ilgili bir ilginç detay da orhan pamuk gibi batı dillerinden biriyle yazmamasına rağmen bu kadar genç yaşta nobel almasıdır. kendisi 57 yaşında. orhan pamuk da nobel aldığında 54 yaşındaydı.

    batı dışı yazarların çevirilere dayanarak batıda fark edilmeleri çok zaman alıyordu eskiden. küreselleşme ve çevirmenler sağolsun son yıllarda nobel alan yazarların en gençleri batı dışı yazarlardan çıktı.
  • (bkz: yo man)
  • 20. yüzyıl çin tarihini eserlerine konu edinerek kendi çağına ışık tutmuş, tanıklık ettiği tarihle nobel edebiyat ödülünü kucaklamış yazar.

    eserlerinde tipik bir kronoloji var:
    1-önce çin-japon savaşı çıkar. ülke harap olur. insanlar açlıktan ölür. binbir çeşit komitacı türer.
    2-genç ve şahin bakışlı mao zedong , çkp (çin kominist partisi) ile tarih sahnesine atılır. iyisiyle kötüsüyle çin'i tekrar bir devlet olarak toparlar.
    3-kültür devrimi günleri.. yetişmiş aydın sınıfın tarlarlarda, traktör üstünde, devlet üretme çiftliklerinde nasıl harap olmuştur onu öğreniriz.
    4-mao zedong ölür. sonra ver elini kapitalizm günleri.
    burjuva sınıfının ülkeyi nasıl ele geçirdiğine tanıklık ederiz.

    bunun dışında mo yan'ın romanlarında halk inanmalarından, çin mitolojisinden (bkz: yaşam ve ölüm yorgunu) geleneksel insan tiplerinden yoğun bir şekilde yararlandığını görmekteyiz.
  • mo yan, stockholm'de düzenlenen basın toplantısında muhtemelen bir kamyon laf etmiştir, ama çin'de uygulanan sansürü haklı göstermeye çalıştığı sözleri ortalığı karıştırdı. mo yan, sansürü havaalanlarındaki güvenlik denetimlerine benzeterek "lâzım" demiş.

    şimdi, çin'i sadece gazete haberlerinde okuduğumuz kadarıyla tanıyorsak şâyet, ki neredeyse sadece gazete haberlerinden okuduğumuz kadarıya tanıyoruz, mo yan hakkında atıp tutmak pek selim bir tavır olmaz. mo yan'ın içinde yaşadığı koşulları bilmiyoruz; kaç çocuğu var, nerede oturuyor, ne yiyor, ne içiyor, her gün nelerle karşılaşıyor, nelere mâruz kalıyor... belki adamceğiz çin yönetiminden kurtulmak amacıyla herkesin dört gözle tâkip ettiği stockholm'de böyle bir açıklama yapması gerektiğine inandı. doğrudur, yanlıştır.

    mo yan'ın bu sansürü olumlayan açıklamaları tabii ki en büyük tepkiyi ai weiwei'den aldı. mâlum, almanya'ya sığındığından beri ai weiwei, çin ile ilgili her konuda otorite oldu. top patlasa, ai weiwei'ye mikrofon uzatıyorlar. emin olun, çin kıraathanelerinde "ulan bu ai weiwei'de yurtdışında bizi kötülediği için emperyalistler tarafından baştacı ediliyor! yoksa bunda bi bok yok muna goyuyum!" diye eleştiriliyordur. "çin'i bölmek için bunun gibi yalakaları besliyor bu pis emperyal güçler!" diye bitin kötüne sokup çıkarıyorlardır, emin olun.

    şimdi mo yan da, ai weiwei gibi yapmamayı münâsip görmüş olabilir. "çinlinin, çinliden başka tostu yok!" düstûruna kâni olmuş olabilir. "kol kırılır, yen içinde kalır" diye düşünüyor olabilir.

    meselâ mo yan'ın nobel ödülüne pek de sevinmediğini biliyoruz. ödülü kazandığı ilân edildikten sonra üzerine yoğunlaşan ilgiden yılmış. nasıl olduğunu soranlara; "iyiyim desem yalan. iyi değilim desem, bu sefer 'vayy anasını! herifin kötü kalkmış lan bunun!' diyecekler. ben de ne diyeceğimi bilemiyorum..." demiş. hülâsa-i beyan; nobel ödülünün iki ucu boklu değnek olduğunu imâ etmiş.

    bütün bunlardan çıkarılabilecek anafikir, nobel edebîyat ödüllerinin herkesi memnûn etmekten âciz olduğu gerçeğidir. mo yan da, ai weiwei gibi "muhalif" mi takılmalıydı? peki ai weiwei'nin hâli ve tavrı doğru mu? hiçbirimiz bu adamın bir tane eserini görmüş değiliz, ama hepimiz ai weiwei ismini biliyoruz...
hesabın var mı? giriş yap