• abd'de çeşitli kuruluşlarca derlenen "en yaşanacak şehirler" listelerinde sürekli başa oynayan, nüfusu 3 milyona yaklaşan metropolitan bölgenin* çekirdek şehridir. bu listeler sağlık, eğitim, suç oranları, kültür faaliyetleri, gelir seviyeleri, v.b. göstergelere bakılarak hazırlanır, ve doğrudur, minneapolis bu alanlarda abd'nin çoğu şehrinden daha ileridir. eğitim seviyesi yüksektir, sağlık hizmetleri üstündür, suç oranları nispeten düşüktür, kültür faaliyetleri çoktur. ancak, böyle şeylere bakıp da oraya yeni hayat kurmaya gidenler kendilerini büyük bir hayal kırıklığına hazır tutmalılar. "yaşanabilir" sayılabilecek bir yerin, istatistiklerin yakalayamayağı öğeleri barındırdığını kendi acı tecrübelerinden öğreneceklerdir. minneapolis, her ne kadar kağıt üzerinde güzel görünse de bir şehir olarak tatmin edici olmaktan çok uzaktır. bunda, yılın 6-7 ayının karakış halinde geçmesi, sokaklarının bomboş olması, iç bayıltan sakinliği, yerlilerinin abd'nin diğer yerlerinde genelgeçer olan sıcakkanlılıktan nasibini almamış olması gibi faktörler etkili olabilir. nitekim, orada geçen yıllarım içinde şu veya bu sebeple abd'nin ve dünya'nın diğer yerlerinden oraya yerleşenler içinde hiç memnun olan kimseyle tanışmadım, ki buna somali'den kaçan mülteciler de dahildir.
  • suburblerinde sikintidan olebileceginiz, uptown'i gayet $ik yasanilasi olan sehir. yerli halk dilinde kisaltmasi mpls'dir. north mpls'de yasanmaz zira haci husrev-vari bir mahalledir kendileri. mpls insanlari st.paul'u sevmezler. ama st.paul kesinlikle mpls'i sker atar.

    edit: bu sehirde 5 mevsim yasanir efendim, winter, spring, summer, fall ve construction. cok soguk ve uzun suren kis aylari (yaklasik 6 ay) boyunca yollar gerek tuzdan gerekse sicaklik farkindan dolayi asinip yarildigi icin yaz aylari boyunca her daim yol calismasi vardir.
  • minnesota'nin en buyuk sehridir. midwest'in nispeten en liberal sehirlerinden biri oldugu icin civar sehir ve eyaletlerden kucuk kasaba hayatindan bikarak kacmis insanlarla doludur. bir nebze gece hayati bile vardir ve bir sure kalmak icin hic fena degildir. ama iklim dolayisiyla (birrrr) cok fazla kalmak insani grip yapabilir. ayrica paisley park da buradadir, prince'in vatanidir...
  • dakota yerlilerinin dilinde su anlamina gelen minne ile yunan kizilderilerinin dilinde kent anlamina gelen polis'in sonradan gorme bilesminden olusmus egreti isim.
  • "where am i? bagels? pizza? hipsters? urine? am i in minneapolis?"

    bojack horseman tanimini, tanim yapmadan boyle vermistir. "arayan belasini da bulur mevlasini da" tadinda bir organizmadir: pro-filistin bir yuruyusle basladiginiz gun, aksamustu organik yasamci bir yoga studyosunda kokain partisine evrilebilir - consent verdiginiz surece tabii ki. burasi midwest gardas, ne bakiyon.
  • sakin duzenli ve yasanasi sehir. etrafi gollerle ve minik ormanlarla doludur. tam ortasindan mississipi nehri gecer ve nehrin etrafinda tarihi un fabrikalari vardir. minnesota twins denilen efsanevi beyzbol takiminin sehridir. sehrin her yerini dolasan ve skyway denilen gecit sistemine sahiptir. binalar arasinda bildigimiz yaya ust gecidi gibi duran ve aslinda binalarin ikinci katlarini baglayan bu sistem ki$in -40 derecelere varan sicaklikta sehirlinin normal hayatini surdurmesi icin yapilmistir.
  • kışın skyway ve subway haricinde yaşamın olmadığı amerika şehri yazın hava iyi ama metre kareye 10 milyon sinek falan düşüyor. eyalette zaten 10.000 civarı göl var çok şaşılası bi durum değil. st paulla ikiz şehirler olduklarından nerede minneapolis başlıyor nerede bitiyor da st paula geçiyorsun anlamak zor. amerikanın en büyük avmlerinden mall of america da bu şehirde. şehirde bi tramvay var şehirdekiler inatla metro diyor ancak hemzemin geçitle trafikte giden metro mu olur amk.
  • ortasindan mississippi nehrinin gectigi soguk midwest sehri. oyle ki amerika'daki buyuk sehirler arasinda en soguk olan acik ara minneapolis'tir. halki soguktan korunmak icin gokdelenlerin ikinci katina skyway denilen bir sistem insa etmis. bunlar binalari birbirine baglayan kopruler olarak vatandaslarin usumeden sehri dolasabilmesini sagliyor.

    ortasindan gecen nehrin enerjisi kullanilarak midwest'te uretilen tahillarin una donusturuldugu degirmenler sayesinde gelismis zamaninda. simdi de bu un fabrikalarinin tarihi binalarini nehrin kenarinda gorebiliyorsunuz. ancak arkadasim bunlarin artik kullanilmadigini soyledi. sanirim tarihi doku anlaminda birakmislar. bu un degirmenleriyle ilgili bir muzeleri de var gezilip gorulebilecek. bir de minnehaha selalesi var mississippi'nin kenarinda, ona da bakabilirsiniz.

    tarihi yapi olarak nehrin ustunden gecen stone arch bridge var. bunun uzerinde insanlar bir ileri bir geri kosarak sporlarini ifa ediyorlar.

    halkin hatiri sayilir kismi iskandinav gocmeni. bunu kilise isimlerinden ve mukimlerinin sari saclarindan anliyorsunuz. isvec'ten norvec'ten amerika'ya gocenlerin cogu buraya ve dakota'lara gocmusler.

    meshur bir yemegi olmasa da normal hamburgerin icine erimis peynir koyduklari juicy lucy diye bir varyasyonlari var. 5-8 club veya matt's bar'da meshur bu. hamburger iste cok buyutmeyin.

    hemen yakininda eyalet baskenti olan st paul diye bir sehir var. zaten bu ikisi twin cities olarak geciyorlar cunku aralari 10-15 dakika araba ile. biri bitmeden oburu basliyor. st paul'deki eyalet meclis binasi benim amerika'da gordugum en guzel eyalet binasiydi. hemen yakininda bir de eski bir katedral var. bunlar amerika'da gormeye alisik oldugumuz seyler degil.

    ancak kisin gidiyorsaniz sehir epey soguk. yazin giderseniz de binlerce golun etrafinda dolanan sivrisinekler yiyecek sizi. cok asik olunacak bir yer degil.
  • 3 yaşında cocuklara çarşaf, burka giydiren somaliler tarafından isgal edilmiş şehir. küçük somali deniyormuş buraya artık.

    edit: amerika'ya 1980 ve 2000'lerde göç dalgalarıyla mülteci olarak gelen somalililerin %40'ı minneapolis başta olmak üzere minnesota eyaleti şehirlerinde yaşıyor. minneapolis ve st paul'da en çok cedar riverside, phillips, and elliot park bölgelerinde yaşıyorlar. minnesota'dan sonra en fazla ohio eyaletindelermiş.

    2000'li yılların başında havalimani taksilerinin büyük çoğunluğu somalili şoförlerin eline geçiyor. bagajda alkol taşımayı reddetme, elinde tabacco shop poşeti olanları köpeği olanları dini gerekçelerle taksilerine almayı reddetmeye başlıyorlar. olay mahkemeye taşınınca iki kez mahkemede kaybedip geri adım atıyorlar. aynı dönemler çalıştıkları marketlerde kasada çalışanları domuz ürünlerini kasadan geçitmeyi reddediyor, müşteriye sen geçir diyor. kanada'da da varlar ve büyük metropollerde kendi gettolarını ve mafyalarını kurmuşlar. kanada'da hiç bulaşılmaması gereken gruplardan.

    özellikle wallmart, target gibi marketlerde müşterilerin yarısından fazlasının burkalı olduğunu görürseniz şaşırmayın. bir de kendilerine somalili değil somalian-american denilmesini istiyorlar.
  • bence çok güzel bir şehir. sokaklarda patenciler kaykaycılar ve bisikletliler doludur. ortalama bir amerikan şehridir. aile ile yaşamak için ideal şehirlerden biridir.
hesabın var mı? giriş yap