• özellikle ses sistemi olarak "dünyanın en iyisi" kabul edilen, artık maddi konuları aşmış, (evvelki senelerden birinde ruhsat problemi yüzünden uzun bir süre sadece alkolsüz içki servisi yaptığı halde kalabalık hiç eksilmemişti) londra'da bir "disko".
  • bir anlamda; clubber'ların kabesi, kalesi, tapınağı...
  • erkekler lavabosunda saç jölesi bulunduran, güney londra'daki club.
  • londra'da yasama sebebi.
  • ekşi tayfasının övgü dolu entrylerine okuyup giderseniz hayal kırıklığına uğramanız kaçınılmaz gece kulübü.

    doğma büyüme izmir ksk'li , bir ara istanbul , son 7 yıldır antalya'da ikamet eden ben ve arkadaşım bi dönem bodrumda yaşamış ve kendisi aslen antalyadan buraya gitmeye karar verdik. açıkcası arkadaş fabric diye tuttursada yok lan olay burdaymış diye onu buraya gitmeye ikna ediyorum. ocak ayının son cumartesisi,elephant & castle'da bulunan bu kulübe gidiyoruz. kulübün giriş kısmı zaten sigara içilen bölüm ve yan duvara bunların şaşalı arması asılmış, hemen ön kısımda kazı çalışmaları yapılmış, setler vs çekilmiş bir yer. arkadaşa burası değildir dedim, yok abi armaları duvarda mekan burası. saat 11civarı. erkenciyiz ama heyecanlıyızda sözde adadaki top 10 en iyi gece kulubüne geliyoruz.

    velhasıl kelam internette 21 quid olan giriş ücreti kapıda 25 quid. sorun değil, internetten alsanız bile kafalarına göre içeri almama durumları var heriflerin, o halde kapıdan almaya calisin biletleri . güzel bi gece olucak diyoruz ve giriyoruz. girişte sağda vestiyer var malum tshirt ile gelmediyseniz 2 pound vestiyer hizmeti mevcut. ( 23:00 öncesi hatunlara giriş ücretsiz ) öğrencilere ve üyelere de çok olmasa da indirim var.
    içeri giriyoruz ve üst kata çıkıyoruz. ( sürekli gittiğimiz bi mekanmış gibi. swh ) yukarıdan etrafı ana bar'ı dj'yi dj yanındaki kezbanın kendinden geçmesini izliyoruz. summer garden , halikarnas'larda karmalarda eğlenip sabahlamış arkadaşım ve ben biraz şok oluyoruz . bana bu mu aga diyor, erken diyorum bekliyicez görücez, birer içki alalım bi bakınalım. plastik 330ml şişe biralar ( bud , stella ) 4,5 yada 5.5 quid idi. ( bundan 5er tane içip hiçbir etkisini yaşamıyoruz ) diğer spirit'lerde pahalı.
    yukarı katta vip kısım var, yine bir bodyguard orada bekliyor. the box ( tek etkilendiğim kısım ) sadece bu bölümde ışık dj ve djler ve ses sistemi (özellikle bas) gayet iyiydi. görsel olarak 2 tane yanıp sönen çerçeve, dansçı vs yok. ( yada sadece bizim gittiğimiz gün yoktu ) gerçi apaçi tipler bazende bi - iki düzgün tip hatun çıkıp oynuyor, sözde yasak ama kimin skinde.

    diğer bölümlerden baby box genelde tribal çalıyor kendi ufak bir barı ve 15 kişilik bi kitleye çalıyor, yine ilk girdiğimiz alan 103 olmalı nerden çıksanız bu alana geliyorsunuz ya balkonuna yada giriş ve erkek - kadın ayak yollarının ortasında kalmış bir dans pisti burası.

    loft kendi halinde, millet oturmuş kokteyl içiyor, 5 çayı ayarında takılıyorlar. yine baby box'a geçiyorum bi asyalı arkadaş yanaşıyor dans ede ede , - nasıl eğleniomuyuz, herşey yolunda diyorum (all is well ) . hap veya ot lazım mı diyor ( bir gece evel china town'da sorulan sorunun aynısı) şaşırmıyorum ama im orite atm thanks diyorum, o da tipik apaçi dansı ile diğer kurbanlara yöneliyor. gecenin çoğunu the box'da geçiriyoruz, zaten sarışın bi abla sürekli elinde paspas ile her 10 dakikada bir 103'ün pistine paspas atıyor. ilginç birşey dökülür silmek ayrı ama 10dk bir paspas atmak ayrı birşey , tabii buna birde zırt pırt selfie çekilenler rahatsız.

    internet sitesine bakılırsa kuralları olan mekan. alkol koksanız almazlar ( kimliksiz almazlar ki bunda haklılar ) kıyafet vs. derken bunlara aldırmayın. yanınıza giriş ve içicek ücretinizi alın o gün en paspal kıyafetinizi giyseniz bile içerdesiniz. 25 quidi olan girmiş zaten, yani içeri giricem herkes düzgün demeyin ki değil. bisiklet yaka beyaz atletli bi abi gördüm aklıma 90lardaki mobiletciler geldi. diğer yandan teenageler sağdan sola saçma sapan koşusturuyorlar. çoğu abazan bi kitleye sahip ( ki bizi de 2 sap olarak ekleyin buna)

    gel gelelim overrated mekan. belki çok iyi djler veya özel dansçılar geldiğinde farklı bi ambiyans oluşabilir ama sürekli gidiceğiniz bi kulüp hiç değil. bundan daha az ödeyip daha güzel müzikler dinleyip daha ucuza içeceğini hem türkiyede hem avrupada bi sürü gece kulübü var. yada aynı ücreti yada 2 kat ödeyip şişe açtırıp masa alabileceğiniz bir yerlere gidin. londra'da iseniz baska yerlere gidin.

    elbette bir kez gidin gorun, fakat beklentileri evinizde bırakın.

    edit : imla
  • londra’da kaldığım zaman boyunca sık sık gittiğim club. şöyle de bir anım var mekanla ilgili. orada tanıdığım yaşça büyük bir teyze bana “bu akşam nereye gideceksin?” diye sormuştu. ben de “ministry of sound” dedim. “suratıma bakakaldı ve “nasıl yani? bizim ses bakanlığımız mı varmış? * çok güzel sokaklarda bağırarak şarkı söyleyen şu alkoliklere de bir el atsalar iyi olur” dedi. ben şok, arkadaşım şok. sonra patladık tabi. ingiliz arkadaşım açıklayınca hayalkırıklığı yaşadı teyzem ama ne yapalım? elden bir şey gelmiyor.

    sözlükteki tarihte bugün fasilitesi sayesinde gördüm başlığı. 1999 yılında bugün hakkında entry girilmiş. bana da birtakım anılarımı hatırlattı güzel oldu.*zaten sözlükte sevdiğim tek yenilik tarihte bugün fasilitesi.
  • hakkında okuyunca fabrika gibi bir mekan olarak hayal edip girdiğimde nispeten ufak bulduğum londra'da bir gece kulübü. bu kesinlikle benim hayal gücümden ötürü, yoksa daha büyük bir kulübe hiç gitmedim. zaten londra'da üniversite bölgesinde ve şehrin içinde olduğundan bundan daha büyük olma şansı da pek yok gibi.

    girişte 25 pound giriş ücreti ödüyorsunuz. etkinliğe göre değişiyor olabilir, benimkisi standart bir cumartesi gecesiydi.
    bunun dışında sıkı bir güvenlik aramasından geçiyorsunuz ki bu da mekan için kesinlikle artı puan.
    birkaç katlı binada, ses yalıtımlı mekanlarda farklı türlerde müziklerle rahatça dans edebiliyorsunuz. içeceklerin fiyatı makul. ortamda hap satmaya çalışan / rahatsız eden kimse yoktu.
    tek dikkatimi çeken, içerideki kitlenin ağırlıklı benim gibi yabancı (anglosakson olmayan; uzak doğulu, orta doğulu vb.) popülasyonda olduğuydu.
    gecenin en güzel anı, sabah gün ağarırken kulüpten beş saat aralıksız dans etmekten sızlayan tabanlarla çıkıp, karşı sokaktan sabah güne başlayan çalışanlarla birlikte otobüse binerek otele gitmekti.
  • hey gidi gunler hey,burasi bi zamanlar trance in kalbi bir mekan olup kapisinda inanilmaz uzunlukta kuyruklar olusturulurdu.saat 2 de alkol servisi bitmesine ragmen sabah 10 a kadar acik kalip milletin deliler gibi dans etmesine o zamanlar anlam veremez "yav ne salak bu adamlar tam zamaninda icki servisini kesiyorlar" yorumlarina sahne olurdu.ee nerden bilecez icerisinin eczane gibi oldugunu..sonra modasi gecti ayaga dustu,elde artik giyilmeyen eski bir tshirt u kaldi.

    muhim edit:nasıl bi yer tarif etmemisiz.sanayi bolgesi gibi bi yer dusunun.onunde uzun bi kuruk olan kucuk bahceli ufak bi bina.giriste sıkı bi kontrol ve sonrasında bi ufak bi hol ve arkasından klube giris icin bi tunelden gecilir.tunel bitiminde klub karsısında uzun bi bar ve kalabalık ortamıyla karsılar sizi.tuvaletler sol tarafta, dark room ise ust kattadır.
  • (bkz: mos)un acilimi..
  • dünyada ilk defa, uçakta, "uçan club" yapmış firma. bir defalık parti falan da değil. bayağı abarttılar.
hesabın var mı? giriş yap