• bu kadının kaşları küçüklüğünden beri şekle girmez,beni deli eder.dünya değişti,çelik bile değişti ama mine'nin kaşlar hala asi hala şekilsiz.
  • beyza nın kadınları filminde göğüslerini gördükten sonra 30 yıl süren çocukluğumu resmi olarak bitirmiş oyuncu.
  • yerli frida*
  • bundan 10 sene evvel idi. mine cayiroglu kronolojik zaruret sebebiyle yaslanmis, 17-18 yasina gelmisti. bunun serefine kelebek ya da muadili bir ekin sag sutuna oturacak sekilde boydan pozuna ek

    "calikusunun kucuk muhsinesi genc ve alimli bir genc kiza donustu, ele avuca geldi"

    gibisinden surmanset bir lansman ile bu degisim gozumuze kakildi. bu haberi memnuniyetle karsiladim. demek ki mine cayiroglunun salgi bezleri, buyume guddeleri layigiyla calisiyordu. hayatinin sonuna kadar tek kas bir cuce olarak kalmayacakti. lakin mine cayiroglu biyolojik bir mecburiyet sebebiyle ele avuca gelmekten ote bir basariya imza atamadigindan olacak, magazin basininin kendince bir drew barrymore yaratma sevdasi maalesef o gun orada iflas etti. mine de boynu bukuk, kaslari catik, yurtdisinda egitim bahanesiyle gurbete gitti. o ilk gidisinden sonra kendisinden ve

    "calikusunun kucuk muhsinesi buyudu alimli bir genc kiz oldu"

    haberlerinden kurtuldugumuz sanrisina kapildim. yanilmisim. bundan sonra mine her yari yil arasinda, yaz tatilinde bir firsat yaratti ayni baslikla, benzer bir fotograf ile gozumuze gorundu:

    "calikusunun kucuk muhsinesi genc ve alimli bir genc kiza donustu, ele avuca geldi"

    lakin mine israrla kayda degmiyor, bu muayyen haberlerin ardindan derin bir ele avuca gelmis genc kiz sessizligine gomuluyordu. ara ara konusunca avrupadaki rahatliktan, turkiyedeki seviyesizlikten dem vuruyordu. yine de itiraf etmeliyim ki bu haberler bende artik bir iptila yaratmisti. kelebek ve kadin eklerini ne zaman elime alsam sag sutunda onun resmini ariyor, "acaba calikusunun kucuk muhsinesi genc ve alimli bir kiz olmaya devam ediyor mu?" diye bakiyordum.

    neyse gel zaman git zaman hayatim yeni bir kavis aldi, gurbette yasar oldum. ol sebepten kelebek ekine ve mine cayiroglu'nuhn kucuk muhsineden bu yana biyolojik gelismelerine adanmis periyodik haber servisine uzak kaldim. lakin gectigimiz haftalarda kisa sureligine turkiyeye gelince bir kelebek ekinde yine onu gordum, bir eski dostu gorurcesine sevindim. mine cayiroglu haberi yine ayni yerde, o alisildik bildik konumunda bana bakiyordu. yalniz bir farkla:

    "calikusunun kucuk muhsinesi genc ve alimli bir genc -kadina- donustu, ele avuca geldi"

    mine cayiroglu 30 yasina merdiven dayadigindan artik "genc kiz"lik bir tarafi kalmamis, kadinsilasmisti. bu gelisimi ani anina olmasa da takip edebildigim icin cok mutlu oldum. demek ki mine cayiroglu, yani calikusunun kucuk muhsinesi yaslanabiliyordu. bu vecd ile ulkeden ayrilirken aklima soru isaretleri takildi:

    acaba calikusunun kucuk muhsinesinin kadinlastigini ogrendimiz gibi tohuma kactigini da bu format icinde ogrenebilecek miydik? acaba calikusunun kucuk muhsinesinin menapoza girisini de boylesi bir duyarlilikla takip edebilecek miydik? ya caliskusunun kucuk muhsinesinin kadayif olusunun, ilk karaciger lekelerinin, kemik erimesinin de haberini alabilecek miydik?

    bu sorulardan yorgun calikusunun kucuk muhsinesini dusleyerek derin uykulara daldim. ruyamda muhsine cali supurgesi gibi saclariyla, aglayan kucuk boncuk gozleriyle bana bakiyor: "calikusunun kucuk muhsinesi vefat ettikten sonra, reenkarnasyonunu da sen yazarsin insallah sekerparem!" diyordu.

    (edit: nazmiye demirel uyardi. megerse benim yoklugumda mine biyolojik saati disinda da kayda degebilmis. cocuklugundan beri takip ettigim bu insanin basarilarindan bihaber olmak cok gucume gitti. ben onun suncacikligini bilirim)

    (edit 2:lan karinin adi muniseymis, o kadar haber surmanset su ebleh kafama azmis, onu anladim onu gordum. )
  • türkiye'de frida kahlo'yu konu alan bir film yapılırsa frida rolüne çok yakışacak olan oyuncu.
  • müzik kariyeri hakkındaki düşünceleri sorulduğunda;
    - en iyisi diye bir şey yoktur, ama ben en iyisini yakalamaya çalışıcam.
    diyerek, göyüzüne dalıp uzaklara bakmama vesile olmuş kişi.

    (bkz: ne ayaksin lan sen)
  • erotizmle ucuzluk arasındaki çizginin aslında ne kadar kalın olduğunu bize gösteren klibe sahip insan. "aha bu benim ağzım kocaman, bakın bu da dilim naa bu kadar, varın kendiniz düşünün gerisini" sloganıyla klibine gizli reklam almış. ilgilenenlere duyurulur..* (bkz: dilin kopsun)
  • işler güçler 9. bölümde gördüğümüz kısrak hatun. ismini hatırlamaya çalışırken geçen uykusuz gecemin sonunda muvaffak oldum.
    yaşlanmış gerçi ama hala güzel kadın .o dudak implantları olmasa iyiydi.
  • 1987 yılında bulgar zulmünü anlatan belene dizisinde oynamış ama asıl oyunculuğa 1984 senesinde, 7 yaşında iken kadir inanır'ın başrolünde oynadığı imparator adlı filmde zeynep rolü ile adım atmış oyuncu.

    bir kaç küçük rolden sonra asıl kendisini ünlü eden rol ise, feride'nin evlatlık olarak yanına aldığı küçük ve kimsesiz bir kız olarak; 1986 senesinde çalıkuşu dizisinde oynadığı munise rolüdür.

    pek sesi soluğu çıkmasa da televizyonlarda gördüğüm en güzel türk kızlarından biridir.
  • efendim bu hayatta bir slovenya başbakanı janez jansa için ne hissediyorsam mine çayıroğlu kişisi ve zamanında icra etmeye 'çalıştığı' müzik tarzına karşı hissettiklerim de aynıydı zamanında. yani ne tanırdım ya da ilgilenirdim ne de umrumdaydı. kendisi sanırım ilk olarak zümrüt gibi şarkısıyla çıkış yapmıştı, ben de bu hanım kızımızı ilk olarak o şarkıyla tanışmıştım. bi yandan bu ne be dediğimi bi yandan da aa hoşuma gidiyo lan diyerek izlediğimi hatırlıyorum. şarkı hoştu, mine çayıroğlu'nun yorumu güzeldi ama klip gerçekten çok kötüydü muhtemelen kendileri de bunu biliyorlardı ve çıkış yapmak, dikkat çekmek için böyle bi şey yapmalıyız demişlerdi. mine çayıroğlu'na seksi bir salma hayek havası katmak için uğraşılmıştı ve sonuç oldukça yapaydı.
    ama gelin görün ki ben mine çayıroğlu'nun sesine ve belki de sesinden dolayı şarkıya pek bi ısınmıştım. sonra internetten albumunu edindim. bikaç şarkısını dinledim ve albumun de gayet güzel olduğuna kanı getirdim.

    albumde mete özgencil imzası olduğunu öğrenince aa hassiktir tepkisinden sonra bir kez daha dinledim ve kendimi tutamayıp oha çok seviyorum lan.. diyerek dinlemeye başladım. sanırım kendisi sadece şarkı söylemek için album yapmış. herhangi bi amaç gütmemiş. hobi gibi yani.. belki de ondan ve mete özgencil gibi önemli bir faktorden dolayı ortaya gayet harikulade bir album çıkarmış. değeri de doğal olarak bilinememiş.. hangi güzel şeyin değeri bilindi ki zaten bu ülkede. ya 3'tür ya 5.. mete özgencil için ise diyecek bir söz bulamıyorum. o adam çok başka...
hesabın var mı? giriş yap