• oyuna ilk başladığımda adamın biri beni öldürdü. sonra öldüren adam kaptan oldu bişey oldu. karşılaştık yine öldüm. adam level atladı falan filan derken ilah ettik adamı. ortalıkta zehirli kılıcıyla dolaşan bir şey var şimdi gördüğüm yerde topukluyorum mecbur. kendi canavarımı kendim yarattım.
  • bu oyunu her hafta bilimum bir kere acip pesime 30 tane uruk, orc falan takip yarim saat savasip ölüp kapatiyordum. tabi o esnada sagdan soldan olaya dahil olan diger master'lar falan derken ben her öldügümde 3-5 kisi rank atliyordu. gecen haftasonu anladim ki artik dönüsü olmayan bir noktaya gelmisim, etrafimda herkes allah olmus amk. hic emek falan diyip gözünün yasina bakmadan sil bastan basladim. dünya varmis lan.

    ha bir de erkekligin birinci kurali kacmakmis beyler. caniniz azalinca cikin bir duvara ya da otun icine falan saklanin.

    yalniz eskiden* yarim canla götüm sikisinca kacacak delik ararken, bugün 1% canla saklanip tek tek steath modda avliyorum picleri. sauron bok yesin, orta dünya benim olacak amina koduklarim. yüzügün pesindeyim.
  • toplam 52 saatlik (uzatılmış) bir oyun süresi ile %100 complete ile bitirdiğim oyun.
    tüm ana senaryo, ruin görevleri outcast görevlerine ek olarak, tüm nemesis sistemini (2x5 warchief ve 20 den fazla captain'ın tamamını) brand ederek kendi emrime almış bir şekilde, tüm upgrade'leri tamamlayarak, ayrıca istatistiklere girmemesine ragmen vendetta görevlerini de yaparak bitirdiğim, bitirmek ne kelime sömürdüğüm oyun.

    ps4 te oynadım, merak eden arkadaslar vardı, sormak istedikleri birsey var ise yesillendirebilirler.

    kendimce naçizane değerlendirmeme geceyim; ilk aşama da spoiler vermeyeceğim.
    - oynanış: assassin creed ile batman arkham origin'in karması şeklinde olmuş.

    ac'den öğrendiğimiz; ledge, above, stealth vs gibi assasination'lar burada da var. ama ac'ye benzerliğini çok da abartmamak lazım, artık oyunlarda tırmanma ve harita açma var diye ac'ye benzetmek artık biraz haksızlık oluyor, bu tarzda yapılan ilk oyun değil. (bkz: prototype), (bkz: prototype 2) , (bkz: saboteur).
    onceden tüm fps oyunlarına daha adı konmadan once herkes doom tarzı oyun derdi. sonra adı kondu, bunun bir tarz olduğu anlasıldı. open world oyunlarına da gta tarzı dediğimiz günler çok eski değildir.

    bu baglamda, bu da bir tarz bence, parkour diye adlandıralım :)
    ve artık oyunlar çekici olsun diye değil, olmak zorunda olduğu için olan yapılan bir gereklilik. orta dünya gibi bir cografyada, kayalara tırmanamasaydınız, açıkca özgürce gezemeseydiniz, mutlu mu olacaktınız?

    bence asıl aşırma yada bire bir aynı olan şey, dövüş sistemi; batman serisinden özellikle de arkham origins'ten birebir kopya.
    counter, ground execution, flurry attacks, wraith blast, execution combo ve diğer tüm combolar, hit streak sayısı (8hit) upgrade ile (5hit)'e inmesi bile aynı.
    özetle, bildik open world, bildik parkour, bildik dövüş sistemi üzerine, bir oyun yapmışlar.

    bu bilindiklerin yanında yenilik olarak; nemesis sistemi geliyor.
    ölürseniz sizi öldüren uruk dahada güçleniyor, ve daha önce öldürdüğünüz captain'ların yerine yenileri promote ediyor, promotion sonrası güç dengeleri değişiyor ve oyun bir adım daha zorlaşıyor.
    bu sizi daha stratejik düşünmeye yönlendiriyor, bodos dalayım olmazsa baştan başlarım demek istemiyosunuz, zorda kaldıysanız, topuklamaya çalışıyosunuz.

    düşmanlar tek düze değil, her birininin farklı güçlü farklı zayıf yönleri var. batmandakine kıyasla gelişmiş olan seylerden biri de bu. (örn: armor'lu adamı cape stun'la bulandırıp free flowa girip takedowm combo'yu basarım) şeklindeki yöntem, bu oyunda biryere kadar işe yarıyor ama captain ve warchief öldürmek istiyorsanız, bu standart yöntemler yetmeyecek, adamın zayıf noktalarına uygun bir strateji geliştirmeniz gerekecek. ateşten korkuyorsa yakmaya çalışacaksınız, range attack'a karsı korumalı ama sineklere karşı korumasız ise sinekleri başına yollayacaksınız. başka uruk'larla rekabetten çekiniyorsa, karşınına adam getireceksiniz vs.
    bu da güzel olmuş.

    yine bir yenilik brand sistemi; düşmanların beyinlerini ele geçirerek size itaat etmesini saglıyorsunuz. böylelikle üstünüze kalabalık bir orc güruhunun dalması, belki de işinize bile yarayabilir :) kendinize bir ordu yaratabilirsiniz, yada bir stronghold'a baskın yapacaksanız, önce kulelerdeki okçuları brand edip, ondan sonra dalarsanız, eliniz biraz daha rahatlayacaktır.

    upgrade sistemi, yine çok alışıldık ve batman'a benzer şekilde, ama tüm upgradeleri yapınca (yada gerekli olanları) ot yolar gibi orc-uruk dogruyorsunuz. çok keyifli :)

    avcılık sistemi güzel, basit avların yanı sıra, koca koca trolleri harcamaya çalışmak ( ve tabi ki harcamak) gerçekten keyifli, caragorlara binmek, trolü kontrol edip orc yemek falan güzel olmuş...

    müzikler; dehşet güzel. herhalde ac 2 - jesper kyd'dan bu yana duyduğum en güzel oyun müzikleri, ruhu size veriyor. hatta oyun dışındada açıp youtube'dan dinlemek isteyebiliyorsunuz.

    senaryo; süper değil, ama kötü de değil. hobbit ve lotr gibi iki büyük maceranın arasına sokulmuş 3. bir maceradan beklentiyi çok da yüksek tutmamak lazım. ama şaşırtıcı hoş detaylar var, güzel bir senaryo olmuş bence.

    özetlemek gerekirse;

    hareket sistemi ve parkour: 8/10 (ac'den esinlenme)
    yakın dövüş sistemi: 9/10 (batman'den esinlenme)
    stealth & assassination sistemi: 8/10 (ac'den esinlenme)
    yan görevler, artifact toplama vs: 8/10
    nemesis-özellikli düşman sistemi: 10/10
    müzikler: 10/10
    atmosfer - cografya: 10/10
    senaryo: 9/10

    ıgn'nin verdiği 9.3'u hakediyor bence. ac unity'nin bin çeşit sorunla çıkıp tatmin etmediği, (ve artık baydığı - 7.ana oyun) - batman arkham knight'ın hala çıkamadığı (ve artık bayacağı 4. ana oyun) bir oyun dünyasında sentezlenerek, üzerine yenilikler ekleyerek, güzel bir atmosfer ve güzel müzikler ile patır kütür ork doğrama keyfi ile birlikte, doğru zamanda doğru şekilde çıkan oyun olarak beğeniyoruz.
    sevdik diyoruz.
  • lord of the rings takıntımdan faydalanmaya çalışan kocamın, belli aralıklarla, kah bir dergiden, kah bir web sitesinden, kah psn store'dan gösterdiği, içten içe merak ettiğim oyun. fifa 15'in borcunu kapatabilirsek alacağız.

    düzeltme: bkz şeysi
  • oyunun teknik kısmını incelemeyeceğim. çünkü çok sinirliyim ve kendisine laflar hazırladım. ulan ölümsüz olan benim, bu siktiğimin chiefleri god mode açık oynuyor. bir tanesini öldüreceğim diye götüm geçiyor, bir kere öldüm mü alakasız beş eleman anasının amı gibi güçleniyor. tamam cezalandır da kardeşim zaten aynı siki yiyoruz oyun boyunca. şikayetçi de değilim nitekim orta dünya'nın ortasında sadece iplik sattırsalar yine oturur saatlerce oynarım. fakat bu döngü bir süre sonra rahatsız hissettiriyor. bir yere varamıyorsun ve farklı işlerle de meşgul olamıyorsun.

    neyse, sinirim bir nebze olsun geçti. gidip o burç senin, bu baraka çatısı benim atlaya atlaya gezeyim. sümsük gibi ok atıp kaçayım. goblin gibi oynayayım. başka çare bırakmadınız ibneler. ölmekten it gibi korkuyorum.
  • yeni nesil sandbox iddiasıyla gelen oyun. hem konsol hem pc için üretilen third-person oyunlarındaki optimizasyon faciasını yaşatmamasını diliyoruz.

    oyunun hikayesi hobbit ve lotr arasındaki 65 yıllık sürenin bir bölümünü kapsayacakmış. karakterimiz, talion adında bir ranger*; ailesinin gözleri önünde katledilmesini gördükten sonra sonra kendisi de ölüyor fakat daha sonra nazgullerin güçlerine sahip olarak tekrar diriliyor. kendisini dirilten kim bilmiyorum, zira orta-dünya'da sauron dışında bir necromancer yok. bu durumda sauron'un bir yanlışlık yapmış olabileceği geliyor akıllara. tabi başka bir necromancer üretmiş veya olayı bambaşka bir şekilde de bağlamış olabilirler ancak bu tip şeyler orijinal hikayeyi deforme edeceği için şahsen pek sıcak bakmıyorum.. yine de kendilerinin bileceği iş tabi ki.

    karakterin nazgul'lerin güçlerine sahip olması, umarım yine uçup-kaçmalı, combolu, "dışş!dışş!" efektleriyle dolu bir oyun oynamak durumunda kalacağımız anlamına gelmez. düşmanı fırlatıp, havada 3-5 darbe vurulan ucuz hack&slash tipi combatlara pek çok kişi gibi ben de derin bir nefret besliyorum. hatta hikayesi hiç de fena görünmeyen, müzikleri ise muhteşem olan darksiders ii'yi*, sırf combat sisteminden dolayı yarım saatin ardından "bu ne amk" diyip kapatmış ve silmiş, herkesin övdüğü arkham asylum ve arkham city'yi ise yarım bırakmıştım.

    peki bu oyundan ne mi bekliyorum? elbette iyi, derinlikli, uzun, tolkien'ın mezarında ters dönmesine engel olacak ölçüde asıl hikaye ve orta dünya gerçekliklerine sadık bir hikaye, güzel mekan tasarımları, tam olarak skyrim-assassin's creed arasında gezinen bir combat sistemi ve pratik ama çok kolay olmayan skill* kullanımı.

    bugüne kadar lord of the rings adı kullanılarak yapılan oyunların -battle for middle-earth haricinde- hepsi birer felaket, hatta tolkien'a ve eserlerine hakaretti. bu kez öyle olmaz ve kendimizi orta-dünya'nın içinde hissederiz umarım.
  • 19 gb olarak indirdiğim, 2,5 saatlik kurulum sonucunda 41 gb olan oyun. (agb golden team)

    açtım grafik ayarlarına girdim, auto config dedim, fx8350+gtx 780 o.c. için neredeyse her şeyi low yaptı mal. "hadi len geri zekalı olur mu öyle şey" dedim, ultraya aldım, "abi texture'ı da ultra yaptın 6 gb ekran kartın olması lazım yalnız..." dedi, "konuşma len devam et götelek" dedim. açtım oyunu bi baktım harbiden de frame düşmeleri oldu, texture'ı high'a aldım. açtım oyunu gayet güzel çalıştı.

    oyun, batman'in dövüş dinamikleriyle (birebir şekilde aynısı) asssassin creed'i birleştirerek lord of the rings temasını benimsemiş. bildiğim kadarıyla warner bros zaten rocksteady'yi ve batman arkham serisi haklarını almıştı. dövüş dinamiklerini oradan buraya taşımışlar iyi ve akıcı olmuş. ama sürekli orc kesmek sıkabiliyor. çünkü orcların sonu yok.. evet gerçekten yok.

    diğer bir eksikliği ise ana görevlere fazla özen göstermemişler, kafa yormamışlar gibi geldi... genellikle aynı şeyleri yapıyorsunuz, rutini bozmuyorsunuz. zaten genel olarak çok çeşitliliği olan bir oyun değil. ayrıca sadece ana görev yaparsanız 10 saatte bitirirsiniz.

    grafikler ise hiç fena değildi. ama kesinlikle öyle "6 gb vram isterim" gibi falan değil. o nvidia'nın bok yemesidir kesin. sürekli aynı şeylerin yapıldığı, bol tekrarlı bir oyun olsa da oynanır diye düşünüyorum. çünkü keyif verdiği yerler oluyor. tema benzerliği dolayısıyla skyrim falan gibi bi şey bekleyen hayal kırıklığına uğrar, assassin's creed gibi bi şey isteyen ise umduğunu bulur.
  • hayatımda hiç bir oyunu oynarken öldüğümde koltuğa yumruk atmamıştım bu oyunu oynayana kadar. ölmeyin kardeşim. sakın ölmeyin. bir daha söylüyorum: ölmeyin

    ayrıca içimi kararttı resmen siktimin oyunu. allahın belası mordor'dasınız sadece. bıktım amk.
  • çok çok beğendiğim oyun. ps4'te gta 5'ten sonra, ki kendisi başyapıt aslında hiçbir şeyle karşılaştırmamak lazım, açık ara en keyif aldığım, heyecanla oynadığım oyun oldu.

    zaten çoğu şey söylenmiş. tekrara girmeye gerek yok... evet dövüş mekaniği assasin's creed ve batman: arkham serisinin karışımı ancak çakma bir şey oynuyor hissiyatı vermiyor kesinlikle. zira ork kesmek çok eğlenceli. executionlar, flurry kill'ler, stealth kill'ler derken bırakamıyorsunuz elinizden. ok kullanımı, stealth kullanımı, drain, brand; hepsi çeşitliliği ve oyunun tadını arttırıyor.

    benim xbox ve ps4'te oynadığım assasins creed'in özellikle son çıkanlarından, infamous second son'dan daha iyi. daha önce xbox'ta oynadığım batman: arkham serisine bile bence rakip olur. ha arkham serisi atmosfer ve senaryo olarak daha iyi. sezarın hakkı sezara. o kadar da değil. ancak bu mekanik ve mantık üzerinden çok güzel middle earth oyunları gelebilir. beren'idir, turin'idir hep olabilir talion'un yerine.

    şimdi oyunun en beğendiğim noktasına geleyim. evet çoğunluk gibi ben de nemesis sistemini çok sevdim. çok çok tatlı, çok çok hoş efendim. brand de işin içine girince, kendinize bir çirkinler ordusu kurmaya başlayınca hele; gelsin neşe, gelsin mavra. fakat bence esas bu sistem oyun tecrübenize çok önemli bir şey katıyor, ölmemek için deli gibi uğraşıyorsunuz. bu da harika bir adrenalin katıyor oyuna. yani az çok artık oyunlarda ölmenin çok ciddi bir anlamı yok. en fazla ilerlemenizi kaybedersiniz. ancak bu oyunda bir ölüyorsunuz ki ork ordusu yüksek askeri şura'ya gidiyor ve terfiler birbirini kovalıyor. hele ki sizi öldüren şanslı ork terfi basamaklarını bir bir atlıyor, askerlik dairesinde personel şefiyken, jandarma genel komutanı oluyor misal. bir de intikam hırsıyla "ulan ben şimdi senin ananı laciverde boyamaz mıyım" şeklinde tansiyonunuz çıkıyor, kan davası haline getiriyorsunuz işi.

    şöyle de küçük bir anımı paylaşayım. henüz oyunu bitirmedim ancak en zor öldürdüğüm warchief benden kaçan bir ufak tip oldu. genco da fear of gravewalker özelliği vardı. yani kendisinin ortaya çıkması için gerekli koşulları sağladıktan sonra beni görünce kaçmaya başlıyordu. oldukça da hızlı olan bu kardeşim ayrıca ranged ataklara karşı da invulnerable olunca bir süre hayatta kalmayı başladı. ancak ikinci seferimizde, bu arada kaleden koşarak çıkan bu ork, arkasında ben, beni takip eden de 100'e yakın ork çok hoş bir görüntü oluşturuyordu; bir caragor kafesinin yanından geçme gibi bir hata da bulundu.
hesabın var mı? giriş yap