• az önce twitter'da @fenerist'in sayfasını inceliyordum bir fenerbahçeli olarak.

    okuduğum her twit'ten, gördüğüm her fotoğraftan sonra omuzlarım biraz daha biraz daha düştü. okuduklarıma, gördüklerime inanamadım. nasıl bir kin nasıl bir nefret dolmuş insanlar. her twit'te aşağılamalar, hedef göstermeler. bunu yapan benim renklerine gönül verdiğim kulubü ölümüne sevdiklerini düşünen kişiler. en fazla 4-5 dakika dayanabildim sonra kapattım. bunun sadece fenerbahçe cephesiyle sınırlı olmadığını biliyorum. bu durum eminim galatasaray, beşiktaş cephesinde de aynıdır. neyse benim diyeceklerim başka.

    bu iğrençliklerden sonra google'da biraz araştırma yaptım kendi çapımda. güzel şeyler görme okuma ihtiyacımı karşılamak adına. rahmetli metin oktay'ın zaten bildiğim çok güzel iki anısını tekrar okudum. eminim buraya daha önce yazılmıştır ancak gözünü takımının renkleri zannettiği şiddet bürümüş gençlerden bilmeyen, okumayan, aramaya üşenen, varlığına ihtimal vermeyen varsa okusun istedim. buyrun;

    1) rahmetli metin oktay jübile maçını fenerbahçe ile oynamak ister. bunu teklif etmek üzere fenerbahçe kulübüne gider ve yönetici eşref aydın ile görüşür ve ikili arasında şöyle bir konuşma geçer.

    metin oktay: ben kariyerimin en güzel en unutulmaz maçlarını fenerbaçe'ye karşı oynadım. eğer siz de kabul ederseniz son maçımı da fenerbahçe'ye karşı oynamak isterim.

    eşref aydın: kabul ederiz fakat bir şartla! fenerbahçe kulübü ve taraftarı her zaman sana hayrandı ve seni fenerbahçe forması ile görmek isterlerdi. 10 dakikalığına da olsa fenerbahçe formasını giyer misin?

    metin oktay: şeref duyarım!

    ve jübile maçında metin oktay ile fenerbahçeli can bartu formalarını değiştirir. kısa bir süreliğine metin oktay fenerbahçe can bartu ise galatasaray forması ile mücadele ederler.

    2) bir fransız futbol dergisi kendisi ile röportaj yapar ve kendisine şu soruyu sorar.

    muhabir: yaklaşık bir yıl önce ezeli rakibiniz fenerbahçe'ye ağları yırtan bir golünüz var. bu gol ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?

    metin oktay: o gol bugün bile hatırlanıyor ise bu fenerbahçe'nin büyüklüğünden dolayıdır.

    -

    not 2: metin oktay'ın adı ve soyadı tarafımdan büyük harflerle yazılmıştır. bunu göremiyorsanız bu sizin sorununuzdur. allah rahmet eylesin.

    -

    insan düşünmeden edemiyor, modern futboldan kastedilen küfür, hakaret, adam öldürme ve birbirlerine tahammül edemeyen insanların çoğalması mı?
  • geçen hafta babam vefat etti.

    son zamanlarında demans iyice artmıştı. ben de beyin egzersizi olsun diye arada sorular sorardım.

    bir kaç hafta önce hastanede kaldığımız bi gece eskişehirspor'dan konuşmaya başladık. ki çok severdi. 1965'ten 2000'li yıllara kadar deplasmana gitmeli falan bi sevgiydi. ben eski futbolcularımızın isimlerini söylüyordum babam da soyadlarını :

    -fethi
    +heper

    -nihat
    +atacan

    -ender
    +konca

    -ismail
    +arca

    aniden aklıma sormak geldi. peki dedim gelmiş geçmiş en büyük futbolcu kimdi. tereddütsüz adını soyadını söyledi

    -metin oktay

    30 yıl önce ölümünden bir gün önce metin oktay'ı rüyamda gördüğümü hatırladım. ertesi sabah babam uykumdan uyandırıp metin oktay ölmüş demişti. şoka girmiştim.

    metin abi babam yanına geldi. ona iyi bakarsın di mi. büyük hayranındı
  • meşhur zenginlerden fenerbahçeli müslim bağcılar’ın “rakamları sen yaz!” diyerek uzattığı transfer sözleşmesini “bizi sevenlere ihânet etmeyelim baba!” sözleriyle reddeden futbolcu...
  • hiç izleme şansı bulamadığım, hatta galatasaray sevdasına daha yeni yeni kapılırken hayata gözlerini yummuş olmasına rağmen, geride bırakmış ve sadece okuduğum yüzlerce anı ile o'nun formasını giydiği takımın taraftarı olmaktan gurur duyduğum kişi.
    işte o anılardan bir tanesi (galatasaray dergisi ocak 2009 sayısı, edebiyat köşesi, dergiden olduğu gibi buraya aktarıyorum)

    bir söz: bugün de senin yüzünden kaybedelim.

    sene 1960. ihtilal olmuş mayıs'ın 27'sinde, askerler gelmiş iktidara. aradan dört ay geçmiş. hayat devam ediyordu yine de, özellikle de mithatpaşa stadı'nda. birinci türkiye ligi'nin ikincisi yeni oynanmaya başlamıştı o sıralarda.

    eylül'ün ortası. yapılan bir ihbar üzerine sekiz gün eksik askerlik yaptığı ortaya çıkıyor metin oktay'ın. sonra da "en şerefli, en mukaddes vazifeyi ihmal etmişsin" denerek cezaevine konuyor. hem de tam 45 günlüğüne.

    metin oktay'ın toptaşı cezaevi'nde yaşadıkları ayrı bir yazı konusudur. biz kalemimizin mumunu hapisten çıktığı güne çevirelim.

    28 ekim 1960. cezaevinin kapısında üç galatasaraylı var: turgan ece, rüçhan adlı ve kamil altan. metin oktay kapıdan çıkınca sarılıp öpüşüyorlar. gözlerde yaş var.

    ertesi gün galatasaray'ın karagümrük'le maçı var. takım çekmece'de kampta. rüçhan adlı'nın otomobiliyle doğrudan kampa gidiyorlar. burada tam anlamıyla galatasaray'ına yeniden kavuşuyor metin oktay.

    akşam beyti'de yemek yeniyor tüm takımla. ama gündüz kılıç sofrayı bir başka donattırıyor o akşam. kolay mı? hapisten yeni çıkmış taçsız kral. takım arkadaşları yemek bitince otele dönüyorlar. ama baba gündüz ve oğlu bildiği metin oktay yemeğe devam ediyorlar. rakı içiyorlar, sabahın 3'üne dek.

    sonra da otele dönüyorlar. baba gündüz resepsiyona sıkı sıkı tembihte bulunuyor: "metin oktay sabah kahvaltısı için kesinlikle uyandırılmayacak. o yorgunluğunu atıncaya kadar uyuyacak."

    29 ekim 1960. saat 11.00 suları. metin oktay hala uykuda, 45 günün yorgunluğunu çıkarmaya çalışıyor. baba gündüz geliyor odasına, uyandırıyor. sonra da yatağının ucuna ilişiyor. "biliyorum oynayacak durumda değilsin. ama seyirci seni görmek istiyor metin" diyor gündüz kılıç. sonra da devam ediyor: "karagümrük'e karşı seni oynatmak istiyorum. üzülme, verebileceğini ver. sen bize çok maç kazandırdın. bugün de senin yüzünden kaybedelim. seni hasretle bekleyen seyirciye ne olur bu saygıyı gösterelim."

    baba gündüz böyle konuşur da karşı çıkılır mı hiç? karşı çıkmadı metin oktay. üç saat sonra sahaya çıktı, antrenmansız ve geceden kalmış vaziyette. tam iki gol attı o haliyle. mete basmacı'nın da bir golüyle galatasaray karagümrük'ü 1960'ın cumhuriyet bayramı'nda 3-0 yendi. yorgunluktan ve dermansızlıktan soyunma odasına kusa kusa gitti taçsız kral. ama, onu seven tribünlerine kavuştuğu için hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

    kıssadan cümle şu, tarif edilemez bir ruhla dolu bu galatasaray masalında: "bugün de senin yüzünden kaybedelim".
  • küçükken hayaller kurardım.

    bir çoğunda ünlü bir şarkıcı, bazılarında bir ressam, aktör, bazılarında ise çok ünlü bir futbolcu olurdum. o kadar ünlü bir futbolcuyum ki böyle, leblebi gibi gol atıyorum, fener-beşiktaş hikaye, real madrid dayanmış klübün kapısına, milyon dolarları sayıyor, gitmiyorum. basın toplantısında soruyorlar bana "dünyanın en büyük kulüplerinden biri teklif yaptı, niye gitmiyorsun" diye, "zaten dünyanın en büyük kluübünde oynuyorum" diyorum. başkan geliyor "guybrush olm, satmamız lazım seni, büyük paralar veriyorlar, rahatlayacağız" diyor, "ya gassaray ya hiç, gerekirse para da vermeyin bana" diyorum. öyle de artist bir futbolcuyum.

    bugün futbolun geldiği nokta gerçekten çok farklı. milyon dolarlık stadlar yapılıyor, korkunç transfer rakamları dönüyor. eskiden sadece şampiyonların katıldığı, şampiyon kulüpler kupası gitmiş, şampiyonlar ligine bir ülke 5 takım gönderebiliyor, her yıl formalar değişiyor, formaların arkasında futbolcu isimleri yazıyor falan. muazzam bir endüstri. ve bu endüstri sonucunda takımına, formasına, renklerine aşık bir futbolcu yetişmiyor. bir futbolcu, çocukken hayalini kurduğu takımı yüz üstü bırakıp, başka bir formanın arkasına, hatta ezeli rakibinin formasının arkasına ismini yazdırabiliyor. sonra da "akşam yastığa kafamı koyduğumda rahat uyuyacağım" diyor.

    metin oktay'ın durumu farklı. oynadığı zamanlarda klasik parçalı formanın dışında bir forma olmamasına, arkasında futbolcuların isimleri yazmamasına rağmen, metin oktay'ın ismi 10 numaralı formadan silinmiyor. kurduğum hayalleri birebir gerçekleştiren birinin olması, üstelik bu kişinin galatasaraylı olması müthiş bir şey.

    bu bünye o kadar çok "kendisini sevenlere ihanet eden" gördü ki, bu yüzden kendisini daha çok özlüyor.

    yaşıyor; ali samiyen'de, her on numarada, galatasaray armasının hemen altında, o meşhur fotoğrafında elini koyduğu yerde.

    adı silinmiyor.

    aylar sonra zorunlu edit: bir intihal söz konusu değil, o site benim.
  • tacsız kral...

    2 şubat 1936'da izmir'de dogan metin 15 yaşında ilk kulubu olan damlacık'a transfer oldu..
    metin oktay'ın damlacık'ta forma numarası 8 idi..8 numara giymesinin sebebi o dönem hayranı oldugu sait altınordunun 8 numara giymesiydi..
    tacsız kral damlacık'tan sonra yün mensucat'a transfer oldu, burda attıgı 14 golle dikkatleri üstüne cekti ve genc milli takıma cagırıldı..ilk milli macına 11 nisan 1954'de belcika macıyla cıktı bu macta 2 gol attı..
    artık tacsız kral'ın önlenemez yükselişi başlamişti, aynı sezon izmirspor'a transfer olur ve 17 gol atıp gol kralı olur, izmirspor'da o sezon mahalli ligi şampiyon olarak bitirir.
    artık izmirspor tacsız kral'a yetmiyodu onun gözü istanbul'daydı..ilk olarak beşiktaş'ın kapısı calındı ama yanıt olumsuzdu ama o zamanların efsane ismi baba gündüz metin'i keşfetmekte gec kalmadı ve tacsız kralgalatasaray'a kazandırdı.sene 1955'di..
    metin oktay galatasaray'la ilk macına beyogluspor karşısında 28 agustos 1955'de cıktı ve ilk golunu attı..metin'in istanbul'a gelişi futbol sahalarını oldugu kadar sahaların dışınıda sarstı.
    mualla kaynak'tı metin'in aklını başından alan ilk istanbul güzeli...metin mualla'dan ya da mualla metin'den cok cabuk vazgecmişti kral'ın kalbi artık 1953 turkiye güzeli ceylan ece icin atıyodu, ama o da cok uzun sürmedi centilmendi hiç bir güzeli geri ceviremiyodu feriha şen o dönem metin oktay'la aşk yaşayan başka bir ünlüydü..kral bir süre maria vincent isimli hanımefendi ile aşk yaşadıktan sonra artık kendini ayfer feray'a teslim etmişti(tacsız kral filminde canlandırılan kişi)..kral artık durulmak zamanıdır demişti 29 ocak 1959'da izmir'de oya sarı ile evlendi.
    10 haziran 1959'da türk futbol tarihine gecmiş olan fenerbahce filelerini yırttıgı golu attı.
    transfer döneminde izmirspor'un yaptıgı inanılmaz transfer teklifini ben galatasaray'lıyım diye geri cevirdi, karısının ya ben ya galatasaray diye restinide ben zaten galatasaray'la evliyim diyerek gördü kral.
    18 aralık 1960'da galatasaray'ın fenerbahce'yi 5-0 yendigi macta tacsız kral 4 golun sahibiydi..
    temmuz 1961'de italya'nın palermo takımına transfer oldu ama italya günleri türkiye ve galatasaray özlemiyle gecti..1 sezon sonra cok sevdigi galatasaray'ına geri döndü ve kaldıgı yerden devam etti.
    1965 yılında servet kardıçalı ile evlendi aynı sene tacsız kral filminde baba hakkı, karıncaezmez şevki, turgay şeren,necmi tanyolac, ayten gökcerve ajda pekkan rol arkadaşları oldular kral'ın.
    1969 yılında cok kişiye kısmet olmıyacak şekilde hem galatasaray şampiyon hem de kendisi gol kralı olmuş şekilde futbolu bıraktı..

    metin oktay tek kırmızı kart gördügü macın ardından kendisine küfür eden rakip takım taraftarlarını belinden egilerek selamlardı..
    kale filesini yırtan şutundan sonra yırtık belli olmasın diye oraya şemsiye asışını bilenler bilir..

    ve biliyomusunuz bugun tacsız kral'ın aramızda olmayışının 13. senesi....

    2 şubat 1936- ....
  • göztepe'nin galatasaray'ı yendigi bir macta 18 ya$ındaki bir cocuk kral'ı cok iyi marke eder ve top göstermez. göztepe o macı 1-0 kazanır.

    mac biter bıyıkları daha yeni terleyen genc defans oyuncusu ko$arak kral'a gider ve ''metin agabey ben sizin cok büyük bir hayranınızım, lütfen bir resim cektirsek'' der.
    metin oktay genç oyuncuya bakar.
    ''sen benimle degil ben seninle resim cektirmek istiyorum, bugun macın kahramanı sensin'' der ..
  • "sarı-kırmızılı renklere küçükten beri hayrandım. galatasaray izmir'e geldiğinde okuldan kaçar, maça giderdim. bence galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım."

    ya$asaydı 71..
  • top ve ben adlı hayatını anlattığı bir kitabı, safa önalın senaryosunu yazdığı, atıf yılmazın yönettiği, gönül yazar, ajda pekkan, ayten gökçer, turgay şeren ve o zamanki gs başkanı gündüz kılıçın rol aldığı hayatını anlatan taçsız kral filmi vardır. meşhur fenerbahçe - galatasaray maçında fenerli naci ona tekme atmıştır ve o da dayanamayıp yumruğunu sallamıştır. hakem sadece metinin hareketini görünce onu oyundan çıkarmış kırmızı kartını henüz göstermemiştir. o da hayatında ilk defa tribünden küfür yemiş ve ağlamaya başlamış sonrada küfreden fener tribününün önüne giderek yere kadar eğilmiş tribünü selamlamış soyunma odasına doğru ilerlerken yan hakem orta hakemi uyardığından oyuna tekrar dahil edelmiştir. bu olaydan birkaç dakika sonra da nasıl vurduğunu kendisinin bile hatırlamadığı bir hırsla topa vurmuş top dışarı çıkınca hakem başlangıçta out vermiş ama yırtılan ağları görünce gol demiştir. yıllar sonra da fener taraftarları bir sıfır biten bu maçın tarihi ağlarını stadın deposuna girerek çalmış ve yakmışlardır. metin oktay ayrıca 1960 yılında 8 gün eksik askerlik yaptığından dolayı (maç izinleri karnesine işlenmediğinden) toptaşı cezaevinde 45 gün hapis yatmıştır. jübilesini futbola ilk defa başladığı izmirde ve futbolu noktaladığı istanbulda olmak üzere iki kez yapmıştır. hiç kırmızı kart görmemiş ve pek çok rekoru hala egale edilememiş bir futbolcudur. tanju çolak 39 gol atarak onun 38 gollük rekorunu kırmış sayılsada o zaman oynan maçların sayısı ve tanjunun oynadığı maçların sayısı düşünüldüğünde ve buna birde tanjunun bu rekoru sezonun son maçında adanademirspora attığı şaibeli gollerle kırdığı düşünülürse (gsli yusufun yaptıklarını hatrılayın, çizgide top bekletmeler falan) metin oktay hala kraldır... ve televole futbolcuları düşünülünce hep kral olarak kalacaktır...
  • "penaltı atarken kalecinin burnuna nişanlar öyle vururum, o nereye kaçacağını düşünür."

    --- metin oktay ---
hesabın var mı? giriş yap