• artık nabzı atmayan kişi. tecavüz vakasının gerçekleştiğine dair ikinci ağızdan güvenilir(ya da benim güvendiğim) kaynaklar var. ancak buraya "tecavüz varmış" demeye gelmedim. daha başka bir şey için geldim. bu başlıkta kendini aşikar eden aşağılık irinli bir zihniyete diyeceklerimi deyip az da olsa rahatlamak için.

    aşağılık potansiyel tecavüzcü!!!

    belki de sana güvenip yanına gelen kadını iğfal de etmişsindir.
    o potansiyel var sende!!!

    karakteri bozuk habis ruh!!!
    demek eğlenmek, konuşmak ya da birlikte olmak için iki adamın yanına giden kadın tecavüzü hak ediyor öyle mi?
    demek iki kafası dumanlının yanına gidip, sonra iş çığırından çıkmaya başlayınca kaçan kadın kahpe oluyor öyle mi?

    sen toplum içindeki potansiyel tecavüzcüsün!!!
    sen karakteri habis, düşüncesi irinli sefil abazan bir lumpensin!!!
  • metin kaçan ayşe arman'a verdiği röportajda 'güneş k'nın abisi eroinmandı, belki de ona mal almaya gidiyordu ne malum' diye bize güneş k ve dolaylı olarak ailesini şikayet ederken de, 'bir kaç salon tokadı' diyerek 'şık ve sinematografik bir tarantino şiddeti' kurgularken de suçluydu, hala suçlu. aslında 'bu kız da sağlam pabuç değil ama' demeye getirerek kaşıdığı orta sınıf ahlakamıza neden bu kadar güvendi? daha önce orta sınıf ahlakına suçu ve marjinalliği satarak para kazandığı için pazarını çok iyi tanıyordu da ondan. şimdi liseli hassasiyetiyle romantize edilen kolera muadili bir mahallede yaşamış kimsenin bu işleri bu kadar allayıp pullayacağını sanmam. şiddet sadece şiddet görmeyene 'ilginç', 'romantik' ya da 'seksi' gelebilir. diğerleri için olsa olsa (en fazla) normalize olmuştur.

    intihardan nemalanmaya çalışan eski ekürisinin de inatla sırtını dayadığı o 'orta sınıf ahlakı' böyle abisi eroinman , kendisi travistilerin gittiği mekan çalıştıran, uyuşturucu kullanan kadınları onaylamaz, doğrudur. medet umdukları sınıf iki yüzlüdür, satıcıdır, düşene vurucudur, o da tamam. 'biz afilli, ağzında jilet taşıyan delikanlılarız' falan filan da tamam.

    ama bir de 'kadın vicdanı' diye bir şey var bu ülkede, o tamam değil. o 'tamam' demiyor, bir türlü ikna olmuyor, hatırlı ünlü dostların açıklamalarından bile ikna olmuyor.
    işte o yaka senelerdir o yüzden kendini kurtaramıyor.
  • "sen de suçlusun meto... gariban bir berberin, tamirci kalfası, ortakul mezunu oğluydun... haddine miydi ağir roman yazmak... yedirirler mi.." buyurmuş abisi olacak zat.

    tam bir saptırma örneği. klasik zihniyet. evet evet gariban olduğu için, tamirci kalfası olduğu için üzerine gidiyorlar. belki de abisi dinci diye laikler, atayistler, kamalistlar üzerine gidiyordur. yaaa yaaa. tecavüz mü? o da ne?
  • ayşe arman’a vermiş olduğu röportajı ve osman akınhay’ın yazısını okudum ve sadece yüzümü ekşitebildim. metin kaçan intihar etti, sonuçta mesele metin kaçan değil, mesele metin kaçan’ın bu röportajını okuduktan sonra hala metin kaçan’la ilgi zerre şüphe duymayanlardır benim için.

    röportajda metin kaçan şunları söylüyor:

    “dolapdere'de sadabat diye bir yer açılmıştı. mehmet'in mekanı kiralamasına ben aracı oldum. o dönemin parasıyla milyarlar harcandı ama sadabat iş yapmadı. her nasılsa güneş de bir dükkan sahibi oldu orada. ama tekin bir yer değildi. kadın satmaktan, kumar oynatmaktan, küçük yaşta kız, travesti ve transseksüel bulundurmaktan kapandı. tabii benim güneş'in sevgilisi olmam, mehmet denilen adamın işine gelmiyordu. güneş'le ilişkim sürdüğü müddetçe orada yapılan işlere izin vermeyecektim. hadise bu.”

    sonra diğer muhtemel senaryolardan bahsediyor:

    “ama bin tane senaryo okudum. yok zenciler dövmüş, yok bilmem ne. olabilir de. güneş'in ağabeyi oktay, eroin kullandığı için kanada'ya gidip tedavi olmuş biri. güneş'in yanında para da vardı o gece. belki de oktay'a mal almaya gidiyordu, ne malum. ama ben nedense sadabat'ı işleten mehmet'in komplosu olduğunu düşünüyorum. her şey bizim üzerimize yıkıldı. benim için en önemli olan dr. hakkı köse'nin raporu: tecavüz yok diyor. tek belge o. onun dışındaki her şey senaryo.”

    daha öncesinde ise şunları diyor:

    “zorla giydirdim güneş'i ama durmadan hakaret ediyor, ben de geri kalmıyorum. ama iki salon tokadı, birkaç tekme ve birbirimize tükürmenin dışında başka bir şey olmadı.”

    röportajın sonunda ise güneş’in iki kişinin saldırısına uğradığını kendisine itiraf ettiğini söylüyor:

    "güneş'le bir kere karşılaştım cezaevinden çıktıktan sonra. ‘‘bize neler oldu meto?’’ gibisinden bir konuşma geçti. bir de dün, bu 36 ayı öğrenince ‘‘görüşelim’’ diye aradım. durup dururken, ‘‘yolda yürürken iki kişi saldırdı nasıl derim? babamın onurunu düşünüyorum’’ dedi. oysa ben, ‘‘bu oyun hala devam edecek mi?’’ diye sormak istemiştim. çünkü ancak o vazgeçerse bu dava düşüyor..."

    ortada dayak yemiş, suratı parçalanmış, kulak memesi ısırılarak kopartılmış, kollarında (fotoğrafında da görebileceğimiz gibi) birkaç sigara yanığının izi olan, bacaklarında da olduğu söylenen bir kadın var. metin kaçan o kızın nasıl o hale geldiğini bilmiyor ama rant meselesi olabileceğini söylüyor, gariban zencilerin dövmüş olabileceğinden bahsediyor, güneş’in evde kendisinden birkaç “salon tokadı” ve tekme yedikten sonra “amaaaan boş ver” deyip yanındaki yeterli miktarda parayla kardeşine mal almaya gidebileceğinden ve bütün bunların orada vuku bulmasının muhtemel olduğunu vurguluyor ve en son da güneş’in iki kişinin saldırısına uğradığını ve babasının itibarı nedeniyle konuşamadığını kendisine söylediğini ekliyor. zencilerin dövmüş olabileceği ihtimalini düşünmüş demek ki ama neden zencilerin güneş’i dövdükten sonra birkaç sigara yakıp kolunda, bacaklarında söndürdükleri üzerine kafa yormamış.

    bu arada bütün bunlar yaşanırken sırf metin kaçan’a komplo kurmuş olmak için bir kadının hayatı alt üst oluyor ve ailesi kanada’ya taşınmak zorunda kalıyor. ama neden bunları göze alıp metin kaçan’ın tutuklanmasını istiyorlar, bilemiyoruz.

    olayın diğer iştirakçisi alp buğdaycı ise şunları anlatıyor:

    “beyoğlu’nda hızlı akan bir geceden sonra, taksim’de evi müsait olan birine gece yarısı konaklamaya gelen 4 kızdan ve 2 erkekten bahsediyoruz. uslu durulan bir gece hiç değildi, ama vahşet tiyatrosu da değildi; gece kulüpleri, drag, alkol ve seks vardı; sabaha kadar, orta sınıf ahlakına ters gelebilecek başka zevkler de yaşanmıştı; ama 1 kadın ve 2 erkek arasında tecavüz söz konusu değildi. devamında bağırışlı çağırışlı, karşılıklı kavgalı, itişmeli kakışmalı bir geceye dönüştü; ama ne işkence, ne tecavüz, yoktu.”

    metin kaçan’a göreyse:

    “gecenin ilerleyen saatlerinde alp'in evine gittik. yanımızda iki kız daha vardı, onlar gitti. biz üçümüz kaldık. güneş, çok sarhoş, alp'in yatağına yattı. evi bir sokak aşağıda, ‘‘evine git’’ diyorum, çünkü alp, orada kalmasını istemiyor. zorla giydirdim güneş'i ama durmadan hakaret ediyor, ben de geri kalmıyorum. ama iki salon tokatı, birkaç tekme ve birbirimize tükürmenin dışında başka birşey olmadı. tecavüz- mecavüz asla! sonunda gitti, ben de bağırdım arkasından ‘‘anca gidersin. hadi defol. bir daha da gelme...’’ bu kadar.”

    iki anlatım arasında fark var sanki ve metin kaçan “o gece flu bir geceydi, inanılmaz flu ber gece. kafalar 1500 olmuş. her şey birbirine geçmiş” demesine rağmen en son güneş’i kovarken söylediklerini bile hatırlıyor ve “anlattıklarımın dışında bir şey yok ki” diyor.

    ben bütün bunları üst üste koyduğumda güneş’in başına gelenlerin o gece, o evde olmadığına hiç ikna olmadım.

    bir de kızın babası masonmuş da, yalçın küçük’le arkadaşmış da, bilmem neymiş de. memleketin en büyük dertlerinden biri de bu zaten. hakkını arayan ve sonuç elde eden bir kadının arkasında illa birinin olması lazım. kadın dediğin ezilir, dayak yer, tecavüze uğrar ve en nihayetinde toplum tarafından da dışlanarak hakettiğini bulur. muğlak durumlarda normal olan sonuç kadının haksız olması, kadına her türlü şiddet uygulayanlarınsa sırtlarının sıvazlanmasıdır.
  • sıkıyosa karısını en az bi kere döven %80 oranındaki erkekleri de hapse atın laaaaaaaaaaaaaaaaağğğğğğğğğğğuuuunnnn!!!!

    rahmetlinin hayran kitlesi çok sıkı defans yapıyor yalnız,
    bu diskura karşı gelmek mümkün değil.
  • nasıl bir metin kaçan sevgisiymiş ki hala daha melek ilan edilmeye çalışıyor. yok bulgu yokmuş, yok acaba suçlu muymuş. amımız götümüz yırtılmazsa tecavüz eden bunu penisi ile yaptıysa mağdurun içine boşalmadıysa tecavüzü kanıtlayamıyoruz, kulağımız kopmuş, işkence görmüşüz şoka girmişiz, ne ki.

    sonra kadın beyanı deyince kıyametler kopuyor bir erkeğin şerefi diye. doğru ya, hep bir erkeğin şerefi için her şey. kadına ne olursa olsun.

    yapıtları ile kişinin kendisini aynı potada değerlendirip biri üzerinden diğerini aklamamak woody allen örneğinde öğrenildi sanıyordum. yani bu öreneğe kadar öğrenilmediyse.

    kedith: vudi elın'ın tecavüz vakası yok, geçenlerde bazı mallarca peygamberle karşılaştırılıp ahlakı sorgulanıyordu evlatlığı ile evlendi diye, polanski daha yerinde bir örnek olacak sanırım, birebir örtüşme.

    tecavüzcü derken kimsenin ağzının suyu akmıyor, kendiniz ile karıştırmayın. metin kaçan intihar etmiş, ölmüş. peki güneş k yıllardır yaşıyor mu sanıyorsunuz?
  • bu ve bunun gibi adamları savunanların o altı boş, fazlasıyla erkeklik güzellemesi yapan ağır abilik edebiyatından, gözlerini anlamsız anlamsız ufka daldırıp gitmelerinden (daha modern, daha 'varoş olmayan' versiyonu da işte o kaybedenler kulübü gerizekalıları), kendilerine kendilerinde olmayan bir derinlik ve entellektüellik atfetmelerinden, gerektiğinde "garibanız" diye duygu sömürüsü yapıp kullandıkları o taşralı "dünya bizi anlamadı" ve "çok zor be anne" hallerinden tik-si-ni-yo-rum!
  • adını her duyduğumda aklıma o korkunç tecavüz hikayesi gelirdi. zerre kadar üzülmedim, türkiye bir tecavüzcüsünü kaybetti.

    binlerce benzeri aramızda dolaşıyor, anısını yaşatırlar merak etmeyin.
  • aklıma hep tecavüz ve işkence olayı ile gelecek.
    güneş k. şöyle demişti:

    "adalete sığınmak...bugüne kadar tanıdığım ve yaşadığım hiç kimse adalete sığınmadı. ama bana inanmak için türk adaletinin tecelli etmesini bekleyenlere selam olsun.""
  • şu öküzün boynuzu bir tarafına giresice dünyada neden bu kadar çok tecavüz yaşandığını merak ediyorsanız bu "şey" hakkında yazılanları okuyun, bu sayfada yazılanları okuyun ki insanoğlu denilen çiğ süt emmiş yaratığın rasyonelleştirme çabalarını görüp iğrenin.

    senden uzakta yaşanan, failin seninle hiçbir alakasının olmadığı vakalarda "asın tecavüzcüleriii, şeylerini kopartın, işkence edin!1!" diye bağırmak ne kadar kolay. ama ne zaman ki fail tanıdıkları biri oluyor, o zaman işte asıl kimliğiniz böyle su yüzüne çıkıyor gizli kadın düşmanları, gizli tecavüzcüler sizi. o ayrı, o ayrıymış. yalnızca "kitabı güzeldi ama yaptığını tasvip etmiyorum" demiyorsun ki sen? "ağğğbiii, niye yaptın ağğbiiie :(" diye zırlıyorsun. inandığınız yahut inanmadığınız o dine göre kişi ahirette sevdiğiyle beraberdir. inşallah allah size onun yanı başında first-class bir yer açar.
hesabın var mı? giriş yap