• --- spoiler ---
    tüm dünyada edindiği hayran kitlesiyle çoktan bir efsane haline gelen oyundaki tarih ve soyağacı bilmecesi bu oyunla ortadan kalkıyor. oyun 1960larda geçtiğinden ''ben doğru sıralama ile oynamak istiyorum'' diye sızlanan oyunculara mgs3-mgs1-mgs2 tarifi veriliyor. böylece herşeyin nasıl bugüne kadar geldiği, kahramanların geçmişleri gibi konular da çözüme kavuşuyor,yani oyun bugüne kadar hep sır olarak kalmış ''big boss'' hadisesinin açıklamasını nihayet yapıyor. oyun içindeli sayfalar dolusu okunacak döküman sayesinde hem kısa tarihçeyi, hemde olayın vardığı diğer boyutları görüyoruz. önceki bölümlerdeki solid snake' in bu oyundaki snake'in oğlu olduğunu öğreniyoruz ki, olay şöyle gerçekleşiyor; mgs3teki adamımız snake, son görevi de halledip shagohod 'u yokedince bizzat başkan tarafından ödüllendiriliyor ve bundan sonrası için de kendisi gibi üstün özelliklere sahip savaşçılar yetiştirmesi için görevlendiriliyor. snake'in çocuğu olmuyor çünkü savaştığı zamanlarda aldığı yaralar doğal yoldan üremesini engelliyor (normaldir,oyunda sürekli bacak arasına ateş ediliyor), bu yüzden laboratuvar ortamında yapay döllenme ile snake'in dna sına sahip çocuklar yetiştirilmesi sağlanıyor. fakat bu yöntem riskli olduğundan ve ölüm ihtimaline karşı diğer embriyoları öldürüyorlar ve sadece iki hücre bırakıyorlar, bunlardan birine snake in tüm üstün özelliklerini verirken diğerinin doğumu mecburiyet oluyor. (bunlar solid ve liquid kardeşler (bkz: les enfants terribles) ) ve snake sonunda ilerde hükümetin karşısına gececek fox-hound' un temellerini atıyor. bir süre orada kaldıktan sonra mazeretsiz olarak ayrılıyor ve bir süre sonrasında ölüyor. (bu bölüm de bir sır olarak duruyor, belkide mgs4 e saklıyorlardır) sonrasında bilindiği gibi solid ve liquid kardeşlerin kapışmasına tanık oluyoruz. fox-hound snake in dna sı sayesinde onun özellikleriyle donatılmış genom-soldiers adlı askerleri seri olarak üretiyor. mgs1 deki amaç da zaten snake'in cesedine sahip olarak onu birebir kopyalamaktı.
    kısacası oyun mgs tarihçesinde eksik kalmış bir çok konuyu açıklığa kavuşturuyor, tek soru işareti 1980lerden günümüze kadar olan zaman dilimi kalıyor.
    --- spoiler ---
  • #16446549 numaralı yazıda yaşadıklarımdan sonra beni çok daha büyük dumurlara seyahate göndermiş oyundur kendisi.

    oyunda harika düşünülmüş bir kısım var ve burayı çoğu kişi görmeden, bilmeden geçiyor; hiç karşılaşmıyor bile.

    --- spoiler ---

    oyunun ortalarında hücreye atıldıktan sonra save etmek için para medic'i aradım. oyunu save ettikten sonra her zamanki gibi izlediği bir filmi anlatmaya başladı. ama bu film drakula filmi olduğu için snake tamamını dinleyemedi. burada snake'in drakula fobisi olduğunu öğreniyoruz. para medic özür dileyip telsizi kapattıktan sonra ben de oyunu kapatmıştım. ertesi gün load ettiğimde ağzım açık kaldı. zindan gibi bir yerde, çocuk yaşlarında, şovalyeye benzeyen bir karakteri oynuyordum. renk tonları siyah beyaz gibiydi ve etraftan zibil gibi zombi geliyordu, onları öldürmeye çalışıyordum. oyunum korsan olduğu için bozuk diye düşünüdüm ve çok büyük bir üzüntü yaşayarak bana sunulmuş olan bu dandik oyuna birkaç dakika daha devam ettim ama oyun tam ortasında kesildi ve siyah ekran verdi. nasıl küfürler ettim anlatamam.

    siyah ekranın ardınan kahramanımız snake göründü ve sevinçten yaşadıklarımı bir ben bilirim. deminki küçük oyun snake'in kabusuymuş. kabustan uyanan snake'i para medic, sigint, eva gibi karakterlerle telsizden konuşturun. kabusunu anlatan snake'in ne kadar korktuğunu kesinlikle dinleyin.

    --- spoiler ---
  • eva denen hatunun bir oturuşta bir öküzü yiyebileceğini açık ve net gösteren oyun
    ormanı kuruttum karının karnı doysun diye hala çok açım diye sızlanıyor.
  • hayatımda oynadığım en iyi film
    --- spoiler ---
    oyun içinde sizi yılan, böcek, akrep gibi şeyler sokabilir, yediğiniz mantardan zehirlenebilirsiniz, öldürdüğünüz adamların üzerlerinde bir süre sonra akbabalar dolaşabilir.
    oyunun bir bölümünde sadece merdiven çıkıyorsunuz, burada gelen "snake eater" soundtrack ile olaya ayrı bir hava katılmış.
    "the boss" ile olan, papatyaların arasında geçen savaş tam bir sanat eseridir
    --- spoiler ---
    zannımca bu hideo kojima denen adama tiz zamanda bir film çektirilmeldir, zaten şu haliyle bu oyun(ya da film) imdb top 250 de üst sıraları zorlar, mgs4 için ps3 parası biriktirmeye başlamalı
  • metal gear solid 2 sons of liberty gibi bir hayal kirikligindan sonra insanin agzini acik birakan playstation 2 oyunudur.

    --- spoiler ---
    oyundaki yasli sniper amcayi bir türlü öldüremez insan o kamufulajla o gozle üc bes dakika sonra bi bakarsın herkes snaaakee diye bagırıyo. fakat oyunun bir baska güzel ayrıntısı da surda ki orayı gecemeyip bi ay ara verirseniz oyuna tekrar basladiginizda sniper i ölü buluyorsunuz -adam bekleye bekleye ölmüs ki ölmeden önce son dileği snake ile kapısmaktı. ne kadar snake bu durumu kendine yediremese, onun son isteğini yerine getiremese de siz pasa pasa oyununuza donersiniz adamin cesedini agacin altina birakip. tabi bi ay beklemek istemeyenler konsolun saatini bir ay ileri de alabilirler.
    (bkz: pek güzel pek nadide)
    --- spoiler ---

    --- spoiler ---
    oyunun sonunda ise big boss'un kafasina silahi dayadiginizda icinizden biseyler kopar gozlerinizden yaslar gelir oyle tusa basmadan on dakika beklersiniz. ne kaziklar da atmis olsa oyle baglisinizdir ki tetigi cekemezsiniz bir turlu. dakikalar sonra tetige bastıgınızda bembeyaz cicekler kıpkırmızı olur. duygulanır insan. keske boyle olmasaydi der.
    (bkz: playstationla duygusal bağ kurmak)
    --- spoiler ---
  • oyundaki karakterlerin ünvanları birbirine benzediği için bazı arkadaşların bu konuda kafasının karışık olduğu oyundur aynı zamanda

    --- spoiler (sırf mgs3 değil, bütün metal gear serisi için) ---

    naked snake'in akıl öğretmeni olan oyun sonu düşmanı sarı saçlı güzel hanım kızımızın ismi the boss'tur, big boss değildir. onun için big boss ünvanı hiç bir zaman kullanılmamıştır. diğer bir ismi de the joy'dur. cobra unit'in diğer elemanları gibi (the fury, the pain, the end, the fear, the sorrow) bu ismi 2. dünya savaşında savaş ortamına taşıdığı duygudan dolayı almıştır. the boss ismi ise cobra unit'in şüphesiz lideri olduğu için verilmiştir. zira 3. oyunda görürüz ki the boss'un amerika'ya ihanet ederek sovyet tarafına geçişiyle cobra unit'in diğer elemanları bunu kayıtsız şartsız kabul ederler.

    big boss, oyunun sonunda amerikan hükümeti tarafından naked snake'e verilen ünvandır. the boss gibi efsanevi bir savaşçıyı bile yenebilmesinden ötürü, ondan bile büyük olduğunu gösterebilmek için bu ünvan verilmiştir naked snake'e. kendisini bu ünvanlarla playstation'a çıkan ilk metal gear solid'den çok daha önce, 1987 ve 1990 yıllarında msx2 konsolu için çıkan metal gear 1 ve 2'de görebiliriz. mg1'de the boss'a çok benzer şekilde big boss, oyunun başında solid snake'in akıl hocası ve komutanıyken, oyunun sonunda baş düşman olduğu ortaya çıkar. ayrıca mgs4'te de big boss'un yani naked' snake'in aslında ölmediği ortaya çıkmış ve genetik oğlu solid snake'le son bir muhabbet çevirebilmiştir.

    --- spoiler sonu ---

    ayrıca the boss'un hayat hikayesi ve naked snake'in the boss'un yerine geçişinin trajik öyküsü için (bkz: #9909847) işte bunları öğrenmiş bir bireye utanmadan way to fall dayıyorlar bir de oyunun sonunda..
  • tek cümlelik bir tanıma ihtiyaç varsa "playstation 2 platformunda çıkmış sayılı başyapıttan biri" denilebilir ama böyle bir kısıtlama söz konusu olmadığına göre göreli özgürlüğümüzün -kısıtsızlığımızın- tadını çıkarmaya bakalım.
    serinin (metal gear solid- playstation, metal gear solid 2: sons of liberty - playstation 2) diğer halkalarıyla karşılaştırırsak gameplay bazında en zengininin bu olduğu söylenebilir. kamuflaj, iyileştirme, beslenme gibi yeniliklerin yanısıra oyunun mekaniklerinde de çeşitli ince ayara gidilmiş. bununla da yetinilmemiş acemi dostu radarımız -ki kendisi düşmanların lokasyonunu güzelcene afişe ederdi- yerini kıçı kırık bir sonara bırakmış. sonarı çalıştırmanız durumunda belli bir yakınlıktaki düşmanlar çıkardığınız denizaltı düdüğü sesini duyuyor ve sizi aramaya geliyor ki bu işbu ekipmanın yararlılığının tam anlamıyla canına okuyor. sonara küfretmeyi bir kenara bırakırsam serideki en marjinal değişimi belirtecek fırsatı yakalamış olurum: tamamına yakını bina içinde geçen seri marjinal bir değişiklikle kahramanımızı ormanın ortasına bırakıveriyor; bu yeniliğin en önemli getirisi de bulunmakta olduğunuz hiç bir yerin tamamıyle güvende olmayışı. bu da yetmezmiş gibi serinin yapay zekası rafine edilmiş ve saklanmak-sinsilik-sessizlik kartlarıyla oynamazsanız size kısa süre içinde kaplumbağa çorbası olmaktan başka seçenek vermiyor. özetle gayet açık seçik biçimde, azımsanmayacak bir kısmının ormanda geçişiyle, inceltilmiş yapay zeka ile ve radarın yokluğuyla stealth denen şeyin en çok gerekli olduğu metal gear bu.

    yukarda sözettiğim kamuflaj, iyileştirme, beslenme adlı kardeşlere değinirsek;

    kamuflaj: oyunda bir kamuflaj indeksi gösteriliyor; bu sayı ne kadar yüksek olursa düşmanların snake'i görme şansları o kadar düşüyor. bir ağaç kovuğuna yaslandınız ve üzerinizde mavi kıyafetiniz var. adnan burkut'un derslerinde kopya çekmeseydiniz bu bileşimle kabak gibi ortada olduğunuzu farkederdiniz. diyelim farkettiniz ana menüden camouflage'ı seçtiniz ve indeksi en fazla arttıran kamo'yu seçtiniz. tadaaa, daha az görünen bir komando olmanın keyfini yaşamaya hazırsınız!

    iyileştirme: ciddi bir yara aldığınızda can göstergecinin ucunun kırmızılaştığını ve iyileştirme işine girmezseniz de kan kaybeder gibi canınızın azalacağını görebilirsiniz. atıyorum vuruldunuz ve sözettiğim kırmızı kurdeleye sahip oldunuz. yapmanız gereken acilen cure menüsünü açmak ve dezenfekte etme, mermiyi çıkarma, dikme, bandajlama işlemlerini gerçekleştirmek.

    beslenme: can göstergecinizin altında dayanıklılık göstergeciniz bulunuyor ve yemek yememeniz durumunda azaldıkça azalıyor. eğer bokunu çıkarırsanız karın gurultunuzla bilimum nöbetçiyi bulunduğunuz yere çekebilir ve nöbetçiye silah doğrulttuğunuzda düzgün nişan alamadığınızı görüp oyunun detaylılığına hayran olabilirsiniz. börtü böcek içerisinde gezinmenin yararlarından biri de ortalıkta tavşandan yılana, timsah'dan komodo ejderine kadar yenilebilecek bir çok hayvanat olması. (sonuncuyu dikkatinizi ölçmek için attım; aslında yok)
    diyelim bir kurbağayı vurdunuz ve cebe attınız. zaman geçtikçe bu kurbağa bozulacak, yemeniz durumunda keyifsiz durumlara sebep olacaktır. ama işbu kurbağayı uyuşturuculu silahla vurduğunuzu düşünelim. kafesinin içinde melül melül yatıp keyifle yeneceği günü beklemekten başka çok az yapabileceği şey vardır yeşil dostumuzun; değil mi?

    seri 1-2-3 diye giderken boss'ların karakter derinliklerini de beraberinde götürüyor. 3teki boss'lar snake'i öldürmekten başka temel bir hayat amacına sahip olmayan 2 boyutlu karakterler...

    bu oyunun serinin diğer üyelerinden temel farklılıklarından biri de diğerlerinden daha uzun ömürlü oluşu. oyun ekibi mgs2'nin demolarının uzunluğunun oyun içi süreyi geçmesine ramak kalışı ve oyunun ömrünün kısalığı üzerine yağdığını tahmin ettiğim eleştirileri kulak arkası yapmamış ve normal modda 30 saate varan bir ömür biçmiş mgs3'e ki mgs1'den ve mgs2'den 1.5-2 kat uzunluğa sahip demektir bu.

    serinin diğer oyunlarıyla ortak yönü yine çetrefilli ve güzel düşünülmüş bir senaryoya sahip oluşu. labirentte ilerleyip sihirli kılıcı bulduktan sonra kötü ejderhayı öldürüp kahraman olan birinin çevresinde dönmüyor hikaye.

    oyunun artıları:
    -yukarda sözettiğim tüm pozitif etkenler
    -close quarter combat denilen şey: snake'le bir askeri yakaladığınızı farzedin, bayıltana ya da öldürene kadar boğazını sıkabilir, düşmanı kalkan olarak kullanabilir, kırmızı fıskiye efekti eşliğinde boğazını kesebilirsiniz ki kurban bayramına daha çok var.
    -serinin en güzel grafiklere ve sanırsam yine en güzel ara demolara sahip olanı
    -mgs1'deki boss savaşlarını hatırlatan bir "sorrow" eklenmiş ki gayet güzel bir iş çıkarıldığını düşünüyorum.
    -mgs üçlemesinin tamamında yer almış tek kişiyi ocelot'u içeriyor
    -mgs2'deki raiden adlı efemine oğlan soğuk savaş döneminde portakalda vitamin olduğundan burda onu oynatmıyoruz.(oh be)

    oyunun eksileri:
    -yukarda sözettiğim negatif etkenler
    -the end adlı boss evladı oyunun ritminin canına okuyor. çok başarısız bir dizayna sahip olduğunu düşünüyorum allah belasını versin.
    -sniper tüfeğinin tadını çıkartacak pek ortam olmuyor.

    nereye koyacağımı bilemedim:

    stamina kill: boss'ları uyuşturuculu mermiyle bitirirseniz size kamuflajlarını bırakıyorlar ki bazı kamo'ların kullanışlılığı tartışılmaz.
    <spoiler>
    snake's nightmare:
    snake volgin tarafından işkence gördükten sonra hapishaneye atılacaktır. burda save eder sonra da oyundan çıkarsanız oyuna gelecek girişinizde bir mini-game oynama şansı yakalayacaksınız. dikkat diyorum zira bazı kopya ps2 oyunu sahipleri bu minigame'den çıkamamış ve halihazırda oynamış oldukları 20 saatlik kısım çöpe gitmiştir. kahrolsun kopya! yaşasın 120 milyona carrefour'da satılan oyunlar!
    </spoiler>

    ilginçlik :
    -granin'in masasında zone of the enders oyunundan jehuty adlı mecha'nın maketi var

    dev bir özetle stealth açısından serinin en iyisi, grafikler açısından serinin en iyisi, senaryo açısından umudedileni veriyor, serinin en uzun ömürlüsü ve son olarak da serinin en 2 boyutlu, en nefes alıp vermeyen yemek yiyip taksime içmeye gitmeyen boss'ları içereni, ve bitirmesi en uzun zaman alanı?
    yeter
  • --- spoiler ---
    after the end of world war ii

    the world was split into two -- east and west

    this marked the begining of the era called the cold war
    --- spoiler ---

    repliği ile başlar.
  • hayatım boyunca oynadığım en güzel oyun. daha çocukken tanışmış olmam nedeniyle snake’in hikayesini öğrendikçe hikayesi, serüveni olmayan oyunlara hep mesafeli oldum. sırf soundtrack’leri için bile playstation 2 tozlu raflardan çıkartılır, oyun baştan sona, her deliğe gire çıka en zor modda yeniden bitirilir. gerçi benim için kış geleneği haline geldi, soundtrack falan hep bahane...

    ekleme: metal gear solid hikayesinden iyi hikayeye de hiç rastlamadım bugüne kadar.
  • tüm zamanların en iyi başyapıtlarından biridir. bu başyapıt son sahnesine kadar hayatımda oynadığım en iyi oyunlardan biriyken son sahneyle hayatım boyunca oynadığım en iyi oyun olmuştur. ilk kez herhangi bir yapıtta oturdum creditsi izledim. way to fall girmişken izlemesem seriye ihanet olurdu sanırım.
hesabın var mı? giriş yap