• _dusunuyorum da hemitzer; su gordugun kadinlarin hepsinin gogsu var. neden diye soruyorum!
    _onlarda sana baktiklarinda ayni seyi dusunuyorlardir belki de; bilemezsin ki! hem yengemin de yok, bahar'in ve nurdan'in annelerinin de. anne sizi zaten okculuga yazdiracagim. amazon kadinlari daha iyi ok atabilmek icin bir goguslerini keserlermis.
    _(guler annem)

    evet erken teshis edilirse en kolay atlatilabilen kanser turlerinden birisi meme kanseri. derecelerinden en dusuk olanina sahipseniz; 4 ila 8 arasi kemoterapi uygulanarak atlatabiliyorsunuz. gogsunuz ve koltuk alti lenf bezleriniz aliniyor, kemoterapi sirasinda saclariniz dokuluyor vs. ancak kisa bir sure sonrasinda eski halinize kavusabiliyorsunuz. o zamana kadar kisa saci seven anneniz, saclari uzamaya basladiktan sonra saclarini kesmeye kiyamadigi icin, butun tokalariniza el de koyabiliyor ama olsun bir de guzel tarafindan bakin olaya, aldiginiz her farkli renkte toka onu mutlu edebiliyor da. keske milyonlarca toka alabilsem ona!

    zamanla nesesi de yerine geliyor. hic dogum gunu kutlamamis anneniz..."yeniden dogdum ben hemitzer. bak bu hafta hatta dogum gunum" deyip kilometresi sifirlanmis halde karsiniza bomba gibi moralle de cikabiliyor ve protez gogsune o kadar alisabiliyor ki, bir kiloluk protezi cikartmadan onunla yatabilecek hale geliyor.

    bir bilse ki annem, o yeniden dogdugunda evdeki bes kisi de onunla birlikte yeniden dogdu. bes dogum gununu ayni anda kutluyoruz onunla o gun.
  • 6 seans kemoterapi, bilateral mastektomi ve 28 seans radyoterapiden sonra atlattığımı umduğum hastalık. ismi ilk başta korkutucu gelse de bu bir hastalık ve tedavisi var. korkuyu bırakıp mücadeleye bakmalı.
  • 20 gün önce öğrendiğim lanet hastalık.ameliyat oldum.güya sağlıkçıyım.3.evrede ve lenflere yayılmışken yakaladım.şimdi kemoterapiye başlayacağım.lütfen 35 yaşından sonra her yıl usg ve mamografi çektirin.ha unutmadan 37 yaşındayım
  • aylar önce sütyensiz uyumak başlığına araştırmaların gösterdiğine göre daha az sütyen takanlarda daha çok takanlara göre meme kanserine daha az rastlandığına dair bir entry yazmıştım. oradan yola çıkarak sapığın biri sözüm ona cemal süreyalığa soyunmuş başlığımda çirkinleşmişti.

    o entry'den aylar sonra annemde meme kanseri olduğunu öğrendik. 11 mm çapında, kanserin erken aşamasındaydı ama acilen ameliyata alınması gerekiyordu. şanslıydık ki abim de eşi de doktor ve ameliyatı onların hacettepe'den hocaları yaptı ve memenin sadece 1/5'i, birkaç tane de lenf nodu alınarak başarılı bir şekilde kanserli doku annemin vücudundan çıkarıldı. tabii ameliyat olmakla bitmiyor iş. kemoterapi başladı ardından. ilk seansla ikinci seansın ortasında saçları dökülmeye başladı annemin doğal olarak. sıfıra vurdular saçı öbek öbek eline saçlar gelmesin diye. ikinci seansın vücut üzerindeki etkisi ilkine göre çok daha sert oldu. günlerce yataktan bile çıkamadı, seansın üzerinden neredeyse on gün geçmiş olmasına rağmen hala bitkin annem. iki seans daha var alması gereken ve üçüncünün etkisinin daha da sert olması korkutuyor kadını haliyle. bununla da bitmeyecek, kemoterapiden sonra bir ay boyunca da radyoterapi görecek. erken teşhis meme kanserinden bile kurtulmak yarım yılı buluyor.

    meme deyince aklınıza gelenleri geçtim, meme kanseri deyince bile sapıklığınızı bir kenara koyamıyorsunuz ya hani bazen. çok koyuyor insana. insanlıktan umudu kesiliyor bir anda insanın.

    sitem etmeye devam edecek kadar bile değer vermiyorum erkek ırkına bu konuda şu ara (çok kıymetli kutsal istisnalarımı dışarıda bırakıyorum). anneniz, sevgiliniz, yakınınız kim olursa olsun, onlara öncelikle kişisel muayenenin, ardından ailede kanser hikayesi yoksa 40 yaştan itibaren, varsa 30 yaştan itibaren her yıl mamografinin hayati bir önem taşıdığını anlatın. meme kanseri tedavi edilebilir olmakla birlikte ileri aşamaya geçtiği takdirde lenf yoluyla metastaza hızlı uğrayan bir kanser türü.

    o çok sevdiğiniz memeleri değil, o memelerin sahiplerini korumak sizin de boynunuzun borcu.
  • sana da merhaba.

    ilk duyduğumda yazıyorum, bitti de yazacağım.

    edit:

    burayı okuyorsanız geçmiş olsun öncelikle, ne yazık ki çok soranlar oluyor, ben de bu konuyu konuşmaktan hiç hoşlanmıyorum ancak yine de bilgilendireyim istedim.

    -ışın alacağım radyasyon onkolojisindeki minnoş dilek hoca'mın da dediği gibi amaaan herkes hasta biz en azından tedavi olabiliyoruz. valla iyimserliğim öyle uç noktadaki bazen abartıp yani sonuçta kanserim, bu bir illet abartmayayım deyip kendimi frenliyorum. moral önemli. hayatta yaşamak için de bunu yenmek için de güçlü olacağız. olamıyorsak, önce olmuş gibi yapalım sonra öyle oluyor neydi, fake it, until u make it.-

    süreç şöyle ilerledi:

    * 1 ekim 2023 de sol meme altında koltuk altına yakın sert, hiç oynamayan bir kitle fark ettim.

    * 2 ekim 2023 de, medipol üniversitesi bağcılar mega hastanesi genel cerrah prof dr. cem gezen'e başvurdum. kitlenin sert olduğunu hemen ultrason yapılması gerektiğini söyledi.

    * 4 ekim çarşamba günü ultrason yapıldı. hocamda şüpheli birkaç şey gördüğü ve ultrasona meme ca? yazdığı için - kendisinin benim tarih sahneme ilk çıkışıdır. gereksiz bir çıkış- acil biyopsi önerdi. aynı gün öğleden sonra sol meme biyopsi yapıldı.

    * normalde +10 gün sürecek biyopsi, cem hoca'mın hızlandırmasıyla erkenden çıktı, 6 ekim cuma günü meme ca olduğumu öğrendim. hemen hastaneye çağrıldım. aynı gün pet çekimi yapıldı. başrolde ben oynadım. ilk film pek tutmadı. ikincisi asla olmaz :) kötü esprilerime gülerseniz sevinirim. gülmezseniz de sallamam. nihayetinde bu şapsallığa üzülecek kadar uzun değil hayatlarımız.

    * pet temiz. yalnızca sol memede en büyüğü görüntülemede yaklaşık 6 cm kadar, birden fazla kitle çıktı. koltulaltı dahil temiz.

    * ertesi gün mr, mammografi, diğer memeden de biyopsi yapıldı. diğer memede pet ct de bir şey yoktu ancak birkaç kist olduğundan emin olmak istedi hocalar.

    * tüm bu tetkiklerden sonra heyet toplanıp tedavi şekline karar verecekti dolayısıyla, 3 gün beklemem söylendi.

    * 10 ekim salı günü plan belli oldu: 15 günde bir 4 doz kırmızı ilaç, sonrasında haftada bir 12 doz taksel grubu ilaç, ilaçların ardından cerrahi müdahale olacaktı. toplamda yaklaşık beş ay. vakit kaybetmeden çapa'daki kardeşim sayesinde aynı gün çapa ya bütün görüntülemeler ile gidip onların öngördüğü tedavinin ne olacağını ile ilgili bilgi almak istedim. prof dr mustafa tükenmez hoca ile görüştüm. onlardan da aynı tedavi planını duyunca, amacım zaten teyit ettirmekti, medipol üniversitesi'nde hemen 13 ekim cuma günü ilk kemoterapimi aldım.

    * hoca ilk plandan bahsedip ilaçla tedavi artı cerrahi müdahale deyince oh en azından kemoterapi yokmuş diyecek kadar konudan uzaktım bu arada. çıkınca kardeşim dedi ki, ilaçla tedavinin ne olduğunu sanıyorsun? kemoterapi işte bu. ben de ilaç deyince bi aspirin, parol falan gibi bir şeyler içerek tedavi olabileceğini düşündüm gerçekten. ailede kanser yok. çok şükür kimsede yok. hiçbir bilgimiz yok, o kadar uzak olduğum bir konu ki. alkol sigara yok. uykular akşam 10 sabah 6 ideal düzen, beslenme dengeli, düzenli, paketli gıdaya asla düşkünlük yok. kanserin en sevdiği şeyi şekeri ve tatlıyı oldum olası aramam. ve liseden beri neredeyse aynı kilodayım, hamilelik ve çocuk dahil. yani bütün şartlar lehimeydi ancak kanser 1-0 öne geçti. maç devam ediyor. dont wori.

    * hal böyle olunca doktorum bir de kansere yatkınlık testi istedi. çapa da yaklaşık 6 bin tl vererek yaptırdım. 20 güne kadar sonuç aldık. tabii ki negatif çıktı: kansere yatkın bir kişi değilsiniz diyor bilim. iyi de bu patoloji ne? burası yiğit özgür'ün tipsiz adamının sesiyle okunacak. görsel

    * kemoterapi günü rutini ise şöyle: sabah 8 gibi gidiyorum, kan veriyorum, değerlere bakılıyor, enfeksiyon var mı bakılıyor her doz öncesi. sonra sonuçları gören hoca uygun görür, onaylarsa ilaç hazırlanması için min. 1 saat daha bekliyorum. ardından önce mide koruyucu varsa alerji ilacı vs. sonrasında ilaç toplamda 5 saat sonra ayrılıyorum hastaneden.

    * ilk ilaç kırmızı şeytan diye de bilinen meşhur ilaç. 13 ekim ilk doz, 27 ekim 2. doz ikinci dozu aldığım gün saçlarım artık başka bir şeye dönüştü kafamın üstünde. elime attığımda tomar tomar geliyor. gelmeyenler de zaten yapısını kaybetti, korkunç bir şey oldu. 30 ekimde kızkardeşim kısalttı. kalan minikler de her yere saçılmaya, yastık filan saç olmaya devam ettiği için de tamamen kazıttım. artık saçsız bir kızdım. üstelik de bir sürü tokam vardı ve kafama tokadan başka bir şey takmamalıydım. toka da takamıyordum. öyleyse hiçbir şey takmamalıyım. bu tüme varım bana uyar.

    * kırmızı şeytanı 10 kasım'da atatürk'ü anarken ve 24 kasım'da öğretmenler günümü kutlarken de aldım. her doz daha ağırdı. çünkü ilkinde bir doz vücutta iken son dozda hepsinin etkisini hissediyordum. malum ağır bir ilaçtı ve bedenimden etkisinin çıkması aylar sürecekti. bir şey yiyemiyor, su bile içemiyordum. 5 kilo kadar verdim. mide bulantısı hissinden uyuyamıyordum, bazı haftalar üç gece dört gece, bazen 5. gece bile sabahlıyordum. bunlara rağmen keyfim iyiydi. doğuştan kolum gibi bacağım gibi getirdiğim bir yaşama hevesi vardır bende, çok ekmeğini yedim. bu da öyle pek matah değil biliyor musunuz? düşündüm de böylesi bir heves beraberinde dayanılması gereken bu tarz durumları da mecburen doğuruyor olabilir. zayi olmasın bu direnç diye üst üste dertler geliyor olabilir. gelemiyesiceler. uykusuzluk zordu, sabahlar zulümdü. bol bol açık havada yürüyüş yaptım dostlarımla. evlerde kimselerle görüşmedim. kapalı ortamlara asla girmedim. belli şeyleri yemeye özen gösterdim. bu da böyle bir dönemdi, başa gelmişti, çekilecekti.

    * bu ilacı aldığım haftalarda kemik iliğini uyaran iğnelerden toplam 20 tane yaptırdım. her dozu takiben 5 adet. kan değerlerim hep iyi seyretti. mide bulantısı sebebiyle 2 kez serum taktırdım.

    * aralık başında paklitaksel tedavisi başladı. bu nispeten hafif olacaktı. şubat sonu gibi bitecekti. ancak bu ilacı alırken de periferik nöropati denilen el ayak, özellikle gece ayak uyuşmaları beni hayli zorladı. ilacı aldığım ilk gece mutlaka sabahlıyordum. midem daha iyiydi fakat genel olarak çok ağrılarım vardı. sırtta özellikle, korkunçtu. unutamadığım bir gün var şöyle: bütün gün her yerim ama her noktam ağrıdı. sonra birden kesildi. hiç ağrım kalmadı birdenbire. ben şok. oha dedim ya ağrısı olmayan bir insan dünyada cenneti yaşarmış. bu da böyle bir anımdır. her şeyi abartırım bu da böyle bir yanımdır.

    * paklitaksel tedavisinde çok nadir olarak görülen bir yan etki kaşlarım ve kirpiklerim tamamen döküldü. doktor kırmızı ilaçta dökülmediyse daha dökülmez demişti ancak yılbaşından hemen önce döküldü. onlara çok üzülmüştüm, çünkü bu ummadığım bir vedaydı. kime söylesem aman kökü sende yine gelecek diyordu. biliyorum tabi ki de ama gitti işte, şimdi yok. lütfen bunu anlamaya çalışın, sadece anlayın bizi bazen. bi şey demenize gerek yok.

    * 12 dozluk tedavi sırasında bir kez grip oldum tedavi 3 gün ertelendi. onun dışında her şey plana uygun seyretti. hijyene hiç dikkat etmediğim kadar çok dikkat ettim. doktorum bir keresinde şey demişti, vücudunun yükü var bu dönem daha fazla bir şey yüklemeyelim. hiçbir yerini kesme, yorma, acıtma. hep kendimi hırpalayıp yoran ben, elimden geldiğince destek oldum kendime, çiççek gibi baktım. bu da benim miladımdı. ilk hastalığı duyduğumda kime haksızlık ettim, özür dileyeyim, gönlünü alayım diye düşünüp en çok haksızlığı kendime yaptığın fark etmiştim. kendinden özrü diledim ve önceleyeceğime söz verdim kendimi. bu da bu hastalığın ilk hediyesidir.

    * 26 şubatta söz dozu aldım. kemoterapi ayağı böylece tamamlandı. tam 15 gün sonrasında pet taramasına girdim. sol memede yaklaşık 6 cm'lik olan en büyük tümör -birden fazlaydı- yaklaşık 2 cm'e kadar küçülmüştü. tümör kötü huyluydu ancak ben tedaviye cevap veren iyi huylu bir hastaydım. kendime aferin. böylece ameliyat planlandı. sol tarafta dağınık olduğundan tamamen boşaltılacaktı. mastektomi. ardından istediğim için implant yapılacaktı. ameliyata genel cerrah ile birlikte plastik cerrah da girecekti. bir de ameliyat öncesi boyama yapılarak koltukaltı tekrar kontrol edilecekti. sağ tarafa da aynısını yaptırmak istedim ancak hocalar sağlam dokuyu almak istemedi. estetik olarak birbirine benzetmek için iyileştiğinde 3 ay sonra istersem estetik gibi bir müdahale yapılacaktı.

    * son kemoterapinin üzerinden yaklaşık bir ay geçtiğinde 25 martta ameliyat oldum. yaklaşık 6 saat sürdü. öncesinde boyama işlemi yapıldı. koltuk altından 11 lenf alındı. bir tanesinde kötü bir şeyler vardı, 10 tanesi temiz. yani hiçbir görüntülemede görünmediği halde koltuk altında da vardı dolayısıyla orası da ameliyatta temizlenmiş. ben uyuyordum haberim olmadan gitmişler. oh.

    * alınan doku patolojiye gitti.
  • bende annemden bile daha cok emegi olan teyzemin 38 yasinda yakalandigi hastalik. ilk duydugumda bi sarsinti yasiyorum en az benim kadar teyzemle yasanmisliklari olan kardesim aglamaktan odadan cikamiyor. teyzemi normal zamanlarda aradigimiz gibi arayamiyoruz bi sure. onu arayan herkesin de aglayarak telefonu kapattigini ogrenip isyan ediyoruz. sadece ondan guclu olmayi beklemeyin biz de guclu olacagiz bu hastalik karsisinda biz guclu olup teyzeme destek oldukca teyzem moral buldukca hastaliga karsi onde olacagiz! o kadar kolay mi diyo birisi!? hakli... kolay degil ama olmak zorunda. ve ariyoruz 2 kardes bizim icin gercekten anne yarisi olan teyzeyi. kardesim konusuyor once. teyzemden duydugu bana bisey olursa cocuklarim ne olacak lafiyla aglayarak ve agladigini belli etmeden teyze seni ablam istiyo diyor. telefonu aliyorum ve teyze ucak biletimi aldim yanina geliyorum diyorum. annemin iste oldugu 13 sene boyunca beni buyuten benle ilgilenen beni sirtinda okula goturen teyzemin ilkokula giden cocuklariyla bu zorlu surecte ilgilenmek icin 1 dk bile dusunmeden aliyorum biletimi. teyzemse kendi derdini unutmus milleti teselli ediyor: iyiyim ben ablama dikkat edin etkilenmesin zaten hasta. soyleyin moralimin iyi oldugunu... ve basliyor cocuklarin yaramazliklarini saymaya. digerleri gibi aglamiyorum telefonda. gule eglene kapatiyoruz telefonu. ve hersey yeni basliyor. sali gunu ameliyat... sonrasinda uzun ve zorlu bir surec... ve inaniyoruz benim guclu, dusen herkese destek olmanin yollarini bulan, her zorluk karsisinda direnen ve basariya ulasan teyzem yine basaracak!
  • ihtimali bile korkutan hastalık
    çok korkuyorum sözlük, hem de çok..
    "sağ göğsümü almasınlar.
    kadınlığımın bir parçasını almasınlar.
    oğlumu emzirdiğim günleri almasınlar.
    hayatımdan, aynalara beğeniyle baktığım günleri çalmasınlar."
    oğlum daha 3 yaşında sözlük, çok korkuyorum

    edit: alıyorlar sözlük, hepsini, hatta fazlasını..
  • meme kanseri olan birinin yazisini okumustum;
    "bi kadin olarak tek gogusle yasamak hic de zor degil. daha once, farlari olan bir otomobile benziyordum, simdi ise tek fari olan bi motosikletim. hala yollardayim. hizla yol aldigim yasamimda artik ruzgarla savrulan saclarim var." demisti
    kimine gore gayet pollyanna repligi gibi gelebilir ama basa geldiginde pollyanna olabilmenin o kadar da kolay olmadigi bi illet.*
  • ne yazık ki eşimin (36) başına gelmiş hastalık. henüz öğreneli bir kaç gün oldu. kendi muayenesini yaparken fark ediyor. ilk gittiğimiz radyolog 2 cm civarı olarak kitleyi tespit etti. özetle, %90 iyi huylu bir tümör (fibro adenom?) isterseniz 6 ay sonra kontrole gelin ya da bir genel cerraha görünün dedi. içimiz rahat etmediği için bu işlerde iyi, prof. bir genel cerrah ile görüştük o da rapor ve elle muayene sonucu yaşının genç olmasını da göz önüne alarak bence de %90 iyi huylu 6 ay 1 sene sonra tekrar bakalım ya da içimiz rahat etsin diyorsanız bir de bizim radyolog baksın dedi. yine içimiz rahat etmedi. radyoloğa gittik adam bence biyopsi yaptırın ne olur ne olmaz, kötü huylu olabilir dedi. böyle böyle biyopsi sonucu kötü çıktı. yarın pet-st denilen naneyi yaptıracağız. 3 gündür ağzımızın tadı yok. koltuk altının temiz olması şimdilik bize umut veriyor. elimden geldiğince araştırıyorum konuyu, ailede, çevrede, akrabada kimsede olmayan bir hastalık. güçlü durmaya çalışıyorum. ama sürekli boğazımda bir düğüm. çocuklarımız (3-7) küçük. bunu da atlatacağız inşallah. bilgilendirmek isteyen, şu da şöyle, buna da dikkat edin diyeceklerin bir mesaj uzağındayım. varsa bir duanızı da alırız.

    edit: 30.01.2020 itibari ile pet-bt sonucumuz iyi çıktı, lenf bezleri dahil vücudun diğer organları temiz görünüyor. şimdi operasyon ve kemoterapi süreçlerini planlamaya çalışıyoruz. destek veren, mesaj atan, dua eden herkese sonsuz teşekkürler.

    edit 2 : 06.02.2020 tarihinde neoadjuvan kemiterapiye basladık. simdilik 4 kür kemo arkasından 4 kür herceptin, sonrasında operasyon ile kitlenin alınması, devaminda 13-14 kür daha herceptin şeklinde tedavimizi olacağız herşey standart ilerlerse. kemonun aşırı halsizlik dışında başka bir yan etkisini görmedik şimdilik. umarız böyle devam eder. tüm kanser hastalarına sağlık diliyorum. sevdiklerimiz uzun yıllar bizlerle olsun.

    edit 3: 23.03.2020 tarihinde 3. kür kemoterapiyi aldı eşim. her kür bir öncekinden zor, yorucu, etkisi daha uzun. pandemi bizi olumsuz etkiledi. ne yazık ki moralimiz bozuk biraz. bir tarafta devam etmemiz gereken bir tedavi, diğer tarafta ölüm riski. eşim adana başkent hastanesinde tedavi görüyor. adanada yasamıyoruz ve şuan 4. kür için gidebilecekmiyiz endişeliyiz. her yeni vaka riskimizi büyütüyor. koruyucu malzemeye erişim çok zor. eşim için n95 maske bulamadım dolaştığım eczanelerde mesela. 20 tl ye aldığım cerrahi maske için 140 150 lira fiyat veriyorlar. gerçi doktor bulamıyor biz nereden bulalım. umudumuz bu gunlerin bir an önce geçmesi. zaten zor olan ve bu günlerde daha da zorlaşan kanser tedavisi gören herkesin allah yardımcısı olsun.

    edit 4 : uzun süredir yazamadım. 4 kür ac 3 kür herceptin+perjeta+taxotere tedavisini tamamladık kitle ilk duruma göre %75 küçüldü. yarın (16.07.2020) ameliyatla kitleyi aldıracağız adana baskent hastanesine. görece erken teşhis olmasına rağmen korona ile birlikte 5 ayda çok yorulduk yıprandık insallah yarın kurtuluyoruz. tedavi gören tüm kanser hastalarına sağlık ve uzun ömürler diliyorum. az çok tecrübe edindik. merak edenler her zaman mesaj atabilir.

    edit 5 : temmuz ayındaki ameliyat iyi geçti kitle temizlendi ameliyat esnasında örnek alınan lenfler de temiz çıktı çok şükür. bu ameliyattan 3 hafta sonra tam 28 iş günü süren radyoterapi aldı eşim. ilk 15 gününden sonra günden güne zorlaşan bir tedavi. son 1 haftası bitmek bilmedi bittikten sonra 2 hafta kendisine gelemedi. artık 3 haftada bir devam ettiğimiz herceptin tedavisi ile devam ediyoruz. inşallah bir sonraki pet/bt de temiz çıkarsa buraya eşim kanseri yendi yazacağım büyük harflerle. dualarınızı eksik etmeyin dostlar.

    edit6 : 30.04.2021 tarihinde 16 kür aldığımız herceptin ile birlikte aktif tedavimiz tamamlandı. son kontrolde bütün değerler iyi ultrasonlar temiz çıktı. 2020 ve 2021 yılları kanser ve pandemi ile birlikte asla unutamayavağımız yılar oldu. hem kanserle hem korona ile savaştık. ikisine de yakalndık, çok şükür ikisini de yendik. hem üzüntüden hem sevinçten ağladığımız zamanlar oldu. bu zor zamanlarda kanserle mücadele eden herkese sağlık ve uzun ömürler diliyorum. dua eden destek veren mesaj atan herkese sonsuz teşekkürler.
  • daha gençsin geçer dendikçe ameliyat,kemoterapi,radyoterapi sürekli önüme hastane koridorlarında geçecek günleri sunan hastalık.etrafımda herkes başı kesik tavuk gibi koşuşurken kim kimi avutacak belli değil.kemoterapi olurken düşeceğim haller yan etkileri, çocuk sahibi olamayacağım,yatakta geçicek günler haftalar,radyoterapi vs vs vs en çok kızdıranda evli olsaydı böyle olmazdı diyen aile üyeleri.evet otuzların başında bekar kadınlar evlenmeyince lanetlenip allah belasını veriyo sizde haklısınız.
hesabın var mı? giriş yap