• ömer asım aksoy'un başkanlığında bir kurulca hazırlanmış olan, birinci basımı ekim 1987 olup bendeki 14. basımı eylül 1998 olan ana yazım kılavuzunun içinde bulunmayan kelime. buna karşın benim her zaman referans olarak aldığım bu yazım kılavuzunda menemen kelimesi, baş harfi büyük harf olan menemen'den ayrı olarak baş harfi küçük bir şekilde de bulunduğuna göre bu "melemen" kelimesinin yanlış olduğunu söylemek hiç de zor değildir. melemen diye bir şey, (en azından) türkçe'de yoktur. söz konusu yemeğin adı menemendir.
  • lisedeyken menemene melemen değil menemen* dediğim için karnını tuta tuta bana gülen bir arkadaşım vardı. bir edebiyat tutkunu olarak nasıl bilmezmişim, nasıl öyle dermişim.
    mazi oldu ikisi de.
  • duruma açıklama getirirsecine bakınız

    http://tdkterim.gov.tr/…ilst&kelime=melemen&ayn=tam

    http://tdkterim.gov.tr/…ilst&kelime=menemen&ayn=tam

    expedit: sayfayı öyle bir tasarlamak ki her türlü linkin ana sayfaya gitmesi.
  • (bkz: bilader)
  • hiçbir saygın etimolojik kaynakta görmemiş olsam da, çocukluğumdan bu yana, başta babam olmak üzere, çeşitli insanlar tarafından kaynağının fransızca "mêlement" (karışım, bulamaç anlamında) kelimesi olduğu söylenegelir.
  • hayatımda melemen diyen, yazan gördüğüm kişi sayısı bir elimin parmaklarını geçmez.

    melemen ney la ? menemen o menemen.

    http://www.tdk.gov.tr/….gts.55c9d3cf3d6c18.27234773

    tdk'da melemen diye bir ''şey'' yok bile.

    ha varsayalım yanılıyorum doğrusu menemen değil de melemen. ben menemen demeye devam ederim çünkü melemen kadar itici bir söyleniş duymadım ben. evet sebebim de bu.

    not: yemek olandan bahsediyorum elbette.

    ek: https://tr.wikipedia.org/wiki/menemen_(yemek)
  • doğru olup olmaması bugün için hiçbir anlam ifade etmez. zira dili yaşatan halktır ve halk menemen demekte... galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evladır kuralı uyarınca hiçbir etimolojik kanıt aranmaksızın "menemen" demek doğru olandır.
  • merzifon-samsun karayolu uzerindeki kamyoncu lokantalarinin cogunun duvarlarinda, tabelalarinda ve camlarinda yazili bulunan, telaffuzu cok komik olan sozcuk.
  • asıl ismi menemen olan domatesli biberli yumurtalı yemeğin eski dilde söylenişi.

    ilk olarak 1870'li yıllarda iskandinavya bolgesinde yaşayan çok fakir bir ailenin dramatik öyküsünden peydahlanmıştır. anne, 7-9 ve 12 yaşlarındaki çocuklarının gözlerindeki "açız" ifadesini farketmiş, içini kaplayan derin üzüntü ile mutfağa koşmuştur. bulduğu domatesi biberi doğramış üzerine de yumurta kırmış tekrar içeriye çocuklarının yanına dönmüştür. abileri olan 12 yaşındaki, çekingen ve mutsuz bir tavırla annenin koynuna sokulmuş :
    - "anneeaa", demiştir. "karnımız çok acıktı".
    - "meleme yavrucuğum , domatesli biberli yumurta hazırlıyorum"
    çocuk gözlerini dolduran umut , suratına yerleşen mutluluk ile şirinleşmiştir. kafasını kaldırarak :
    - "ne yapıyosun anneciğim?"
    - "domatesli biberli yumurta yavrum".
    bu sırada "yemek" kelimesini duyan diğer veledler de annenin etrafını kuşatmıştır. 9 yaşındaki konuşur :
    - "annea biz yemek istiyoruz !"
    - "meleme evladım hazırlıyorum sabret"
    - "anne ne yemek yapıyosun ! " diye bağırır birden sevinçle en ufakları.
    - "aaaaaaa. melemeeen artık yeter"
    - "melemen mi yapıyosun?" demiştir yine akli 1 gram olan 7 yaşındaki.
    - "anan!..... hah*... evet yavrum melemen yapıyorum melemeeğn diye, hadi geçin oturun sofraya".

    dünya üzerinde melemen olarak yapılan ilk melemendir.

    (not : bu diyaloğun orjinal hali hiçbir kayıtta bulunamamıştır.)
hesabın var mı? giriş yap