maurice merleau-ponty

• içinden çizgi geçen bir yapıt-adamdır, bak: maurice-merleau..
  bütün dünyanın teni toplanmış bize bakıyor; zeynep direk rast makamından söylüyor: (bkz: dünyanın teni)..
• merleau-ponty abidir.
  
  yazısı, okuruna destek olan, kardeşine el uzatan, dost bir yazıdır. beraber yürür. önden gitmez. olayı da önden yürümemektir. felsefesinin özü de önden yürümemektir.
  
  merleau-ponty'yi okumak insanı geliştirir. asla ezmez. asla ya.
• algılanan dünya isimli kitabında "aslında her şeyi kendi bedenimize dayanarak algılıyoruz" diyerek bence insanı anlamaya dair çok önemli bir saptamada bulunmuş ve belki de "sanat niye yapılır" sorusunun cevaplarından birini vermiş kişi. sanat insan dışındaki her şeyi insana benzetme, insanileştirme çabası olabilir mi diye düşündürdü bana.
• maurice merleau-ponty, "algılanan dünya"sıyla felsefe dünyasına popüler bir giriş yapmıştır.
  
  bu fransız filozufun varoluşçu felsefesini fenomenolojik bir yönde geliştirdiği görülür. edmund husserl'in fenomenolojisinden ayrılan yanı, husserl'in fenomenolojik yönteminin başlangıc kavramlarından sayılan "yönelmişlik" kavramının izleri merleau-ponty'de şekillenmiştir.
  
  merleau-ponty'de ''net bir bilgi aramaktan'' çok belirli bir ''açıklık"a ulaşmak önemlidir. işte bu açıklık, ona göre soyut formüller yerine "düşünen ben"in deneyimlerinde ortaya çıkacaktır.
  
  merleau-ponty, için "insan" demek dünyayı kendi gözleriyle gören bir varlık demektir. yani, yaşayan, kendi gözleriyle gören ve anlayan bir varlık. merleau-ponty'nin temel kavramlarından biri olan "beden" kavramı devreye girer. beden, ona göre, sadece, bir biyolojik konu olmaktan çikarılıp felsefi tartışmanın merkezine yerleştirilmiştir. o, felsefi düşüncede bütün her şeyin karşısında algıya verilen öncelikli rolün sonucu olarak beden'i değerlendirerek "beden'' kavramı üzerinden özne-nesne ikiligini yeniden değerlendirmeye alır.
  
  algılanan dünya dışındaki çalışmaları, ''davranışın yapısı''' (1942), ''algının fenomenolojisi'' (1945), ''insancılık ve şiddet'' (1947), ''anlam ve anlamsızlık'' (1948), ''diyalektiğin serüvenleri'' (1955), ''göstergeler'' (1960), ''göz ve tin'' (1961), ''görünen ile görünmeyen'' (1964) ve ''dünya yazısı'' (1969) adlarıyla yayımlanmıştır.
• göz ve tin adlı kitabının ahmet soysal tarafından çevrilmesiyle tanıdım kendisini. beş yıl sonra bugün de nedense kitaba tekrar bakasım geldi. şu cümleyi es geçmişim o zamanlar okuduğumda:
  "vücudum hem görendir hem de görünürdür. o ki her şeye bakmaktadır, kendine de bakabilr, ve o zaman, gördüğünde kendi görme gücünün 'öbür yanını' tanıyabilir. kendini gören olarak görmektedir; kendine dokunan olarak dokunmaktadır; kendisi için görünür ve hissedilirdir... ve bir sırtı olan, bir geçmişi ve bir geleceği olan bir kendi..."
  
  s.33-34
• fenomenolojinin önde giden feylesoflarından biri.. varoluşçu takılıp algı ve davranış ekseninde gezinmişti vaktiyle..
  
  var tabii ki bir başyapıtı: adı da "algı fenomenolojisi".. başka yapıtları da var elbet..
  
  türkçe'de metis'den çıkma, felsefeydi, resimdi, bakıştı, algıydı, cezanne'dı değinip duran "göz ve tin"i var; eh yeter de artar demişler ki, başkaca da yok..
• okuduğum bir yazıda karşıma çıkan " başkasının benim dünyamı altüst eden biri olarak belirmesi, onun bir başkası olmasının gerekli olma koşuludur" sözlerinin yazarı.
• "phénoménologie de la perception" isimli kitabini doktora tezi olarak yazmis olan fransiz fenomenolojist.
• algılanan dünya ile algılayan öznenin eşgüdümlü somatizasyonu gibi bir şeydir fenomenolojisi, çok kabaca.
  
  [somatizasyon'u en düz anlamıyla kullanıyorum - (bkz: #2820120)]
• tam bir varoluşçuluk felsefesi yazarıdır.kısmen marxçılığa yakın bir durum benimsemiştir .la structure du comportement'i doktora tezi olarak sunulmuştur.şöyle demiş:
  "insan davranışı "kendi birliği" ve kendi bütkünlüğü içinde ele alındığı andan itibaren artık uğraşacağımız maddesel gerçeklik değildir,hele ruhsal gerceklik hiç değildir,anlamlı bir bütünlük ya da özel olarak ne dış dünya ne de iç yaşantıya ait olan bir yapıdır.asıl suçlanması gereken,genel olarak ele alınan gerçekliktir"