*

  • ponty beyin, provence'e gözünü vermiş cezanne'ı da dürtüp durduğu ölmeden önceki son metnidir..

    nitekim (bkz: maurice merleau ponty)
  • esasen ponty'nin primacy of perceptionisimli eserinde bir bolum olan ancak turkce'ye bu entrinin ismiyle cevrilerek mustakil kitap olmus saheser metin. ingilizcesini arayanlar "eye and mind" diye ararlarsa bulurlar. gorselin dibine inmis rahmetli ponty amcamizin kiymeti biraz az bilinmekle birlikte, bilenlerin hastasi olacagi derecede saglam yazilari boldur. durmadan lacan'la atisirlar.

    ek olarak da, tanidigim ismi en zor yazilan insan.
  • "her şey gözden başlıyor üstünüze çevrilen
    ine ine derinde iğneler ince
    çıkar düze çelme çevrilir yolunuz
    ...
    anlatmak zor
    gerilerde bir yerde
    çok oluyor"` : behçet necatigil`
  • maurice merleau ponty'nin algı felsefesi hakkında düşüncelerinin yer aldığı metnin adı. fransa'da le tholonet manzaraları karşısında, görme duyusunu yeniden sorgulayıp bu metni kaleme almış.
  • unide ingilizce versiyonunu okuyup uzerine essay yazdik. anlasilmasi asiri zor bi eser hani bunun cidden dille alakasi yok bazi cakallar gidip turkcesini alip okudu ama yok yani olmuyo ha anladigim yerler bana vayy dedirtti ama su an aklinda ne var diye sorsalar hicbir sey yani. ayrica marleau ponty ismi asiri kadin ismi gibi gelmiyo mu erkek oldugunu ogrenince dumur olmustuk.
  • göz ve tin, maurice merleau-ponty'nin tholonet’te geçirdiği birkaç ayın ürünüdür. ponty, gözlerini cézanne’ın birçok tablosuna da konu olan tholonet manzarasına çevirip görmek üzerine, varlık üzerine sorgulamalarda bulunur ve bunun sonucunda filozofun vasiyeti niteliğindeki bu eser doğar. ayrıca ponty, cézanne'ın baktığı manzaraya bakmakla kalmayıp ona ve sanat tarihinin bazı önemli isimlerine kendi felsefesini açıklamak için başvurur. burada da eserin cézanne'a ağırlık verilerek incelendiği bir yazı mevcut.
  • türkçe'ye ahmet soysal'ın kazandırdığı göz ve tin, maurice merleau-ponty'nin birkaç aylığına provence kırlarına, tholonet'e gittiği günlerde yazdığı ve hayattayken bitirebildiği son metnidir.
    tholonet, cézanne'ın da çok sevdiği ve birçok resmine konu olmuş, insana yerleşip yaşamak için yaratılmış duygusunu veren çok güzel bir yerdir. yazar buradaki günlerinin keyfini çıkararak, ama bir yandan da cézanne'ın gözlerinin izini sonsuza dek taşıyan tholonet manzarası karşısında, resmi ve "görme"yi yeni baştan sorulayarak bu metni kaleme almıştır.

    yüzyılımızın en güzel ve en zor metinlerinden biri olan göz ve tin'de filozof, başlangıçtaki, en baştaki kelimeleri aramaya koyulur: örneğin vücudun "görme"sini, insan vücüduun mucizesini meydana getiren şeyi, insan vücudununn açıklanamaz canlılığını adlandırmaya muktedir kelimeleri... ve tabii aynı zamanda, bu mucizenin kırılganlığını dile getirebilecek kelimeleri.

    "körler" diyor descartes, "elleriyle görürler". görüşün descartesçi modeli, dokunmadır.

    bir insan vücudu, gören ile görünür arasında, dokunan ile dokunulan arasında, bir gözle diğeri arasında,el ile el arasında bir çeşit kesişme olduğunda, hisseden hissedilir'in kıvılcımı parladığında, sönmeyecek bu ateş yandığında -ta ki vücudun bir kazası hiçbir kazanın yapmaya yetmeyeceğini bozana kadar- buradadır.
  • "bilmece şudur: vücudum hem görendir, hem de görünürdür. o ki her şeye bakmaktadır, kendine de bakabilir, ve o zaman, gördüğünde kendi görme gücünün 'öbür yanını' tanıyabilir.kendini, gören olarak görmektedir; kendine, dokunan olarak dokunmaktadır; kendisi için görünür ve hissedilirdir.bir kendidir, herhangi bir şeyi ancak özümleyerek, kurarak, düşünceye dönüştürerek düşünen düşünce gibi saydamlıkla değil -ama karıştırmayla, narsisizmle, görenin gördüğüne, dokunanın dokunduğuna, hissedenin hissettiğine dahil olmasıyla bir kendidir- öyleyse şeylerin arasında tutulmuş bir kendi, bir yüzü ve bir sırtı olan, bir geçmişi ve bir geleceği olan bir kendi" - maurice merleau-ponty
hesabın var mı? giriş yap