• bu hüzünlü şarkının "masum değiliz hiç birimiz" bölümü, "phantom of the opera" şarkısının nakaratındaki bir bölüme öylesine benziyor ki her duyuşumda "evet, hakkaten masum değiliz hiç birimiz" diyerek daha bir derinden hüzünlenmeme yol açıyor. gelin o bölümü birlikte söyleyelim:

    in sleep he sang to me
    in dreams he came
    that voice which calls to me
    and speaks my name
    masum değiliz
    hiç birimiz
    the phantom of the opera is there
    inside my mind
  • depresyon testi olarak kullanılması gerektiğine inandığım şarkı. her bir cümlesini tek tek okuyalım;

    kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece
    yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
    olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık her şeye
    anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan
    kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
    kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan

    sen ağır depresyondasındır diye bitirmek istiyorum. hatta içindeki çocuğa sarıl kısmında benim içimdeki çocuk öldü diye cevap verirseniz daha da dramatikleşebilir durum. tabi o zaman ağır depresyondasınız demektir.
  • sezen aksu'nun zehire bulanmis hanceridir.
    kalbi daglar.
  • her dizesinin ayrı bir güzelliği var bu şarkının,aradan 2 dize çıkarıp "bu dizeler benim" diyebilmek imkansız bu yüzden.eğer bu şarkının tamamı sizi anlatıyorsa her cümle hatta her kelime sizi anlatıyor demektir,bir dize diğerini anlatıyor çünkü,hepsi içiçe,sıralarını değiştirsek bile anlamlı gelir.
    bildiğim çok az parça var herhalde böyle.bir sezen aksu harikası,iç parçalayor hem de çok.
  • bir şarkı hem serzenişi, hem yakarışı, hem anlayışı, hem aldatmayı, hem aldatılmayı, hem sığınma arzusunu, hem yalnızlığı, hem itirafı, hem özlemi, hem affedilme isteğini, hem affetmeyi aynı anda anlatabilir mi... anlatabilir ve hem de tüm masum olmayanların anlayabileceği bir dille ve ezgiyle...
  • yıllar birer sert çentik olmaya başladığında hatıratın derinliklerinde, sabah kalkar kalkmaz gündelik bayıklığı ile hayat* dikilmekte ise tam karşıya simsiyah cismaniliğinde huzursuzluğun, ve hep kumpaslar, ayak oyunları, keşmekeşler üstüne ise o tazelik olması beklenen gündoğumu zamanlarında akla gelen şeyler, sarf edilecek bir serzeniş cümlesidir. masumiyetin çoklu ortamlarda bir çoklarınca yitirildiğinin göstergesidir. çoğulluğu sorumluluğu azaltmaz, olsa olsa boşa kürek çekmektir akıntının ortasında görünmeyen bir karşıyakaya*.
  • annemi anlamaya başladığım, onun kokusunu özlediğim şu sabahlarımda beynimde dönen şarkı. neden bu kadar kirli bir hayat yaşamışım şimdiye kadar diyorum, akşamları kimseyle tek kelime konuş(a)madan yatağıma uzanıyorum yalnızlığımı koynuma alıp ve her gece uykularımdan buz gibi bir havada bile ter içinde uyanıyorum. acı çekmek bu olsa gerek. masum değilim...
  • yaman okay ın ölümünden sonra sezen aksu ve meral okay tarafından ona ithafen yapılan eşsiz şarkı.

    edit: ben bu entryi hayvan ın 2006 şubat sayısına istinaden yazmıştım, ama gaia nın uyarısıyla tekrar buldum dergiyi, yaman okay ın ölümünden sonra birlikte yazdıkları ilk şarkı olduğu yazıyor, yaman okay'a ithafen olup olmadığı ile ilgili bir şey yazmıyor. bu düzeltmeyi yapalım, benim aklımda öyle kalmış demek ki. bu arada hayvan ne güzel dergiydi, herkesler orada yazıyordu, hatta ulus baker hayattaydı...
  • oyle sozlere sahip ki bu sarki.. yasamda herkesin en az bi kere bu dusuncelerin icinde kaybolup, yeniden dogduguna inaniorum.
hesabın var mı? giriş yap