• harfleri ile 'yarraamm' yazılabilen kelime.
  • anladığım kadarıyla illa gebze'den halkalı'ya, pekin'den londra'ya hadi bilemedin mütevazı bir şekilde üsküdar'dan sirkeci'ye gitmemiz gerekiyor marmaray'ı kullanmak için. o boğaz'ın altından geçilecek!!!

    basit adamım ben abi. global ticari hamleler güzel hoş da benim her gün kullandığım ve 45 gün öncesi için açmaya söz verdiğin hat köpek gezdirme yeri olmuş, otlar sarmış, ayyaşlar dadanmışken bana gelip ''londra-pekin kesintisiz bağlanıyor'' demenin bir anlamı yok. naif adamım, küfür de edemem, beddua yersin sadece.

    ben mesela küçükyalı'dan binip 5 dk sonra suadiye'de, bağdat caddesi'nin göbeğinde inemeyecek miyim? cevizli'den binip "dur bir vapurla heybeli'de mehtaba çıkayım" diye bostancı'ya geçemeyecek miyim? maltepe'den binip "kartal organik pazarı'nda bugün güzel ne var acaba?" diye iç geçiremeyecek miyim?

    e ben bunları yapıyordum 3 sene önce. haydarpaşa'dan kalkan son ekspres trene kar yağarken evinin balkonundan el sallamış adamım. nerede o mavi trenler? nerde adapazarı ekspresi? hızlı tren pendik'te bitecekken, yük trenlerini ro-ro'lar ile gebze'den direkt halkalı'ya taşıma planları konuşulurken, inşaat arazisinde in cin top oynarken gelip neyin tatavası yapılıyor hala? "tren hattını yerin altına alalım şehrin ortasında yeşil kuşak kuralım" gibi muazzam bir öneriyi "maltepe sahili doldurma rant projesi" uğruna bir kalemde silip atanlar neyin vizyonundan, aşamasından bahsediyor?

    maltepe sahili doldurma inşaatında 5 saniyede bir hafriyat kamyonu kapağı kapanması sesiyle irkilirken, geceleri sesten uyuyamaz, tır terörü yüzünden sokağa çıkamazken, tren yolunun aylarca boş kalmasına şahit olduk olum biz. hadi yenikapı'da "çanak çömlek"ten beklediniz de, bizim yakada nerede gömü buldunuz da inşaat yapılmadı?

    siz gidin hakikaten intihar falan edin bence.
    (bkz: marmaray'ı yetiştiremeseydik intihar edecektik)
  • haftada bir arızalanıyor, gün aşırı sefer sırasında yavaşlıyor, bazen iki durak atasında dur kalk gidiyor. arada elektrik kesildiği için denizin altında yolcularını indiriyor, denizin altındaki tüneli size yürüyerek geçirtiyor. zaten normalde bile 10 dk'da bir çalışıyor. bütün bunlar olurken, kalabalıkta, omuz omuza trenleri beklerken mesela biraz şikayet edin, hemen bir tane gürbüz sesli savunucu peydah oluyor:

    - beğenmeyen binmesin kardeşim.

    lan geri zekalı iyi de mümkün mü bu ?

    marmaray seferleri başladığında ido sabah 8'deki bostancı-yenikapı deniz otobüsü seferini kaldırdı. istanbul'un iki yakasının en önemli ulaşım merkezlerinden ikisi arasında sabah trafiğinin en yoğun olduğu saatler olan 7.30-9.30 arası çalışan bir tane bile gemi yok.

    ben bostancı iskelesine kadar sakin sakin 10 dakika yürüyüp gemiye biniyordum, yolculuk sırasında (uyuyup / kahvemi içip / kitap okuyup) 30 dakika sonra yenikapı'da inip yine sadece yürüyerek işime gidiyordum. şimdi önce 20 dakika yürüyüp (ya da yağmurda çamurda arabayla) e-5 üzerindeki metroya gidiyorum, oradan ayrılıkçeşmesi'nde aktarma yapıp marmaray ile yenikapı'ya geçiyorum. deniz otobüsü ile oturarak yaptığım ve yürüme dahil 45 dakika süren yol, hem koşturmaca, hem aktarma hem de ayakta sıkış tıkış metro-marmaray ile 1 saatten fazla alıyor.

    benim alternatifim yok ki. anadolu yakasında minibüs yolu ve civarındaki birçok kişinin karşıya geçmek için metro-marmaray'dan başka alternatifi mi var? bostancı-yenikapı deniz otobüsüm vardı sabah 8'de, artık yok. yine deniz otobüsü ile bostancı-kabataş yapıyordum arada, oradan tramvay ile geçiyordum, hatta hava güzelse yürüyordum, martı projesi sebebiyle o ihtimal de uzun bir süre yok. yahu hatta eskiden trenle haydarpaşa'ya gider, vapurla sirkeci'ye geçerdim arada, mis gibi deniz havası için. ama artık tren de yok, ne zaman açılacağı da belli değil. ondan sonra;

    - "biyinmiyin binmisin"

    deniz otobüsü çalışsa yanına yanaşmayacağım bunun da işte. neyse.
  • yolcular yüzünden yine bozulmuş.

    boş giderken hiç sorun yok halbuki. insanlar binince bozuyorlar. bence insanların binmesi yasaklanmalı artık. geç bile kalındı ya.
  • bugün arabayı bıraktım. trafikten bir araç eksildi.

    önce ayrılık çeşmesine kadar arabayla gittim. ama parket devam et diye bir şey yok. ortaya bıraktık arabayı bakalım bişi olmaz dilerim.
    07.15'de evden arabayla çıktım
    07.24 ayrılıkl çeşmesinden bindim
    07.28 de tren geldi
    07.46 da kazlıçeşmede indim.
    oradan yeni bosna servisine bindim
    08.24'de yeni bosnada oldum
    08.36'da hadım köy aracı geldi
    09.15'de işyerindeydim.

    2 saat sürdü. yarın yapar mıyım? sanmıyorum. çünkü boğazı öyle 6 dakikada geçmesem de, iyi bir sürede geçsem de güney hattından yine kuzey hattına geçmem epey vakit alıyor.
    bir uzman söylemişti. istanbulun zaten en rahat trafiği güney hattı. onuda üsküdar- kadıköy'den sirkeciye taşıyan ve oradan da trenle götüren bir sistm zaten vardı.

    şimdi ne işe yarayacak.

    elbette işe yarayacak, sorun şurda 5 milyar dolarlık bir faydası var mı? esas soru bu.

    örneğinbakırköy bostancı arası 2 arabalı iskele yapmanın bu 2 iskeleye 6 vapur koymanın maliyeti 1 milyar doları bulmaz

    örneğin metrobüsü komple metroya çevirmek ancak 5 milyar doları bulur

    örneğin zincirlikuyu ile beşiktaşı metro ile bağlamanın maliyeti 300 milyon dolar

    örneğin 1. köprünün yanına metro taşımalı bir köprü yamnaın maliyeti 3 milyar dolar

    daha sayayım mı bilemedim.

    garip bir durum, herkesin elinde akbil, akıllı bir alet buradan yolcu yoğunluğunu ve trafiğini çıkarmak iyi bir matematik ve mühendis ekibiyle 1 hafta sürer. sonra hgs ve ogs kayıtlarıyla araç trafiğini iyi kötü çıkarmak ta 1 hafta sürer. sonra yap planını. ama hayatta karşıdan en kolay ulaşılan yer sirkeciye metro yapmak komik olmuş. vapurlar mı yetmiyordu? öyle bir durumda yok. istanbula geldiğimden bu yana (21 yıl olmuş) saatleri artık hafızamıza kazılan hatlar. tostunu bile yer yürüme mesafesini hesaplar 2 dakika önce hatta yerleşirsin. daha binemediğim günü hatırlamıyorum.

    eleştrilere kızanlara aynı şeyi defalarca yazmaktan sıkıldım. bugün istanbula eşşek hattı koysa bile o hat kullanılır, yani toplu ulaşımın her türlüsü başımız üstüne ama verimlilik, kaynakların sağlıklı kullanımı önemli değil mi? 5 milyar dolar harcanmış daha da 800 milyon dolarlık işi varmış ve bu 40 yıl boyunca faiziyle japon kredisi olarak ödenecekmiş. sizce de komik değil mi?

    araç tarafiğini engellememiz lazım ama araç kullananlar inanın keyfinden kullanmıyorlar. araç en kısa ve pratik yolu size verdiği için kullanıyorsunuz. araç kullanmama rağmen keşke şehir merkezlerine girilmesi yasak olsa aa o şehir merkezine girilmesi içinde çözüm bulsanız. oradan oraya kağıt üstünde x dakika yazmakla bu iş bitmiyor, indisi bindisi aktarması dünya süre.

    mesela merak ediyorum. marmaray neden aksaray metrosu ile entegre değil. ha otobüs var diyene saat 7,30'da o kısa mesafeyi otobüsten 2 kat hızla yürüdüğümü söyleyeyim.
    ya da kazlıçeşme ne işime yarar? halkalı sirkeci hattı bittiğinde yarayacak ama neden o hat bitmedi, denizin altından metro geçirmekten daha mı zor? zor değil elbet. elde kaynak yok bu kadar basit.

    en önemlisi pırtlak gibi türeyen avmler, toplu konutlar yapılırken acaba trafik kurulu diye birşeyden izin alıyor mu? yıllarca rumeli hisarüstüne gidip gelirken akmerkez'den alışveriş yapan herkesin anası babası ve tüm sülalesi ile sanal olarak helalleştim. zenginler alış veriş yapacak diye yoksullar/öğrenciler bu kamusal trafik maliyetini niye öder diye düşündüm. demez olaydım? nerden bileyim, levent hattına devasa yeni alış veriş merkezleri dikileceğini nereden bilebilirdim.

    sorun şu kamusal kaynakları en rasyonel biçimde dağıtabilecek ve kullabilecek bir toplumcu belediye ve hükümete ne zaman sahip olacağız.
  • türkiye'de bazı konularda işin çığrından çıktığının göstergesi olan toplu taşıma sistemi.

    öncelikle marmaray nedir? istanbul gibi kontrolsüz büyümüş ve trafiği tam bir keşmekeş halini almış bir şehirde trafik ve ulaşım sorununu çözmek için atılmış bir adım. böyle bir şey gerekli miydi? evet, gerekliydi. japonlar yerine türkler yapamaz mıydı ya da daha ucuza mal edilemez miydi diye sorabilirsiniz. bu konular tartışmaya açık elbette. ama neticesinde böyle bir şey istanbul için gayet gerekliydi. aksaray bağlantısı ve şişhane'deki çalışmalar da bittiği zaman bunun ne derece önemli bir proje olduğunu herkes anlayacak zaten.

    peki sorun nerede? sorun aslında olimpiyatların bize verilmediği gün çıldıran suat kılıç'ın gözlerinde gördüğümüz hırsta saklı. tam bir sinirlilik haliyle, adeta gözleri dönmüş bir şekilde "hizmet yapmaya" çalışıyorlar. bu hırsları yüzünden takdir edilebilecek yönlerini bile takdir etmemize fırsat vermiyorlar. muhtemelen arjantin'den de olumlu bir sonuçla dönmüş olsalardı başbakan yine çıkıp o gür sesiyle sağa sola ayar verip işi şova dönüştürmeye çalışacaktı, işi tokyo'nun kapması yüzünden bu hevesleri kursaklarında kalınca iş ister istemez "kına yaksınlar!!!" noktasına geldi. şimdi marmaray'da da aynı şey. bu marmaray gibi projeleri gelişmiş ülkeler 70 yıl önce yaptı yahu. bunun açılışını başbakan değil, belediye başkanı'nın yapması gerekmez mi? dünyanın geldiği noktayla kıyaslandığında bu kadar önemsiz kalacak bir proje için açılış yayınlatıp şov yapmak, mars'a robot gönderirmiş gibi büyük bir iş yaptığını sanarak televizyona çıkıp bir de dualarla açılış yapmak ne derece gerekliydi? böyle yaptıkları zaman yaptıkları "hizmeti" insanların başına kakar gibi yaptıklarını düşünmekte haksız mıyız? hizmeti toplum için bir şeyler yapmak için değil, birilerine ayar vermek için yapıyor gibi değiller mi?

    sen birilerine "ayar vermek" için açılışlar yapıp, hizmetlerini ona göre yaparsan, karşında da antitez olarak marmaray'ın işlememesinden mutlu olan ya da olimpiyatları alamaman ile kutlama yapan insanları elbette görürsün. çünkü insanları kutuplaştırmanın en doğal sonucu bu. elbette bu kadar farklı beklentilerin ve düşüncelerin olduğu bu karışık coğrafyada herkesi mutlu edebilecek bir iktidarın olmasını beklemek oldukça ütopik bir hayal, fakat yine de bu tarz işleri "şova" dönüştürmek yerine hizmeti hizmet yapmak için yapıp takdiri halka bırakmak bu kadar zor olmasa gerek. yaptıkları hata burada. şu metrobüs açılışında böyle dualar, şovlar, mitingler yaparak oy kazandıklarını hiç sanmıyorum; yapmaya çalıştığı şey muhtemelen "kendi cephesini" kemikleştirmeye devam ederken, halkın "taraf olmamış" kesimlerinin gözünde de "gezici" insanlara karşı puan almak. kendi cephesini kemikleştirdiğinden zaten şüphe yok, zaten bütün kozlarını da bunun için oynuyor. işin sırrı ise insanları cepheleştirmemekte, herkesi kucaklamakta idi. başından beri "karşı cepheyi" karşılarında cepheleştirmek yerine onların hassasiyetlerine kulak verebilselerdi halk da bu kadar bölünmezdi. kendisine oy vermeyen insanlar da en azından yaptıkları işleri takdir ederdi, belki onlara oy bile verebilirdi. zaten başından beri bunu yapamadıkları için kaybediyorlar. kazandıklarını zannediyorlar ama aslında kaybediyorlar. bunu kadıköy-kartal metrosundan sonra insanların memnuniyeti ile marmaray'a verilen tepkiler arasındaki farktan anlayabilirsiniz.

    ne olurdu ki bu ülkede herkesin müslüman olmadığını düşünüp orada dua ile açılış yapmasalardı mesela? aynı şeyi 3. köprünün isminde de yapmadılar mı? açılışı bu şekilde yapmasaydınız ne değişirdi? marmaray'ı su mu basardı mesela, ne olurdu? böyle hareketlerle bu ülkede yaşayıp müslüman olmayan insanların kendini huzursuz, ikinci sınıf insan gibi hissedeceğini düşünemiyor musunuz?

    sorun da bu zaten. düşünemiyorlar.
  • 100 yıllık raylar üzerinde treni hızlandırma cahil cesaretini gösterip, lise 1'de öğrenebileceğiniz fizik kuralları gereği tren devrilince olayı 2 makiniste yükleyip sıyrılmayı beceren bir zihniyetin ve bu zihniyete hala % 50 oy verme potansiyeli olan bir aşiretin hüküm sürdüğü bir kara parçasında yapılan tüm uyarılara rağmen 29 ekimde alelacele açılması planlanan proje.
  • an itibariyle söğütlüçeşme istasyonunda bulunan istanbulkart dolum makinelerinin tamamının arızalı olduğu oluşum. görevlileri uyarınca da "onlar büyükşehir belediyesinin, bizi ilgilendirmez" deyip, bilerek tamir etmediklerini alenen itiraf ediyorlar. perona oturttukları görevlide ne maske var ne bir şey, tükürük saça saça çak çak sakız çiğneyerek "bizim büyükşehir belediyesine alerjimiz var canım" gibi utanmazca laflar ediyor.

    diğer yandan ibb yönetimindeki toplu taşıma araçlarında sadece insan yolculara değil, hayvanlar dahil herkese sahip çıkıldığını boji örneğinden görüyoruz.

    farkın büyüklüğü anlatılacak gibi değil gerçekten.
  • bugün bizi dumura uğrattı.
    tam biniyoruz anons diyoki inin. ulan tam iniyoruz diyoki binin yol çalışması varmış. valla bi abi var burda kardeşim benim beşinci trenim sen kaç trendir buradasın dedi ve daha 3 durak gelmiş.
    her neyse tam zeytinburnundan yenikapıya geldik bi anons daha geldi "inin bu tren geri gidecek". ulan daha olayı anlayamadan kapıyı kapattı makinist. ben iyi kötü kurtuldum yenikapıda indim ama bi abi eşini kaybetti valla tren karısını aldı götürdü geriye. adam napacağını şaşırdı hemen telefona sarıldı kadını aradı ama baktı telefon çekmiyor. şuanda güvenlikle karısına nasıl ulaşacağını konuşuyo. abinin tekide çıkıp 7 milyon veriyoz çektiğimiz çileye bak dedi. ulan adam karısını verdi az önce ne 7 milyonundan bahsediyosun.
    neyse söğütlüçeşme ye vardığımda umarım hala yaşam devam ediyor olur. bi kaç gün geçsin üsküdar'a yaklaşınca hangi durakta olduğumuve deneyimlerimi paylaşmaya devam edeceğim.
    not: marmaraya binerken dikkat etmek lazım çoluğu çocuğu götürür ne yapacağınızı bilemezsiniz.
  • normalde raylı sistemlerde bir durağa geldiğinizde geldiğiniz yerin hangi durak olduğunu bir şekilde gözünüze sokar işaretler, sesli bildirimler vs. bu marmaray'da çoğu zaman nerede olduğumu bilemiyorum. olm hangi durağa geldiğimizi niye düzgünce söylemiyorsunuz veya çeşitli alanlara tabela koymuyorsunuz? tasarımını paint ile yaptığınız bir ekran yapmışsınız; onda da sürekli ya ok işareti ters, ya komple çalışmıyor. çoğu zaman da bulunduğum noktada görünmüyor zaten. her seferinde süreyya plajı'na mı geldim maltepe'ye mi geldim diye heyecan yaptırıyorsunuz adama.
hesabın var mı? giriş yap