• geçen sene işyerinde dini bütün bir personelle sheraton'a toplantıya gittik. barda viskiler vardı. açıkçası amerika'dan çıkan hiçbir viskiyi içmem.

    gözüm raftaki lagavulin 16 gibi bir güzelliğe dalmışken, hayatında hiç içki içmemiş, 5x7 abdestli amcamız "sana bi soru" dedi:

    -viskiyle mi ilgili?
    -hee. sence o raftaki en iyi viski hangisidir
    -britanya'dan çıkan herhangi bir şey içmeye değerdir
    -yoooook. bilemedin. en iyi viski jack daniels'tır!
    -(gülerek) niye?
    -çünkü jack'in fıçıları hiç kullanılmamış fıçılardır. eskiyen birkaç yıllık fıçılar ise iskoçya'ya gönderilir. iskoç viskisi o eski fıçılardan yapılır. o yüzden en kaliteli viski jack daniels'tır. işi bilenler jack içer.
    -peki

    ilk başta biraz garipsedim. sonra adama acıdım. yazık ya. adamcaaaz içki içmez, kokusunu bile bilmez. naapmış? belgeselde seyretmiş. orada dediklerini bana anlatıyor. sıfır meşe fıçısı kullanılıyor diye dünyanın en iyi viskisini ceki denyıls sanıyor. bir de bana "ben viskiden de anlayan bi dini bütünüm" diye şov yapıyor.

    sonra viskiyle ilgili birkaç şey anlatsam mı diye düşündüm. vazgeçtim. adam bir yerlerden yalan yanlış bir bilgi almış. basbayaaa mutlu "ben çok kültürlüyüm" diye. cahillik de ayrı bi mutluluk, özenmiyorum desem yalan*
  • bir iskoç'un çıplak olmasını tercih ettiği iki $ey vardır ve bunlardan biri malt viskidir.
    (iskoç atasözü)
  • dr. hunt engelleyemedigi bir gulumsemeyle dr. yang icin "single malt scotch" dedigi gunden beri bu ickiyi deniyim diyordum. zira, cristina yang, her zaman bir cep iceri gonlumuzde. kismet bugune imis. evimin tam karsisindaki barda bugun ictim single malt scotch. evimin tam karsisindaki bar, ne guzel degil mi? ustume bir ceket atip kapiyi aciyorum ve iki adimda o kucucuk bara gidiyorum. yillar once asli'ya derdim hep, soyle kohne bir bar olsa evimizin karsisinda, istedigimiz zaman gitsek oraya, hani hazirlanmadan tak diye, iki tek atmaya, hafiften karanlik ama cozy olan o bara. mazzy star calsa icerde, hatta hope sandoval kisik sesiyle sarki soylese orada, ve hatta o hope sandoval degil de ben olsam, halah'i soyleyen yani, bir nevi mahalle romantizmi.
    basucumda faulkner'in nobel konusmasinin o unlu bolumu asili, i decline to accept the end of man diye baslayan. evimin karsisindaki bara gidince insanliga karsi umudum artiyor cidden. o kocaman pencerenin onunde oturuyorum, kar yagiyor disarda, karsida neon isiklari ile "leroy coin laundry" yazisi yanip sonuyor. hersey iyiye gidebilir duygusuna kapiliyorum, yavasca-caktirmadan celiskiler cozulebilir, keskinlikler torpulenebilir, icimi kaldiran tum gerzeklikler yeryuzunden silinebilir, kadinlarin evlenmeden mutlu olabildigi bir dunya olabilir diye dusunuyorum. insanlik yuregimi ferahlatacak ve gozlerimi yasartacak kadar buyuk bir asama kaydebebilir ve tum hayatimiz en mukemmel modernist romancinin yazabileceginden daha gorkemli bir hikaye olabilir diye dusunuyorum.
  • tamamı arpa maltından üretilen viski tipi. bunun single malt scotch olanı dünyanın en içilesi şeyidir. ayran falan yanında halt eder. bardağın burna yaklaşırken katettiği mesafe ile doğru orantılı olarak içinize adanın çayırlarının, yeşilliklerinin, isinin, sisinin, ahşabının kokusu gelir.

    gözlerinizi kapamanız, tüm diğer duyu organlarınızı minimum seviyede çalıştırmanız, alacağınız tadın zirveye ulaşmasında yardımcı olacaktır.
  • viskinin hi fi'ıdır. yıllandıkça değerlenir. anladıkça daha fazlası istenir. fetiş bir içkidir evet.
  • edinburgh'da gittiğim whisky heritage centre'dan öğrendiğime göre bu viskiler yapıldıkları bölgelere göre dörde ayrılıyormuş. bu bölgeler lowland (glasgow-edinburgh hattından ingiltere sınırına kadar olan bölge), highland (glasgow-edinburgh hattının kuzeyinde kalan bölge), speyside (highland'ın doğusunda aberdeen ile inverness arasında kalan bölge) ve islay (anakaranın batısında bir ada) dır. bu bölgelerde yapılan her single malt viski bölgenin özelliklerine göre farklı tad ve kokuya sahiptir. lowland viskileri genelde yumuşak içimli ve tahıl kokulu olurlar. higland yapımı viskiler lowland viskilerine göre daha serttir, değişik baharatsı bir kokusu vardır. speyside viskileri genelde hafiftir ve meyve aromasına benzer kokuları vardır. isley viskileri ise en sert olanlarıdır, yanmış odun gibi kokarlar. oradaki rehberin dediğine göre piyasada satılan single malt viskilerin çoğunluğu highland ve speyside yapımı olanlarmış. benim favorim highland yapımı olanlardır.
  • bütün yoğunluğuyla malt viski tatmak isterseniz non chill filtered olanları tercih etmenizi öneririm. zira chill işlemiyle viski içerisindeki kalıntı diye tabir edilen ancak benim gibi bazı tutkunlarin da aradigi farkli aromalar buyuk olcude yok olur. belki uygun bir benzetme olmayacak ama, adana kebabini hakiki olarak yapilan bir yerde yediginizde icerisinde bol miktarda kuyrukyagi oldugunu gorebilirsiniz. ancak istanbul gibi kebabin daha fazla turistik hale geldigi yerlerde bu kadar kuyruk yagi koyulmaz cunku bu kadar yogun aroma damak tadi farkli olan metropol insanina hitab etmez. neyse , konumuza donersek; aromayi buram buram tatmak isterseniz laphroaig quarter cask serisinden yurumenizi oneririm. ornegin bu viskiden benim aldigim tat yogun is kokusuna karsin deri bir kemerin rahiyasi idi.
  • en babalari talisker, abelour, cardhu, macallan ve laphroaig'dur
  • yanina en cok montecristo no. 4 ve islak badem yakisir
  • sadece malttan yapilan butun viskilere verilen ad. kalitelisi de olur, kalitesizi de. son on-onbes yilda popularitesi (ve beraberinde fiyatlari) cilginlar gibi artmis olan, herkesin ove ove bitiremedigi viski cesidi, malt viskinin bir alt kumesi olan single malttir.
hesabın var mı? giriş yap