• eski dilde toptancılara* verilen addır. nitekim aslı "matrahbaz"dır (matrah + baz).
    avrupalı tüccarlar osmanlı'da ticari faaliyetlerde bulundukları zamanlarda malları doğrudan üreticiden değil, ya madrabaz'dan ya da dellal'den (tellal, aracı, broker) alırlardı. bu yüzden de kötü bir şöhretleri vardır çünkü bu kişilerin zenginliklerinin sebebinin diğer insanların fakirleşmesi olduğunun farkındaydı osmanlılar. bu arada, avrupa'daki muadillerinin (wholesalers) kapitalizmin gerçek kurucuları arasında yer aldığını söyleyeyim. şurada söylediklerimiz, madrabazlar için de geçerlidir, lütfen

    (bkz: bezirgan/@zifir)
  • halde toptan olarak satılan balık, hayvan, sebze/meyve'yi kaynağından temin ederek kabzımala ulaştıran, balıkçıdan balığı, meradan hayvanı, bostandan domatı alan ve hale ulaştıran komisyoncu.
  • ayrıca bir laz fıkrasında da temelin ağzından zikrolunur, hem de aşağıdaki şekilde,

    allahum, biz lazuk, biraz da matrabazuk, attık sana bi kazuk, haydi allasmarladuk.
  • bir anlamı toptancı olmasına rağmen, diğer anlamının hilekâr olması açısından ilginç, emek verip üretenden üçe alıp, alıcıya beşe satan cümle aracıya millet olarak pek iyi bakmadığımızın kanıtı olan söz.
  • oyuncu kişi. jonklörün türkçe karşılığı olarakta kullanılır.
  • hilebaz, hilekar, üçkağıtçı
  • nişanyan'a göre; kelime kökeni yunanca metapratis'tir. bu kelime eski yunancada satıcı anlamına gelen prates kelimesine meta- eklenerek türetilmiştir.

    edit: medre+baz yapısı üzerinde de durulabilir. bir ölçü birimi olan medre ve yapan, oynayan anlamındaki baz birleşince medre ile ölçerek alım satım yapan kişi manası oluşuyor. madrabazın malı kaynağından alıp toplu satışa götüren kişi olması bu yapıyı makul kılıyor.
  • coğrafi keşiflerin etkisiyle elindeki değerli madenleri arttıran avrupalılar osmanlıdan hammadde alarak yüksek enflasyon oluşturmasına neden olmuştur. bu duruma karşı da osmanlı devleti bu ticareti yasaklamıştır. bu yasağı delen kişiler de madrabazlar yani tüccarlar olmuştur. belki de kötü anılmalarının sebebi bu olaydır.
  • “felsefenin ne olduğu konusunda onları dinlerken, insan kendini adeta bir pazar yerinde avaz avaz çığıran bir sürü madrabaz arasında sanır. her biri ‘bana gelin, bana gelen aldanmaz’ diye bağırır durur.” bkz: j.j. rousseau, ilimler ve sanatlar hakkında nutuk sf.41
  • bugün veliefendi hipodromunda şampiyon cankardeşler favori olmasına rağmen kanuni sultan süleyman koşusunu kazanma başarısını gösteren turbo-alsevda orijinli ve 4 yaşlı safkan arap atı.
hesabın var mı? giriş yap