• 1927 tarihli bir tod browning filmi. kayıp statüsündedir. bin bir suratlı adam lon chaney'in başrolünü üstlendiği bu film, 2002 yılında, sette çekilen fotoğraflar kullanılarak reconstruct edilmiştir. tod browning'in 1935 yılında çektiği ve bela lugosi'nin oynadığı mark of the vampire adlı film, london after midnight'ın bir nevi remake'idir.
  • helter skelter efsanesinin bir parcasi, los angeles'li grup. ilk kez bu kulupte sahneye cikmislardir. nielsen soundscan'in verilerine gore 1990 yilinin en hizli satan kayitlarindan biri london after midnight'in 4-track demosudur. selected scenes from the end of the world ile birlikte buyuyup serpildiler tabi. amerika'nin dort bir yanindan multi-seksuel glamcileri, glitter goth'lari peslerine taktilar. psycho magnet albumu de tadi tuzu oldu hikayenin. 1998'de robert smith'in komplimanlarina karsilik olarak the cure'a alt grup olmayi kabul ettiler. etmeselerdi sasardim zaten. ama ayni donemde nine inch nails ve metallica'ya da alt grup oldular. nin anlasilir, frontman sean brennan "biz trent reznor'in ogrencileriyiz hala" demisti zamaninda. metallica vukuati ise hep yorumsuz kalmaya mahkumdur bence. bir de endustriyel yaptiklari iddiasinda brennan, goth olayini sevmiyormus. baktim da son hallerine, o kilik kiyafetler pek bir spooky kids. nerede o new york dolls'u andiran peroksidli perukalar, yirtik pirtik file coraplar, otoban fahisesi makyaji, drag queen pozlari, pornografiye oykunmeler. ama, soylemesi ayip, boyle de pek tas olmuslar. (bkz: cami yikilmis ama mihrap yerinde)
  • asla olunmaması,yaşanmaması hatta düşünülmemesi gereken zaman dilimi.özellikle kuzey londra da veya metronun herhangi bir yerindeyseniz, bol bol salavat getirilmesi tavsiye edilir
  • başarılı isim seçimine sahip, puslu müzik yapan grup.
  • (bkz: spider and the fly) gibi bir cok leziz parcanin kesi$im noktasidir bu grup.
  • her bir şarkısının sebebiyet verdiği sanki edgar allan poe öyküsü okuyormuşsunuz hissidir london after midnight'ı yıllardır en sevilenler listemde ilk sıralarda ağırlayan.
  • kendini tekrar etmeden, birbirine benzeyen şarkılar yapmadan da tarz sahibi olunabileceğini ispat eden gotikçi amcaların grubu. hemen her parçasından aynı zevkin alınabilmesi de bir başka güzelliğidir. çok çok ünlü olmamalarını dileyerek bencillik edip etmediğimi soruyorum kendime.

    edit: mevcut goth scene'den hazzetmiyormuş sean brennan bey, "goth buysa biz onlardan değiliz arkadaş!" şeklinde söylemleri var. yine de daha önce duyduğum hiçbir şeye benzemeyen, goth'a da yakın hoş bir sounda sahipler.
  • (bkz: sacrifice)
  • myspace sayfalarinda bush'a saydirarak takdirimi kazanmis grup
hesabın var mı? giriş yap