• spoiler olabilir

    yaşlandığımızı anlatan film. orta okul yıllarında tanıştığımız x-men serisindeki wolverine'in yaşlılığını izledik. sonra öldü. nereden baksanız 20 yıllık mazi sonrası film bana şunu dedi:

    - sen artık büyüdün. senin dönemin kahramanları yaşlanıp öldü. yeni çocukların, yeni kahramanları olacak artık.

    aslında içimi burkan bu oldu.

    spoiler olabilir

    tanım da girelim: belirli bir kuşağın içini burkan, çok güzel bir filmdir. büyüdüğümüzü fısıldıyor bize.
  • charles xavier'ı su tankından kaçtıktan sonra logan'la birlikte yollara düştükleri bölümde mazhar alanson'un hokkabaz'daki hallerine benzettiğim film.
  • izlediğim en güzel süper kahraman filmlerinden biriydi.

    bazı sorular sorulmuş, filmden anladığım kadarıyla cevap vermek istedim:

    --- spoiler ---

    * mutantlar neden kayboldu? xavier neden malikanesinde değil?
    - charles'ın logan'ın klonu tarafından öldürülmeden önce yaptığı kısa ve duygusal konuşma sonucunda şunu çıkardım: yaşlanan xavier, güçlerini kontrol edememekte ve ara sıra nöbetler geçirmektedir. bu nöbetlerden birinde neredeyse bütün mutantların ölümüne sebep olmuştur. bunun üzerine amerikan hükümeti xavier'i tehdit olarak görüp buldukları yerde öldürmek için aramaya başlamıştır. wolverine de kendisini kurtarıp meksika'ya kaçırmış, ve orada çölün ortasında, nöbet bile geçirse kimseye zarar vermeyecek bir şekilde bir hayat sürmeye başlamıştır.

    * wolverine'in hastalığı nedir?
    - adementium zehirlenmesi. onu yenilmez kılan şeyin sonunu hazırlıyor olması şekspirane bir son aslında.

    --- spoiler ---
  • iş bu entry baştan aşağıya spoiler içerir.
    -spoiler-

    ağladığım film.
    koskaca xavier şatosundan bir sıcak yatağa hasret ölüme...
    köhne bir kamyonetin römorkunda.

    milyarder olarak doğup, milyarder olarak yaşayıp, dünyanın en akıllı insanlarından olup, binlerce insana hami olup, bir kamyonetin arkasında tek başına ölmek...

    lanet olsun senin o okulu kurduğun güne.
    lanet olsun o magneto ile tanıştığın güne.
    lanet olsun mistiğin cocukken evine girip peynir çaldığı güne.

    sen dünyada yaşayan en güçlü ikinci insan, bir sicak yataga hasret, biçare ve terk edilmiş olarak göçtün ya bu dünyadan, sultan suleyman bile böyle eli boş gitmemiştir be profesör x.

    mekanın eden olsun.
  • çocukluğunu çizgi dizisi, gençliğini çizgi romanı, ara dönemlerini de filmleriyle geçirmiş ve bundan inanılmaz keyif almış bir james logan howlett fanatiği olarak çok beğendiğim film. neden beğendiğimi de elbette uzun uzun anlatacağım.

    bu kısımda filmin soundtracklerinden şununla eğlenceli bi giriş yapabiliriz.

    genel bakış:
    yazılıp çizildiği gibi hugh jackman filme müdahele ettiyse ve bu hale gelmesinde pay sahibiyse alnından öpüyorum koca yürekli insanı. neyse, söylendiği üzere film old man logan çizgi romanından hareketle çekilmiş fakat çok ufak detaylar haricinde neredeyse hiçbir alakası olmadığını söylemek lazım. hatta çizgi romanla neredeyse tek ortak noktası ikisinin de old man olması, o kadar. fakat bu konu oldukça başarılı ve işlemeye değer.
    film boyunca wolvi'nin kızı x-23'le olan iletişim(sizliğ)ini görüyoruz. çok harika işlenmiş çünkü logan da böle bi adam yani yapacak bi şey yok.
    villain konusunun abartılmamasını da ayrı sevdim. gerek yoktu zaten.

    filmdeki aksiyon sahneleri gayet başarılıydı. logan başta olmak üzere karakterlerin kafa yapısını, geçmişlerini çok da güzel gördük. finali büyüktü ama o da yerli yerine oturdu, aklı başında bi sondu. gidin izleyin diyorum ve izlemeyenler için yorumumu burada bitiriyorum. şimdi izleyenlere gelelim:

    şimdi acıklı müziğe geçebiliriz, spoiler da geliyor babalar

    --- izlemeyen gelmesin kasıyor spoileri ---

    öncelikle filmin girişinde de hissedebileceğimiz gibi yaşlı, yorgun, sıradan bi hayata yönelmiş bi logan var. burada logan dememin sebebi film afişinde de wolverine ibaresinin ufak puntolarla belirtilmesi gibi; daha içine dönük, daha uzak, daha sakin tarafıyla izliyoruz karakteri. tabii girişteki vahşi sahneden şunu da hatırlıyoruz: logan'ın içinde hep bi hayvan vardır.

    professor x'in gençlik zamanlarındaki gibi öfkeli, ağzı bozuk bi karaktere dönüştüğünü görmek güzel bi detaydı. yaşlı, huysuz ve wolverine'in tek dostuydu yine charles. film boyunca ağzından düşürmediği aile olmak kavramıysa artık alıştığımız hareketleri, olsundu. biz onu öyle sevdik. işte bu noktada charles'ın üzerinden durumun ne kadar umutsuz olduğunu da anlıyoruz. muazzam bi anlatımdı gerçekten. bi de koca profesör charles'ı o şekilde görmek üzmedi diyemem.

    film ilerledikçe logan'ın hayallerini mutantların olmadığı bi dünyayı daha iyi anlıyoruz. ne zaman x-23 bi şekilde konuya dahil oluyor; kıl tipli avcı askerimiz de peydah oluyor ve huzurumuzu bozuyor. oradaki kırılma da çok iyi yansıtılmış bana kalırsa.

    mcu'da daha önce ufaktan gördüğümüz x-23'ün bu defa daha küçük ve logan'ın yardımına muhtaç bi kız çocuğu olarak canlandırılması çok iyi hamleydi. ayrıca yeri gelmişken dafne keen'i tebrik etmek lazım, harikulade oynamış, helal olsun.

    filmin gereğinden uzun olduğu söylenmiş ama ben öyle hissetmedim açıkçası. bana kalırsa her sahnenin bi anlamı, hikayeye bi katkısı vardı. tüm o ilerleyişin içinde aslında bi süperkahraman filminden ziyade duyguları olan sıradan insanların hikayesini izler gibi olduk ve sıradan insanlar değillerdi.

    dikkatimi çeken bi diğer husus ise ormanda avlanmayı çok sevdiğini bildiğimiz ve önceki filmlerde de beyaz atletiyle ağaçların arasında koşuşturduğuna şahit olduğumuz logan'ın finali de böyle bi yerde yapmasıydı.

    çocukların x-men çigi romanında 'cennet' olarak betimlenen kuzey dakota'yı mesken etmeleri de güzel detaydı. yani çocukların inandıkları masalların peşinden gitmeleri, buna inanarak kendi hayallerindeki cenneti oluşturma çabaları; belki de x-men'e olan hayranlıklarını kendi varlıklarında gerçekleştirme masumluğu güzel detaydı.

    valla üzerine çok şey yazılır ama bitiremem diye korkuyorum. bu yüzden aklıma gelen ufak göndermeler ve hoşluklarla yazımı sonlandırayım:

    * çocukların logan'ın bıyıklarını soktukları şekil konuya vakıf olanları güldürdü.

    * logan'ın yükseklik korkusuna gönderme güzeldi. bi benzerini x-men days of the future past filmindeki uçak sahnesinde de görmüştük.

    * logan'ın düşmanlarınca yıllarca maruz kaldığı ''what r u!'' korku dolu repliğini x-24'e söylemesi kendiyle güzel bi yüzleşmeydi. zaten ölümünün de kendi klonu elinden olması, logan'ı yalnızca kendisinin öldürebileceğine bi referanstı.

    * logan'ın mutant çocukları gördüğünde laura'ya söylediği ''çok iyi arkadaşların var, bana birilerini hatırlattı.'' cümlesi canımızı yaktı.

    * logan'ın aldığı yaralar karşısındaki dirayetsizliği, laura'nın kucağında çocuk gibi uyuyuşuyla birleşince iyice yorulduk be.

    * laura'nın okuduğu x-men çizgi roman serilerine logan'ın tepkisi, bütün bunların abartı olduğunu anlatması biraz da sinema-çizgi roman farklılığına gönderme gibiydi. neticede bizim bu filmde x-23'ü değil, hulk'ı görmemiz gerekirdi. üstleik logan da ölmemeliydi.

    * logan'ın ölme isteği ve bu gerçekleştiğinde sarf ettiği sözler ebemizi skti afedersiniz. (so this is what it feels like) zaten bi anlamda ölümsüz olan logan'ın laura'ya da söylediği "vicdan azabıyla yaşamayı öğreneceksin" sözü buna atıftı. e işte ölmemek bile acı bazen, ölümü bile özlersin.

    * üstteki 'vicdan azabıyla yaşama' hikayesi biraz da old man logan çizgi romanına gönderme. bilenler için "ağzımdaki kan tadı yok olana kadar yürüdüm" de diyebiliriz.

    * laura'nın logan'ın mezarındaki haç işaretini çevirip x yapması ebemizi daha da bi skti afedersiniz.

    logan'ın ölümü mutsuz son mudur?
    logan'ın ölümü mutsuz son gibi düşünülüyor fakat tam öyle değil. nedenlere gelecek olursak:
    - logan, 1800'lerde doğduğu kabul edilen bi mutant. zaten kendisinin de yaşadığı halet-i ruhiye bu sebeple pek karanlık. yani aile kur diyorlar ama gerek film, herek çizgir romanlarda bunu defalarca denemesine rağmen başaramadı. kim 200 sene yaşıyor arkadaş? yalnızsın işte.
    - laura'ya söylediği "sevdiğim herkese zarar verdim." cümlesi de biraz buna atıf; hem başı hep belada, hem de sevdikleri doğal sebeplerden bile patır patır gidiyor.
    - bu film en nihayetinde hugh jackman'ın yüzünü gördüğümüz son wolverine. haliyle sinema evrenindeki bu hikayenin de sonu olmak zorunda. ha ölmeyebilirdi ama ölüm de bu evrendeki son. çizgi roman mantığına uzak kimseler için şöyle anlatılabilir:
    filmde logan'ı x-men çizgi romanlarını okurlen görüyoruz. işte bu basitçe şu demek; bulunduğu evren, çizgi romanların çizgi roman olduğu bi evren. yarın başka bi wolverine karakterinin olduğu bi filmde o sahne nin aynısını görüp "saçmalık." diyen bi logan da görebiliriz. işte bu da başka bi evren.
    dolayısıyla üzüleceksek wolverine öldü diye değil, bizim bildiğimiz evrendeki -hugh jackman'ın canlandırdığı wolverine- öldü diye üzülebiliriz. bu da başka bi konu ama üzülmekte de haklıyız. neticede ben üzüldüm mesela.

    bu da benden hugh jackman'lı logan abimize gelsin
    logan, benim için özel şeyler ifade eden bi karakter olduğu ve hayranlık duyduğum için bu filmi büyük bi merakla bekledim. açıkçası filmin bi süperkahraman filmi çizgisinin de ötesinde olacağını duyduğumdan beri daha da heyecanlandım ama beklentimi çok da yüksek tutmamaya çalışmıştım. neticede çocukluğumuz çizgi dizileri, gençliğimiz çizgi romanlarını okuyarak geçmişti ve 17 yıldır da hugh jackman aracılığıyla sinemadan izliyorduk wolverine karakterini. görkemli bi final olmasını beklerdim ama bu kadarını beklemiyordum. bu kadarından kastım sonunda dimdik ayakta, önüne geleni biçen bi wolverine yerine buydu tam olarak aradığım şey. çünkü benim en sevdiğim süperkahramanı değerli yapan şey uçması, meteorlara kafa tutması, ölümsüz olması falan değildi; bi hayvandan evrilmeye çalıştığı insanı duygulardı. özgürlüğüne bu kadar düşkün olduğu halde başı beladan kurtulmayan ama bi o kadar da acınası durumda olan logan'ın ölümü de olması gerekendi aslında. ulan gözüm doldu mna koyim.

    --- izlemeyen gelmesin kasıyor spoileri ---

    benim filme puanım 10/10. aslında 9 verecektim ama bunu logan hayranlığım yüzünden 10 yapıyorum, gözlerim dolu dolu bu kadar yapabildim james.

    editoryalnes: filmde hurt parçasını duymamış olmamız biraz üzücü. yahu hurt neyse ama neredeyse hiç müzik duymadık neredeyse. açıkçası girişte, en azından ikinci sahnede falan beklerdim bi hurt be kardeşim.

    ek olarak frgmanları kendisinden kötü olan ender filmlerden olmuş, bunu da eklemem şart.
  • --- spoiler ---
    x
    --- spoiler ---
  • hugh jackman'ın wolverine'i son defa canlandıracağı film.

    bu açıdan bakınca üzülüyor insan. çizgi romanlarda kısa boylu, kambur duran, kıllı tüylü bir karakter olmasına rağmen gözümüz alışmıştı iyice hugh jackman'a, kabullenmiştik ve iyiydi de.

    nasıl ki robert downey jr.'dan sonra başka bir iron man düşünülemezse, hugh jackman'ın wolverine'i için de aynı şeyi düşünüyorum, karakterlerle özdeşleşti bu adamlar.

    heath ledger'ın joker'ı gibi bir nevi. çizgi romana pek bağlı değil ama kalite öyle iyi ki, kabulleniyor, seviyor insan. uzun lafın kısası, özleyeceğiz hugh reyiz.
  • --- spoiler ---

    logan baba yorgun.

    --- spoiler ---
  • sonunda o kıpırdamayan taşlar var ya. ha onların allah bin belasını versin
    kıpırdayaydınız az bi titreyeydiniz de yeterdi be vicdansızlar
  • -s-
    hayatta bütün çaba; her şeyin sonunda birbirini seven insanların birlikte olduğu bir yere varmak içindir.

    o yer evindir.

    içindeki insanlar da ailendir.
    -s-
hesabın var mı? giriş yap