• franz liszt'in tüm dehasını itinayla aktardığı şaheseri. aynı zamanda çizgi filmlerde de sıklıkla kullanılan bir eserdir. aslında bu durum şaşırtıcı değildir, çizgi filmlerde pek çok klasik müzik eserinin yoğun şekilde kullanıldığını biliyoruz ama bu eseri diğerlerinden ayıran özelliği çizgi film karakterlerinin bizzat çaldığının sıklıkla gösterildiği bir eser olmasıdır. eserin insanın bütün duygularına hitap eden bir yapıya sahip olmasından ve inişli çıkışlı yapısıyla çizgi filmlerin bir tempolu bir durağan genel yapısına oldukça uymasından dolayı bir çizgi film karakterine çaldırıldığında kusursuz bir birliktelik ortaya çıkması da şaşırtıcı değil gerçekten.

    en ünlüleri:

    the opry house

    20 mart 1929 tarihli film eserin ilk defa canlandırıldığı çizgi film olmasıyla tarihe geçmiştir. mickey mouse'un eseri çalmaya çalışırken canlanan piyanosunun ve taburesinin şakalarıyla uğraşmasını konu alır. filmin eseri canlandırma konusundaki başarısı kendisinden sonraki çizgi filmleri de etkileyecektir.

    a car-tune portrait

    26 haziran 1937'de gösterime giren bu klasik, çok sayıda farklı türde hayvana hungarian rhopsody no:2'yi çaldırmaya çalışan bir şef olan aslanın çabasını anlatır. hayvanların şeften bağımsız takılması, hedefe yönelik ciddiyetsizlikleri, gamsızlıkları ve birbirlerine olan acımasız şakaları bir kaos yaratsa da bu kaosun eserle uyumu kusursuzdur.

    rhapsody rabbit

    9 kasım 1946'da vizyona giren filmde bugs bunny'nin piyanonun arasından çıkan bir farenin yaramazlığı her ne kadar onu etkilese de başarılı bir performans sergilediği söylenebilir. zaten başarısı bugs bunny'nin en akılda kalıcı filmlerinden birisi olmasından da anlaşılabilir. öyle ki the simpsons'ın 2012 yılında gösterilen penny-wiseguys bölümünde bart, şarkıyı dinlerken kendisine selam çakmıştır.

    the cat concerto

    tabii ki hungarian rhapsody no:2 denirken tom ve jerry'nin akıllara gelmemesi hemen hemen imkansızdır. bu filmin, ikilinin kusursuz performansı ile bir çizgi filmin çıkabileceği en yüksek seviyeye ulaşarak bu şaheseri çok daha geniş kitlelere tanıtma konusunda bugs kadar başarılı olduğu söylenebilir. hatta rhapsody rabbit'in de adaylardan birisi olduğu en iyi kısa film dalında 1946 yılı oscar ödülünü kazanan the cat concerto olmuştur.

    convict concerto

    22 kasım 1954'te gösterime giren filmde; kendi hâlinde piyanosunu çalmakla meşgul olan ağaçkakan woody, polisten kaçarken kendisiyle karşılaşan banka soyguncusu mugsy tarafından silah zoruyla rehin alınır. polisin yaklaştığını duyan mugsy piyanonun içine saklanır ve woody'yi piyanoyu çalması konusunda zorlar. tabii ki çalınan eser hungarian rhapsody no:2'dir ve polisle soyguncu arasında kalan woody, o kargaşada bütün eseri çalmayı başararak yeteneğini herkese gösterir.

    bunlar dışında:

    bars and stripes (1931)

    rhapsody in rivets (1941)

    daffy duck's rhapsody (1950, 2012)

    who framed roger rabbit (1988)

    tiny toon adventures, s1,e47: looniversity daze (1990)

    the simpsons, s24,e05: penny-wiseguys (2012)
  • dinlerken cok karisik gorunmese de icrasi zor olan muthis bir liszt eseri.
  • 6 aydir hergun en az 3 kere dinledim ben bunu. bugun tamamen ezberledigimi fark ettim ustelik butun nuanslariyla.

    cok mutluyum.

    (bkz: franz liszt)

    https://youtu.be/ldh1hswgfgu
  • valentina lisitsa'nın çaldığı youtube videosu altına herkes övgüler dizerken arada bir yorum yarmıştır: "but can she play with a mouse bugging her every 5 seconds?"

    (bkz: the cat concerto)
  • muhteşem ötesi bir litsz eseridir. üç bölüm halinde çalınan bu eşsiz eserde insanın kendini kaybetmemesi bir mucizedir.
    bazen diyorum neden bu müthiş eserlerin bestelendiği, çalındığı dönemlerde doğup bütün bunlara şahit olamadım. üzülüyorum gerçekten.
    neyse konumuza geri dönelim. bu şaheseri dinlerken hissetmediğim hiç bir duygu yok. heyecan, korku, sevinç, endişe, özlem, utanma hepsi var. sanırım bir dilek hakkım olsa bu eseri besteleyen kişi olmak isterdim. bir şeyle ölümsüz olacaksam o bu olmalıydı.
  • lassan bölümünü 7 ay çalışarak sonunda çalabildiğim tanrısal eser. friskayı bitirmek için en az 1 sene lazım.
  • görkemli girişleri sevenler için bulunmaz bir şaheserdir kendisi.

    aslen macar olan liszt, 19. yy da başlayan milliyetçilik akımlarından etkilenerek, macar halklarını yüceltmek için bu şaheseri yaratmıştır. eser hem macar hem de roman izlerini taşır. güçlü akorlar ile biraz karanlık bir açılıştan sonra macar halk danslarından esinlenen kısa ve uzun ve tekrarlayan ezgiler ile ritim hızlanır ve yumuşar en sonunda hızlı ve muhteşem bir sonla nihayetlenir. :)
  • valentina lisitsa'nın icrasını izlerken kahkaha attığım liszt eseri. nasıl güldüm anlatamam hahahaha. şaka bir yana ne yapıyorsunuz hanımefendi?
  • liszt tarikat kurmuş ve bu eser de o tarikatın marşı. bununla coşuyorlar gibi.
hesabın var mı? giriş yap