• sosyal medyanın en korkutucu tarafı. en çok aktif olduğum yer burası olduğu için benim adıma ekşi sözlük'ün en korkutucu tarafı. insanlar bırakın tarafları, birbirlerini bile dinlemiyor. ortada yem gibi bekleyen insanlara aç köpek gibi saldırmalarına hiç şaşırmıyorum ben.

    ekşi sözlük gibi bir fikre sarılıp çoğunluk olan topluluğa katılmanın insana kendisini özel ve güvende hissettirdiği bir platformda linç kültürünün tavan yapması çok doğal. bundan kaçmanın bir yolu var mı ben bilmiyorum. herkes ama herkes bugün veya dün yazdığı / yaptığı herhangi bir şey için hedef gösterilmeye, linç edilmeye açık bir pozisyonda. ben burada vakit geçirdiğim için buradan bahsettim ama twitter da çok farklı bir yer değil. zaten bu linçler iki site arasında paslaşılıyor artık.

    bu linçlerin herhangi bir dengesi yok. herhangi bir şarkıcıyı övmenizden tutun, siyasi bir konu hakkında yaptığınız açıklama veya espriye kadar her şey lincin gerçekleşmesi için yeterli. hatta iki insan arasındaki özel diyaloglara başkalarının erişmesi durumunda bile sizi onlar üzerinden linç edebiliyorlar. düşünsene mesela herhangi biriyle bir iletişim halindesin, sonra o insan veya bir başkası tarafından bu konuşmalar ifşalanıyor, daha sonra bambaşka insanlar gelip ''sen haksızın ve orospu çocuğusun'' diyerek günlerce sayfa sayfa seni linçliyorlar. akla mantığa sığmıyor resmen ama oluyor bunlar. kimse de çıkıp ''ulan bu mesajların başı nerede sonu nerede'' demiyor. o saniyeden sonra evinin adresinden tut çalıştığın yere kadar, hatta ailene kadar ulaşabiliyorlar.

    hele ki bu lince sebep olan olaylar belli başlı hedef göstermeler sonucunda aşırı hassas toplumumuzun o aralar hassasiyet geliştirdiği (aşırı milliyetçilik, dini hassasiyetler, atatürk, şu aralar belki biraz yaşlılar, taciz haberlerinin artması) bazı sinir uçlarına dokunuyorsa hayatın bile kayabiliyor. saniyesinde gözaltına alınıyorsun ve daha derdini anlatamadan paket ediyorlar.

    hadi tamam, linç edilmek bir problem değil diyelim. sosyal medyanın bazı konularda getirdiği rahatlığın bedeli olarak görelim ama her şey o linci başlatan güruhun istediği gibi oluyor. daha linç edilenin haklı çıktığı bir linç görmedim ben. ancak o insanın şerefi haysiyeti beş paralık edildikten sonra aklı başında birileri bir şeyler söyleme fırsatı bulunca biraz hak bulabiliyorlar.

    sosyal medyadaki ''bu ülkede adalet yoksa biz varız ;)))'' tavrının tamamen kontrolden çıkışı ve kontrol altına alınmasının da imkansız olmasından dolayı bu işlerin sonu ne olur bir şey tahmin edemiyorum. böyle bir şey başıma gelirse ne yaparım onu da bilmiyorum. zaten herkese geç cevap verdiğim için birisi beni uyarıp da ben olayı görene kadar kesin bütün suç üstüme kalır gibi geliyor.*
  • insanları giderek ezik birer gregor samsa'ya dönüştüren ve hatta aseksüel kılan sanal ortamda günaşırı birilerinin linç edilişini izlerken tam da şu tümceye rastlamak:

    "kafanda başkalarına yüklediğin bütün o kötü şeyler– nereden buldun onları?"
    (canetti, "sinek azabı"ndan)

    insanlar mı kötü, o insanları kötüleyip linç edenler mi? bilinmez. ama acayip bir çocuksu sanrılar, utanç verici paranoyalar, tuhaf fanteziler ülkesinde yaşadığımız kesin. distopik kurmacalarda bile sınırlar net çizilmiştir de şu salyasıyla böğüren güruhun sınırlarını bu yaşıma geldim ben çözemedim. bu saatten sonra da anlayacak değilim herhalde.

    bütün gregor samsa'ların sonu ölümdür. ve çabucak unutulurlar.

    ve "kötüler...rüzgârın savurduğu saman çöpüne benzerler."
    (mezmurlar 1)
  • gelişmemiş toplumlarda daha fazla görülür.
  • hepiniz hasta insanlarsınız ve bu sizin suçunuz değil. toplum hasta çünkü. birbirine güvenmeyen, çoğunlukla nefret eden, mutsuz, şiddeti bir cezalandırma yöntemi olarak kabullenmiş, hızlı karar veren, bunun olağan sonucu olarak bu kararların çoğunda hatalı olan ancak hayatta kalabilmenin bir koşulu olarak bu kararları, duyduğu nefret ile rasyonalize eden, mantığa büründüren milyonlarca hastadan birisiniz.

    yaptığınız eylemlerin çoğunda sizi harekete geçiren dürtü nefret, kızgınlık ve öfke.

    alın covid-19 virüsü ve en riskli grup olan yaşlıların ilişkisine bakın. ilk dalgada yaşlılar günah keçisi ilan edildi. sokağa çıkıyorlarsa gebersinler'den şımarık çocuklar gibisiniz'e herkes öfkesini kustu. sonra youtuber'ın biri bir yaşlıya herkes gibi "neden dışarı çıkıyorsun" diye çıkışınca ikinci dalga başladı. (bkz: yaşlı adamı çevirip korkutan kişi) bu sefer youtuber linci başladı. (hatta çocuğu polisler bulmuş, sorgulamaya almışlar falan) "yazık bu yaşlılara, terbiyesizler, atın bunları içeri" bla bla… lan? neden böyle oldu? neden herkes 180 derece geri döndü? çünkü bu amca diğer bıçak çeken, "beni yakışıklı çekin" diyen, bastonunu sallayan yaşdaşları gibi gençlere ya da muhabirlere çıkışmak yerine mazlum gözüktü. toplumn 180 derece dönmesine sebebp olan tek sebep bu. o yaşlı o youtuber'a "sktir lan gavat" deseydi yaşlılara sövmeye devam edecektik. ama tüm duygularını daima en uçlarda yaşayan toplum şimdi de yaşlıları sahiplenmeye başladı. "onlar n'apsındı, asıl gençler dikkat edecekti, yaşlıları eve kapatıp geençler gezerse olur muydu" falan diye sokaktaki gençlere yöneltti öfkesini.

    tele1'den can ataklı, tüm öğrencilere verilen online eğitimdeki türbanlı öğretmeni eleştirdi. (bkz: can ataklı'nın türbanlı öğretmen eleştirisi) hoop eski refleksler devreye girdi. n'olacak canım türbanlı ise ile başlayıp halkı kin ve düşmanlığa teşvikten içeri alınsın'a kadar linç başladı. rtük soruşturma açtı falan filan. arkasında neler gelecek tahmin ediyoruz. sevgili hasta ruhlar. can ataklı ne kadar tahammülsüzse siz de o kadar tahammülsüzsünüz. o ne kadar antidemokratsa siz de o kadar antidemokratsınız. o ne kadar hoşgörüsüzse siz de o kadar hoşgörüsüzsünüz. hem can ataklı'nın hem de sizin yaptıklarınız yanlış. ama gel de yığınlara anlat.

    pınar fidan diye bir standupçı alevilere yönelik şakalar yaptı. sağcısı, solcusu, sünnisi, alevisi bir olup kızı internette linç ettiler. onlarca avukat savcılığa başvurdu. edilen küfürleri, tehditleri saymıyorum. bazen delirecek gibi oluyorum. koca toplumda sadece bir avucuz, bu kızın alevileri incitmek ya da aşağılamak yerine tam tersi onları düşman olarak görenlerle dalga geçtiğini bilenler olarak. korkunç bir yalnızlık hissi. kız sonra alevi olduğunu açıklamak zorunda kaldı, özür metni yazdı falan. başına neler gelecek kim bilir.

    o yüzden sen ey türk gençliği. orta yaşlılar ve sonrakilerin büyük kısmından bu saatten sonra bir halt olmayacağı kesin. onların artık bir şeyleri anlamaya zamanları yok. berbat bir toplumda yaşamanın bütün acısını bir şekilde simgeleşen linç nesnelerinden çıkarıp kendilerini rahatlatmak zorundalar. ama sen böyle olmayabilirsin. bugün çok daha küresel bir dünyada yaşıyoruz. bu yaşlı osurukları dinleyip, gündelik politika ile ilgilenmek yerine tüm dünyayı takip edebilirsiniz. bu dünyanın tüm aktörleri, tüm fikir önderleri bir twitter adresi kadar yakınlar. bugün gerçekleri öğrenmek daha kolay. ermeniler konusunda bir karara varacaksan artık bir ermeniye de fikrini sorabilirsin. pkk hakkında bir fikrin olacaksa neden bir insan terörist olup köstebek gibi yaşar merak ediyorsan bunu öğrenmek artık çok daha kolay. akit ve sabah okuyorsan bugün ve sözcü de okuyacak, onlarla yetinmeyip bbc, the nyt, guardian, aljazeera da okuyacaksın. bütün kaynaklar önünde. hiçbir bilgiye güvenme. kendin sına. nasıl dersen yalansavar'ı, teyit.org'u takip et. politikacıları, youtuberları, şarkıcıları takip etmek yerine, aktivistleri, yazarları, sanatçıları, bağımsız gazetecileri takip et. sosyal mecralardan yakınmak, onların bozulduklarını ima etmek aslında tamamen kendine yönelik bir eleştiri. sen ne isen sosyal mecran o olur. sen kimi takip eder, kimi okur, kime cevap yetiştirirsen ona dönüşürsün. öfke ile kalkarsan zarar ile oturursun. sakin ol. her dakika, her yaptığın iş öncesi kendine sor "ben ne yapıyorum" diye. "bunu yapmak zorunda mıyım" diye hep sorgula kendini. konuşurken ve yazarken hiçbir şey öğrenemezsin.

    (bkz: güzel başlayıp bok olan entry'ler)
  • bu kültürün yoğun bir şekilde yaşanıldığı bir yer olarak (bkz: ekşi sözlük)
  • onlarca kişi bir olup bir kişiye girişebilecek yüreğe sahiplerin sosyal aktivitesinin kültürü.
  • sosyal medyada bu kadar cok tanik olmadan once pek o kadar yaygin bir hastalik oldugunu dusunmuyordum. ama twitter sayesinde fark ettim ki, en saglikli ve normal gorunumlu bireyler dahi cogu sosyal lince cok kolaylikla tesne olabiliyor. birikimli ve daha onemlisi vicdan sahibi sandigim kisilerin bandwagon olmanin cekiciligine karsi koyamayisina hayretle bakiyorum bu aralar.

    sadece politik veya kriminal konulara has bir sorun degil bu bahsettigim. ufak gorgusuzlukleri dahi hincla kinayan ve yerin dibine gommeye calisan bir toplum var bugun. "babasinin prensesi, gelecegin avukati, yeni arabam..." turu hamliklarin tamami inanilmaz agir tepkilere neden oluyor. psikoloji ve sosyloji mezunu degilim ama kalibimi basarim ki, bu tur ufak tefek gorgusuzlukleri yapan kisilerin psikolojisi, onlari takip edip aciga cikaran ve sonra da destekleyip bir cig haline getiren kendini bilmezlerinkine kiyasla cok daha sagliklidir. bu nasil bir hirs, nasil bir kin, nasil bir aclik ve husumet abi? bu kadar ofke neden?

    gecenlerde muhtemelen hala ergenligini yasayan bir universite ogrencisi kizi rezil ettiler twitter'da. neden? cunku instagram profilinde hukuk okudugunu ve hakim olacagini abartili bir sekilde yazmis. size ne oglum? siz nasil bir vampir guruhuna donustunuz yahu? hic mi o yaslari yasamadiniz? hic mi bir seyin sonradan gormesi olmadiniz? hic mi hayal ettiginiz bir seye kavusmanin tarifsiz mutlulugunu yasamadiniz?

    hep soyluyorum, turk toplumunu su an icin en iyi yansitan eser fritz lang'in cok sevdigim m isimli filmidir. dayanabilirseniz, oturup izleyin kendinizi. biri bir hata mi yapti, bir suclu mu bulduk, aman kacirmadan hayatimizda kotu giden her seyin acisini ondan cikaralim. bagiralim, kahkahalarla gulelim, dostlarimizla paylasip "aagggbii ne tipler var yhaaa" diyelim...
  • genellikle, bilinçsizce sürü psikolojisine uymak adına yapılan eylemler. ülkemiz insanında genel itibarıyle, empati yeteneği olmayan insanlarla dolu. (tabi bu özelliğe sahip olanlar alınmasın.)

    birey, inandığı bir insan ya da topluluğun savunduğu yahut ortaya attığı her duruma gözü kapalı destek vermekte çoğu zaman. kötü dediği kesin kötü, iyi dediği kesin iyi.(bkz: sapyoseksüel)

    ayrıca birey, sürü psikolojisi ile yapılan bu duruma katılarak ayrışmaktan, dışlamaktan korkan insandır. kendini bir topluluğa ait hissetmek güven verir.

    gönüllü veya gönülsüz katılabilirler.

    12 angry man
  • sorgusuz sualsiz önüne konulan her linç kampanyasına atlayan sığırlara gerçekten anlam veremiyorum. yani bir insan bu kadar sorgulamayan, akılsız biri olabilir mi? cadı avına çıkmış orta çağ köylüleri gibiler.

    çünkü bunların ellerindeki telefondan başka hayatta bir gayeleri, bir vasıfları yok. tüm yapabildikleri oturdukları yerden insan linçlemek. hadi net bi kamera görüntüsü olur, o olay hakkında yorumunu yaparsın. ama alakasız bir hesabın rastgele paylaşımına da sorgusuz sualsiz destek vermezsin be koyun. yarın bir gün senin isminin ya da fotoğrafının senle alakası olmayan bir mevzuya dahil edilmeyeceğinin garantisi var mı? ya senin de başına gelirse?
  • ekşi'de bolca görebileceğimiz arkaik kabile kültürü.
hesabın var mı? giriş yap