• kutsal şeylerle dalga geçildiği gerekçesiyle norveç'te 1980 yılına kadar yasaklanmış olan filmdir. komşu isveç'teyse filmin reklamı "aşırı komik olduğu gerekçesiyle norveç'te yasaklanan film" sloganıyla yapılmıştır. asıl komik olan budur kesinlikle.
  • monty python ekibinin en baba filmidir. incil öğretileri ve o zamana kadar yapılmı$ isa filmleri ile hicv eden, müthi$ yaratıcı espriler ile donatılmı$ bir filmdir. bir çok ülkede beklendiği gibi yasaklanmı$ bir filmdir. insanı yaran bir çok sahnenin bulunduğu filmde sinema dergisinde de yer alan sahnelerinden birisi $öyledir.

    --- spoiler ---
    brian imparatorluk askerlerinden kaçar ve yakalanmamak için bir sütünun üstüne çıkar ve vaaz vermeye ba$lar, askerlerin gittiği görünce son sözünü söylemeden sutundan iner, fakat onu dinleyen kalabalık son sözünü merak eder, brian ne olduğu anlamadan ko$maya ba$lar ayakkabısını ve testisini bile pe$inden gelenlere kaptırır. saklanmak için bir çukur bulur, çukurda 18 yıldır konu$mayan bir adam vardır, brian istemeden adamın ayağına basar adam önce bağırır sonra ise sevinçten çığlıklar atar, pe$indeki adamlar brianı bulur ve diyalog ba$lar.

    kalabalık:efendimiz! efendimiz!
    bir mürit:efendimiz i$te burada. ayakkabısıydı.
    bir kadın:testiydi.
    bir mürit: bizi ayakkabısı getirdi. konu$, konu$ bizimle efendimiz, konu$ bizimle!
    brian:gidin!
    kalabalık:bir kutsama! bir kutsama!
    bir mürit:nasıl gideceğiz efendimiz?
    brian:gidin beni rahat bırakın!
    bir mütir: bize bir i$aret verin!
    öteki:i$areti verdi bizi buraya getirdi.
    brian:sizi ben getirmedim! beni takip ettiniz!
    bir mürit: yine de standartlara göre bu da iyi bir i$aret.
    öteki:efendimiz, halkınız sizinle olmak için kilometrelerce yürüdü. çok bitkin ve açlar.
    brian:aç olmaları benim suçum değil!
    mürit:bu yüksek dağda hiç yiyecek yok.
    brian:ya $uradaki ardıç ağacında?
    kalabalık: (kafaları çevirip ağacı görürler) bir muzice! bir mucize!
    bir mürit: bir lafıyla ağacı meyveyle donattı.
    öteki: ağaç ardıç dutları doğurdu.
    brian: tabii ardıç dutu doğuracak o ardıç ağacı zaten, ne bekliyordunuz!
    bir kadın: bir mucize dahagöster bize!
    öteki: onu kızdırmayın basit insanlar! ardıç ağaçı mucizesi yetmiyor mu?
    sesiz adam: o benim ağaçım.
    mürit: o tanrı'dan bir armağan.
    sesiz adam: tek yiyeceğim o (kuyudan çıkar ve ağacı çevresindeleri dağıtmaya ko$ar) çekilin o ağaçtandiyorum. hadi! hepiniz dağılın!
    bir mürit: efendim kafamda kellik ba$ladı (arkadan bir kör adamın sesi duyulur.)
    kör: ben iyile$tim. efendimiz beni iyileştirdi.
    brian: ben ona dokunmadım.
    kör: kördüm, ama $imdi görebiliyorum (hala kör olduğu için önendeki çukura yuvarlanır.)
    kalabalık:bir mucize! bir mucize! bir mucize!
    sesiz adam: (ağacım çevresinde brian'a gösterek) durmaları söyle! ( kalabalığa dönerek) o gelene kadar 18 yıldır tek kelime söylememi$tim.
    kalabalık: bir mucize! o mesih.
    sesiz adam: bir de ayağımı ezdi.
    kalabalık: ez ayağımı efendi. ez benimkini de ez! ya$asın mesih!
    brian: ben mesih değilim!
    bir mürit: bence öylesiniz efendim. bunu bilirim, bir çoğunuzu izledim.
    kalabalık: ya$asın mesih!
    brian: ben mesih değilim. lütfen dinleyin, mesih değilim, anlıyormusuz? hakikaten!
    bir kadın: sadece gerçek mesih kutsiyetini reddeder.
    brian: ne? bu bana ne gibi bir $ans bırakır ki? pekala, ben mesihim!
    kalabalık: bu o! mesih o! (herkes ona tapar)
    brian: $imdi siktirin gidin! (kalabalık derin bir sesizliğe bürünür, herkes $a$ırmı$tır.)
    bir mürit: nasıl siktirelim efendimiz?
    --- spoiler ---
  • öyle bir film ki gösterime girdikten sonra hem hristiyanlar, hem yahudiler hem de müslümanlar tarafından tepkiyle karşılanmıştır. filmin senaristlerinden john cleese bu durumla ilgili olarak "2000 yıldır ilk defa bizim sayemizde bir araya geldiler" demiştir. ayrıca film birçok özgürlükçü geçinen avrupa ülkesinde senelerce yasaklanmıştır. özellikle norveç'te yasaklanması filmin isveç'teki reklamlarında "o kadar komik bir film ki, norveç'te yasaklandı" şeklinde pazarlama aracı olarak kullanılmıştır.
  • filmin başarısının sırrı solun eleştirisini çok iyi yapabilmesidir. bir türlü bir araya gelemeyen, sürekli bölünen, kendi içerisindeki tartışması hiç bitmeyen sola güzel bir ayna.
  • brian: you have to be different!
    güruh: yes, we are all different!
    güruh içinden bir ses: i'm not!
  • bolge insaninin dine, mucizelere, vaazlara, tapinmaya olan merakini cok iyi sekilde ti'ye alan 1979 yapimi film. "3 buyuk din"in hepsinin neden ayni bolgeden ciktigi sorusuna ilginc bir cevap olarak da yorumlanabilir.
  • romalilara karsi isyan plani hazirlayan grubun tartismasi. grubun lideri reg, uyeleri romalilarin zalimligi ve topraklarini terk etmeleri gerekliligi konusunda galeyana getirmeye calisiyor:

    reg: [romans] bled us white, the bastards. they've taken everything we had, and not just from us, from our fathers, and from our fathers' fathers. and what have they ever given us in return?!
    uye 1-the aqueduct?
    uye 2-education

    bir sure sonra

    reg: all right, but apart from the sanitation, the medicine, education, wine, public order, irrigation, roads, a fresh water system, and public health, what have the romans ever done for us?

    -brought peace.
    reg: oh. peace? shut up!
  • gecen gece holy graile tercih ederek seyrettigimiz ve muthis bir secim yaptigimizi (tamam, o da komik ama bu baska) filmin sonunda yerlerde debelenirken ve nefes darligi cekerken farkettigimiz monthy python filmi.

    degerli abilerim ablalarim, boyle bir komedi ne gelmistir ne de gelecektir derim ben. dakka bir yerde debelenmeler birdir. basindaki three wise men'in meryem anayi ziyaret etmek icin geldikleri sirada magaralari karsitirip brian'in dogdugu magaraya girmeleri ve akabinde gelisen konusmalar ile nefes almakta zorlanmaya baslarsiniz. devaminda ex-leper'in dilenmesi olayi ile yere oturdugunuz yerden dusmeniz soz konusu olur. biggus dickus geyigi, people's front of judea geyigi ve stadta hepsinin donup popular front grubunu olusturan tek kisiye donup "splitter" diye bagirmalari, jehovah diyen adamin taslanmasi olayi, pilate'in karisini kacirma girisimi esnasinda revolutinary gruplarin birbirlerine girmeleri, ve bilhassa brian'i saray duvarina "romans, go home" manasinda latince slogani (bkz: romanes eunt domus) (bkz: romani ite domum) yazarken yakalayan roma birligi komutani (bkz: centurion) ile brian arasinda gecen konusma ile bilincinizi kaybetme derecesinde yerlerde surunme donemine girersiniz. filmin sonunda halen oturdugu yerden filmi izleyen yuhalanir, ya ingilizce bilmedigi, ya sagir ve kor oldugu, yada hakkaten komiklikten bi bok annamadigi kanaati izleyici kitlesince onaylanir.

    su adreste http://bau2.uibk.ac.at/sg/python/monty.html ve su adreste http://www.krug.org/scripts/brian.html her turlu susuzlugunuzu giderebilirsiniz.
    kucuk bir iki replik vermek gerekirse:

    - feminist lagalulayla dalga gecerken:

    stan: i want to be a woman... from now on i want you all to call me loretta.
    reg: what???
    loretta: it's my right as a man.
    judith: well why do you want to be loretta, stan?
    loretta: i want to have babies.
    reg: you want to have babies?
    loretta: it's every man's right to have babies if he wants them.
    reg: but you can't have babies.
    loretta: don't you oppress me.
    reg: i'm not oppressing you, stan. you haven't got a womb. where's the fetus going to gestate? you going to keep it in a box?
    --------[loretta starts crying.]
    judith: here. i've got an idea. suppose you agree that he can't actually have babies, not having a womb, which is nobody's fault... not even the roman's, but that he can have the right to have babies.
    --------[this seems to satisfy him.]
    francis good idea, judith. we shall fight the oppressors for your right to have babies, brother. sister, sorry.
    reg: what's the point?
    francis: what?
    reg: what's the point of fighting for his right to have babies when he can't have babies?
    francis: it is symbolic of our struggle against oppression.
    reg: symbolic of his struggle against reality.

    - revolutionary solcu gruplarin bollugu ve birbirlerine olan dusmanliklariyla dalga baglaminda:

    [peoples front of judea uyeleri ile campaign for free galilee uyeleri pilate'in karisini kacirmak uzere gizlice girdikleri sarayda karsilasirlar, iki grup da ayni plani uygulamayi dusundugu ama bir tane kadin oldugu icin dovusmeye baslarlar]

    --------[a general fight breaks out between the two groups.]
    brian: brothers, brothers. we should be struggling together.
    pfjhead: we are!
    brian: we musn't fight each other. surely we should be united against the common enemy.
    all: the judean people's front!!!
    brian: no. no. the romans!
    all: oh, yeah, yeah, yeah. yes.
    someone: yeah. he's right.
  • turkiye'deki istiklal mahkemeleri konusunun hicbir benzerligi olmayacak film. benzerlik istiyorsaniz life of muhammed cekin de goreyim. noldu hani liberaldiniz?
  • monty python'un bi filmi, isa sanılan brian isimli sıradan bi adamı anlatıyo, süper geyik yerleri var
    (bkz: always look on the bright side of life)
hesabın var mı? giriş yap