• insana aile kurdurtacak bir film. midemde kelebekler, gözümde yaşlar, suratımda gülümsemeyle ayrıldım salondan. çok güzel anlatmış bütün mevzuyu şerefsiz yönetmen.
  • bir sözlük klişesiyle giriyim.
    - sözlükte filmden bu kadar az bahsedilmesine şaşırdım doğrusu.
    gerçi süper, harika bi film değil ama güzel film ve bu tarz filmler sevilirdi sanki buralarda. neyse, film güzeldi dediğim gibi ve bazı parçalara ayrılmıştı. bence magic fingers ve son bölüm en iyileriydi. ve müzikleri de güzeldi gerçekten. joplin'ler, bowie'ler, lou reed'ler filan ve daha fazlası. ayrıca filmdeki ana karakterlerden biri de grunge sever bir kız ki bu da bazılarının ilgisini çekebilecek türde bi anahtar kelime. ayrıca filmde grunge nedir muhabbeti geçmişti de kız açıklayamamıştı. sonra janis joplin summertime'ı söylerken bu işte grunge filan demişti ki pek olmamış bence orası. bence gayet izlenesi bi film, yormuyor filan. boş zamanınız varsa izleyin yani.

    --- spoiler ---

    en hoşuma giden, güzel bi fikir olarak düşündüğüm şey, filmin sonunda taksici babanın sırtına koymak için şişirdiği yastığı söndürürken annenin ondan kalan son şey olan o nefesi içine çekmesiydi.

    --- spoiler ---
  • en güzel sahnesini (yastığın havasını içine çekme sahnesi) sona saklamış şahane fransız filmi.
  • c.r.a.z.y. filmine feci benziyor. hatta öyle ki marc andré grondin i de görünce devam filmi sandım. lakin c.r.a.z.y.nin yerini tutmasa da müzikleri gayet başarılı olan aile filmi.
  • fight club'ın today is the first day of the rest of your life sözünü çağrıştırıyor. hatta fransızcası.
  • bir festival filmi için 2 saatlik uzun bir süresi olsa da sakın fransız filmi aman 2 saat de çok uzun deyip elinizin tersiyle itmeyin. aile kavramını çok gerçekçi işlemesinin yanı sıra anlatımını chapterlara bölüp her birinde farklı bir bireyin dünyasını açmasıyla da içine çeken bir kurgusu var.
    --- spoiler ---

    herkes söylemiş ama eklemeden geçemeyeceğim elbette bir dram filmi olarak altın vuruşu annenin eşinin şişirdiği yastığın havasını soluduğu sahneyle yapıyor; lakin kimse yazmamış onu da ben eklemiş olayım, annenin kızının günlüğünü okuduktan sonra seks hayatını irdelemesi, kendisinde hatta fiziğinde kabahat bulması ve doktor oğlunun muayenehanesinde memelerini açıp onlardan şilayetçi olması da etkileyiciydi.
    babanın tüm yangınlardan çıkıp yine de aile olmak önemlidir sizin büyüdüğünüzü izlemek harikaydı tiradı insanda bir koşu gidip bir aile kurma isteği yaratıyor tabii hemen aile kuramayacağınızı anladığınızda en yakınınızda bulduğunuz aile bireyini öpmeyle sonuçlanıyor filmin etkisi.
    --- spoiler ---
    müzikleri, kurgusu ve oyunculuklarıyla izlendiğinde pişmanlık yaratmayacak başarılı bir film . bende ise izledikten sonra vahiy etkisi yarattı, hani bazen olur ya bir karar aşamasında olursun ne yapacağını bilemezsin birisi senin yerine karar versin istersin işte tam o aşamadayken sorumun cevabı oldu. teşekkürler bezançon.
    not: bu filmi ailenizden uzak sevdiğinizden ayrı izlemeyin. farklı şehirde misiniz ? kavuşacağınız günü bekleyin . kavgalı mısınız? elini tutup yanınıza oturtun . ama sakın yalnızken izlemeyin.
  • şu aile denen şey ne garip değil mi?

    bir çatının altında, bir masanın etrafında toplanıyoruz akşamları, belki bu akşam olmasa bile, bir zamanlar toplanıyorduk. veya belki hemen yarın yine toplanacak bazılarımız. nasıl bir araya geliyor bunca farklı insan? biri anne oluyor, biri baba, biri kız kardeş, biri abi, biri dede, biri babaanne... bu rolleri neye göre üstleniyorlar, üstleniyoruz ve üstlendiğimiz gibi hiç yadırgamadan başlıyoruz aile olmaya. çok sesli küçük bir koro gibiyken; herkesin karakteri, hayali, isteği, beklentileri, giyim tarzı, dinlediği müzikler, sevdiği yemekler, sevdiği yazarlar, filmler... bambaşka olabiliyorken üstelik. şu kan bağının formülünü çok merak ediyorum ister istemez, eğer bunu çözebilmiş olsalardı, iyi tutanlarının sırrını bulup herkese enjekte edebilirdik. sonra ne kadar bağırıp çağırsan da, kavga etsen de, kapıları çarpıp gitsen de, annenin seni hiç anlamadığını, babanın hiç dinlemediğini, kardeşlerinin kendi halinde olduğunu düşünsen de, hepsini çok çok uzak görsen de, kendini çok yalnız hissetsen de, bir akşam aynı masa başında toplanmış onlarla beraber gülerken ve "bugün hayatımın geri kalanın ilk günü" derken bulabilirdin kendini, yeniden.

    çünkü; evin küçük kızı, “aile, duyguları söküp atan bir makinadır” derken, büyük oğluyla ettiği bir kavga sonrası aylarca küs kalırken, küçük oğlu her şeyi boşvermiş bir şekilde evde dolaşabiliyorken... babanın yine de; “aile önemlidir, biliyorsunuz. üçünüzün büyüdüğünü görmek hayatımdaki en güzel şeydi. çocuk sahibi olmak harika bir tecrübe” diyebilmesi gibi garip, çok garip, bir şey şu aile.

    ailenin farklı farklı bireylerine, farklı farklı eşlik eden çok sesli müziklerinden şuraya da birkaç tane koyalım. artık ne çıkarsa bahtınıza. (bu arada benim favorim beşincisi)

    http://www.youtube.com/watch?v=rvpfzj3unnw

    http://www.youtube.com/watch?v=sirnkcofx0q

    http://www.youtube.com/watch?v=qyec4tzsy-y

    http://www.youtube.com/watch?v=rffgdpwg2pw

    http://www.youtube.com/watch?v=guda1sjx-zi

    http://www.youtube.com/watch?v=hdema626guq

    http://www.youtube.com/watch?v=mnmj0e40by4
  • sonunu ağlayarak getirdiğim gerçekliğe öykü. aile özeldir. herşeyden daha özeldir.
  • senaryo iyi, müzikler kaliteli, oyuncular mükemmel. insanın aile kurası geliyor filmi izledikten sonra.
  • bana "fransız filmlerini sev(e)miyorum." cümlesini yıktıran filmdir kendisi.
hesabın var mı? giriş yap