• klasik sayılabilecek bir senaryoyu absürd bir biçimde anlatan film. senaryodaki oyunlar bence ödülü almasını sağlayan baş etmen.

    --- spoiler ---

    zaman algınızı tamamen ortadan kaldıran bir yapı var örneğin. seyirci, sömürünün aslında geleneksel kölelik sisteminden geldiğini düşünürken; tam da sömürüyü yapan kişiden aslında insanın hep sömürmeye açık olduğunu anlatıyor. ve bunu da lazzaro gibi saf, temiz ve işaretlerini çokça verdiği aziz gibi karakter üzerinden dile getiriyor. lazzaro gerçek olamayacak kadar iyi; aynı ismail abi gibi. senaryodaki en temel absürd öğe buradan oluşuyor. "ortalama" karakterlerin arasında en iyi gördüğümüz antonia bile, aslında o kadar iyi değil. lazzaro'nun şaşırdığı ilk darbe bu oluyor; ama yardım etmeye çalışıyor. sonra, tancredi'nin ona sırtını döndüğünü görüyor ve dönüşlerinde uğradığı kilisede bile hoşgörü olmadığını anladığında gözlerinden yaşlar geldiğini görüyoruz. lazzaro işte tam da burada yaşlı bir kurt oluyor. insan insanın kurdudur sonuçta. aziz'i ölüm uykusundan uyandıran kurt anlıyor ki en temel dayanak noktası olabilecek inanç dahil insanın çiğliğinden nasibini almış. bunun üzerine geldiği karanlık dağlara geri dönüyor.

    film yine bizi italya'nın o güzel kırsallarından birine götürüyor; zaman algımızı senaryonun da yardımıyla bir güzel kırıyor. ve açık mesajı veriyor - insanlığımızla beraber kendimizi ve her şeyi tükettik.

    --- spoiler ---

    algılarınız açık izlemeniz tavsiye olunur. 7.8/10
  • --- spoiler ---

    filmin isminden başlayalım.

    lazzaro; lazaruz yani isa'nın çarmığa gerildiği esnada gerçekleştirdiği son mucize olarak hayata döndürdüğü kişinin adı.

    buradan hareketle, film baştan aşağıya dini hikaye ve efsanelerle dolu. mesela arada anlatılan hikayelerin hepsi hristiyan inancına ait hikayeler.

    lazzaro saf ve temizliği temsil ediyor. ve bu dünyaya ait olmayan bir şey, dolayısıyla; filmin sürrealist kısmı da lazzaro'nun saflığı ve temizliği üzerine...

    filmde en etkilendiğim sahne müzik nedeniyle lazzaro ve köylülerin kiliseye girdiği ve oradan kovuldukları sahne. ben bir filmde hiç bu kadar etkilenmemiştim.

    lazzaro kurgu tarafından özellikle "aziz" olarak burnumuza sokulmaya çalışılıyor mesela lazzaro'nun şehirde antonia ile karşılaştıkları yerde diz çökmesi ve diğer arkadaşlarını da diz çöktürmesi sekansında bunu rahatlıkla görebiliyoruz.

    markizin yardımcısının sömürüye devam ettiği dikkatimi çekmedi değil. lazzaro'nun şehre inerken onunla karşılaşması ve lazzaro'yu yanından kovması gibi hadiseler üzerinde her izleyene farklı anlamlar yükleyebileceği sahnelerden bir tanesiydi.

    lazzaro aslında insan değil. bizler bu filmi izlerken, saf diye tanımladığımız lazzaro'nun aslında insan olmadığına şahit oluyoruz. çünkü bu derece saf ve temizlik bu dünyaya ve insanlara ait bir şey değildir aslında... muhteşem bir özeleştiri...
    kutsal kitaplarda çizilen o saf ve temiz insanın aslında bu dünyada ne hale gelebileceğinin filmi yapılmış...

    (bkz: homo homini lupus)

    sömürü sarkaçı: markizin köylüleri sömürmesi, markizin yardımcısının köylüleri borçları olduğuna inandırarak sömürünün kurucusu olması, lazzaronun dirilişinden sonra markizin yardımcısının göçmen kaçaklığı yoluyla yine sömürüye devam etmesi, markizin ailesinin banka tarafından sömürülmesi...

    en büyük sömürücünün bankaların olması...

    köylülerin sömürüldüğünü gören polisin onlara ülkenin çağdaş bir ülke olduğu okula gitmeleri gerektiği ve ücret karşılığında çalışmaları gerektiğini hayretler içerisinde söylemesi sonrasında çağdaş ülkeye giden köylülerin, sömürüldüğü dönemden daha kötü bir hayat sürmeye başlamaları da toplumsal düzene yönelik en ağır eleştiriydi. en vahşi sömürge halinden bile beter bir çağdaş medeniyet. ne acıklı değil mi?

    özetle güzel bir film. böyle filmler yaptıkça kapitalizmi bir kaç saniyede olsa düşünüp mevcut halimizden nefret ediyoruz. bu büyük bir başarı.
    --- spoiler ---
  • bugün trt2 de altyazılı olarak izlediğim film. izlemeden önce filme dair bir bilgim yoktu , sadece adını duymuştum . filme girmekte biraz zorlandım . filmde bir tuhaflık vardı ve bu beni rahatsız ediyordu .

    sonra filmin bu tuhaflık teması üzerine kurulduğunu anladım. yaptığım işleri bırakıp koltuğuma çivilenerek izledim bu filmi.

    lazzaro felice özel film . size soru sorduyorur , düşündürüyor ve duygulandırıyor . bunları sömürü yapmadan, olgun ve doğal bir dille yapıyor . puanım 8/10
  • kaybettiğimiz insanlığımızı, masumluğumuzu, temizliğimizi anlatan bir italyan filmi, bir klasik.
  • lazzaro dünyada bulamayacağınız kadar iyi bir insan. köyünde bulunduğu zaman da iyiydi, şehirde olduğu zamanda. değişmedi. bu kadar iyi olması hristiyanlığın aziz felsefesiyle harmanlanmış olsa da, film sadece katolizmin öğelerini içinde barındırmıyor. geçmişten geleceğe insani olmayan bir yaratılışla ölüp dirilen lazzaro, geleceğe ancak böyle oturtulabilirdi ki kilise sahnesinde de katolizm gerekli eleştiriyi alıyor. lazzaro tanıdığı insanların geçirdiği değişimi gördükten sonra aslında hala umudunu kaybetmemişti. bir şeylerin değişebileceği umuduyla o bankaya gitti. tancredi’ye her şeyini geri vermeleri için hala onları ikna edebileceğini düşünüyordu. ama insanlara dair umudunu kaybedenler onu orada öldürdüler. çünkü onlar sömürünün de en büyük askerleridir. sömürünün bitmesini engelleyenler sömürenler değil. artık umudunu kaybetmiş, bir şekilde o sistemin içinde yaşamayı öğrenmiş sömürülenlerdir. sistemin değişmesini istemezler çünkü bu belirsizlik yaratır ve onlar için belirsizlik korkutucudur. film hem sistemi, hem insanları en sert biçimde eleştiren, sömürünün, insan var oldukça devam edeceğini vurgulayan güzel bir çalışma.
  • özgün bir senaryoya ve anlatıma sahip olduğunu düşündüğüm, çok etkilendiğim bir filmdi. kendi dünyasına çeken bir film ki salondan çıkınca gerçek dünya ile adaptasyonda sorun yaratıyor. bu da etkisinde ve konuyu işleyişindeki orijinalliği gösteriyor.
  • 29 aralık 1980 doğumlu italyan/ alman yönetmen alice rohrwacher'in 2018 yılında cannes film festivali'nde en iyi
    senaryo ödülünü alan masalsı, lirik anlatımlı filmi.

    filmin son sahnelerinde lazzaro'nun hep gülümseyen yüzünde beliren tek bir damla gözyaşı, insanlığın kötülüğe yenilişinin sembolü gibiydi.

    (bkz: mutlu lazzaro)
  • trt2'nin vesilesiyle dün gece, hiç yoktan izlediğim bir film.

    filmdeki simgesel anlatım, en iyi senaryo ödülünü neden aldığını çok iyi açıklıyor. markiz'in çiftçilere oğluyla beraber kilisenin tepesinden bakmasını dinin halk üzerindeki etkisiyle bağdaştırabiliriz. daha sonra annesi gibi düşünmeyen tancredi'nin kiliseden ayrıldığını ve markiz'in tek başına lazzaro'ya bakışını görüyoruz. başka bir sahnede ise, köylü karakola götürülürken, nehirden korktuklarını ve geçemeyeceklerine inandırıldıklarını görüyoruz. bunu dinin halka çizdiği sınırlar ve oluşturduğu tabular olarak değerlendirebiliriz. medeniyet tarafından, nehirden geçebileceklerine inandırılan insanların ne kadar aciz olduğu özellikle vurgulanmış.

    halihazırdaki düzenle alakalı sürrealist imgeler taşıyan bir film. gerek kalitesi, gerek senaryosuyla 2018'in en iyi filmleri arasına girdiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
  • ortaçağda yaşasa kilise tarafından hemen aziz ilan edilecek kadar saf, masum ve kötülük bilmeyen bir gencin kapitalist düzende maymuna çevrilmesinin '' fantastik''hikayesi. hakkında yazılan epeyce olumlu eleştirilere ve cannes'te aldığı ödüle rağmen vasatın bir tık ötesinde senaryosuyla ''eh işte'' diyebileceğim bir film olmuş. ister seyredin ister seyretmeyin.
  • 71. cannes film festivalinde alice rohrwache‘ın senaryosunu yazıp yönettiği, en iyi senaryo ödülü kazanmış filmdir.
hesabın var mı? giriş yap