• asliye hukuk mahkemesi hakkında kapatma kararı almıştır.

    konu yargıtaya intikal olacak ise de, istanbul'un yasal tek eşcinel ve travesti derneği (ben öyle olduğunu biliyorum) hakkında "ailenin korunması hakkındaki kanunu ihlal ediyor ve toplum ahlakını bozuyor" gerekçesi ile yerel mahkeme tarafından kapatılma kararı alınması ciddi bir mevzudur-

    demokrasilerde böyle abuk subuk işler olmaz

    insan haklarının ve eşitliğin esas olduğu ülkelerde böyle bi işin adını bile anamazsın

    biz ne yapıyoruz burada? burası neresi? demokrasi bir tür trend mi ak?!

    (benim zaten ailenin korunması hakkında kanunla sorunlarım var- aile kim? bir kadın ve bir erkek arasındaki akit ile aile olma "statü"süne erişiyoruz, buna kim karar verebilir? neden iki kadının birbirine aşkı ve bağlılığı bi kadınla bi adamınkinden "az" ve "değersiz" olsun? neden onlar aile statüsüne erişemesin ve hakları korunmasın?)

    türk toplumunun oluşturan bireyleri, azımsanamayacak sayıda eşcinseller oluşturur.

    bu insanlar hasta değil!

    bu insanlar ahlaksız değil!

    bu derneği kapatarak- hem de bu gerekçe ile kapatarak- bu insanlara "sizi yok sayıyoruz" diyorlar!

    bu insanlara "siz ahlaksızsınız" diyorlar!

    "sizi istemiyoruz çocuğumun yanına yaklaşma sapık!" diyorlar!

    kimin buna hakkı var? bunu kim yapabilir? kim ahlaklarımıza değer biçebilir?! kim bu gücü kendine bulabilir?!

    ikiyüzlü ahlak anlayışlarınızı ve diğer bireylere olan saygısızlığınızı alın,küçücük çocukları taciz edip kızları sormadan onun bunun yatağına legal legal sokun emi! sittir olup gidin türbana özgürlük diye bağırın çağırın olur mu?

    midemi bulandırıyorsunuz
  • o kadar canımı sıkan bir gün oldu ki, 30 mayıs.
    bu haberi görünce, lambda istanbul haberini görünce, kendimi bir anda ciddi ciddi arabistan'da filan sandım. ha bi ihtimal gene orası. orada çarşafa filan girip kimlik gizleyebilirsin, ama burada istiklal caddesi boyunca bu insanların yedikleri lafları sayarsak, işin ne denli korkunç boyutlarda olduğunu görüyoruz zaten.
    benim kafam halen almıyor. benim kafam halen olan biteni almıyor. bir yanda birleşmiş milletler askerleri kızlara tecavüz ederken, halen savaşlar meşru görülürken, halen çok bilen adamlar, ırmak suyu içirirken halka, biz neleri dert ediyoruz kendimize. kendi insanlarımızdan, kendi dostlarımızdan, kendi arkadaşlarımızdan rahatsızlık duyuyoruz.. zaten çok çok çok az da olsa kaale alınan bir lambda istanbul vardı, o da artık yok. hayırlı olsun.
    o kadar canımı sıkan bir gün oldu ki, 30 mayıs, oturdum üstüne birşeyler yazdım, olur da okursanız şurada:
    http://mutrib.blogspot.com/2008/05/30-mays.html

    edit: yahu ortaçağ kapanalı 555 sene olmuş. hiç çaktırmıyoruz lakin, avrupa'ya özeniyoruz, tamam, anladım da, niye 555 sene evvelki ortaçağ avrupasına? sorarım ben bunu da.
  • dava sürecinin akışı detaylı olarak şurada ifade edilmiştir: #13357418

    ancak, olayın aslının "genel ahlak" ve türk aile yapısı olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. bize dayatılan ve devletin, iktidarın varlığını sürdürebilmesi için elzem olan totaliter bir aile yapısı.
    eşcinsellerin aslında yargılandığı gerekçenin "sapıklık" olduğunu çok iyi biliyoruz. dernekler kanununa karşı verilecek bir mücadeleden önce, zihniyetin çürükleri tekrar ve tekrar; yeniden ve yeniden vurgulanmalıdır.

    konunun partilere indirgenmesinden de bilhassa rahatsızlık duyuyorum. evet, akp nin eşcinsellere, feministlere, gayrimüslimlere vs ne gözle baktığını hepimiz çok çok iyi biliyoruz. ama chp - muhalefet sıfatıyla- bu kadar önemli bir soruna değinmek adına ne yaptı bugüne kadar? hiç.

    chp ye oy verenlerin ezici çoğunluğunun eşcinsellere olumlu yaklaşıyor ve onların haklarını savunuyor olması durumu değiştirmez. chp ye oy verenler çok aklı başında insanlar olabilir-ama parti, bu sorunu çözmek adına veya bu zihniyete muhalefet teşkil etmek adına zerre çaba göstermemiştir ve sorumludur.

    chp tabanının, partisine bunu kafasına vura vura anlatması lazımdır.

    öte yandan, 1993'ten beri ayakta durmuş ve kapatılmamış bi derneğin şimdi neden 2008 siyasi döneminde kapatılmaya çalışıldığını da es geçmeyelim.

    şimdi- bu dava ve dava sonucu ile partiler savaşından çıkıp, açık ve net görmemiz gerek:

    1- "bizim istediğimiz şekilde sevişebilir ve aşık olabilirsiniz" diyor birileri. biz de öyle yaşıyoruz.

    2- "biz istersek, kanun önünde sizi hiçleriz" diyor birileri. sesimizi etmiyoruz.

    3- eşcinsellere kanun ve devlet eliyle "siz ikinci sınıf insansınız" denmiş bulunuyor.

    4- eşcinsellere "siz hemcinsinize aşık oluyor, hemcinsinize dokunuyor olduğunuz için belli haklardan muafsınız" denmiş oluyor.

    (öte yandan ruh hastası ve sapık bir erkekle ezik bi kadının evliliğini onaylıyor devlet, sonrasında o sapık adamın kendi çocuğunu taciz edecek olup olmaması umrunda bile değil- aile ruhsatını nam-ı diğer evlilik cüzdanını almak için karşı cinslerden olmanız yeterli)

    5- eşcinsellere "toplumda yaşayacağınız her türlü dışlanmayı ve bu cihette maruz kalacağınız istismarları onaylıyoruz" denmiş oluyor.

    6- eşcinsellerin "sapık ve hasta" olduğu, meşrulaştırılmış oluyor.

    bunların anlamının farkında mıyız gerçekten?

    devletimin, koskoca bir kesimi, diğer bireylere hiç bir zararı olmamasına rağmen, sırf hemcinisi seviyor ona dokunmak istiyor diye "sapık ve hasta" ilan edebilmesinin ağırlığı altında eziliyorum ben!

    sokaktaki adamın kafasını biliyoruz, devletin bu kafayı meşrulaştırmasına tahammül edebilir miyiz? bunun ciddiyetini ve akıbetini tahayyül edebilir miyiz?
    -
    heteroseksüellerin de, bu nasılsa benim sorunum değil diyerek pasif kalmaması gereken bir sorun bu. ve eminim ki bunun gibi mide bulandırıcı olaylardan rahatsız olan çok çok fazla heteroseksüel var. lambdacılara ve tüm eşcinsellere:

    size saygı duyuyor ve sizi karakterinizle beyninizle değerlendiriyoruz.
    sevişmek ve aşık olmak için kimi seçtiğiniz sizi ne iyi ne de kötü bi insan yapar, bunu biliyoruz.

    yalnız değilsiniz, ve olmayacaksınız!
  • yer bulamayan(ev sahipleri lgbti derneği olduğunu duyunca ev vermiyorlar) ve artık ofissiz olan lgbti derneği. bir dernek bile ofis bulamıyorsa, lgbti bireylerin ev tutmaktaki problemini siz düşünün.
  • hakim diskur (c.c.) buyuruyor: eşcinsellerin ve lambda dostlarının hukuk devleti çerçevesinde yapmaları gereken şey basit: bir sonraki seçimde oyların büyük çoğunluğunu alan partileriyle ilgili karara temel alınan kanun maddesini değiştirecekler, lambda yeniden açılacak. işte hukuk devleti. işte demokratik süreç. toplumsal sözleşme.

    azınlık ya da azınlık gibiliğin, marjinal çevrelerin ya da marjinalleştirilmiş çevrelerin anaakım siyasette, temsili demokrasilerde sosyal, kültürel var olabilme güvencesi bundan ibaret. 'demokratik süreç' şiarına biat etmek dışında alternatif sunmayan bu dengelem içinde bugün ve şimdi yapılan kanunlu, nizamnameli ve 'hukuklu' hukuksuzluğa dair memnuniyetsizlik ve isyanın da şu veya bu partinin ideolojik siyaset ve suretine indirgenmesi de tam olarak bu sebeple akil olabilir mi? şu veya bu partiyi ve partilerin siyasi yönelimini yaratan düzenin yığın ideolojisini merkez alan sistemli hukuksuzluğun (ve hukuksuzluk sisteminin) daha evvel de mevcut olandan farklı bir siyasi maskeyle bu kapatmaya temel olan ve onunla ruhen uyumlu bir normatif aile ve toplumsal yapı öngören dayatmacı bir 'ailenin korunması ile ilgili medeni kanun maddesi'ni yaratabilmiş olması bize bir şeyler anlatmıyor mu? mesele hakkatten mevzuat, valilik, parti, hukuki süreç ile mi alakalı, yoksa onların bütününü yaratan yapılanma ile mi alakalı?
  • bu kadar boktan günler içinde güzel şeylerin bir parçası olmuşlar.
    http://i.imgur.com/rcmk4a1.jpg
    her iki belediyeye de teşekkürler.
  • asosyal olduklarini dusundugum organizasyon. hazir gezi ile ivme kazanmis ve one cikmis bir stk iken bu ivmeyi kullanmalari gerekmektedir. gezi olaylari akabinde lgbti'si heteroseksueli, dolapta gizleneni one cikip onur yuruyusune katildi ama biz lgbti'leri sokaklarda direnis disinda hic bir yerde goremedik.

    direniste ozellikle universite gencligi ile kaynastilar o guzelim bayraklari sallaya sallaya. bir anlamda greenpeace, bisiklet dernekleri, cevreci derneklerle, hayvanseverler gibi dogayi seven, aydin, acik goruslu, humanist orgutlerle bir aradaydilar ama iletisimi bu yonde surdurmediler.

    homoseksuellerin kurtulusu heteroseksuelleri kurtaracaksa iletisim o yonde olmali, sadece sokaklarda catisarak degil. gelin konserlere, organizasyonlara satin ask orgutlenmektir, homofobik degil tomafobik tiishortlerinizi, diren ayollarini ... iletisin ... sosyal olun !
  • kapatılmasının faturasının bazıları tarafından, ne hikmetse, chp'ye çıkarılmaya çalışıldığı parti. e yuh artık!

    akp'nin bu kapatılmayla ilişkisi olmadığı da savunula gelen görüşlerden birisi. e size de yuh artık!

    chp'ye karşı yapılan eleştiriler bir noktaya kadar doğru olsa da bu işten akp'nin aklanması gerçekten akla ve mantığa aykırıdır. bu başvuruları yapan valiyi kim atadı efendiler? bu valinin nicedir hangi parti ve bu partinin tabanında önemli etkinliği bulunan kimlerle ilişkileri olduğu söylentileri basında yer aldı? kapatma gerekçesi ve iddianamede bulunan fikirler hangi partinin söylemleriyle uyuşuyor?

    bir de asıl ilginci, bir süredir akp'ye yakın durduğu iddia edilen medyada eşcinselleri aşağılayıcı bir sürü yayın çıkıp, zafer üskül olayında adamın bir çarmıha gerilmediği kalıp, tüm lgbtt topluluğunun sapık olduğu, hem de bu partinin yönetimindekilerce bağır bağır bağırarak ifade edilmiş olmasıdır. yani bir tür hedef gösterme... aslında bir tür değil, düpedüz hedef gösterme. aynı yöntemin kullanıldığı daha başka bir sürü olay gördük yakın zamanda. ama kimsenin aydığı yok hala. akp adım adım mütedeyyin muhafazakar, ılımlı müslüman bir toplum yaratma projesini uyguluyor ve bu projeyi gerçekleştirirken amiyane tabiriyle başını tutan da özgürlükler aşığı liberal kesim. aferin.

    lambda istanbul'un kapatılmasının tek suçlusu elitist kemalist kadrolar, öyle mi...
  • "ailenin korunması hakkındaki kanunu ihlal ediyor ve toplum ahlâkını bozuyor"muş. bu yüzden bu insanlara da -bize de- el uzatmışlar. ulan aile kadar taş düşsün başınıza be. her ailede olması "gereken" çocuk sayısına kadar burnunu sokan bir başbakanın olduğu bu ülkede aslında şaşırtmıyor tabii. bu dernek, iddia edilenin tam aksine, toplum ahlâkını bozacak insanlardan korumaya çalışıyordu mağdur olan/olabilecek durumda olan herkesi. neyini bozuyormuş ? hangi ailenin korunması hakkını ihlal ediyormuş? bilgisiz insanları bilgilendirmek adına eşcinsellik, güvenli seks, homofobi ve daha bir dolu konu hakkında toplantılar, konferanslar düzenleyerek, sitede yazılar yayınlayarak mi ahlâk bozuyormuş? bilgilendirme ve düşmanlığı, şiddeti, önyargıları önleme adına verilen çaba ne zamandan beri o mükemmel ahlâkınızı bozmaya başlamış? biz ve bizim gibi olanları tek bir çatı altında toplamaya, korumaya yönelik bu dernek hangi aileye zarar veriyormuş? aile dediğin ille de bir kadın ve bir erkekten mi oluşurmuş? bu kuralı, bu kanunu kim koymuş? aile dediğin gerçekten bu kadar kutsal ve âhlaklı mıymış ki bu dernek bir tehlike oluşturmuş? bu sorular uzar da gider... çok ağır küfürler etmek istiyorum, şu günlerde sözlükte karşıma çıkan onlarca homofobikten sonra bir de bu kapatma kararından sonra gerçekten götümüze girebilir temalı yazılar yazmak istiyorum. ama görüyorum ki çabamızı anlayacak olanlar gene sadece bizleriz...

    güzide ülkemizin cinselliğe aç kalmış abazan erkeklerinin -hayvanlarının mı demeliyim?- bilmemkaç kez tecavüz edip öldürdüğü kadınların, sokakta bi etek bi dekolte giydi diye aç bakışlardan ve sözlü / fiziksel tacizlerden kurtulamayan kadınların haddi hesabı yok. ahlâksa, sapkınlıksa, aileyse buyrun burdan başlayın, ey çok âhlaklı, öyle ki âhlaktan kırılan ülkem benim.
  • memlekette en son etkinligine katilmis oldugum topluluk.
    geçen yil nisan ayında aktivist arkadasim'la lambda istanbul'un bir etkinliğine katıldık.

    etkinliğimiz şu şekilde gerçekleşiyordu.

    tophane'de bir kahve seçip, bir grup eşcinsel, biseksüel, heteroseksüel kadın olarak kahveye oturmaya gidiyorduk.

    sonra bize uzaydan az önce cafcaflı ufomuzla inmişizcesine bakan,

    bakarken pipisini karıştıran,

    ağzı sulanan,

    cep telefonuyla fotoğrafımızı çeken amcaların hareketlerini aynen taklit ediyorduk.

    o pipisini mi karıştırıyor? sen de pipin varmışçasına yüzüne bakıp aynı hareketi yapıyorsun.

    durduk yerde tesphini sallayıp sırıtmaya mı başlıyor? sen de tespihin varmışçasına yaptığı hareketi tekrar ediyorsun.

    aslında tehlikeli bir protesto biçimi,

    vallahi dayak yiyip çukurcuma'daki apartmanlarda çamaşır ipi olarak bulma ihtimaliniz var kendinizi.

    genelde çok yoğun ve şiddetli geçen bu protestoda,

    arkadasin'la benim katıldığım nisan ayındakinde,

    tuhaf bir olay gerçekleşti.

    kimse kahveye girerek sınır ihlali yapan bir grup kadın olan bize,

    uzaylıymışız gibi davranmadı.

    sözlü, fiziksel taciz çabalarında bulunmadı.

    şans eseri bir roman mahallesindeki kahveyi seçmiş olan biz,

    kahveye girdiğimiz andan itibaren,

    sanki 2 haftadır yıkanmıyormuşçasına bir etki yarattık.

    masalar yavaş yavaş boşaldı.

    en son arkada bir yalnız masa kaldı.

    onlar da iskambil oyunları bitince kalktılar.

    onun dışında kahvenin erkek sakinleri,

    bizim girmemizle beraber,

    alanı terk etti.

    biz yalnız kaldık.

    bizi sevmediler.
    --
    şimdi bu ülkede insanlar birbirlerini çok sevmiyor.

    aşağılama, bağırış, çağırış, dedikodu, hizipçilik, yargılama, önyargı, şiddet,

    asil türk kanında sıkça gördüğümüz, rastlantısal olmayan özellikler olarak karşımıza çıkıyor.

    ......

    baba oğul, taksim'de yürürken,

    önlerinden yürüyen bana,

    "oğlum bak çift kaşar tek kaşar karıya bak!" sözleriyle tekerleme misali laf atan,

    (baba oğul etkinliğine de bakın, verimli zaman geçirmek böyle bir şey olsa gerek),

    cinsellik hakkında konuşmaktan rahatsız olmadığım için öğrenciliğin yanında part time fahişelik yaptığım hissini yaratan,

    öyle çok da bir işe yaramayıp burnundan kıl aldırmayan ülkem insanına,

    kadın olduğunuz, farklı düşündüğünüz,

    saç renginiz, arkadaşlarınız, sanatınız için kendinizi kötü hissettiren,

    süper eğitimli ya da eğitimsiz yurdum insanından bıktım.

    ama yine de,

    tophanedeki salgırgan amcalar,

    üniversite diplomalı ırkçılar,

    her sosyo ekonomik seviyenin aç karna önyargıyla beslenen bireyleri,

    insan sevgisinden yoksun olanlara ragmen, ben bu ulkeyi seviyorum.
hesabın var mı? giriş yap