• 2000'li yıllarda xi'nin arkadaşı bir lada samara hatchback alır. rus kaplanını teslim almaya giderler, alır almaz kapağı bir benzinciye atarlar. daha yeni olmasının şerefine depo fullenir. o cadde senin bu sokak benim kıvamında gezinmeye başlarlar. aradan bir gün geçer. xi'ye telefon gelir, arayan arkadaşıdır.

    - olum biz ne kadar gezdik lan dün?
    - çok değil.
    - e depo çeyreğe inmiş.
    - sen benden sonra naaptın?
    - bişi yapmadım pederi amcama bıraktım.
    - alla alla? o kadar harcayamaz di mi bu alet?
    - imkanı yok lan.

    neyse hemen ertesi gün bir lada servisine gidilir. araç gösterilir. servisteki eleman elinde bişiyle gelir.

    -aracınızın benzin pompası bozukmuş. fabrika hatası.

    bir rahatlama bir rehavet.*

    - heeeey!
    - ahahahaa aman ya! tebrix!

    bunu gören servis yetkilisi.*

    - bir de benzin deponuz delikmiş. iyi havaya uçmadınız. hehehehe...

    o kadar votka içip araba yaparlarsa olacağı budur.*
  • lada'nın üretmiş olduğu en güzel araç. bu araba anlatılmaz yaşanır. üniversite yıllarımda sahip olduğum (1993 model) ilk arabamdır. çok enteresan özellikleri vardır. örneğin diyelim ki motor soğutma fanınız çalışmıyor, bunu nasıl anlarsınız? tabi ki hararet göstergesinden. evet doğru, fakat ola ki dikkatinizden kaçtı ve hararet iyice yükseldi görmediniz, eğer kornaya bastığınızda çalışmıyorsa bilin ki fanınız da çalışmıyor. evet adamlar kornayı ve fanı aynı sigortaya bağlamış, bence enteresan bir özellik. ama bu sigorta sürekli atardı o ayrı. en sonunda içeriye bir switch yaptırarak fan motorunu manuel olarak sürekli açık tutmayı başarmıştım (4-5 kere su kaynattıktan sonra). ayrıca bu araba gerçekten çok sağlamdır. 140.000km.'ye kadar kullandığım aracımda en ufak bir ön düzen problemi yaşamadım (rot, rotil vs.) bütün parçaları sattığımda orjinal parçalarıydı. bu arabayla merdivenlerden inmişliğim vardır, artık ne kadar sağlam olduğunu siz düşünün.
  • emsalleriyle karşılaştırıldığında -fiyat değil motor bazında- kendini aşan araba. bana "allah herkesi gecenin üçünde maslak'tan sarıyer'e doğru 1.6 volvo s40'la sol şeritten kaptırmış giderken -ki bu "kaptırıp gitme" yaklaşık 140'a tekabül etmektedir.- kıçımıza yapışan 95'ten daha yeni olamayacak samara'nın selektöründen korusun." dedirtmişliği, selektörü yiyen kişiye de o arabayı satılığa koydurmuşluğu vardır.
  • bu yazın tüm tatillerini içinde geçirdiğimiz aile yadigarı 93 model arabamız. kendisi epeyce yaşlı olup, yaşını göstermeyenlerden denebilir. 23 senelik olmasına rağmen, bu sıcağın alnında binlerce km yol katettik ve tek bir "ıh" demedi, helal olsun. kendisini sevdiğim söylenemez, takır tukur, konforsuz, yazın çok sıcak, kışın camlarından su falan akıtıyor, camları o kadar eski ki, çizilmişlikten, aşınmışlıktan buğulu bir havaları var. yazın yolda giderken camları açmazsanız, havasızlıktan boğulma tehlikesine karşın, camları açtığınızda kulakları sağır eden bir uğultuyla yüzleşirsiniz. kimse kimsenin ne dediğini anlamaz o uğultuda. radyosu falan da yok, demiş miydim? tüm yol boyunca tek avuntumuz arkada tepişip duran iki veletti. tepişip duran diyorum, dikkat ediniz, arkası epey geniş. bagajı da çokça şey alabilmekte. dünyanın yolunu gittik, güneyden egeye, egeden iç anadoluya geçiş yaptık, toplam gaz masrafı 200 tl yi bulmadı. kokluyor diyenler haklı. gariban, bir de ucuza yedekliyor kendini. kırılan dikiz aynasına 20 tl, aşınmış bagaj kilidine 15 tl verdik. patlayan bir farın full masrafı ise 50 tl civarı. hay yiğidim... allah uzun ömürler versin sana.
  • çok enteresan bir arabadır.
    işim gereği binlerce araba ile haşır neşir oldum daha da olacağım lakin bunun gibi araba görmedim.
    bunun gibi üzerine ne yapsan olur, üzerine ne koysan kabul eder başka bir araba yok.

    görsel olarak muhteşem olmasa bile doğan / şahin gibi kimliksiz bir tasarıma sahip değildir. farlarının kare / büyük oluşu haricinde arabanın görüntüsüne yapacağınız düzgün dokunuşlar onu gerçekten şık bir araç haline getirir. farlarının o problemli haline her ne kadar müdahale edilmiş ve şu hale getirilmiş olsa da bu kasa maalesef türkiye'ye girmedi.

    bu arabanın en enteresan özelliği ise iyi bir elektrikçiniz varsa içine istediğiniz bir çok arabanın torpidosunu uygulayabilecek olmanızdır. hatta iyi bir kaportacı ile istediğiniz her koltuğu monteleyebilirsiniz. kazalı saab'tan söküp ısıtmalı koltuk koyanı dahi gördüm.
    örnekler:
    mercedes w124 torpido - koltuklarla beraber
    opel astra
    bir diğer opel torpidosu
    bmw 3.16
    honda

    yani araba tam bir oyuncak...

    motorunda porsche desteği olduğu şehir efsanesi değil gerçektir.
    şaka değil... merak eden wikipedia ingilizce sayfasından bunu okuyabilir. bu porsche desteğinden ötürü olsa gerek ki araba inanılmaz atik. yaşıtları içinde kesinlikle en hızlısı. bakımları titizlikle yapılmış olan bir lada motoruyla 180-200 gibi hızları görebilirsiniz. ha tabi ona göre yoğun olmayan yol lazım. zira o hıza ivmelenmesi tahmin edersiniz ki zaman alır. ayrıca pek tavsiye de edilmez zira aracın manevra yeteneği herkesin malumudur.
    ayrıca motora yapacağınız yatırım sonrası o minicik lada motoru size 200-300 hp gibi muhteşem sonuçlar verir ki aynı yaşlarda bu beygir gücünü bmw ve mercedes gibi araçlarda görürüz. tahmin edersiniz ki 300 beygir gücü piyasada olan bir çok aracı madara etmeniz için yeterli bir güçtür. işin güzelliği bu motora herhangi bir tuning yapmaya kalktığınızda inanılmaz kolay, uğraşlı ve uzun çalışmalara gerek duymadan yapılıp inanılmaz derecede uyum/verimlilik alacağınızı gözlemleyebilirsiniz.
    5 dk'da lada turbo uygulaması

    zamanında daha yumuşak bir amortisör nasıl tepki verir diye sağlam masraf yapılıp denenmiş ve sonuç alınmıştır bir ladacı arkadaş tarafından. adam paraya acımayıp ayarlı amortisör aldı ve gerçekten sağlıklı sonuç verdi. yani arabanın sert amortisörlerine mahkum değilsiniz.

    hepsinden öte bu arabanın en güzel yanı yaptığınız masrafı gösterir. yani arabaya bir masraf yaptıysanız ya da kendi elinizle bir yerde iyileştirme yaptıysanız bu direkt görünür. kendini belli eder.
    bundan daha da güzeli satmaya kalktığınızda lada binicisi arabaya yaptığınız masrafı diğer arabaların ölücüleri gibi yok sayma tavrına girmiyor. bir şahinci, bir çakal kasa bmwci gibi değiller.

    bunun haricinde en büyük problemli elektrik aksamıdır. çok sıkıntı çıkartır. bu yüzden tüm elektrik tesisatını söküp baştan döşeyeni bile gördüm. ha uğraşılmaz orası ayrı mesele. ama var böyle manyaklar.
    elektrik aksamdan az buz anlarsanız bir çok sorunu kendiniz çözersiniz. çözmeye de çalışın zaten. en fazla röle yakarsınız. en pahalısını 50-100 lira aralığında zaten bulursunuz.

    renault twingo ile birlikte minik arabalar sınıfındaki en sevimli araçlardan biridir. arasındaki fark twingo'nun parçası kolay bulunmazken lada'nın parçasını çok kolay ve çok ucuza bulursunuz.

    öğrenciler veya düşük masrafla yolculuk yapmak isteyenler için ideal bir araçtır.

    kendisiyle benim ilk tanışmam yıllar önce, mk1 golf'ümü uno ile takasladıktan sonra "amq böyle arabanın ya" diyip uno'dan acil kurtularak ele geçen para zayi olmasın diye hızlıca 2 adet samara almam ile olmuştur.
    ikisini de toparlayıp, kar ederek satıp yine golf mk2 almıştım.
    şimdi aldım yine bir tane. kriz zamanı, istediğim gibi çıkıp eğlenemiyorum, ben çıksam eşim dostum gelmiyor zaten. bari bununla eğlenip oyalanayım diye motor kol çıkarttığı için kenarı atılmış, muayenesi devam eden bir tane bulup aldım...
    elimde bir de golf mk1 var. onun toparlanması uzun zaman + masraf demek. o yüzden bunu derleyip toplayıp, satıp mk1'in masraflarını çıkartma niyetindeyim. mk1'i topladıktan sonra ömürlük olarak tutacağım. golfü satma niyetim yok... ama istediğim hale getirene kadar ladalarla oynamaya devam edeceğim. büyük arabalardan sıkıldım çünkü. işine hobi katmadan günü geçirmek zorlaşıyor.

    edit: arkadaş kimisi tahta oyar, kimisi takı yapar, kimisi ava gider... benim hobim de bu. derdim lada övmek değil. olanı söylemek. 16 yaşında aldım ilk arabamı, (1981 passat station wagon) topladım, sattım. kar ettim. karıyla gittim başka arabalar aldım sattım. hala daha da devam ediyorum. zira işim bu. bambaşka sektörlerde mavi ve beyaz yaka çalıştım. gram keyif alamadım... hala daha işim bu. ömrümün sonuna kadar da işim arabaların etrafında olacak.
    ömrü billah alman-amerikan arabalarına binip, tamir edip, alıp, satıp, uğraşınca insan tersine talep söz konusu oluyormuş demek ki. ben ladayı anlatınca kapımdaki en küçüğü 2300 motor olan 6 tane araçtan bir şey kaybetmiyorum. sen aklınca laf sokup ne kazanıyorsun... kazanmıyorsun.

    entrymin sonuna da öğrenci için ideal demişim. senin için ideal değilse 1.5 dizel motorlu çıtır hasarlı tavanda boya olmadığını göstermek için güneş yanıklı bıraktığın arabanla keyifli yolculuklar dilerim.

    edit 2: ben bu entryi yazdığımda piyasası kaldırıyordu bu işleri. artık piyasa o kadar bok oldu ki. bulaşmamak daha hayırlı.
  • 93 çıkışlı bordo hatchback modeline 2000 yılına kadar 7 sene bindiğim araba. çocukluğumun mekanik kahramanı. yola çıktığımızda babamla içerde arabanın çeşitli yerlerine vurup "koç be koç" gibisinden laflar ederdik. kendisiyle otobanda 170-180'i görmüşlüğümüz vardır. ayrıca her yaz en az bir kere su kaynatması bankoydu. konfor namına sıfır ancak performans açısından taş gibi arabaydı.

    yıllar sonra ehliyet alacağım zaman pratik yaparken bir tanıdıkta hala 2. araba olarak duran 92 modelini kullandım. o zaman 15 yaşında olan araba tüplü olmasına rağmen direksiyon kursundaki albea'lardan micra'lardan çok daha iyi çekiyordu. ama direksiyon hidrolik olmadığından park çalışırken biraz kas yapmış olabilirim.*

    hey gidi hey...
  • araba sürmeyi öğreneceklerin kullanması gereken araç. çünkü bunu kullanabilen her aracı rahatlıkla kullanabilir.
  • kendisinden siyah 90 model bir adet bulundurduğumuz arabadır. benden 2 yaş küçük olan evin ortanca kardeşidir 0 iken satın alındığı için vazgeçilmezdir, satılması söz konusu değildir kendisi artık bir bireydir.

    sayesinde araba kullanmayı öğrenmeden önce araba tamir etmeyi öğrenmişimdir. motordu, distribütördü, marş dinamosuydu, aküydü, beyindi arabanın her bir parçasını uygulamalı sökmeli takmalı öğrenmeme sebep olmuştur.

    nerede şimdi öyle eski tip arabalar; artık kaputu bir açıyorsun kocaman plastik plaka, full elektronik sistem, yağını değiştirmek için bile servise götürmen gerek.

    250000 kmyi devirmiş ve 21 yaşında olmasına rağmen hala 180 basabilmekte, ömrü bitip çürümeye başlayan kabloları ve kasası haricinde pek de sorun çıkarmayan sağlam bir kardeş
  • lada'nın senelerdir ürettiği ucuz, kalitesiz fakat bir o kadar da atak, ekonomik ve kullanımı zevkli otomobil.
  • butun modellerinde manyak bir kaloriferi bulunan araba.kısın bile sizi cam acmak zorunda bırakabilir.kesinlikle tam kapasite acamazsınız sıcagı.e nede olsa rusya sartlarına gore yapılmıs
hesabın var mı? giriş yap