• turkiyemizin bence en buyuk sosyo-kulturel problemlerinden biri maalesef kutuphane fakiri olmamizdir ve bu eksiklik halkimizin aydinlanamamasinin onundeki abartisiz en buyuk engellerden biridir. kutuphane sayisinin arttirilmasi ile ne kadar cok problemimizi cozebilecegimizin sanirim devlet yoneticileri ya farkinda degil ya da umurlarinda degil (buyuk ihtimal ikincisi). avrupa rakamlarina gelicem ama oncelikle abd'de ya$amakta oldugum kucuk bir $ehrin kutuphane rakamlarini vererek durumumuzun ne kadar icler acisi oldugunu gostermek istiyorum. 130,000 nufuslu bu $ehirde* tam tamina 8 tane halk kutuphanesi var ve cografik olarak o kadar duzenli yayilmi$lar ki eger $ehrin cok di$inda ikamet etmiyorsaniz herhangi bir $ubeye arabayla bir kac dakikada ula$abiliyorsunuz. bu durum abd'deki bu captaki hemen hemen tum $ehirler icin gecerli.. abd genelindeki halk kutuphanesi sayisi 1996 rakamlarina gore 9,000, fakat bunlar merkez kutuphane sayisi. bir de bunlarin kendilerina bagli olan mini $ubeleri var ki onlarin sayisi ise 16,000'i buluyor.. rakamlar gordugunuz gibi korkunc.. avrupa'ya baktigimizda ise goruyoruz ki ab uyesi ulkelerden almanya'da 11,332, fransa'da 4,008, ingiltere'de 4,937 ve ispanya'da ise 5,209 halk kutuphanesi bulunuyor. peki canim turkiyemde kac tane kutuphane var? 1,436 (bin dort yuz otuz alti).. sonra da vatanda$ bagiriyor, vay efendim turkiye'de kitaplar cok pahaliymi$ diye.. sen $i$li'ye, eminonu'ye, bakirkoy'e, kadikoy'e, her birine 7'$er 8'er kutuphane acsan, her birine de cok degil 30-40 bin tane kitap koysan, bak millet nasil zehir gibi okuyor.. cunku ben turk milletinin aslinda sanildiginin aksine okumaktan o kadar da nefret eden bir millet oldugunu du$unmuyorum.. diyelim adam istanbul'da evinde oturuyor, cani sikildi, di$ari cikip bir saat kadar kutuphanede zaman gecirmek istedi.. $oyle arabaya ya da otobuse atlayip 5-10 dakika sonra inip gezebilecegi bir kutuphane yok.. e napiyor bu haldeki adam, tv'de ne varsa onu seyrediyor tabi*.. i$te alin size halkin geriye gitmesinin basit bir ornegi i$te.. bakin boyle her ilceye patir patir mini kutuphaneleri acsaniz emin olun cok kisa zamanda kitap fiyatlarinda onemli du$u$ler ya$anacaktir. unutmayalim ki, muasir medeniyetler seviyesine cikan en kestirme yol bol bol okumaktan gecmektedir.. bence ne zaman ki turkiye'nin ilcelerinde ko$eba$i kutuphaneler acilacak, i$te o ivme 1923-38 yillari arasinda yapilan devrimlerin, sanayile$menin ve 1940'larin koy enstitulerinin ardindan ucuncu buyuk atilim olacaktir..
  • bir arkadaşın pek yerinde tesbitiyle: şehir insanının toprağıdır.
  • 9 harfli bir kelime. kütüphane kelimesindeki h harfinin bu güne kadar düşmemesinin sebebi çok az kitap okumamızdır.
    zira pastahane, hastahane günümüze pastane ve hastane olarak taşınmıştır, tabii ki bu kelimelerin günümüze bu şekilde gelmelerindeki sebeplerden en baskın olanları, toplum olarak yemeğe ve savaşa aşırı düşkün olmamızdır. *
  • üniversitede öğrenciyken iş yerimdi bir dönem.
    saat başına ücret alıyorduk. çok az olduğunu hatırlıyorum ama hiç yoktan iyidir diye başlamıştım. işimiz öğrencilerin gündüz raflardan alıp masalara bıraktığı kitapları toplayıp, harf sırasına göre dizip sonra da doğru yerlerine yerleştirmekti. benim mesaim akşamdı ve gündüzcü memurların masalarını kullanıyorduk. bana düşen masanın gerçek sahibi olan memur, bana sanırım üniversitedeki pek çok hocadan daha fazla şey öğretmiştir. adamın **masasında, üstüne küçük alıntılar yapılmış notlarla o alıntının yapıldığı kitaplar olurdu. tutunamayanlar’ı ilk kez onun masasında görüp merak etmiştim. sonra kitabı bitirip iade ettiğinde alıp okumuştum. türk edebiyatının modern pek çok yazarını o memur sayesinde tanıdım. lise ve orta okul eğitimi klasiklerden öteye taşımamıştı bizi. o ne okusa ben gidip alıyordum. adam bilmeden, farkında bile olmadan belki şu hayatta zevk aldığım tek alışkanlığı, güzelliği kattı hayatıma. gidip bi teşekkür etseydim keşke. eminim mutlu olurdu. çocukluk, çekinmiştim. acaba hala yaşıyor mudur?
  • " (...) bir kütüphane çok geniş olabilir; fakat eğer düzensiz ise küçük ama derli toplu bir kütüphane kadar kullanışlı ve yararlı değildir. benzer şekilde bir insan çok büyük bir bilgi yığınına sahip olabilir, fakat kendi kendisine düşünerek bu bilgiyi gerektiği gibi işlememişse bu bilgi, üzerinde tekrar tekrar ve uzun uzadıya düşünülmüş çok daha küçük bir bilgi miktarından daha kıymetsizdir. çünkü bir insan, ancak dört bir taraftan topladığı bilgiyi bir araya getirip bildiği şeyleri, bir doğruyu bir diğeriyle karşılaştırarak bir araya getirdiği zaman ona tamamen hakim olur ve onu kendi gücüne - melekesine dönüştürür. bir insan bilmediği bir şeyi zihninde evirip çeviremez, düşünemez; bu yüzden önce bir şeyi öğrenmelidir; fakat bir insan ancak üstünde düşündüğü şeyi bilir. (...) "

    kendi kendine düşünmesini öğrenmek (selbstdenken), arthur schopenhauer
    çeviren: ahmet aydoğan
  • bir çocuğun,denizin altında tüpsüz yüzebileceği; bir yetişkinin, zırhını giyinip truva savaşı'na katılabileceği; ölülerin seslerini işitebileceğiniz; dirileri ölüm sessizliğinde görebileceğiniz tek yerdir.
  • 1- http://i.imgur.com/djahiqi.jpg ( picture book library, iwaki city, japonya )

    2- http://i.imgur.com/5pdua3z.jpg ( royal grammar school chained library, guildford, ingiltere )

    3- http://i.imgur.com/zh30ogd.jpg ( trinity college long room, dublin, irlanda )

    4- http://i.imgur.com/6l9fwoa.jpg ( reading club 2000, manila, filipinler )

    5- http://i.imgur.com/t20wq6c.jpg ( centrale bibliotheek, amsterdam, hollanda )

    6- http://i.imgur.com/apzvols.jpg ( stuttgart city library, stuttgart, almanya )

    7- http://i.imgur.com/zcyfm7o.jpg ( taipei public library, beitou, tayvan )

    8- http://i.imgur.com/wi3hqzb.jpg ( stockholm public library, stockholm, isveç )

    9- http://i.imgur.com/gkegclc.jpg ( bibliotheca alexandrina, alexandria, mısır )

    10- http://i.imgur.com/j39ztlq.jpg ( boston public library, boston, abd )

    11- http://i.imgur.com/uzfwib5.jpg ( bibliotheque nationale, paris, fransa )

    12- http://i.imgur.com/om21vk7.jpg ( nassau public library, nassau, bahamalar )

    13- http://i.imgur.com/goytynw.jpg ( st. catherine's monastery, south sinai, mısır )

    14- http://i.imgur.com/cgfmilk.jpg ( library of congress, washington, abd )

    15- http://i.imgur.com/xdamasf.jpg ( mcallen public library, teksas, abd )
  • bir kütüphane hayal edin...

    haftaiçi sabah 8'den gece 11'e ,
    haftasonlarında sabah 10'dan akşam 6'ya kadar açık olsun.

    şehir genelinde 250 civarında şubesi olsun.

    kütüphaneye online bağlanıp istediğiniz kitap, dergi, müzik cd'si,sesli kitap, film dvd'si, video oyunu rezarvasyonu yaptırın, materyaller temin edildiğinde eposta göndererek veya kısa mesaj olarak sizi haberdar etsinler.

    internetteki hesabınızdan materyalin kaç kişinin daha rezervesinde olduğu, tahmini kaç günde temin edileceği, kendi caddenizdeki şubede yoksa halihazırda hangi şubeden alabileceğinizi göstersin, üç beş cadde yürümek zor geliyorsa size yakın olan kütüphaneye materyalleri havale ettirin.herhangi bir materyal hakkında raflarda kaç adet olduğu, 1.sınıf yada saman kağıt, şömiz yada karton kapak, okuma bozukluğu olanlar için iri puntolarla basılmış olanı mı cep veya standart boyutumu , görme özürlüler için sesli kitap, filmler için dvd,bluray,vhs-beta seçeneklerinden haberdar etsin.

    yeni çıkan kitaplar taş çatlasın 6 ay sonra ,sinemada gösterilen bir film birkaç ay içinde arşive katılsın.
    kütüphanede bulamadığınız yazılı, digtital her türlü materyalin arşive dahil edilmesi için istekte bulunun.

    bilgisayardan spor arabalara kadar binbir çeşit süreli yayın, haftalık dergileri okuyun.

    klavyenin üzerindeki okuyucudan kartınızı çekip dizüstü, masaüstü bilgisayardan internet hizmetini kullanın ,o dakika bir şey dinlemek, izlemek istiyorsanız danışmadan medya oynatıcı ödünç alın.

    tek seferde 50 adet materyali ödünç versin ,maksimum 10 adet dvd ve iki video oyunu,
    kitap ve benzerleri için 3 hafta, dvd ve digital malzeme için 1 hafta kullanım hakkı tanısın, kütüphaneye uğramadan kullanım sürelerini uzatın.

    işsizlere, iş bulmak için yardım etsin, kariyer planlaması için koçluk hizmeti versin.

    14 milyon kitap ,700 binin üzerinde digital imaj, 30 bin elektronik kitap, müzik,video, 66 bin elyazması, 400 kategoride 19 yy. gazetelerinden gelmiş geçmiş bütün müzik kayıtlarına ulaşım sunan veri tabanı barındırsın.

    kütüphanenin içinde ayrıca çocuklar için bir kütüphane olsun, siz bir şeyler okurken çocuklarınız oyun alanında oynasın, çocuk kitaplarını okusunlar, boyama kitaplarıyla uğraşsınlar.

    dünya üzerindeki her dilde kitap olsun moğolcasından sanskiritçiye, hatta talebi olan dillerde güncel kitaplara dahi ulaşılabilsin, rusçasından çincesine kadar her dilde dvd filmleri barındırsın.

    yazarlar davet edip okuyucularla buluştursun, her hafta başka bir ülke kültürü hakkında toplantılar yapılsın, kitap eleştirileri olsun, spesifik konularda sempozyumlar verilsin, microsoft ofis programlarından yabancı dil eğitimine kadar sınıflar açsın, karaokeden satranca kadar türlü aktivitelere ev sahipliği yapsın, el yazması kuran-ı kerimden ev yapımı oyuncaklara kadar türlü sergileri ağırlasın, internette ağ güncesi açıp okurların fikir alışverişi yapmasına imkan versin.

    ve bütün bu hizmetler için ikametgah senedi, nüfus ilmühaberi, fotoğraf dahi istemesin, elinizde ev adresinizi ispat edecek herhangi bir belge ile üye olarak, her bir aksiyondan ''bedava'' faydalanın.

    kaynak :
    http://www.nypl.org/
    http://www.queenslibrary.org/
    http://www.brooklynpubliclibrary.org/
  • buram buram seksenler kokan bir mobilyadır kütüphane. aklınıza evdeki şekilli mekilli kitaplıklar gelmesin hemen. kütüphane dediğim aslında; bir dönem hemen herkesin evine girmiş değme modüler mobilya sistemine taş çıkartacak bir yapıdır. iki göz dolap, ortada bir raf, altta bir çekyat böyle kombine mis gibi bir şeydir. iç dolap gözleri ailenin iki çocuğu tarafından defter kitap koyulmak üzere dolap olarak kullanılırken, orta boşluğa meydan larousse, resimli bilgi ansiklopedisi veyahut gelişim hachette ayarında gazeteden olmadı pazarlamacıdan alınmış ansiklopediler dizilir. anne kişisi tarafından ansiklopedilerin üzerine dolap kapaklarına ve dahi üst boşluğa en afillisinden bir dantel seti daha eve geldiği ilk günden yerleştirilir. en üstte kristal taklidi bir vazo, bir iki meyvelik olur. ev ahalisinden natürmorta meraklı bir kimse olmamasına aldırış etmeden plastik meyve koyulur bu meyveliklerin üzerine.
    dolap kapaklarının içine dönemin meşhur futbolcusu artisi kimse onun çıkartmaları yapıştırılır. çekyatı öyle her zaman açılmaz. ancak ve ancak memleketten gelen akrabalara yatacak yer bulunamadığı zaman kullanılır. yatılacak kısım günümüzün çekyatları gibi de değildir. böyle vırt diye kayıveren tekerlekleri vardır. sessizce çekilir, kolayca yatak haline gelir. yatan kişiye verdiği "ansiklopedileri üzerime devrilecek mi ? vazodur tabaktır envayi çeşit züccaciyelik eşya tepeme inecek mi ?" tedirginliği dışında şeker gibi uyku çektirir. bunun dışında sobanın yakınına, televizyonun karşısına koyulduğu için evin en popüler mobilyası unvanını uzunca bir süre elinden bırakmamıştır.

    şimdi böyle hatırlayınca insanın sıcak sıcak yatası, "kafama vazo devrilecek mi" tedirginliğiyle uyuyası geliyor.. arada bir kalkarsın böyle ansiklopedilere bakarsın.. candır o kütüphaneler be.. hey yavrum...
  • sessizlikten bunalanların mutlaka gitmesi gereken yerdir.
    burada duyulabilecek sesleri listeleyeyim:
    -kırılan fındık fıstık ceviz (taze herhalde, elle kırıyorlar)
    - acı türküler (güzel de söylüyorlar)
    -keyifli şarkılar ( bunu pek güzel söyleyemiyorlar)
    - dedikodu, bol bol dedikodu (neler öğreniyorsunuz neler)
    -fiskos (dedikodudan farkı biraz daha sessiz oluşu)
    - kavga ( genellikle çıkmayan belgelerle ilgili)
    - çalan cep telefonu (adetten)
    - cep telefonu ile görüşme (aciliyet arzetmesi gerekmiyor, memleketten hamdi ağabeyin hatrını sorabilirsiniz)
    - ille de birilerinin yanından düşen çanta (yapıyoruz hepimiz)
    - bam güm inen kitap, gazete (sesine kurban olam)
    - gazete sayfası hışırtısı (bunu da yerim)
    - ilk kez kütüphaneye gelme şaşkınlığı mırıltısı (araştırıcı, ne nerede onu bulacak)
    - adab bilmezden emirler (kitap talep etmekle kitap buyurmanın farkını bilmeyenlerden gelsin bu da)
    - hızlı hızlı soluma (genellikle vakitsizlikten sürekli oraya buraya telaşla koşturan kişilerde görülen davranış biçimi)
    - gürül gürül şakalaşma (genellikle görevlilerde görülen davranış biçimi)
    - homur homur homurdanma (genellikle araştırıcılarda görülen davranış biçimi)
    - fosur fosur uyuma (genellikle ders saati bekleyen ya da ödev için gelmiş olan lise ve dengi okullarla yüksek öğretim kurumları öğrencilerinin davranış biçimi)
    - höfür höfür kendi kendine söylenme (parabellum'un davranış biçimi)
hesabın var mı? giriş yap