• charlemagneli halini pek bilmiyorum, o siralar daha cocuktum aklim fikrim kizlardaydi ama ozellikle westphalia barisindan sonra cok fantastik bir hale burunmus, topraklari kuculmesine ragmen guc bolunmus ve 300 kadar irili ufakli otonom iktidar merkezinden olusur hale gelmis. 300 soyle birseye benziyor: http://en.wikipedia.org/…holy_roman_empire_1648.svg

    (bu arada goruldugu gibi romadan oldukca uzaktalar, istanbula ayni mesafedeler neredeyse)

    bir kere ortada bir hanedan yok, secimle yani konsensusle gelmis zararsiz bir yonetim kurulu baskani var. prenslikler, kent-devletler, kralliklar, ordulari dahi olmayan mahalleler ve apartman katlari dahi siyaseten bagimsizlar. imparatorluk adina bir savas acabilmek, baris yapabilmek, ittifak kurabilmek veya bozabilmek, savas vergisi toplayabilmek icin hepsinden izin alinmak zorunda, herkesin bir suru sacma sapan konuda veto hakki var. inanc ozgurlugu lutherden beri 30 yil savaslarina kadar olan donemde az cok oturmus zaten, imparator karisamiyor.

    aslinda imparator hicbirseye karisamiyor; westphalia'dan sonra siyaseten reichstag yani imparatorluk parlamentosunun kararlarina tabi. isin komik yani reichstag da aslinda parlamento degil cunku benzer bir federal yapida gorulen hicbir overarching (sate hazirliyorum sizi) kurum veya otorite bulundurmuyor. onun yerine bir nevi toplanti salonu gibi ama o kadar cok ayri olusum oldugundan toplanti da olmuyor asirlarca. yine ayni cizgide kutsal roma imparatorlugunun kendi baris zamani ordusu * yok.

    kendi ordusu, calisan bir hukumeti, kanunlari uygulayacagi otoritesi olmayan bir merkezi iktidara imparatorluk denmez, federasyon da denmez. teknik olarak bu bir konfederasyondur ama konfederasyonda da uyelerin ebedi bagliliklari vardir, benim bildigim kadariyla kutsal roma imparatorlugunda uyelerin birlikten cikma hakki var.

    boyle anarsist bir olusum resmen ve westphaliadan sonra taa napoleon denen acgozlu cuceye kadar ayakta durabiliyor; o olmasaydi daha da dururdu cunku ortada yikilacak pek bir sey yok. yokolmamanin tek garantisi varolmamak olsa gerek.
  • voltaire' ın deyişiyle: " ne kutsal, ne romalı, ne de imparatorluktu."
  • adı imparatorluk olmasına rağmen bir imparatorluk değildir. yapı olarak baktığımızda despotik bir konfederasyondur. esnek bir yapı olmasına rağmen siyasal olarak etkisiz ve önemsiz de değildir.

    temeli charlemagne tarafından 800'lü yıllarda atılan bu konfederasyon aslında ortaçağ'da almanya'nın siyasi bölünmüşlüğü ve bu bölünmüşlüğün getirdiği askeri ve ekonomik zayıflıklıklar dolayısıyla zaruri bir birlikti. zira alman coğrafyasındaki sayısız küçük devletin kendilerini yabancı bir işgalden koruyacak gücü yoktu. dolayısıyla böyle bir konfederasyon kurarak ve imparatorluk adı altında lider seçilen devlete vergi ve asker vererek kendilerini korumaya almış oldular. bu imparatorluğun hukukuna baktığımızda alman coğrafyasında almanlar arası savaşta fazla bir rolü olmamasına rağmen herhangi bir alman devletinin işgali durumunda imparator aracılığıyla diğer alman devletlerini birlik haline getiriyordu. bunun sonucunda siyasi olarak bölünmüş ve aslında kolay lokma olan almanya kendini dış işgallere karşı korumuş oldu. bu açıdan aslında osmanlıyı da durduran avusturya'nın liderliğindeki yine bu yapıdır. ( ki habsburglar ispanya ve portekiz tahtını ele geçirip, belçika ve hollanda'yı ilhak ettiklerinde avrupa'da temel güç oldular, bu durum hem fransa'yı açık hedef haline getirip avrupa'dan izole ederken hem de osmanlı'ya güçlü bir direnç oluşturuyordu. bu ortaçağda osmanlı - fransa dostluğunu beraberinde getirdi)

    imparatorluk seçiminde 7 tane elektör devlet vardı. görev süresi kısıtlaması yoktu seçilen imparatorlar ancak öldüğünde yeni bir imparator seçilirdi. lakin elbette bu seçimler hiçbir zaman reel politik ve güç dengesinden bağımsız olamadı. avusturya askeri ve ekonomik olarak gücünü kullanıp her seferinde kendini imparator seçtirirken elektörlük sistemi ve seçimler kağıt üstünde sadece formalite olarak kaldı. hatta avusturya veraset savaşlarında yasal olarak 7. karl' ın imparator seçilmesine karşı maria teressa tacını zorla geri almıştır.

    avusturya imparatorluğu dış tehditlerden korurken bir yandan içeride küçük devletleri yutarak büyüdü. bu durum diğer alman devletlerini avusturya'ya karşı yeni bir blok oluşturmaya yöneltti. imparatorluk içindeki bu hesaplaşma bazen kendini mezhep savaşları bazense veraset savaşları olarak gösterdi. avusturya papalığı kontrol etmeye dayalı sıkı bir katolik politika izlerken karşısındaki blok protestanlığa sarıldı yoksa martin luther 95 maddeden oluşan metnini klise'nin kapısına çakıp protestanlığı kurarken arkasında bu denli siyasi ve askeri desteği görmesi öyle kolay olmazdı. işin daha ilginç yanı kendisi koyu katolik bir yönetime sahip olan ve protestanlara ağır baskı uygulayan fransa bu protestan birliği avusturya'ya karşı tüm gücüyle destekledi. fransız hanedanı yaklaşan habsburg tehlikesine karşı reel politikada çıkarcı politik manevralar yaparken aslında dinlerin, mezheplerin sadece siyasi bir araç olduğunu açıkça ortaya çıkarmış oluyordu. otuz yıl savaşları dahil yapılan bütün din savaşlarında aslında habsburglar güç kaybetmedi hatta genişledi lakin kuzeyde avusturya etkisinin nispeten zayıfladığı noktada branderburg öncülüğüğünde yeni bir yapılaşma önce prusya'yı sonra almanya'yı doğurdu. böylece almanya iki başlı bir siyasi çekişme sürecine girmiş oldu.

    osmanlıyı durdurması ve diğer avrupalı devletlerle çekişmesini bir kenara bırakırsak; kutsal roma germen imparatorluğu içindeki bu siyasi hesaplaşmaların en büyük sonucu reel politikanın protestanlığın yayılmasını kolaylaştırması ve avrupa'yı katolik baskısından kurtarmasıdır. zira bu politik çekişmeler katolik otoriter avusturya'ya karşı blok doğurmuş ve protestanlığa kolay yoldan destek sağlamıştır.. eğer ortaçağda almanya tek bir bayrak altında toplanmış olsaydı, yönetim kolay yönetebilmek için muhtemelen katolik baskısını kendi sopası olarak kullanacak ve reform hareketleri en azından daha yavaş ve zorlu yoldan olacaktı. bu açıdan kutsal roma imparatorluğu insanlığın kaderini de doğrudan etkilemiştir.
  • rivayete göre ismi tesadüf eseri ortaya çıkan imparatorluktur.

    charlemagne italya seferi sonrası papa iii.leo ile oturmuş akşam yemeğini yer ve içerken söylenceye göre bir ara papa ayağa kalkmış, bir taç almış eline ve aniden charlemagne'nin kafasına geçirmiş. bu olay o kadar ani olmuş ki kafasında bir ağırlık hisseden frenk kralı kılıcına bile davranmıştır derler. tabii papa bizim kralı imparator ilan etmiştir, papa charlemagne'ye roma imparatorluk tacını taktığı için roma imparatorluğu adını almıştır devleti. bir de takan kişi papa olunca işin kutsiyeti de oluyor, alın size kutsal kısmı. charlemagne önderliğindeki frenkler, ki bu boy batı cermenlerine mensuptur, diğer cermen boyları üzerinde baskın olunca cermen adını da dolayısıyla devletlerine eklemişlerdir.
  • kökeni 843 yılında şarlman'ın torunları arasında pay edilen üç fransiya parçasından en doğuda olan doğu fransiya'dır. (ya da alman krallığı)
    962 yılında alman kralı 1. otto'nun gönlünü çaldığı papa tarafından imparator ilan edilmesiyle 19.yy'a dek varlığını sürdürecek kutsal roma imparatorluğu (bir diğer adıyla kutsal roma cermen imparatorluğu) peydah olmuştur.
    tabi muhtemelen ''bu alemde benden öte roma imparatoru mu olur, yazıklar olsun'' diyen roma(bizans) imparatoru bu duruma bozulur. imparatorluğun ismini 'öz romalılar' koymayı bile düşündüğü rivayet edilir. gel gelelim roma kilisesiyle istanbul kilisesi küser, gitgide birbirinden uzaklaşır, buradan bir de ortodoks-katolik ayrışması doğar.
  • --- ilber ortaylı mode on ---

    - efendim şimdi, her ne kadar server tanilli tutturmuşsa da: candide, candide diye, lakin filozoftansa günümüzde yaşasaydı daha çok köşe yazarı gibi payeyi kendisine yakıştırmaktan imtina etmeyeceğimiz voltaire söylemiş zamanında işte "ne kutsaldır ne romadır ne de imparatorluktur" diye.
    bizim ağzı açık ayran gönüllü frenk mukallidleri ve badembıyıklı 20. asır tarih vakanüvisleri pek tabii ki mümkün ve imkan dahilinde olabilecek; osmanlıyı, roma imparatorluğu'nun devamı saymaktan kendilerine halel geleceğini sandıklarından, şarlman'ın 800 yılında, sonraki binyıl boyunca kutsal roma germen imparatorluğu adıyla anılacak devlet kişiliğinde roma imparatorluğu'nu yeniden kurma iddiasına, hieronymus wolf'un ilk kez 1562 de kullandığı ve kendileri reddettikleri halde elan bizim tedrisatta bile bizanslılar diye bilinen gerçek romalıların: " barbar frenkler bu ünvana gayrimeşru bir şekilde zorbaca sahip çıkmak istiyorlar" dediklerini bilirlerdi.

    --- ilber ortaylı mode off ---

    rum, roma, helen, millet sistemi, osmalı imparatoluğu'nu ve onun özellikle balkanlı bir imparatorluk hatta bir türk-yunan imparatorluğu olduğunu yazarak; resmi tarihin ucubeliği konusunda bizimle aşık atabilecek yunanistan'da bugün öğretilen, osmanlı imparatorluğu döneminde gerçek helenlerin dağlarda 400 yıl boyunca özgürlük mücadelesi iddialarını boşa çıkarmış bir helenin yazdığı kitabın ismini verelim de bitirelim hem nalına hem mıhına entarimizi.
    dimitri kitsikis, türk-yunan imparatorluğu, iletişim yayınları.
  • böyle bir imparatorluğundan haberdar olmayan üniversiteli kimseler ey ahali.

    söylemleri:
    "kutsal roma imparatorluğu, alman olur mu hiç. roma ikiye ayrıldı vs. vs."
    "sen almanlarla kafayı bozdun, kutsal roma imparatorluğu alman olur mu hiç"
    "kutsal roma imparatorluğu ayrı, kutsal roma-germen imparatorluğu ayrı"
    "roma imparatorluğu, kutsal roma imparatorluğuydu, ikiye bölünme olayı felan."

    cevabım:
    "sileyaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa" (bkz: slayer)

    kutsal roma imparatorluğunun varlığının ispatı: aşikar.
    (2 x 2=4, prove that. proof = evident )
  • birinci reich *, bu arkadaştır.
  • alman halkının kutsal roma imparatorluğu olarak da sıkça anılmış bir imparatorluktur.
    ansiklopedik olarak esas adı; mukaddes/kutsal roma cermen imparatorluğu'dur.

    ünlü frankofonlardan voltaire *; bu isim karmaşası hususunda: "ne kutsaldır ne roman, bir alay almandır!" demiştir.
  • osmanlı vakanüvisleri, yıkıldığı dönemdeki imparatoru francis'ten "nereden baksan 1-2 francis" şeklinde bahsederler.
hesabın var mı? giriş yap