• tekrar okunma sonrası 2. entry: sn okuyucu esasen bir kaç ay oluyor tekrar okumayı bitireli. ne var ki adına ihmal deyin, unutkanlık deyin, ne derseniz deyin ilk entrymde verdiğim sözü ancak şu anda yerine getirebiliyorum. geç olsun güç olmasın. ya şimdi ne yazsam ne desem bilemiyorum. bizim insanımız genelde pek okumayı sevmez. doğru dürüst bir tane kitabı bile okuyamayanların sayısı çoklukta iken 8 (yenilenen hali ile 4-6) cilt kitabı nasıl okutacaksın?

    her yurttaşın kendi ülkesinin tarihini bilmeye hakkı var ama o tarih onlara doğru şekilde öğretilir veya anlatılırsa. kurtuluş savaşımızın detaylarını ne kadarımız biliyor? mustafa kemal'in bir tabu olarak dayatılmasından ziyade kendisinin anlatılarak sevdirilmesi daha iyi bir yol olmaz mıydı? vatanını, milletini çok sevip te atatürk'ü hiç sevmeyen nice insan tanıdım. kendilerinin o aşık olduğu bu yurdu, bu vatanı onlara hediye eden kişi gerçekten mustafa kemal mi idi? rolü ne idi kurtuluş savaşında? sanmayınız ki bu kitapta ciltler dolusu anlatılan hikayede mustafa kemal pohpohlanıyor. hayır, tersine hatta... kendisinin ihtirasları, hırsları, bencilliği de çok ön planda.. bunlar kişisel özelliklerinin bir bölümüdür, olabilir. ama mesele bu yurdun kurtarılmasına yaptığı katkı ise eğer ve bunu gerçekten objektif bir biçimde anlamak, öğrenmek istiyorsanız mutlaka okumalısınız bu eşsiz eseri.

    nice isimsiz yiğidin hikayesini de bulacaksınız. sayı, modernize silah, araç, gereç, para, moral ve aklınıza gelebilecek her başka unsurca size kat be kat üstün olan işgalcilerin nasıl yerle bir edildiğine şahit olacaksınız. sanılanın tersine sadece yunanlılarla değil, ingilizi, fransızı ile yapılan çetin mücadeleye, çarpışmaya şahit olacaksınız. anadolu insanının ne derece fedakar olduğuna şahit olacaksınız. destansı bir teslim olmama, yılmamaya şahit olacaksınız. kısaca, teferruatlı bir biçimde kurtuluş savaşımızı yaşayacaksınız. bu memleketin nasıl kurulduğuna, temellerin nasıl atıldığına göz yaşlarınızla birlikte eşlik edecek ve belki biraz daha sosyal sorumluluk hissediyor olarak bitireceksiniz kitabı.

    dişiyle, tırnağıyla ve tüm yokluğuyla bu ülkeyi yok olmaktan kurtaran o güzel insanların torunları olduğunuzu hatırlayacak ve belki bir nebze olsun duyarlılık seviyenizi arttırmış olacaksınız. o unutulmaz insanların anısına, memleketinize biraz daha sahip çıkacaksınız...

    peki nasıl okutacaksınız bu kitabı? sebil gibi dizi var tvlerde. kutsal isyanı a'dan z'ye, noktasına virgülüne dokunmadan dizi yapsalar herkes te izlese ne güzel olurdu. o dönemi anlatan bir kaç dizi çevrildi, ama bu külliyatını anlatıyor. enver ve talat paşanın kaçışı ile başlayıp, izmir'de sona eriyor... ah diyecem trt bu işe el atsa ama birileri çoktan trt'ye el atmış durumda.. ah ki ah.. bunca paragraftır debelendim, belki buraya kadar bile okuyanım olmadı ama o sabırla okuyan arkadaşıma en azından şahsen rica ediyorum. oku kutsal isyan'ı.. sen oku hiç olmazsa.. ve bu entry sayesinde 1 kişiye bile okutmayı başarabildiysem yine de kendimi mutlu sayacağım.
  • yanlış hatırlamıyorsam mustafa kemal in istanbul dan samsun a hareket etmek üzere yola çıktığı geceyle başlayan kitap dizisi.
    fakat kitapta sık sık geri dönüşler mevcut.
    yazarın "peki,bu durum nasıl oluştu?" şeklindeki sorularıyla derin tarihsel analizler verilmiş.
    içinde hem mustafa kemal in hayat hikayesini-bulgaristan sürgününden trablusgarp savaşına,vahdettin ile beraber yaptığı almanya gezisine kadar-
    hem ittihat ve terakki cemiyetini-enver paşanın hayatı,mustafa kemal ile munasebetleri-
    hem son dönem osmanlı siyasetini ve savaşlarını.-sarıkamış,balkanlar vs.-
    hem de kurtuluş savaşı dönemi mucadelesini bulabileceğiniz,kısacası yakın tarihimizi derinlemesine,ayrıntılı biçimde anlatan bir kitap.
  • 20'li yaşlarımın başında sekiz cildin tamamını, yaklaşık 6 aylık bir süre içinde, elimden bırakamayarak ve göz yaşları içinde okudum. okudumdan ziyade yudum yudum içtim demeliyim. 30'lu yaşlarımın sonuna gelirken tekrar elime değdi ve an itibari ile may yayınları tarafından 1966'da cildi 15 liraya basılmış ve babam tarafından şeffaf plastikle kaplanmış (bkz: canım babacığım) bu tarihsel gerçeklerden oluşan romanı zevkle tekrar okumaya başladım. 8 cildi bitirince buraya bir entry daha gireceğim.

    ancak zaten bir kere okumuş birisi olarak bu kitapların, kurtuluş savaşımızı bugüne değin en iyi anlatmış kitaplar olduğunun bilinmesi gerekir. son derece duyarsız, umarsız ve de sorumsuz olan ve bunun farkında bile olamayan bir nesil yetişmekte olduğunu düşünenlerdenseniz eğer, kutsal isyani okuyunuz ve okutunuz.
  • kurtuluş savaşımızı öncesinden; işgal zamanından başlayarak bilinmeyen pekçok yönünü, mustafa kemal paşayı ve zamanın şahsiyetlerini irdeleyen tarihsel roman..
    aynı zamanda okuyanı kısa sürede kendine bağlayan ve bir asır öncesinde yaşatıp günümüzün kirli siyasetine karşıt ışık tutan kitap..
  • cevval yazar hasan izzettin dinamo'nun osmanlı'nın son devrini ve milli mücadeleyi anlatan 1966-1967 yıllarında yayımlanan 8 ciltlik kitabı. devamı kutsal barış'tır.
  • kurtuluş savaşını adeta yaşatarak anlatan, elinizden bırakamayacağıniz, kitaplığınizda mutlaka bulunması gereken, hasan izzettin dinamo'nun harika eseri. hayatımda en çok istediğim şeylerden birinin çocuklarımın büyüyünce bu seriyi okuması desem yeterli olur herhalde.
  • kurtuluş savaşını en iyi anlatan eser. enver’in kaçışıyla başlar. sık geri dönüşlerle ayrıntılarla doludur ama hiç sıkmaz. gözünüzde canlanır o devirler. bulduğunuz bir yerde mutlaka alın arşivinize koyun. bu ülkeyi seviyorsanız bu tarihi edinin.
  • may yayınları tarafından yayınlanmıştı.
  • hasan izzettin dinamo'nun 1966-1967 yıllarında 8 cilt olarak yazdığı günümüzde 5 ciltlik basımını dahi temin etmenin zor olduğu kurtuluş savaşı romanı.
    ah şu çılgın türkler isimli eserde alıntı kısmında çok geçtiği için dikkatimi çekmişti. okurken hakkını verebilmek için yanınızda osmanlıca ve türkçe sözlük bulundurmanızı tavsiye ederim.
    bu kadar değerli bir eser nasıl bu kadar gölgelerde kalır anlamış değilim.
  • "bunların arasında büyük bir kumandanın şöyle dediği mustafa kemal'in kulağına çalınmıştı;

    - efendim, bu türk neferlerinde hayır yoktur; bunlar hayvan sürüsüdür. yalnız, kaçmayı bilirler. allah muhafaza etsin, böyle hissiz bir sürüye kimseyi kumandan etmesin.

    mustafa kemal, başkumandan vekilini haşlamaktan vazgeçerek bunu söyleyen paşaya dönmüştü:

    - paşam, biz de askeriz, biz de orduya kumanda etmiş adamız. türk neferi kaçmaz, kaçmak nedir bilmez... eğer türk neferinin kaçtığını görmüşseniz, derhal kabul etmelisiniz ki, onun başında bulunan en büyük kumandan kaçmıştır. eğer siz kaçışınızın zilletini türk askerlerine yüklemek istiyorsanız, insafsızlık ediyorsunuz."*
hesabın var mı? giriş yap