• "ekspres", "direkt hedefine dogru yola cikin!", "tanrilar sizinle at sursun!" demediginiz surece bu kurye sistemi geze geze ilerleyen, yolunun ustundekileri dagitmaya oncelik veren ve sadece gun icinde herhangi bir saat teslimat garanti eden olusumlarmis bugun ogrenmis oldum. gelecekte bir kac saat icinde yetismesi gereken bir seyleri yollamak isteyecek olanlara duyurulur.
  • hey gidi hayat hey.
    motosiklet sürenlerden nefret ederdim aptal gibi ses çıkardıkları, bok gibi sürdükleri için. yıllar sonra motosiklet sürmeye başladım.

    vasıfsız işte çalışmam milyoner olacam derdim. bugünden itibaren kuryeyim.

    vasıfsız dediğime bakıp insanları ezdiğimi düşünmeyin. şu yaşıma kadar hiçbir insanı makamına göre ne ezdim ne yücelttim. sadece şahsım adına gözüm yükseklerdeydi ama hiç adım atmadım. sadece lafta her boku yapıp konuştuğum her insanı yapacaklarımla etkiledim durdum bir bok adım atmadan. hiç olmadık anda gelişen bazı mevzulardan dolayı paraya ihtiyacım oldu ve kuryelik yapmak zorunda kaldım. yarın yani saat itibari ile bugün ilk kuryelik macerama atılıcam.
    son sene bir okulum var. okul ile birlikte götürücem.
    denediğim bir ticaret var. aslında baya aksattığım ama yavaş yavaş asılmam gerektiğini anladım.

    zorlu bir sene olacak ama eminim zorlanırsak daha da güçleniriz. her şeye olumlu bakıyorum daha hırslı ve tembel olmayan bir berk serüvenine adım atma günüm bugün.
    kısaca hiçbir zaman büyük konuşmamak gerekiyor.

    umarım kazasız belasız bir serüven olur. kurye işi sahiden zor. yağmuru hallederiz de karda neler yapacaz sabırsızlıkla bekliyorum.
    hadi eyvallah.
  • çok zor iş.
    haftalık 25 saatliğe başladım ama böyle bir şey yok. çok iyi sürdüğümü düşünüyorum motora aşırı hakimim ama gel gelelim bir süre sonra ister istemez bıkıyorsun ve ciddi yoruluyorsun ister istemez mayışıp hata yapma ihtimalin artıyor. hatta sen bile buna sebep olabiliyorsun. daha dikkatsizsin bile bile çünkü normalde sürdüğün şekil sürüp dikkatli sürsen zaman tasarrufun azalacak ister istemez mayışmakla beraber korkusuz cahilce dikkati azaltıyorsun.

    bir de bunun yemek siparişlerinde istemsiz acele etme isteği geliyor. iyi sürdüğün için daima bomba gibi gidiyorsun evet evet. ancak ne kadar bomba gibi gidersen o kadar da patlama ihtimalin var. hem yorgunsun sürmekten hem de iki de bir araba solluyorsun risk ihtimalleri normale göre ciddi artıyor.

    yav o kadar çok şey derim ki. gerçekten zor iş. çok yorucu ve çok tehlikeli.
    25 saat olayına az çok alıştım ama haftada 60-72 saat sürenlere diyecek zerre lafım yok. böyle bir risk olamaz amk
  • yapacağın iş bir poşet yemeği alıp belirtilen adrese getirmek, temelde gayet basit.
    ufak bir olayı var, sipariş notu.

    poşetin üstüne zımbalanmış ya da bantlanmış, ana dilimiz olan türkçe ile üstüne not yazılmış bir kağıt var. zile basmayın gibi uyarılar yazan. o amına kodumun 2 kelimesini okuyup da ona göre zile basmamayı beceremeyen kurye yarramı yesin.

    lan daireden çıkıp apartman kapısına gidiyorum bu eşşekler yine zile basar diye. daha şimdi sanki orospu çocukluğu olsun diye koşa koşa geldi, yetişemedim binanın kapısını açmaya bir adım kalmıştı ve zile bastı ama benim zilime de değil... binanın giriş katındaki komşunun ziline bastı. paketi aldım komşu kapıyı açtı karşısında ben elimde paket... kusura bakmayın sizin zile yanlışlıkla bastılar heralde diye açıklama yapıyorum komşuya.

    zile basma uyarısına rağmen zile basan kuryeye paket ücreti ödenmesin. o 2 kelime okumayı o zaman becerebilirler belki.

    sizin mağdur edebiyatınızdan bıktım amk. yok yağmurmuş, yok bilmem neymiş. ulan millet hangi şartlarda çalışıyor, ne işler yapıyor bunlar gibi ağlayan yok daha. sik kırıkları. sözüm tüm kuryelere değil sik kırığı olan kuryelere. notu görünce zile basmayan, apartman kapısını yavaş kapatan kuryelere nezaketen bahşiş atıyorum zaten uygulamadan. onların işi, gücü rast gitsin. diğerleri yarramı yesin ıslanın amk yağmurda çamurda.
  • beni en çok öfkelendiren müşteri türü, adresini doğru yazmayı beceremeyenler.

    burada üç taraf zarara uğruyor:
    1) kurye olarak benim vaktimden gidiyor, sıradaki siparişler de gecikmiş oluyor.
    2) müşterinin siparişi daha geç eline ulaşmış oluyor. adresini doğru verseydi sipariş daha erken ulaşacaktı.
    3) olayın en zararlı çıkan taraf: adresi yanlışlıkla verilen vatandaş.
    belki yatakta seks yaparken, belki duşta yıkanırken, belki tuvalette sıçarken acı acı zili çalıyor. bir kere çalar gider derken art arta acı acı çalıyor. demek ki önemli deyip üstünü giyip bir çıkıyor kapıya, "siparişinizi getirdim" diyen kafası kasklı biri var kapıda! işte bu vatandaş, daha adresini bile doğru yazamayan işaretleyemeyen müşteriye en güzel küfürleri savurmakta sonuna kadar haklı!

    adresin yanlış verilme sebeplerinden en sık yaşadığımız, sepetli/getirli/cart curtlu uygulamalardan haritadan işaretleme yaparken beceremeyen geri zekalılar. evet zekası geri! niye mi geri?
    anlatayım onu da... misal 'getir' uygulamasından adres işaretleniyor diyelim:
    izmir/konak/hurşidiye mh/1303sk/19a olması gereken ve iki sokağın (doğru1303-yanlış1308) kesişiminde bulunan akdağ unlu mamülleri'nden sipariş vereceksiniz ve getirde konum üzerinden işaretliyorsunuz. noktayı düzgün konuma ayarlamazsanız ve biraz kaydırırsanız uygulama adresi 1308 sokakta algılıyor.
    görsel

    işte burada akıllı ve geri zekalı müşteri farkı ortaya çıkıyor. akıllı müşteri, yanlışlığı fark edip noktayı doğru adrese kaydırıyor veya manuel olarak adres satırlarına tek tek doğrusunu yazıyor. geri zekalı müşteri ne yapıyor? yanlışlığı fark etmiyor veya daha da kötüsü "kurye gelince arar yhaa" diyerek kaydet'e basıyor. bazen bunlara, müge anlı'nın "senin kocanın evi yok ki, beni çıldırtmak mı istiyorsun, senin kocanın evi yok!" tonlamasıyla tepki veriyor, "sizin adresiniz 1303 sk! 1308 değil, yanlış işaretlemişsiniz! doğrusu* 1303 sk olacak" şeklinde tepki veriyorum. ben bunu düzeltemem ki duruşunda olanlara kendi telefonumdan uygulamayı açıp gösterdiğim oluyor. bazısı da elime veriyor, siz yapar mısınız, diye... o adrese gelecek tüm kuryeler adına ve alakasız vatandaşların duşta zili çalınmasın diye hayrına yapıveriyorum.
  • herhalde patronlardan hiçbir anlayış göremediği için her şeyi müşteriden beklemeye başlamış meslek grubu.

    geçenlerde bir uygulamadan eve yemek siparişi verdim. sipariş bir buçuk saat sonra geldi. gelen kuryeye “yahu nerede kaldınız” dememe fırsat kalmadan şöyle bir isyanla karşılaştım: “bir dahaki sefere daha yakındaki bir restorandan sipariş verir misiniz? 13 kilometre mesafe var, benzin fiyatları da arttı malum. paketinizi kimse getirmek istemedi.”. o anda benden böyle bir istekte bulunulması o kadar tuhaf geldi ki, boş bulunup “tamam, bakarız” diyip kapattım kapıyı. suratına laf edemedim, içimde kaldı. bari buraya söveyim azıcık.

    babacığım çalıştığınız restoranla paket başına kaç liradan anlaştınız, benzin fiyatlarını kaç liradan hesaplamıştınız, ben ne bileyim? kol gibi fiyatları kabul ettik, 400 küsür liralık minimum paket tutarını da tutturduk, daha üstüne bunu da mı biz düşüneceğiz? istersen restoranın konumunu da at yola çıkmadan önce, rota üzerinde kırmızı ışık çoksa sana zahmet olmasın diye ben siparişi iptal edeyim.
  • okuma yazma özürlü olanına maalesef sık denk geldiğim bir meslek grubu.

    iki sene önce apartman numarası ile aynı iç kapı numarasına sahip olan bir daire satın almak suçunu işledim. 3/3, 8/8, 10/10, 15/15 gibi bir adresim var yani. türkiye’de suçmuş bu, bilmiyordum, bir cahillik etmişiz.

    bu kurye arkadaşlar, ellerindeki teslimat etiketini eksiksiz okumayı bir türlü beceremiyorlar. eğer bizim apartmandan birisi sipariş verdiyse ve adres satırında bina numarasını belirttiyse, apartmana gelen kuryeler daire numarasını kontrol etmeden sadece bina numarasına bakıp bizim zile basıyorlar. iki yıldır kaç tane kargocuyu ve yemek siparişi getiren motokuryeyi kapıdan çevirdiğimi artık hatırlamıyorum. her cumartesi günü ikişer üçer olmaya başladı bu durum. muhtemelen hafta içi ben evde yokken de defalarca oluyordur. sadece bir defa elindeki teslimat etiketinin yanlış basıldığını, daire numarasının orada olmadığını açıklayan biri oldu. onun dışında hep “heee x numaralı daire diyormuş” diyip basıp gidenler denk geldi. herif düpedüz kendi dikkatsizliği için seni rahatsız ediyor işte.

    içlerinde düpedüz hadsiz ve/veya gerzek olanlar da epeyce oluyor. bir tanesine “biz sipariş vermedik. daire numarasını kontrol eder misiniz” dediğimde bana “ama x numara yazıyo? kaç numara o zaman?” diye sormuştu örneğin. be amına koduğumun çocuğu, ben nereden bileyim hangi daireden sana sipariş verildiğini? ne aptalca bir sorudur bu ya. bir başkası diyafondan “biz sipariş vermedik” cevabını alınca gecenin 23:30’unda beş kere daha inatla zilime basmaya devam etti, en son vazgeçip müşteriyi cepten aramaya karar verdiğinde, zilime basmayı bırakıp siktirsin gitsin diye benim olmadığı halde pizzayı almayı düşünüyordum. daha böyle neler neler…

    “ama onlar çok ağır koşullarda çalışıyorlar, günde 12-16 saat mesai yapıyorlar…” diye itiraz eden vatandaşlar olacaktır muhtemelen. valla diyecek bir şeyim yok. nefret ediyorum türkiye’deki çalışma koşullarından, ben de eşim de maaşlı çalışanız, biz de kendi çapımızda sıkıntılar yaşıyoruz. ama kardeşim bu olay özelinde soruyorum: benim suçum ne? ben neden envai çeşit komşu siparişini kapımdan çevirmek zorundayım? neden laf anlamayan adamlara laf anlatıyorum, neden hangi dairenin kaçıncı katta olduğunu asansördeki tablodan görüp anlayamayan adama tarif etmeye çalışıyorum?
  • pandemide “bi gün de sipariş vermeyin yhaa, onların canından önemli mi?” diye tweet atanlar, şimdi kurye 5 dakika gecikince kıyameti kopamaya başladılar mı?
  • iş hayatında sıkça ve genelde acil işler için kullanıldığından fobisi olmaması gereken çalışandır.

    zira aşağıdaki diyaloglar gerçekleşebilir aksi takdirde...

    j - e nerde kaldınız ama acildi bu cd?
    kurye - aslında ben yarım saat önce geldim de kapının önünde köpek olduğundan giremedim bir türlü içeri...
    j - hmmm...
  • kapı zili ile merdiven otomatiğini ayıramayanları var ve bunlara denk gelmek kadar kötüsü yok. zile basmak yerine merdiven otomatiğine basarlar, siz doğal olarak bir şey duymazsınız, ardından da sizi bulamadıklarını rapor ederler.
hesabın var mı? giriş yap