• bir sabah saçlarını okşayıp da rüzgar
    izlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz
    ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
    yeni bir yüz gösterecek üzülerek biraz

    yok olmaz erken daha
    biraz geç kalın ne olur
    hiç hazır değilim henüz
    ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
    tanıdık değil bana güz

    yok olmaz dur
    dur gidemezsin
    gözlerimin rengi dur
    bulutlara dönemezsin

    yok alamazsın
    beni deli zaman
    ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin

    o gün başka renkte ağaracak biliyorum
    ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
    ne olur sanki biraz daha zaman verseniz
    yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum.

    şeklinde sözlere sahip şarkı
  • yok alamazsın
    beni deli zaman
    ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin...

    söz : sezen aksu
    müzik: onno tunc
    ilk yorumlayan : (göksel, yollar)

    cocukluga bir renk verin deseler hic düsünmeden mavi derim. eminim herkes en cok sevdigi olmasa da kendisini en cok etkilemis rengi söyleyecektir. yillar sonra ne olup bittiyse aslinda o zaman olmus diye düsünürken gözümün önünde gelen hayallerin arka fonu hep mavi...

    ilk genclik denen zaman zaman bas belasi, ama buram buram tazelik kokan o döneme yesili yakistiririm hep. hem en sevdigim, hem de kafami karistiran bir renktir cünkü...tipki ilk gencligim gibi...

    bir an geciyor sonra, bunun yillarla,yasla ne kadar ilgisi var bilmiyorum...ama sadece bir an gibi geciyor. kollarimizdan, diz kapaklarimizdan bosaliyor tüm gücümüz, düsecek gibi oluyoruz o an. insanin yaslandigini fark ettigi anla örtüsüyor. kimimiz icin babamizin ölümü, kimimiz icin ilk ayriligimiz, kimimizin gurbete gitmesi ya da ilk kez ailemizden ayrilmamiz...ömrümüze söyle ya da böyle sürülecek kursuni renkler...

    bakalim bu rengi sevecek miyiz?
  • sezen aksu'nun yazdigi ve kanimca en guzel de kendisinin soyledigi sarki. kaybedilen birinin* arkasindan dinlendiginde insan birkac gun kendine gelemeyebilir.
  • gökselin sesinin nerelere gidebileceğinin göstergesi olan şarkı. olağan üstü güzeldir...
  • daha ilk notasında "ben dinleyemem bunu" dedim içimden. göksel de arasında durdu bir "ben bu şarkıyı ilk söylediğimde 25 yaşındaydım, şimdi 40", bir nefes aldı derince yüzüne bir gülümse geldi "70'imde de söyleceğim" dedi.. mahvetti beni, başka bir tanımı, tarifi yok.
  • insanın kendi ölümünü kendine anlatan parçadır bir bakıma...
  • onnoyla birlikte uçurduğu versiyon

    http://www.dailymotion.com/…u-kuryuni-renkler_music
  • gökhan türkmen'den dinleyip, sonunda piyasaya güzel bir şarkı çıktı dedikten sonra, sözlükte onno tunç'un bestesi olduğunu öğrenmemle günümüz türk popunun içine bir kez daha sıçasımı getirmiş şarkı.

    abi bok vardı erkenden öldünüz meydanı kekolara bıraktınız ya.
  • bir zamanlar sezen aksu'nun dupduru sesinden bir kere rastlantı eseri dinlemiş, sonra şarkının ne adını ne de sözlerini bildiğimden ve o zamanlar internet denen bu engin derya olmadığından sorup soruşturacak yer bulunmadığından, yıllarca kendi kendime "dur olamaz, yok gidemezsin" gibisinden aklımda kalan kısmı ile uydurduğum sözlerini terennüm ederek halimi eşe dosta anlatmaya çalıştığım ama bir türlü, bir daha dinleyemediğim şarkı.

    sonra gün oldu devran döndü, bir msn sohbetinde binbir güçlükle bu şarkıyı tarif etmeye çalışırken bir arkadaşa, konuştuğum arkadaş bana "a aa, o şarkı bi sitede var, neydi adı, hmm, sezen-aksu.com, oradan dinleyebilirsin dedi (sanırım o sitenin web adresi eskiden başka birşeydi ama şu an hatırlayamıyorum). o an hayat durdu ve tüm öğleden sonram, sonrasında tüm akşamım ve gecem defalarca bu şarkıyı dinlemekle geçti. amerika'nın keşfi kadar önemliydi o an bu hadise, defalarca, defalarca dinledim.

    sonra şarkının mp3'ünü edinmek için epey bir didindim ve emellerime ulaştım sonunda... defalarca defalarca dinledim yılların hasretiyle.

    insanın birgün yaşlılığında söyleyeceğini hissettiği, şimdiden bu kadar yaralıyorsa yaşlandığın zaman ne hallere sokar kimbilir dedirten, sözü sazı sesi, her bir şeyi ayrı bir güzel şarkıdır, hayatımdaki yeri ve hikayesi ile baştacı şarkılardandır.

    edit: sonra sezen bu şarkısını albümüne koymayı akıl edebildi de bol bol dinleyebildik. tabii bendeki eski kaydının değeri daha büyüktür. bir de bu sabah şöyle bir kaydını dinledim, sabah sabah çok iyi geldi: kurşuni renkler
    sonra da oturup tom hussey fotoğraflarını derleyip şöyle bir klip yaptım: kurşuni renkler
  • iki beyaz saç teli ve kurşuni renkler...

    ortaokuldayken 35 yaş şiiri'ni ezberlemiştim. öğretmenimi taklit ederek sesime kederli bir ton katıp okuyuşum bir keresinde teyzemi duygulandırmıştı. o zaman bu dizelerin benim için hiçbir anlamı olmadığından şiiri mükemmel(!) okuduğum için etkilendiğini sanmıştım. bu şarkıyı da daha önce dinleyip sıkıcı bulmuş, sözlerine hiç dikkat etmemiştim. geçenlerde rastgele çaldığında ise hüzünle dinledim. meğer birkaç ay önce perçemimde fark ettiğim iki beyaz telin bana dokunuşunu anlatıyormuş.

    cahit sıtkı ile empati yapıp şiirini anlayabilmem, 80 doğumlular nasıl yirmilerinde değil şaşkınlığım, anne babamı hayal ederken neden hala otuzlu yaşlarda hayal ediyorum sorusu, mesleğe yeni başlamış idealist öğretmenimin yirminci yılına yaklaşması, birilerinden bahsederken "15 yıllık arkadaşımdır" diyebilmem, doğumunu hatırladığım kuzenlerimin büyük adam olma çabaları, evdeki 15 yıllık buzdolabının bana hala yeni gibi gelmesi... tüm bunlar önceden sadece zamanın aktığını hatırlatır, tatlı bir nostalji hissi uyandırırdı. nasıl olduysa bir şarkıyla iki saç teli bir araya geldi ve aniden hepsi birer yaşlanma alametine dönüştü. otobüste tam bilet basmaya yeni yeni alışmaya başlayan beni bir anda yaşlanma korkusu sardı.

    öyle işte. kendimce tuhaf tuhaf triplere girdiğim şarkılar listesine bir şarkı daha ekledim.
hesabın var mı? giriş yap