kürsü
-
diyarbakir'da tabure icin kullanilan kelime.
-
(bkz: anabilim dalı)
-
konuşmacı için oturacak rahat bir yer sağlamak ve dinleyicilerin onu daha iyi görebilmesi amacıyla iş gören yüksek yer.
-
-
eskiden (eskiden dediğim 1900'lerin başları ve daha öncesi) soba olmayan evlerde kullanılan ısınma biçimi. vehbi koç'tan okuyalım:
"bir çok evde soba yerine “kürsü” vardı. bir mangala meşe kömürü doldurulur, yakılır, ondan sonra da bir masanın altına yerleştirilir, etrafına sandalye yüksekliğinde tahtadan bir sehpa konulur, üstüne örtü örtülür, evsahibi ve misafirler ayaklarını bu kürsüye sokar ve ısıtırlardı." -
oturak ve taburelerin özel ve yöresine göre sanat olan bir formu.
(bkz: oturak/@ibisile)
(bkz: götaltı)
(bkz: köşkü), ayazlık, cumba -
konuşmacıların arkasına geçip önceden hazırlanmış veya hazırlıksız konuşmalar yaptıkları, çeşitli malzemelerden yapılabilen, günümüzde mikrofon, dizüstü bilgisayar, projeksiyon cihazı gibi aksesuarlara uygun olarak tasarlanan dikdörtgen prizmayı andıran yapıdaki sahne eşyası.
-
(bkz: cross)
-
(bkz: serbest kürsü)
-
titreyen dizleri saklamak için uydurulduğuna eminim, bu konuşma tahtasının. kim akıl ettiyse sağ olsun, var olsun.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap