• bugün bir görsel karşıma çıktı. 31 mayıs 2021 itibariyle toprak nemindeki kuraklık ile ilgili:

    görsel

    ülkemizin kuzeybatısında kalan sınırlı bölge dışında topraklarımız tam anlamıyla kurumuş. normal bir ülkede tek gündem bu olurdu. ortalık inlerdi. fakat bizde neredeyse konuşulmuyor bile.
  • yeterli yağış olmaması nedeniyle yaşanan su sıkıntısı. iklim değişikliği ve mevcut suyun korunmaması gelecekte bize zor günler yaşatacak gibi görünüyor.

    suriye sorununun temelinde ne kadar büyük bir etkisi olduğu düşünülürse daha dikkatli olunması ve suyumuzu korumamız konusunda doğru adımlar atılması zorunluluktur.
  • copernicus günün görüntüsünde "yunanistan ve batı türkiye'de sıcak hava dalgası" konulu görseli paylaştı. görüntü 2 ağustos 2021'de copernicus sentinel-3 uyduları tarafından kaydedilmiştir.

    türkiye kıyılarında sıcaklığın 44°c'yi aştığı görülmektedir. ve bu sıcaklığın ağustos ayının ortalarına kadar süreceği modellemelerde görülmüştür. ayrıca hiç yağış ihtimali yoktur ve bu etkili olan kuraklığın şiddetini daha çok arttırmaktadır. 3 aylık kuraklık haritasında hissedilen olağanüstü kuraklık sadece doğu bölgelerde değil izmir, aydın, muğla, antalya bölgelerinde de görülmektedir. ve sıcaklık artışındaki bu ivmelenme böyle devam ettiği takdirde olağanüstü kuraklık bölgesi artarak çoğalacaktır.

    bu yüksek sıcaklıkların topraktaki sonucu ise çok daha korkunçtur. yüksek hava sıcaklıkları, copernicus sentinel-3 görüntüsünde görüldüğü gibi, genellikle 53°c'yi aşan yüksek arazi yüzey sıcaklık değerlerini ölçmektedir.

    bölge ile ilgili daha detaylı incelemeye buradan erişebilirsiniz.
  • gündemde tutulması gereken başlık. önümüzdeki yıllarda suyun önemi herseyden daha çok olacak.
  • ülkemizde zaten çökmekte olan tarıma daha da büyük darbe vurmaktadır. ama olsun, ziraat bankası demirören'e falan geri dönüşsüz kredi versin, domatesi de ithal ederiz ne olmuş, samanı bile ediyoruz, tohum da yerli değil zaten; çiftçi de gitsin bim'de çalışsın...
  • “nedir bu kuraklık?”

    kuraklık aslında normal ve tekrarlayan bir iklim olayıdır.

    kuraklık aslında normal ve tekrarlayan bir iklim olayıdır. bir veya birden çok mevsime yayılan azalan yağışlar nedeniyle oluşur. ancak küresel iklim değişikliğinin sonucu dünyanın birçok bölgesinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, kuraklık olaylarının sıklığını ve ciddiyetini artırır.

    kuraklık çok yavaş başlayan, aylar ve hatta yıllar boyunca gelişen ve çok geniş alanları etkileyen doğal bir olay olması sebebiyle diğer olaylardan faklıdır. çok geniş bölgelerde ve hatta kimi zaman bir ülkenin tümünde ciddi ekonomik, çevresel ve sosyal etkilere yol açmaktadır. kuraklık tüm iklim kuşaklarında görülür ancak, alanın kuraklığa karşı hassasiyeti ve etkilerin derecesi bir bölgeden diğerine oldukça büyük farklılıklar gösterebilir. örneğin, 2005 yılında yaşanan kuraklık avrupa’nın birçok bölgesini etkilerken 2007-2008 yıllarında yaşanan kuraklık en çok akdeniz havzasını etkilemiştir.

    kuraklığın nedenlerini anlamak kolay, etkilerini tahmin etmek zor!
    kuraklığın temelinde yağışlardaki geçici düşüşler vardır. böyle bir doğal sürece, iklim değişikliği eklendiğinde etkileri çok daha şiddetli hale gelir. küresel iklim değişikliğinin sonucu dünyanın birçok bölgesinde artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar, kuraklık olaylarının sıklığını ve ciddiyetini artırır. yine de kuraklığın tek sebebi iklim değişikliği değildir. su kaynakları, bir nehir ekosisteminin parçasıdır. bu sistem üzerinde aşırı kullanım, kirlilik, doğru planlanmayan su altyapıları ve yanlış yönetime bağlı kırılmalar, havzaları, ülkeleri ve hatta ekonomileri daha da kırılgan hale getirir. kuraklık gibi bir süreç karşısında direnç kaybetmemize ve sonuçlarının şiddetli hissedilmesine neden olur.

    su miktarının azalması kuraklığın kısa vadeli etkisi olarak hissedilirken aynı zamanda artan su talebinin karşılanamaması veya ekolojik sistemlerin bozulmasına neden oluyor. çevresel etkilerinin yanı sıra ekonomik etkileri de kuraklığın şiddetine bağlı olarak çok ağır şekilde hissedilebilir. tarım, enerji, turizm ve ormancılık gibi sektörler kuraklıktan doğrudan etkilenir. 2003 yılında avrupa’da yaşanan kuraklığın maliyeti 11 milyar euro olarak hesaplanmıştır. 2006 yılında ispanya’da tarım sektörünün kuraklık yüzünden 2 milyar euro’nun üzerinde zarara uğradığı tespit edilmiştir. türkiye’de 2007 yılında yaşanan kuraklık kendini büyükşehirlerde bir haftayı bulan su kesintileriyle hissettirmenin yanı sıra tarım sektörü %7,3 küçülmüş, hububat üretiminde %10 azalma olmuştur.

    dolayısıyla, kuraklığın etkilerini nedenlerini anlamak daha kolayken etkilerini tahmin etmek ve sonuçlarından korunmak çok daha zor hale gelir.

    kuraklığa hazırlıklı olmak!
    doğal bir olay olan kuraklığın etkileri iklim değişikliği ve insan faaliyetleriyle daha da şiddetli hale gelmektedir. kuraklığın kronik bir sorun haline gelmemesi için su kaynaklarının hem yağışlı hem de kurak dönemlerde iyi yönetilmesi gerekir. su herkesin meselesi olduğu için yönetimi oldukça karmaşıktır. suyun ikame edilemeyen kısıtlı sosyal ve ekonomik bir kaynak olduğu anlayışı tüm kesimlerce benimsenmelidir.

    su kaynaklarının nehir havzası ölçeğinde yönetilmesi, aslında suyun kaynağı olan nehir ekosistemlerinin bütüncül yapısının korunması için ilk adımdır. türkiye’de avrupa birliği süreci ile başlayan entegre havza yönetimi yaklaşımı hızlandırılmalı ve nehir havzası ölçeğinde sektörel su kullanımının akılcı hale getirilmesi ve verimliliğin artırılması, sulak alanların korunması, yeraltı suyu kullanımının kontrol altına alınması, su kalitesinin iyileştirilmesi, etkin ve düzenli denetleme mekanizmaları kurulması gerekmektedir.

    diğer yandan, sürekli artan su talebinin iyi yönetilmesi ve sektörel su kullanımının akılcı hale getirilmesi oldukça önemlidir. bugün, su kaynaklarının %74’ü tarımda, %15’i evsel ve %11’i de sanayide kullanılırken su gibi yaşamsal bir kaynağın iyi yönetilmesi ve akılcı kullanılmasında tüm sektörlere büyük rol düşüyor.
    öte yandan, sürdürülebilir olmayan uygulamalar su kaynakları ve yaşam verdiği doğal hayatın yanı sıra bu sektörlerin de geleceği üzerinde büyük risk yaratıyor.

    öncelikle tarımda suyun etkin kullanımı, ürün deseninde su kaynaklarına uygun ürün seçimi ve planlamalara suyun bir değişken olarak dâhil edilmesi oldukça önemli. diğer yandan, sanayi kuruluşlarının su kaynakları üzerinde miktar ve kalite anlamındaki etkilerini en aza indirmeleri de bu sürece katkı sağlayacak diğer bir unsurdur. artan kentsel nüfusun su ve enerji talebini yönetmek ve su kaynakları üzerindeki etkinin farkında olarak yatırımların yönlendirilmesi, suyun şehirlerde etkin kullanılmasının sağlanması da su kaynaklarının korunmasında ön plana çıkmaktadır.

    son 50 yılda kaybedilen 3 van gölü büyüklüğündeki sulak alan aslında kuraklığa karşı olan hassasiyetin bir daha altını çizmektedir. sulak alanların ekolojik ve ekonomik işlevlerinin kaybolmaması için nehir havzası ölçeğinde özellikle sulak alanların korunmasına öncelik verilmelidir.

    türkiye’de nehir havzası ölçeğinde etkileri göz önünde bulundurulmadan gerçekleştirilen su altyapı planlamaları da bugün kuraklık karşısındaki kırılganlığımızın temel nedenlerinden biridir. havzalararası su transferi projeleri veya barajlar çoğu zaman nehirlerin bağlantısını sekteye uğratmakta ve nehir ekosistemlerinin devamlılığı üzerinde bir risk oluşturmaktadır. bu planlamaların yapılırken yatırımların uzun vadeli çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri göz önünde bulundurulmalı ve nehir havzası ölçeğinde planlanmalıdır.

    kaynak:
    wwf - türkiye (doğal hayatı koruma vakfı)
  • * kuraklık herhangi bir yerde -kuraklığı yok edeceğini düşündüğün- ve herhangi bir zamanda -kuraklığın yok olacağını umduğun- oluşabilir.

    * kuraklık yavaş oluşur -yavaşça birikir- ve bitişi -biterse- uzun dönemi kapsar.

    * kuraklık nemli iklimlerde de görülebilir -iklimin direncine rağmen, direnci önüne alarak, iklimi savurabilir; yok edebilir-

    * kuraklık her mevsimde -ilk, bahar, son, bahar- ya da her zaman diliminde - çocukluk, gençlik- susuzluktan meydana gelebilir.

    * kuraklık sıcaktır ve ondan gelen rüzgar şiddetlidir; kuru. -çevresini yakar-

    * kuraklık susuzluktur; insan aç bir süre yaşayabilir, susuz az.

    ***

    * kuraktakinin suyu bulma umudu, susamışın umudundan fazladır. kuraktaki için su susamıştan farklı olarak, yaşamsaldır.

    * kuraktaki için suyun bir damlası, susamışın bir bardağından çoktur. -kuraktaki, muhtaç; susuz, susuzdur-

    * kuraktaki suyu bulduğunda su, ona yaşamını bahşetmiş olacaktır; susamışın ise susuzluğunu gidermiş.

    * kuraktaki, güneşten bile su dilenebilir, güneşi unutarak.

    * kuraktaki de susamış da suyu bulduğunda susuz zamanı unutacaktır- zoru unutmak kolaydır- fakat tekrar susuz kaldıklarında kuraktaki ilkin hayatını düşünecektir, susamış susuzluğun zorluğunu.

    * kuraktaki suyu bulma umuduyla gördüklerini serap haline getirecektir -yanılsayacaktır- susamış ise suyu istese de hala baktığını * görebilecektir. *

    * kuraktaki kısa süre sonra ölecek olsa da suyu bulma ihtimali -umudu- bittiğinde daha hızlı ölecektir.

    * kuraktaki önündeki suyu içtiğinde -belki de- bedeni kabullenmeyecektir. -yine de, ihtimal, kabullenecektir-

    * kuraktaki, ölüme yakın -kurakta kalan tarafının- artık öleceğini bilecektir. *

    * kuraktaki bir yanının öldüğünü bilse de-esasen- ölmeyecektir. *
  • ses kayıtları, yolsuzluk iddiaları, twitter'ın engellenmesi ve taşımalı mitingler derken istanbul ve marmara bölgesi için unutulan sorun.

    hacılar göğe bakıp yağmur yağdıralım demiyorum da, kuraklığın geleceğini bile bile önlem almayıp kendi saray muhallebicisi sayısını arttıran ve kenti rant uğruna mega projelerde dolduran başta belediye başkanı be başbakan recep tayyip erdoğan'a cesareti olan bir gazetecinin bu kuraklık mevzusunu sormasını sağlayalım.

    unuttu gitti bunca gündem arasında, ben korkudan uyuyamıyorum lan.
  • eğirdir gölü kuruyor - 06.11.2019
    “yıllardır ülkemizin en büyük tatlı su hacmine sahip olan ve stratejik önemli 1'inci derecede içme suyu kaynağı olan eğirdir gölü'nün kuruma periyoduna girdiğini belirten dr. erol kesici şöyle devam etti: “göl kıyıdan çok uzaklaştı. 10 yıl önce 520 kilometrekare yüzey alanına sahip olan gölün yüzey alanları geçen yıl 448, bu yıl ise 436 kilometrekareye düşerek, göl aynası giderek küçülmekte ve kıyı alanları genişlemekte. 84 kilometrekareye yakın kuruyan, genişleyen kıyı alanları da yapı ve meyve bahçeleriyle işgal edilmekte. önceki yıllarda ortalama 16 metre olan gölün su seviyesi son 10 yıldaki aşırı kayıpla ortalama 6 metreye kadar düştü. bunun temel nedeni, gölün su bütçesi korunmadan aşırı oranda kanallar, pompaj ve yüzey akışıyla su alımları ve gölü besleyen su kaynakları üzerine 30'dan fazla gölet yapılmasıyla gölün beslenmesi engellendi. geçen yıl 1,5-2 metre kadar seviye kaybının başlıca nedeni gölün karaot kesimindeki sondaj kuyusu. bu yıl da yalvaç-tokmacık (çapları 3,5 metre büyüklükteki borularla) su alımlarıyla göl adeta boşaltılmaktadır ve eğirdir gölü kuruma periyoduna girmiştir.”

    yetkililerin gölün kurumasıyla ilgili sebep olarak buharlaşmayı gösterdiğini anlatan dr. kesici, bu açıklamalara katılmadığını kaydetti. gölde yıllardır buharlaşma olduğunu söyleyen dr. kesici, “seviye azaldıkça buharlaşma artar. sadece yağışların azlığı nedeniyle kuruma periyoduna girmesi de söz konusu olamaz. bu tür kuraklığın daha fazlası, daha önceki yıllarda da yaşanmıştır. göl havzasında binlerce yasal olmayan kuyular bulunmaktadır." diye konuştu.”
  • bu yaz ebemizi sikecek olan durum.
    şuan bahceyi suladığımız yeraltı suyu bir parmak akıyor daha kış ayındayız. yazın ağaçlarımız kuruyacak. ormanlarımızı yaktınız, çevremizi kirlettiniz emeği geçenlerin amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar.

    3 yıldır bol su vardı susuz kaldığımız önceki yılları unuttunuz. 7 yıl bol kıtlık kuraklık var sanırsam... winter is passing
hesabın var mı? giriş yap