• osmanlı ve türk tarihçisi prof. dr. raderic h. davison, "küçük kaynarca antlaşması'nda dosografa kilisesi" adlı, makalesinde osmanlı aleyhine imzalanan ve yanlış yazılan bir harfin nelere mal olduğunu arşiv belgeleri ışığı altında incelemiş ve doğruyu herkese göstermiştir.

    osmanlı imparatorluğu rusya ile yapılan savaşta büyük bir yenilgiye uğradı ve buna müteakip 1774 yılında küçük kaynarca antlaşması’yla ruslar istanbul'da bir kilise inşa etme hakkını elde ettiler. ayrıca, kilisenin bâb-ı âii'de temsilciliğini yapabilecek rus elçinin himayesi altında olmasını belirledi. rus hükümetlerinin daha sonraki yıllarda rum ortodoks kilisesini, hatta sultan'ın hakimiyeti altındaki rum ortodoks halkını himaye etme hakkını dayandırdığı iddianın temelini oluşturdu. antlaşmanın 14. maddesinde yazıldığı gibi "rum âyin şeklini" kullanmaktaydı. ancak, antlaşmanın türkçe metni, cevdet paşa tarihçesinde tekrar aktardığı gibi, " rus âyin şeklini" kullanan bir kiliseden bahsetmektedir. bunun yerine 14. madde bu kiliseye dusugrafa veya dosografa kilisesi denildiğini belirler.

    dosografa kilisesi ne türkçe, ne yunanca ne de rusça'ya benzemektedir. çalışmaların hiçbiri "dosografa" kilisesinden bahsetmez. küçük kaynarca antlaşması'nın rusça, italyanca metinlerini inceleyen davison, rusça metnin 14. maddesi "greko-rus inancına" sahip olanları ilgilendirdiğini belirtmektedir. 14. maddeye göre kurulacak olan kilisenin ismi farklı yazılmıştır; rosograf veya rusugraf ya da rusograf’tır. ilk harfin r olduğu d olmadığı kesindir. antlaşmanın italyanca tercümesi durumu açıklığa kavuşturmaktadır. burada 14. madde kilisenin "rus-rum" kilisesi olmasını şart koşar. öyleyse türkçe metinde graf'ın yanlışlıkla yer aldığı, aslında grek'in kastedildiği daha mantıklıdır. bâb-ı âli'nin kâtibi "rusogerk"in son k'sini yanlış okumuş ve onu iki yerine bir nokta kullanarak f ye çevirmiştir. bu durumda "dosograf" kilisesi " rusogrek" kilisesi olmaktadır. küçük kaynarca'nın rusça ve italyanca metnin anlamıyla da uyum içindedir, ancak rusça metinde birleşik sıfatın yeri değişmektedir ve greko-rus yerine rus-grek olmaktadır. osmanlı tarihçilerinden cevdet ve kurat'ın araştırmadan dosografa kilisesi ifadesini neden kabul ettiklerini yadırgamaktadır.
    http://www.ttk.gov.tr/yayinlar/belleten239m.htm
  • 17 temmuz 1774'de ruslarla osmanlılar arasında imzalanan ve bu tarihe kadar pekte osmanlılara söz geçiremeyen, iç işlerine karışamayan dış devletler, bu anlaşmanın ardından osmanlılara söz geçirmeye başlamışlardır. rusya güney kafkaslara kadar inmiştir. osmanlı bundan sonra bir daha belini doğrultamamıştır. 1475'ten beri osmanlı egemenliğinde olan kırım hanlığı, osmanlı idaresinden ayrılmıştır. bu durum karadeniz'i, boğazları ve anadolu'yu tehlike altına sokmuştur.
  • lüzumsuz bir savaş sonrası yapılan bu anlaşmaya gönderilenlerin beceriksizliği ile osmanlı karadeniz'in kuzeyinde kalan topraklardaki hakimiyetinden vazgeçmiş, kırım hanlığını bağımsız olarak tanımlamıştır. zaten anlaşmadan 9 sene sonra bu tereddütsüz osmanlıya ait olan topraklar rusya tarafindan ilhak edilmiştir.

    ayrıca rusya'nın karadenize açılmasını önleyen bazı kaleler ve limanlar rusyaya devredilmiştir. bunlarla yetinilmemiş ayrıca ticari haklar verilmiş bir de üstüne cila olsun diye boğazları istediği gibi kullanma hakkı verilmiştir.

    ayrıca avrupayı casus manyağı yapmalarını sağlayan istanbul konsolosluğunu açmalarına izin verilmiştir.

    ama en önemlisi ileride balkanlardaki karışıklıkların, yunan ihtilalinin ve ermeni katliamının yolunu açan, rusyanın ortodoksların doğal koruyucusu olarak tanınması maddesidir.

    o dönemlerde osmanlı'nın içinde bulunduğu durumunun vahimliğini, bu anlaşmaya yol açan savaş sırasında, venedik'e, baltık denizinden çıkıp akdenize gelen ve izmire çıkartma yapan rus filosunun adriyatik'te engellenmediği için nota çekilmesinden anlayabiliriz*.
  • imzalanması ruslar tarafından dört gün geciktirilen ve prut savaşı'nın yıldönümüne getirilen anlaşmadır.
  • tarihçilere göre osmanlı'nın dünya klasmanında 1.likten ingiltere, fransa ve rusya'nın ardından 4.lüğe düşmesine neden olan anlaşmadır.
  • önemi osmanlı imparatorluğu bu antlaşmayla tarihinde ilk defa halkı türk asıllı olan bir bölgeyi başka bir devlete bırakmıştır. bazı tarihçiler osmanlı imparatorluğunda gerileme devrini gerileme ve çöküş diye ikiye ayırırlar ve çöküş devrini de bu antlaşma ile başlatırlar.
  • osmanlı devleti tarafından verilen ilk tazminatın bu anlaşma ile gerçekleştiği söylenmektedir.
  • antlaşmanın sonuçlarından birisi de osmanlı'nın artık ukrayna bozkırlarından köle edinememesidir. böylece yeni hürremler saraya gelmemiştir.
  • öncelikle bir anlaşma değil, antlaşmadır. eski dildeki karşılığı muahededir, mütareke değildir. öyle ki, 1768-1774 osmanlı rus savaşı içindeki, diğer mütarekeler barışa dönüştürülemediği için, bu kez ateşkessiz, doğrudan barış yapılmıştır.

    antlaşmanın maddeleri ağırdır, hatta osmanlı için acı vericidir. lakin, küçük kaynarca diplomatik bir yenilgi değil, muharebe meydanındaki mağlubiyetin masa başına yansımasıdır. hatta, savaş sürecindeki art arda gelen bozgunları hesaba katarsak, osmanlı'nın masadan, içinde bulunduğu koşullara göre, daha iyi bir metinle kalktığı dahi söylenebilir.

    osmanlı tarihinde, arada bir bahsedilen, masa başında kaybettik iddiası, ciddi bir yanılgıdır. osmanlı'nın harpte kazanıp, masada kaybettiği tek savaş 1897'deki osmanlı-yunan savaşıdır. buna karşın, çoğu savaşta harpte elde edilen neticeye göre, daha iyi bir diplomatik sonuç alınmıştır.
  • bir nevi sevr antlaşması.bir nevi mondros.bir nevi iş bilmezlik.
hesabın var mı? giriş yap